02 Temmuz 2018, 01:27:44 »
Hırvat orta sahasını zaten bir tarafa koyuyorum. Genel olarak bu jenerasyona ve alttan gelen jenerasyonlara uzun zamandır hakimim lakin Danimarka orta sahası da çok önemli oyuncular barındırıyor. Delaney, Lasse Schöne, Eriksen. Her bölgede aktif Poulsen. Ki Delaney'i de bu sezon BVB'de izleyeceğiz. Hatta planın dışında kalsa da Sisto'ya daha fazla dakikalar vermek gerekirdi. Bu kadar uzun bir takım orta alanda ağırlık merkezi yere yakın oyuncular ile daha efektif oynayabilir. Fakat Danimarka adına güven aralığı en yüksek iki isim olan Schöne ve Eriksen'in penaltı kaçırması pek denk gelmeyecek türden. Gerçi iki takımda çok kötü penaltılar kullandılar.

Teknik direktör tercihleri bu sebeple mühim. Danimarka teknik direktörü Age Hareide elemeler ve son DK'da bütün planını ağırlık merkezi yüksek oyuncuların sahada olduğu ve akan oyundan ziyade taç atışları dahil duran toplardaki tüm kenar organizasyonları üzerinden kurgulamıştı. Teknik olarak dengeli oyunu seçerek sonuç almış olabilir ama bana göre potansiyelin çok altında oynayan bir ekip yaratmıştı. Christensen gibi ayak tekniği belli seviyede savunmacısı; Vestergaard ve Sevilla'da üçlüde bir pas oyunun içinde idare eden Kjaer gibi savunmacılığı iyi oyuncular varken, Betis'de bütün koridoru kullanan ağırlık merkezi kısa Durmisi'yi tercih etmemişti. Ya da yine Beşiktaş kadrosunda daha önce görmeyi pek istediğim Daniel Wass'ı iç-dış veya koridorun tümüne sahip kenar oyuncusu olarak hiç düşünmedi. Danimarka aslında bundan daha iyi pas oyunu oynayacak isimlere sahip.

İlaveten uzun süredir Ajax kalecisi Onana'nın ayak tekniği çok beğeniyorum. Net goalkeeper transition kalecisi. Onun da Alisson gibi önemli bir ekip tarafından bu sepele tercih edileceğini düşünüyorum. Ayak tekniği açısından bir Ederson, Ter Stegen işçiliği çıkabilir.

Beşiktaş sezon başı kaleci ararken +1 oyuncunun önemini vurgulamıştım. Internacional'da iken Alisson'unu önerirken de kaleci tekniği dışında gözüme ilk bu çarpmıştı. Ki böyle kaleciler doğru teknik direktörler ile her zaman daha öne çıkarlar ve bunu daha rahat yaparlar. Ederson-Pep örneği gibi. Benfica'da bu kadar sürekli boş oyuncunun çıktığı, saha yayılımı ile düzenli pas opsiyonu bulduğu hatta öndeki koşcuların kalitesi ile istasyon atlayarak 60-70 metrelik paslar atabileceği bir saha içi düzeni yoktu. Fakat eldeki potansiyel görülmüş ki iki sezondur City'de çok acayip bir +1 kaleci izliyoruz. Öncelikle kıstasımız kalecilik tekniği olur şüphesiz. İçinde; blokaj, adımlama, kontrollü refleks, ardışık reaksiyon, ritm-denge-değişim-yön tayin yeteneği gibi temel kaleci tekniği birincil kriter. Burada size Hamburg'un teknik direktörü eski BVB yardımcılarından Hannes Wolf'un kalecisini nasıl oyun içinde cesurca kullandığı izlemenizi önermiştim. Bu seviyede olmasa da topun oyuna sokulması, kalecinin oyun içinde sürekli olması ciddi mesele. Majör liglerde belli seviyede ayak tekniği çok iyi kaleciler var. Ama bunun için önce teknik direktörün bunu mesele etmesi gerek. Bizim ligde Avcı dışında bunu mesele eden teknik direktör yok. Volkan Babacan gibi ayak tekniği-karar mekanizması felaket bir kaleci ile Sevilla deplasmanında sırf bu tercihi sebebiyle pozisyonlar vermesine rağmen doksan dakika gelişigüzel hiç çıkmadı. 

