Doğruları cesurca konuşuyorsak; günah listesinin en tepesine Fikret Orman'ı koymak gerek. Zor zamanda kulübe sahip çıkarak, stad projesini başlatarak olumlu işler yapmış olsa da sportif anlamda çok büyük hatalara imza attı.
Transfer politikası başlı başına eleştiri konusu. Ama ondan bahsetmeyeceğim.
Öncelikle, Önder Özen'in gitmesine izin vermekle büyük hata yaptı. Futbol Şubesi'nde yaptıklarından ziyade. Beşiktaş'ın büyüklüğünü, teknik kadro ve tüm futbolculardan daha fazla bilen kimseydi. Tüm basın röportajlarına bakın, Beşiktaş hakkında yönetimin söyleyemediği şeyleri söyleyen oldu hep.
Orman'ın diğer en büyük hatası, tüm ipleri Biliç'e kaptırmış olmasıydı. Basit puan kayıplarının ardından, herkes Biliç'in yanına Türk yardımcı gerek derken; o Biliç'e tamamen teslim oldu. Daha evvel hiç bir sportif başarısı olmayan vasat reputasyona sahip bir teknik adama böyle bir teslimiyet, şüphesiz büyük riskti. Önder Özen de olmayınca; Biliç ayna karşısında, kendisini iyiden iyiye Ferguson olarak görmeye başladı. Sonrasında da gördüğümüz üzere, o balon patladı.
Umarım stadımız yoktu, sakatlıklarımız çoktu, finansal olarak sıkıntılıydık bahanelerini arkasına saklanıp, bir iki Avrupa Kupası maçına bakıp, Biliç ile kalan bir yıllık opsiyonu kullanmaz.
Sonra günah listesinin ikinci sırasına biz Beşiktaş taraftarını ve işi gücü rating ve tiraj olan Beşiktaş basını koymak gerek. Geçmişte nasıl ve hangi şartlarda şampiyon olduk? Nelerle mücadele ettik? Hangi hayal kırıklıklarını yaşadık? Hiç muhasebesini yapmadık. Basın tiraj ve rating uğruna takımı boyadı cilaladı. Biz de bu boyalı kuş, hiç sorgulamadan şampiyon olacak sandık! Hangi şampiyonluğumuz bu kadar kolay ve ucuz oldu ki? Ne çabuk kandık bu yalana? Elinde sapanla tanka meydan okuyan Filistinli gibi kala kaldık.
Vodafone Arena yeni sezonda umudumuz olacak. Ama ne taraftar, ne yönetim, maalesef yine ders almayacağız tüm bunlardan. Şampiyonluk için minimum gereksinimleri yaratmadan, iki iyi oynanan maçın ardından yine şampiyonluk hayallerine dalacağız.
Sonrası yine aldırma gönül aldırma..