Bu Ersin konusuna hic dahil olmak istemiyordum ama ust perdeden bir duzeltme yapayim. xG yani gol beklentisini yanlis aktariyorsunuz.
Gol beklentisi sudur; futbolcunun kaleye sut vurdugu noktadan, daha once yapilmis binlerce suttan kaci gol olmus ona bakilir ve bir ortalama ile gol beklentisine yazilir. Bu beklentinin altinda veya ustunde gol ciktiginda, bu ne tek basina kalecinin basarisidir ne de sutu vuran futbolcularin basarisidir.
Ornegin, en net ornek bu olacak, yanlis bilmiyorsam penalti oldugunda xG'ye 0.8 yazilir. Ancak kullanan oyuncu kariyerinde hic penalti kacirmamis bir oyuncu da olabilir, kariyerinin ilk penaltisini atacak bir oyuncu da olabilir. Futbolcu gelip topu daglara taslara vurursa, hem de kaleci ters koseye yatmis olmasina ragmen, bu bir kaleci basarisi midir?
Veya adamin biri, yay uzerinden 0.2'lik gol beklentisi olusan bir yerden, Dunya'daki hicbir kalecinin cikaramayacagi bir sut vurursa, bu kaleciyi basarisiz mi yapar?
Tekrar edeyim, amacim Ersin'i savunarak tartismaya dahil olmak degil. Ancak veri, istatistik vs diyorsak bunlari bilerek tartismaliyiz. Ben Ersin'in ne cok ekstra bir kaleci oldugunu nede bu forumda gomuldugu kadar kotu kaleci oldugunu dusunuyorum. Kalecilik buyuk oranda tecrube isidir ve Ersin'in yasindayken Ugurcan ve Altay'in ne yaptigini unutmamak gerek.
kurduğunuz veri, istatistik bilerek tartışmalıyız cümlesi çok iddialı bir cümle. bunu yeterli dayanağa sahip olmadan kurarsanız kolaylıkla istatistik bilimi hakkında bir şey bilmemekle itham edilebilirsiniz.
tartışma sezon genelini kapsıyordu ve rölativite içeriyordu. önermeler iki kalecinin uzatılmış bir süreç yani sapması minimize edilmiş bir süreç boyunca yarattığı xGA'nın gerçekleşme yüzdesine odaklanıyordu. istatistik temelde belli bir süreç boyunca istisnai durumların eşitleneceği varsayımını temel almak zorundadır. bir ya da bir kaç maçta bir şey anlatmayan xGA-xG istatistiği bir süreç boyunca, aynı değişkenlerin etkisine maruz kalan (tslde forma giyen ve şut atan futbolcular) iki ayrı değerlendirme kümesini, maruziyet anlamında eşitler. ya da eşitlenmeye doğru yakınsar. çok basitçe anlatmaya çalışırsak, bir paranın yazı gelmesi sonraki paranın yazı ya da tura geleceği konusunda fikir vermez. ancak süreci uzatır yeterince denemede bulunursanız oranların 50%ye yakınsamaya başladığını ve anlamlı bir istatistiki veri elde etmeye başladığını görürsünüz.
şimdi süper ligde forma giyen iki ayrı kaleciyi ele alalım. bunlar 38 maç boyunca şu ya da bu şekilde gole dönüşme ihtimali olan şutlara maruz kalmışlar. hepsi hemen hemen aynı kadrolara sahip takımlarla iki kez oynamış. hatta olayı daha da anlaşılır kılmaya çalışarak somut örneklere geçeyim. rakipler aynı-şutörler ve şut kaliteleri eh sezon içinde illa ki dalgalanır ama yakınsayan bir süreç geçmiş (tam bir sezon) (hatta canınız isterse ersin'le ilgili iki sene boyunca rölatif istatistikler çıkarırım durum iyileşmiyor-daha da kötüleşiyor) trabzonspor'un average gol yeme beklentisi beşiktaş'ın maç başına average gol yeme beklentisinden 0.3 fazla. NŞA'da 38*0,3ün sonucu olarak beşiktaş'ın 11.4 gol daha az yemesini bekliyoruz. gerçekleşen ise bir hayli absürt şekilde, beşiktaş trabzonspor'dan 12 gol fazla yiyor.
pozisyon gerçekleştiği için savunma oyuncularını denkleme bir değişken olarak dahil etmek zor. çünkü artık şut ve sonrasından bahsettiğimiz bir istatistikteyiz. arada beklenen ile gerçekleşen arasında ortaokul 1 de matematik dersine girmiş birinin hesaplayabileceği bir fark var. 23,4 adet, yazıyla yirmi üç nokta dört tane gol. hadi aşağıya yuvarlayıp kendimize torpil geçelim. 23
bir şey mi ispatlar hayır, ancak iki takım arasında marjinal bir kaleci performansı farkı olduğuna dair ortalama bir bilimsel mantık ve kavrayışla hayata bakan herkesin emin olabileceği bir tabloyu gözler önüne serer.
bu 23 gol fark için çeşitli açıklamalar yapılabilir.a. iki takımın kalecileri arasında büyük bir performans farkı vardır.
b. her nasıl olmuşsa sürekli beşiktaş'ın kalesine ters rüzgarlar esip durmuştur bu bütün yıl boyunca beşiktaş aleyhine gerçekleşmiştir.
c. uğurcan'ın yüzünden korkan forvetler topa zayıf vururken, ersin'in yüz ifadesini masum bulan forvetler tüm güçleriyle toplara abanmış ve bu bütün sezon boyunca gerçekleşerek anlamlı bir istatistik çıkarmıştır.
d. trabzonspor'lu denswil'in karayiplerdeki büyücü akrabalarının işin içinde parmağı vardır.
istediğinize inanabilirsiniz. buna bir şey denemez.
ama hem üst perdeden istatistik dersi vermeye kalkıp hem de binince kez gördüğüm üzere ölçülebilir olmayan ve ortaya koyulan önermeyi yanlışlayamayan iddialarla ortaya atlamanız çok sağlıklı görünmüyor.