Sıradan gideyim @Necmi abi
İlk olarak; birinci düşüncen tamamen önyargı. Bizim ya da en azından benim başarının sadece iyi transferden geçtiğine dair bir düşüncem yok. Hele ki Türkiye'de hiç yok.
Ama başarı için iyi transfer en önemli kriterlerin en başında gelenlerden biridir. Bu iyi yapılmazsa zaten konu baştan kokar. Çünkü senin futbolda ana ham madden futbolcu. Onu iyi seçemezsen bir yerini de yırtsan 7-8 yer dönersin Avrupa'dan.
İkinci; yine yeni kuşağa önyargın @Necmi abi
Asla kendi doğrumun tek doğru olduğunu ve aksinin yanlış olduğunu düşünmem. Ortada bir strateji varsa bir hedef vardır. Hedefe giden de bir sürü doğru yol vardır. Önemli olan gerçekten seçtiğin bir doğru yol olması.
Ben her insan gibi kendi düşünceme saygı duyarım ve doğru olduğunu düşünürüm. Başkan da öyle düşünebilir. Sonuçta başarısız olursa onun yolu yanlış demektir. Ben de gittiği yol yanlış olduğu için eleştiririm mazeret kabul etmem. Belki benimki de yanlış çıkacaktı, ama kendi yolunu seçti ve hedefe ulaşamadıysa onunki belki değil kesinlikle yanlıştır.
Üçüncüsü, bahsettiğin kadar iyi bir değerlendirme ekibi olsa elimizde inan bana çok isabetli tercihler yapılır. Keşke dediğin gibi olsa oyuncuyu aylarca izlesek, uyumuna baksak, arkadaşlarıyla konuşsak karakterini analiz etsek. Ama biz böyle bir şey yapmıyoruz.
Menajer öneriyor biz de arasından seçiyoruz. Yaptığımız bir transfer dahi yoktur ki menajer önermemiş olsun son 2 yılda. Bahsettiğin şeyin olması için ekip olması gerekir eğer derin Beşiktaş gibi bir ekibimiz yoksa görünürde böyle bir ekip yok.
Devamında biraz kişisel gideyim konuyu ben cevap verdiğim için. Hayatta en önem verdiğim şey zekadır. Yaratıcılık ve gelişmektir. Bir şeyin iyi gittiğini ya da gideceğini düşünmek ve sonunda haklı çıkmak çok güzel bir his. Ancak daha iyisinin mevcut durumda yapılabileceğini söyleyene vurmak aynı şekilde değil.
Bir şeyin iyi yapılması ile çok iyi yapılması arasında çok fark vardır. Türkiye'de maalesef eski kuşak bu konuda çok itaatkar. Demirören'in bu kulübü linç etmesinin sebebi de maalesef ağzını dahi açmayan eski kuşak. Bir bildiği vardır o kadar para ödüyor diye diye susan sabreden de eski kuşak, ibra eden de eski kuşak.
Bir şey şuan sadece iyi gidiyor diye, eskiden yapmadığı eleştiriyi şimdi fazlasıyla kol kanat gererek psikolojik olarak suçluluk duygusunu bastıran da maalesef eski kuşak. Ortada fecaat Demirören dönemine kıyasla güvenli bir ortam var diye nerdeyse eleştirilmemesi isteyen de eski kuşak. İyi eleştiriden yerli de olsa yersiz de olsa zarar gelmez @Necmi abi.
Sen kuşaklar üzerinden gittiğin için hep kuşaklar üzerinden gittim ancak aslında iş bilinçli olup olmama meselesi. Yoksa her kuşakta öngörüsü yüksek özel insanlar mevcut. Ancak onların arasında bile böyle belirgin farklar mevcut.
Sen bana diyebilirsin ki şuan yüz üzerinden 70 bu kadro eleştirme 80 olacak 2 yıl içinde. Zaten maksimumu da o olur.
Ben de derim ki bırak eleştireyim ya 60 olsun ya 90 olsun 2 yıl içinde. Bizim eleştirdiğimiz isimler belli. Ben eleştirsem de eleştirmesem de Tosic'ten Quaresma'dan bir şey olmayacak. Onlar da buraları okumaz zaten.
Biz en azından bilinçli olanlar ciğerini parçalayan Olcay'ı yerden yere vurmayız. Saatli bomba olmasına rağmen Ersan'ın iyi niyetinden şüphe etmeyiz. Bunları tatlı sert eleştiririz. Başkanı da aynı şekilde.
