Mart ayında yazmıştım. Beşiktaş'ın puan tablosundaki yeri, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kötü teknik adamları sayesinde iyi görünüyor diye. Yoksa Beşiktaş bir kaç avrupa kupası maçı haricinde iyi falan değildi. Ama her zamanki gibi çok abarttık. Beşiktaş'ın bu haftaya kadar yarışın içerisinde olması bile takdirlik.
Ligin son sırasındaki takımlara çok kolay puan kaybeden, derbileri maça çıkmadan yitiren, 1-0 önde olduğu maçlarda panik yapıp kalesine baskı yiyen ve akibinde gol gören takımın; son dört haftada stressi yüksek maçları kayıpsız geçeceğini düşünmek tek kelimeyle naiflikti. Ben bunları yazarken bana kızdınız. Kupadan elenmemeliyiz, yarın kupada yokuz diye çok dövünürüz dedim. Ligde şampiyon olduk, avrupada final bizi bekliyor dediniz. Ancak geldiğimiz nokta herşeyi çok net ortaya koymakta.
Kadro ve teknik heyet bu yarış için pek yetersizdi. Biliç'in, Hamzaoğlu ve Kartal'dan hiç artısı olmadı. Hamzaoğlu ve Kartal, lig maratonunda bir dolu hataya imza attı. Ama Biliç onlardan daha fazlasına.
Galatasaray, muhtemelen bizim maça çıkmadan veya bizim maçın ardından şampiyonluğunu ilan etmiş olacak. Bu da Biliç'in utanç madalyası olur.