Markus Münch: "Kariyerim boyunca ayrılmak zorunda kaldığım ve üzüldüğüm tek takımdır Beşiktaş. Hani bir sevgiliniz olur, siz ondan ayrılsanız çok koymaz ama o ayrılınca biraz daha zordur. Onun gibi bir şey işte."
Münch: "Yıllarca kalırdım eğer izin verilse. Ama o zamanlarda takımın ekonomik anlamda sorunları vardı ve bonservis ücreti getirebileceğim için satıldım. Yoksa jübile sonrası bile Beşiktaş’a hizmet etmek isterdim. Ayrılırken Beşiktaş atkısıyla uçağı beklerken çok duygulanmıştım."
Münch: "Zamanın değil, tüm zamanların efsane başkanıydı Süleyman Seba. Dün gibi hatırlarım onunla sohbetlerimizi. Sırf onunla tanışmış olmak bile büyük onur. Çok saygılı biriydi. Odaya girdiğinde hayranlıkla bakmaktan bazen ne dediğini duyamıyorduk. Gerçekten büyük bir insandı"
Markus Münch: "Pazar öğlenleri çoğu insan evinin salonunda televizyon seyreder, rahatlar. İnönü Stadı benim salonum gibiydi. Başka bir yer yoktu olmak istediğim. Taraftarlar harikaydı. Bazen motivasyona ihtiyacım varken halen açarım internetten Beşiktaş tezahüratlarını..."
Markus Münch: "Deli arkadaşım, Pascal Nouma’yı da çok özlüyorum. Beraber takıldığımız zamanları anlatsam kitap olur, sonra o kitap yasaklanır. Leeds United maçında Danny Mills boğazımı sıkınca ben daha ona vuramadan Pascal adamı paketlemişti!"
Markus Münch: "Oynadığım tüm takımların formalarını saklarım ama '11 numaralı' Siyah-Beyaz formam baş köşededir evimde ve bana sadece güzel anılar hatırlatır."
Markus Münch: "Beşiktaş taraftarı için terimi akıtmak bir onurdu. Onlara söyleyebileceğim bir şey olamaz, zaten iyi günde kötü günde takımlarını destekliyorlar. Bir gün kol kola bir üçlü çekmek isterim onlarla."
(Beşiktaş Dergisi)