25 Ağu, 2017 14:54
Salzburg - Konya maçlarını dikkatli izlemek lazım. Teknik direktör Marco Rose ve bir-iki oyuncuyu ileride Leipzig'de görebiliriz.

Bu ekipte daha önce bahsettiğim Duje ve bu sezon öne çıkan Haidara var. Fakat asıl potansiyel henüz pek bilinmeyen 99 doğumlu Hannes Wolf.

Leipzig devre arası transfer ettiği Haidara'dan sonra sezon sonu için Hannes Wolf ile anlaşmış. Nagelsmann'ın müstakbel göz bebeği.

06 Haziran 2018, 02:44:28 »
Monaco'da 2013-2016 arası kendi tabiri ile altı süper scout'u ile yaptıkları eşsiz. Düşük bedelli oyuncular alıp-büyük satışlar yaptırdı ve halen yapacaklar var. Lille'de kısa vadede tatmin edici iş sunmadı. Fakat orta vadede sonuç alabileceği bir-iki önemli hamlesi var. Kadro mühendisliği ile ilgili görüşleri ve transfer ettiği oyuncunun gelecek projeksiyonunu iyi çizebilmesi bana göre etkileyici.

Lille şu anda ikinci sırada. Oynadıkları oyun ile beraber Campos'un eklediği çok önemli üç-dört asset oyuncu görüyorum. Sezon sonu yüksek bedelleri görebilirler.

Lille halen ikinci sırada ve orta vadede bir-iki önemli hamlesi: Nicolas Pepe ve Thiago Mendes olacaktır. CL bileti alsalar da bu iki oyuncuyu sezon sonu tutmak çok zor.

25 Mayıs 2018, 06:11:37 »
+Milli takım demişken mevcut oyuncu havuzunda 20-26 yaş aralığında olduğundan daha fazla veya az gösterilmemesi gereken iyi bir oyuncu topluluğu var. Bir kısmını asset, bir kısmını ise benzer frekansa sahip oyuncular olarak görüyorum. Önemli bir kısmı Avrupa'da majör liglerde ve Yerel ligde düzenli olarak oynuyorlar. Bir nüve veya etkilenecek bir oyun şablonu olmaması handikap. Fakat kazandıran oyunu bir kenara koyuyorum; buradan pozitif ve güzel oyun çıkaramayacak olan teknik direktörü kutlamak gerekir.

Milli takımın oyun kurgusu dışında atletizm bir parça da fizik kalite sorunu var. Düzenli olarak pas-iade oyununu oynaması lazım. Sürekli İsveç gibi topu rakibe bırakan ekipler ile oynamayacak. O sebeple en ideal personel ile topu doğru koşturması ve iyi set hücumları kurgulaması gerekiyor. Bu da alan ve zamanı doğru kullanmaktan geçiyor. Küçük bölümlerdeki ön alan baskınlarında ilk reaksiyon ve ikinci topların kazanımı iyiydi ama daha yukarı çekmek lazım. Topu ne kadar geç kazanır ya da ne kadar geri kazanmak sorunda olduğunuz bir oyun oynarsanız gereğinden fazla efor sarf edersiniz. Atletizmi de yükseltecek bir-iki parça var. Oyun kurguları zayıf-özellikle final pozisyonlarını oynama tercihleri sıkıntılı. Ama gelişeceklerdir. Onlar mutlaka sahada olmalı. İlaveten pas-iade oyununu oynamak da zordur ama belli seviyede oynayacak personel var. Bu takımın böyle bir galibiyete ihtiyacı vardı ama galibiyet ölçü değil. O oyun bölümlerinde doğru dersler çıkarılırsa uzun vadede oyuna dair bazı şeyler iyileştirilebilir. Yoksa suni galibiyet olarak kalır.

