Bu sezon çok kırılma anları var gercekten. Gs macında Negredo aşırtma yapmak yerine kaleciyi geçse ve ya babel karsı karsıya pozisyonda golü atsa şimdi başka seyler konusuyorduk. Ic sahada ts macında lensin kacirdigi gol, akhisar macında quaresmanın kacirdigi penaltı..
Içim yanıyor valla.
Normalde bu tip değerlendirmeleri fazla taraflı bulanlardanım. Çünkü malum, Fenerbahçeli de çıkıyor, 'X maçında direkten dönen top gol olsa' diye başlayıveriyor falan... Ama bu sefer hakkaten kırılma noktaları hep bizim aleyhimize oldu. Rakiplerin son saniyede attıkları garip gollerle çevirdikleri maçlar, kendi kalelerine atılan goller, bizim kaçırdığımız akıl almaz pozisyonlar, hiç haketmeden gördüğümüz kırmızı kartlar, yeni uydurulan kurallarla aldığımız cezalar... 'Her şey' aleyhimizeydi resmen...
Bütün bu şanssızlık bulutu, Şampiyonlar Ligi'ndeyse tamamen dağılıyordu sanki. Evet, gerçekten çok iyi maçlar çıkardık, müthiş skorlar aldık, ama zaman zaman aşırı derecede şanslı olduğumuz anlar da oldu.
İyisiyle kötüsüyle geçti... En büyük mutluluğum, istedikleri 'kaos ortamını' yaratamamış olmaları... Rahat şampiyon olacağımız seneyi 'dördüncü' bitirdik, ama taraftar hala bütün gücü ve samimiyetiyle takımın arkasında, büyük çoğunluğuyla hocasının arkasında, yönetimin arkasında... Bu birliği korursak, 'şampiyonluk hasretiyle çok çile çektik' dönemini bir daha yaşamayız. Bu da bizim görevimiz...