Renklilerin taraftarlarını, özellikle de Fenerlileri hep çok aptal bulmuşumdur. Beşiktaş taraftarının da zekasıyla övünmüşümdür. Son yıllarda ciddi bir düşüş olsa da, en mantıklı taraftar hala Beşiktaş taraftarıdır diye düşünüyordum. Bugün vazgeçtim.
Şenol Güneş'in ve yönetimin istifaya çağrılacağı an, bu maçın 80. dakikası mıdır arkadaş, çıldırdınız mı siz?!
Çocuklar 95 dakika canla başla mücadele ettiler, bin tane pozisyona girdiler, yüzde yüzlük fırsatlar kaçtı, 2 top direkten döndü. Abuk sabuk iki tane gol yendi. Karius hem şanssız hem kötüydü evet, ama çocuğu yuhalayıp bütün maç üstüne gitmenin ne anlamı var? Şenol Hoca'nın tek günahı belki biraz Quaresma'ydı, ki bence uzun zaman sonra ilk kez Quaresma'nın varlığı bu maçta bir nebze iyi oldu. Kötü oynadı, çok anlamsız işler yaptı, kötü ortalar yaptı, ama sağ kanatta en uçtaki varlığı zaman zaman oyunu rahatlatmamızı sağladı. Mirin sakattı, Medel'in boyu 1.50. Stoperde Necip'ten başka çare yoktu, ki o da hava toplarında iyiydi. Uzun toplarda biraz çıldırttı, onun dışında iyi bir maç çıkardı. Sonlara doğru Ljajic çok yoruldu, Kagawa hamlesi doğruydu. Güven hamlesi doğruydu.
'Milli takımla anlaştın, kafan başka yerde, bir an önce git' yaklaşımı yanlış değil, ama bu mudur zamanı? Şu maçın son 10 dakikası mıdır yönetimin istifaya çağrılacağı an? Şampiyonlar Ligi ihtimali devam ederken, ligin bitmesine daha 9 hafta varken, 'tek başına maç kazandırma gücü' olan Beşiktaş taraftarı, takıma maç kaybettirmeye çalışıyor sanki... Duygusallığı saflıkla karıştırmamak lazım artık...