Giden pozitif oyun çıkaramadı. Çağlar, Ozan yirmi iki ve altı stoperler. Ki bunlara Merih'i de katabiliriz. Ki olmayan bir düzende bunlara Ömer hatta Başakşehir'in o bölgede stopere dönüştürdüğü Mahmut kullanılabilir. Geniş havuzda Kaan da katılabilir. Zeki, o savunma hattı içinde mutlaka olması gereken yine yirmi iki yaş altı bir bek oyuncusu. Orta sahada yirmi dört ve altı Okay, İrfan, Hakan ve gidenin de kullandığı Oğuzhan var. Tabii halefi düzeltiyorum mevcut, iki senedir onu çok iyi kullandığını dikkate almakta yarar var. Buraya Yusuf ve daha geniş rotasyon için Yunus yazılabilir. Kenarda yine Zeki gibi mutlaka olması gereken Cengiz var. Yine Abdülkadir, Barış gibi gençleri aktif geniş rotasyonda kullanmak lazım. Belki en sorunlu yer ilerisi. Cenk dışında net güven aralığı yüksek oyuncu yok. Fakat muhtemelen Burak'ı değerlendirecektir. Hatta Beşiktaş'a geliş sebeplerinden biri olarak bunu görüyorum. Çünkü herkes bir sonraki durağını biliyordu. Burada Umut Bozok-Enes yine geniş rotasyonda yer alırlar. Halil Dervişoğlu önderliğinde daha önce U21 dışında oynamamış ve birden klasman da atlamaması gereken 21 yaş altı Berkay, Yunus, Emre diye giden 15-20 kişilik bir havuz var. Kimisi yurt dışında kimisi bizim takımın kadrosu dahil olmak üzere yurt içindeki oyuncular. 25 yaş altı 20-30 kişilik geniş bir kadro var. Takımın kaptanının 26 yaşında olduğu bir ekip. Genç içinde belki tavanı sınırlı ama önemli assetler barındıran ekibe yazık edilmemeli. Oyuncu geliştiren bir teknik direktör tercih edilmedi. Mevcut kişisi elbette daha önce çalıştığı Ozan gibi oyuncuları da kullanabilir. Şu anda gençlerin yanında saha içinde gölgesi ile kavga eden oyuncular var. Ki bunların ikisi bizde zaten. Bu gençlerin yanında olması gereken olgun figürler bence onlar değiller. Ama burada kullanan orada da kullanabilir.

+Kulüp takımının teknik direktörü aynı zamanda milli takım teknik direktörü. Çalıştırdığı kulüp takımı ile oynayacak rakip takımdaki TR pasaportlu oyuncuların seçicisi. Bu, çalıştırdığı takımın karşısındaki rakip oyuncunun performansını yukarı çekmesi demek. Herhalde bu kulüp takımını yönetenlerin içinde bulundukları garabetin farkında olmamaları mümkün değildir.

değiller :ı

hala sezon sonunu göreceğini düşünüyorlar inanamıyorum

no ronaldo no party

Şampiyonlar Ligi'nde son 3 sezonun şampiyonu Real Madrid, Santiago Bernabeu'da Ajax'a 4-1 mağlup oldu ve turnuvaya son 16 turunda veda etti.

Senede 50 gole direkt etki eden adamı gönderip yerine kaleci aldılar ya.

Solskjaer, Ferguson'dan el almış. Klasik Fergie Time oldu, ki kendisi buna alışkındır. ManU, Mou'yu daha önce kovsaydı, bu ivme ile şampiyonluk yarışının da içinde olurlardı. Maç önünde o yeleği giydiğinde böyle bir senaryo bekliyordum. Elit teknik direktörlerin yapamayacağı bir seri yaptı.

Kesinlikle ama ManU tarihinde Ferguson döneminde bundan onlarcası var. @bordele Bunun Solskjaer'e gelmesi raslantıdan fazlası.

