satmak önemli değil yerini doldurabilmek daha önemli dolduramıyoruz son 2 senedir bakalım bu sene neler olacak.
satılanların yerini dolduramıyorsan bu kadar oyuncuyu nasıl satıyorsun
bir iki mevkide boşluk kalması satılanın yerini dolduramıyor demek değildir
bir şekilde hep doldu aslında. mesela olcayı verdik yerine babeli aldık yeri doldu babel devre arası gitti bu senede onun yeri dolar
gomez gitti abou geldi yeri bir şekilde doldu gelen oyuncu verdiği katkıyla takımı şampiyon yaptı
şimdide orda burak var yine doldu sosa gitti dizleri dövdük yerine talisca geldi yeri doldu talisca gitti
yerine ljajic geldi yeri doldu. marceloyu sarttık pepe geldi aslında yeri doldu tosiçi gnderdik vida geldi yine yeri doldu
bazen yarım devre olan transferlerde boşluk oluyor.
bizi zorlayan orta sahada yeterli oyuncun olduğu halde boşluk oluşmasıydı daha fazlasını alamazsın eldekilerden verim alamadık
takımın ana çöküş nedenlerinden biri buydu. bunun ana nedenide merkez orta sahaları ateşe atan bir oyun sistemiyle oynamamız oldu.
sistem merkeze kayınca dorukhan parladı ljajic parladı. cenki sattık aslında ikinci forvetti cenk yarım devre birinci forvet oynadı
güvende onun yerini doldurdu.
hep söyledim bizim düşüş nedenimiz oyuncu kalitemizden değildi. takım iyi çalışmadı bu takım ligin en az koşan takımı
hemen yaşlı takım deniyor ama takımın içinde en fazla koşanlarda yaşlı olanlar ayakta onlar kalıyor takımın az koşmasına neden olanlar
genç oyuncular oldu. bakıyorsun atiba quaresma burak gökhan takımın en diri oyuncuları en fazla koşanlar ayakta kalanlar
bunlarda takımın en yaşlıları. dorukhan gelip orta sahada koşu mesafesini arttırmasa maç ortalaması 100 km ninde altına düşecekti.
elbette iyi takım olmak koşmakla ölçülmez. ama kötü takım olmanın en büyük nedenlerinden biridir koşu mesafesi
çok koşarak iyi bir takım olamayabilirsin ama az koşarak kesinlikle kötü bir takım olursun
ben eski arkadaşlar hatırlar aboulu şampiyon olduğumuz sezonda söylemişdim daha bu takım koşmuyor diye
bir iki oyuncunun normal ötesi çabası bu mesafelerde tutuyor aslında durum dahada kötüydü.
ne demişlerdi takımı şl ye hazırladığımız için tempoyu yavaşça yükselteceğiz ama yükselmek kalsın düşüşe bile geçmişdi.
avcının top kapma süresindeki uzunluğu konuşması hoşuma gitti gücü olan takım pres yapar topu hızlı kapar
biz topu rakibe veriyorduk güçlü olan oyuncu temaslı oynar biz rakiple aramızda üç metre bırakarak oynuyorduk
oyuncunun yeri doluyorda geldiği sene diri oluyordu bir sonraki sene sürünüyordu. geldiğinde savunma bile yapan babel
son senesinde on metrede oynar olmuşdu bir geldiği seneki medele bak birde son sezondaki medele bak.
buna şenol güneş eleştirisi olarak bakma takımın kondüsyonu kondüsyonerlerden sorulur bizim hocayla birlikte bütün kondüsyonerleri değiştirmemiz lazım. bir seneyi üç günlüğüne gittiğimiz çini mazeret yaptık. bu şekilde sadece kendimizi kandırıyoruz
başak ligin en yaşlı takımı ama liginde en çok koşan takımlarından biri. biz tek kulvarda giderken 100 km ortalama nedir.
sürekli kendimizi kandırmamız takımı düzeltmedi takım ilk yarı puan kaybetti iki sezondur takım yaşlı dediniz ikinci yarı nasıl aldı
puanları o zaman yaşlıysa daha kötü olması gerekmiyormu ilk yarı maaşlar alınmadı dendi hemen ikinci yarı alındımı maaşlarda puanlar toplanmaya başlandı.
bırakın artık sürekli mazeret göstererek kendinizi kandırmayı. bu takım hiç çalışmıyordu adım atacak halleri yoktu
bu takımın bir sistemi yoktu sahada ne oynadığımız belli değildi her maçın ilk yarıları çöpe atılıyor her sene ilk sezonlar çöpe atılıyor.
oyuncuların kalitesi düşüyor yeri dolmuyorsa nasıl oluyorda ikinci yarı puanlar toplanıyor oyuncuların maaşı ödenmediği için
performans düşüyorsa nasıl oluyorda ikinci yarı puanlar alınıyor. iki senedir hocayı aklayacak mazeretler yaratma çabanız takıma hiç birşey kazandırmadı. tersine her sene daha kötü oldu.