Ancak yeni nesil 80'ler sonrası klasik kuşakların hareketi gibi güveneceği birini bulduğu zaman tabiri caizse ''götürsün ama iş yapsın öbürleri iş de yapmıyordu'' düşüncesiyle eleştiriyi nerdeyse hiç yapmıyor.
Biz ileride maalesef bundan çok çekeceğiz çünkü bu şişik egolu kahramanlar bizim omuzlarımıza da basmak isteyecekler. Bir insana yapılabilecek en kötü şey, hata yaparsa bile susacak toplumu karşısında bulacağının izlenimi vermektir.
Adam minareyi çalarken yıkıyor yere dökülmesin diye kılıfını aşağıda geren topluluklar oluyor maalesef.
bu yazı bir özeleştiri değil tamamen benim tezimi doğrulayan bir yazı
@Çağrıbak gene biz doğruyu görüyoruz ama siz görmüyorsunuz demişsin tamam uzun yazmışsın
ama söylediğin tek şey bu aslında
bana önyargılı diyorsun ama aslında ön yargılı olan sizsiniz burda bir adım atılırsa bunun doğrumu yanlışmı
olduğunu ancak eylem tamamlandığında görürsün ortada karar seni doğru karara götürmez
sadece egonu besler daha iyisini istemek ama kime göre daha iyi sana göremi yani senin istediğin şekilde olmazsa
kötümü oluyor sen eleştirince haklı oluyorsun ama ben savununca biyat etmiş oluyorum senin yanlış gördüğünü benim doğru görmem biyatmı
oluyor. Ne yani şimdi sana biyat etmediğimi anlatabilmek için eleştirmekmi zorundayım
sizdeki sorun mükemmeliyetçiliği aramanız ama bunun hatasız olmak olarak görmeniz
aslında mükemmel olan yağlıboya tablodur kartpostal değil kartpostal hatasız seri üretilmiş
baskıdır ama yağlı boya kusurlarıyla bir bütündür onu mükemmel ve eşsiz yapan aslında kusurlarıdır
iyi yönetim hata yapmayan kusursuz yönetim değildir tam tersi hatalarla bile gemiyi rotada tutan
yönetimdir. Bizler hatasız mükemmeli aramıyoruz hatasız insan olmayacağını görecek kadar çok yaşadık
o nedenle hatalara senin baktığın gibi bakamıyorum kaldıki senin hata olarak gördüğün bir çok şeyi ben hata olarak görmüyorum
hepsini değil gördüklerimde var ama kâr zarar hesabını yapıyorum. tamam yönetim kötü o zaman alternatifini
sunacaksın ama bu transferi yapmadılar bu yönetim kötü demek yanlış şimdi ne dedin sol açık lazım beğen
beğenme bu kadar çok alternatifin olduğu bırak Türkiyeyi yurt dışında bile kalbur üstü bir hücum gücün varken
oraya oyuncu istemek günümüz gerçeğinde iş bilmek değil aç gözlülüktür. tamam stoper ve sol bekte hem fikirim
kalecidede öyle ama şu an için bunun dışında yapılacak her transfer gereksizdir. Elbette onu isteyeceğimiz zaman olacak
her zaman iyinin daha iyisi vardır. ama bazı şeylerde imkanla değerlendirilir. Birde birine yetki verdiysen ona çalışma
özgürlüğü tanımak biyat olmuyor. Birine güvenmiyorsan ondan başarı bekleyemezsin burda bir sürü yanında adam çalıştıran
vardır ne sanıyorsunuz herkes mükemmelmi ne hatalar yapıyorlar görmezden geliyorsun bundan zarara uğruyorsun ama
işin gerçeğide bunu yapmazsan çalışacak adam bulamazsın birini yetiştirirken başarı bu yoldan geçiyor.
Eleştiri tabiki olacak benim sorunum eleştiri değilki bunu şahsına söylemiyorum genele konuşuyorum
bir makama geleni eleştireceğim diye sürekli hakareti aşağılamayı eleştiri sanarsan bir süre sonra o makama doğru insan bulamazsın
oturanlarda karaktersiz kaşarlanmış insanlar olur çünkü hiç bir doğru insan bu tür bir muamele göreceği yere gelmek istemez
oyuncu içinde böyle en ufak hatasında oyuncunu çöp yaparsan yarın transfer döneminde kimse sana gelmek istemez
doğru olan kendini aşağılatmak istemez bunu kabul edende zaten kaşardır derdi sen değil kazanacağı paradır.
yani bazen yerden yere vurmak sana uzun vadede bu şekilde geri döner