Hatta çeyrek finalde Bayern'e duble yapan oyuncuya da yer açmıyorlar. Bu maçın rövanşındaki 2012 yılı *Atletico maçıvari oyunundan. Sonrası. 5 yıl sonra ligde şampiyon oluyorlar, CL'de bize iki maçta belli bölümler dışında oyunu kaybediyorlar yine de bir benzeri başarının finaliste elendikleri için kıyısında kalıyorlar. Muhtemelen bu sezon yine orada olacaklar. Fark. O pozisyonda klasik makyajlayıp satabilecek bir-iki oyuncuya yer açmaları.

Yine buradalar. Pepe de yine burada. Tekrar soruyorum: Ey kazanan! Sen neredesin?

Solskjaer, Ferguson'dan el almış. Klasik Fergie Time oldu, ki kendisi buna alışkındır. ManU, Mou'yu daha önce kovsaydı, bu ivme ile şampiyonluk yarışının da içinde olurlardı. Maç önünde o yeleği giydiğinde böyle bir senaryo bekliyordum. Elit teknik direktörlerin yapamayacağı bir seri yaptı.

Buradan kontrat vermemek zor. Ama bu seviyeler için kalıcı bir oyun inşa edebilecek teknik direktör olduğunu da düşünmüyorum.

Kadroları da rakiplerine oranla çok yetersiz geliyor bana. Evet futbol şansları bugün için yanlarındaydı ama tuchel ve tam kadro psg izlemek büyük keyifti çeyrekte. Adam bayern'in yedek sol bekini bir şekilde takıma monte etti ve neredeyse jordi alba performansı alıyor keza stoperi marquinhos'u defansın önüne atıp kesici/top yönlendirici rolü verdi rabiot kaybedilince çok da iyi kotardı yeni rolünü. Umarım sırf bu akşam yüzünden bileti kesilmez bir de ne olursa olsun mbappe'yi kaybetmeyi göze alırım ama veratti'yi kaptırmam yerlerinde olsam ne düşünüyorsun bilmiyorum ama veratti yeri doldurulamayacak tek oyuncu bence kadrolarında.

