Tüm vatandaşlarımıza büyük geçmiş olsun.Hayatını kaybenlere başsalığı dilerken,yaralı kurtulanlara acil şifalar,yakınlarına sabır diliyorum.
Maalesef rantçı,çıkarcı,hırsız siyasiler yüzünden bu acıları çekmeye devam ediyoruz.Halkımızda bu siyasilere şak şak yapınca ne bilim adamlarının dediği olabiliyor,nede azınlıkta kalan,doğruların yapılmasını isteyen %10 kadar olduğuna inandığım milletin sesi duyulabiliyor.99 depreminden sonra çok şey yapılabilecekken maalesef okullarımızı,köprülerimizi güçlendirmek,2013 tarihinden sonra yapılan şehir hastanelerine deprem izolatörü mecburiyeti getirmek dışında hiç bir şey yapmadık.Üstüne depremden sonra toplanabilecek yeşil alanların %90 ını imara açıp,şehirlerin çoğunu yenileyebilecek deprem vergisi altında toplanan parayıda amacının dışına çıkarak kötü ekoomi yönetimi yüzünden açılan delikleri tıkamaya kullandık! Maalesef kader deyip kaderimize terkedildik!
Ülkemiz dünyadaki en büyük 3-5 deprem ülkesinden birisidir.Deprem ülkesinde olmamız bilimi düzgün kullandığımız taktirde aslında çok büyük şanstır!Fay hatları geçtiği ovalar için faydalı mineral,ısı kaynağıdır.O yüzdendir ki özellikle deprem bölgelerinin bulunduğu anadolu toprakları en verimli topraklardır.Verimli tarım ovalarını imara açanlardır depremde ölenlerin katilleri.Daha önce nasıl Düzce ovasında binalar yerle bir olurken Düzce’nin kayalık yamaçlarında evi olanların camı dahi kırılmamışken,şimdide misal Hatay’ın Amik ovası yerle bir olurken,yıkılan tek binası olmayan Erzin ilçesi kayanın üzerinde kurulan tek ilçesidir.Dün sosyal medyada kaçak binaya izin vermeyen başkanaydı tüm tebrikler(Şu kirli düzende görevini yaptığı için saygı duyuyorum) ama kimse demedi “Bu ilçe kayanın üzerinde kardeşim onun için bir şey olmadı”.Yine Gölcük depreminden örnek verecek olursam merkez üssü Gölcük’ken,ne hikmetse deprem 250 km uzağında İstanbul’un anadolu yakasınıda es geçerek avrupa yakasında heyelanlı zemin üzerine kurulan Avcılar ilçesini vurdu!Kaderdir o kader mi diyelim?(!)24 sene geçti Avcılar’ın özelikle sahil kesiminin yıkım kararı alınmasını geç,yeni inşaatlar yapılmaya devam ediyor.Sen fay hattına istersen tek katlı bina yap o tek katı bile alır atar bir yere yeri geldiğinde.Deprem bölgesindeki altı sıvılaşmış ovaya yaparsan deprem dalgaları kaya zemine göre katlanarak sarsıyor senin binanı zaten.Sonuç olarak ”Deprem öldürmez çürük bina öldürür “ cümlesinde çok büyük eksiklik vardır.Doğrusu “Deprem değil çürük bina+yumuşak,yanlış zemin öldürür” olmalıdır.
Ülkemizin bilim adamlarının depreme karşı alınabilecek önlemler konusunda yeterli birikimi vardır.Acil olarak aldığı kararlar anayasa mahkemesininde üzerinde olan içinde deprem profesörlerinin,jeoloji mühendislerinin,inşaat mühensilerinin,mimarların,afet uzmanlarının bulunduğu bilim kurulu oluşturup şehirleri altının kaya olduğu güvenilir yeni şehirlere taşımalıyız.Ülkeyi tekrar planlamalı özellikle büyük şehirlerdeki sanayi yükünü deprem riski sıfıra yakınnolan şehirlere kaydıröalıyız.Ovalardaki,zemini bozuk yerlerdeki tüm yapıları yıkıp tekrar tarıma açmalı,tarım yapılamayanları mesire alanlarına dönüştürmeliyiz.
Bir beyanımda nüfus üzerine olacaktır.Nüfus barınma,beslenme,ekonomi gibi bir çok konuyla ilgilidir.Günümüz teknolojisini ve ilerleyen yılların teknolojisini düşündüğümüzde iş yükünün büyük çoğunluğunu rabotlar gerçekleştirecektir.Bu yüzdendir ki ben ülkemiz için sağlıklı,mutlu bir gelecek için iyi eğitim,öğretim almış 50 milyon dolaylarında nüfusun ideal olduğunu düşünüyorum.Bunun için her ailede en fazla 2 çocuk olacak şekilde planlanıp nüfusun zamanla düşürülmesini savunuyorum.Tekrar geçmiş olsun,başımız sağ olsun.Umarım bir sonraki depremde kalan bizler tabut olmadan bilimin ışığında ülkemiz için gerekenler yapılıp,ülkemizin gelecek yüzyıllara,asırlara aktarılacak “Anayasanın değiştirelemez deprem yasası” anayasa kitapçığında yerini alır.