Tuchel'i bu sezon ligdeki maçlarında çok izlemedim. Fakat çok pragmatik bir şekilde kadroyu eldeki oyunculara ve rakiplere göre kurguluyor. Mesela rakibi analiz edip, o gün kaç hücumcu-kaç savunmacı ile kalacaklarını ciddi bir şekilde ayırarak seçiyor. İçerideki L'pool maçında Neymar-Cavani-Mbappe-Di Maria dörtlüsü ile direkt hücumları çok başarılıydı. Yine Marquinhos'u öyle kullanıp, ManU deplasmanında yani bu turun ilk maçında Cavani-Neymar yokken Di Maria-Mbappe ikilisine çok iyi koşu kanalları açmıştı. İyi bir plandı sonuç aldı. Saha içi düzenini çok esnek kullanabiliyor. Önde çok iyi koşucular-dribbling üzerinden oynayan oyuncular olduğu için daha fazla oyun özgürlüğü tanıyor. Fakat bugünkü maç planını eksiklere rağmen çok fazla dengeli buldum. Her ne kadar ManU bu maçta çok tehdit edemese ve biraz kulübün genetikleri ile maçı kazansa da en azından 2-1'den sonra dengeli oyundan vazgeçebilirdi, ki bu noktada iken zor karar. Bunun sebebi de Tuchel topu geri kazanma ve alan bırakmama konusunda takıntılı. Hücum-savunma ayrımı da bu sebeple. Ve Verratti de özellikle topu geri kazanma sürelerini aşağı çeken oyunculardan. Gelecek sezon için Mbappe ile birlikte Real ihtimalinin olduğu düşünüyorum. Geçen sezon Real üst üstte üç yaptığında bir-iki sezon içinde bu kadronun yarısında fazlasının olmayacağını-yeni yüzeler ekleneceğini yazmıştım. Ki Ronaldo'yu gönderdiler. Zaten küçük sancılı bir değişim var. İspanya milli takımı ve Real için menajerinin tayin ettiği çok acayip Lopetegui vakası yaşandı. Muhtemelen temel değişim bu yaz olacak. Sansasyonel bir hatta birkaç hamle gelmek zorunda. Ve Real'de o pozisyon için aday sayısı bellidir. Yeni gelecek teknik direktörün de raporu dikkate alınabilir. Fakat dört bilemediniz beş kişi var. Mbappe, Neymar, Kane, Hazard gibi bir hamle bekliyorum. Hazard'a soru işareti koymak ile beraber. Çünkü aslında oraya Ronaldo sonrası koymak zorundalar. Sezonda 40-50 gol atabilecek bir oyuncu. Bu nasıl olur? Hazard dışında diğer adaylar için fahiş ücretler ödemek zorundalar. Hazard için de öyle ama diğer adaylara göre nispeten alt baremde olacaktır. PSG'nin iki asseti olacaksa paranın bir kısmı elden veya başka anlaşmalar ile mi ödenecek; yoksa eldeki Benzema gibi ya da 100 milyon € görmüş Bale gibi bir takas ile mi olacak? Bilemiyorum. Keza oyuncuların marka anlaşmaları, imaj hakları vesaire gibi detayların çözümü; kulüplerin değişimlerindeki marketing hesaplamaları mühim. Veratti de adaylardan biri bana göre. Spurs'den Eriksen keza. PSG ise bütün alametifarikası bu olmasına rağmen bu transfer algoritmasından vazgeçmesi ve bir oyun kültürü oluşturacağı hatta akademisiyle oyuncu yetiştirerek bunu yapması gerekiyor. Fakat bu Fransız futbolu için mümkün değil. Paris şehri, PSG kulübü ve bu kulübün yönetim profili için imkansız bir şey. Her zaman diyorum: Yerel rekabette rakipleriniz kötü olmasını istemeyin. PSG'nin sorunu bu. Ligde onu büyütebilecek sezonda en az 9-10 maç gelişterecek ekip yok. Bugün turu geçebilirdi. L'pool-Napoli-ManU çok anlaşılabilir şekilde ilerlerdi, ama bunun sıkıntısını bir sonraki tur yine yaşayacaktı. Alttan akın akın Fransız pasaportlu içinde çokça farklı milletten frankofon ve frankofil eski sömürge ulusların göçmen oyuncularından oluşan oyuncular geliyor. Altta iyi de eğitim alıyorlar. Fakat üstteki teknik direktörler ve rekabet yetersiz. Lille bir şeyler sunuyor, Lyon hep burada-ki Monaco ile beraber 2000'den beri Avrupa'da yarışmacı kültürü de var. Marsilya-St.Etienne tarihi-geleneği olan kulüpler ama rekabet kalitesi olarak dört majör ligin gerisinde. Bugün EPL'de en iyi menajerler yarışıyor. İspanya'nın jira eğitimi ve son on senedeki kulüp takımlarının Avrupa dominasyonu ortada. Bir de üstüne kulüp kimliği-geleneği-tecrübesi eklenince son üç senede tam da bu profile sahip Real-Barça-ManU gibi takımlara elenen PSG ortaya çıkıyor. Şu turun ilk maçı bir Tuchel kazanımı ama bugün yine turu veren taraf. Emery zamanında ilk maç Barça'nın savunma hattı ile ön bölge oyuncularının bağlantısını kestiği şahane bir maç planı ve 4-0 gibi bir skor. İkinci maç; skora rağmen oyunun tamamen PSG'ye baktığı bir tur iken Neymar'ın son 10 dakikada problem çözebilme yeteneği, başta Deniz Aytekin olmak üzere hakem ekibinin katkıları, maç içi değişkenlerde momentumun tamamen yitirildiği ve baskının da çok kontrol edilemediği finalde yalnıza Barça-Real'in sunabileceği bir maç hikayesi. Bu senaryo Emery'nin biletini kesmişti. Bana göre parçanın büyümesi bir süre sonuç verir. Süreklilik için bütünün büyümesi gerek. Ligue 1, Avrupa futboluna önemli oyuncular kazandırsa da herkes için gelişmek zorunda. Bu da ekonomi, pazar, network bir dolu dinamik ile mümkün.