Şu yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum
Şu anki durumumuz çok net şekilde gözler önüne serilmiş
Zaman LazımYazar: Bugra UzarBeşiktaş İntegral Forex geçtiğimiz haftalarda yeni sezona başladı. Henüz istenilen seviyede olmadığı gözüken takımımız birkaç mağlubiyetten sonra alınan 2 galibiyetle biraz daha toparlanmış gözüküyor.
Sezona önce Türkiye Kupası’ndan elenerek başlayan Beşiktaş ardından Darüşşafaka Doğuş ve Union Olimpija maçlarını da kaybetti. Bu sürede takımın bir çok eksiği göze çarparken bu maçlardan sonra Beşiktaş yükselişe geçti ve önce ligde Türk Telekom’u daha sonra Eurcoup’ta Zenit St. Petersburg’u mağlup etti. Ayrıca bu süre zarfında Tyler Stone’u Denizli Bld.’ye kiralık veren takımımız kadrosunu John Holland’la güçlendirdi. Bu kısa hatırlatmalardan sonra işin biraz daha detayına inelim. Türkiye Kupası’ndan elenmemize ve art arda gelen mağlubiyetlerin bana göre sebepleri belli. Bu sebeplere gelecek olursak, henüz sezon başı olmasına rağmen sakatlık kabusu başladı. Önce Chris Lofton burnunu daha sonra da Patrick Miller parmağını kırdı. Chris Lofton maskeyle sahada yer alsa da bir süre daha Patrick Miller’dan faydalanamayacağız. Sakatlıklar bunlarla da sınırlı kalmadı ne yazık ki. Engin Atsür ve Jajuan Johnson da sakatlıkları sebebiyle bir süre takımdaki yerlerini alamadılar. Yeni kurulan bir takım olduğumuz için oyuncuların mümkün olduğunca birlikte antrenman yapması çok önemli. Sistemimiz de geçen seneden farklı olduğu için zaten hali hazırda bir uyum süreci yaşanacaktı ancak bu sakatlıklar o süreyi uzattı. Kerem Tunçeri ve Ryan Broekhoff gibi takımın iki önemli oyuncusunun da Dünya Şampiyonası’ndan geç geldikleri düşünülürse takım olarak birlikte antrenman yapma şansımız hiç olmadı. Bu yüzden belli dönemler hariç gerçek Beşiktaş’ı izleme şansı bulamadığımızı söyleyebilirim.
Sakatlıkların bir diğer dezavantajı ise özellikle guard rotasyonumuzu oldukça olumsuz etkilemesi oldu. Engin, Miller ve Lofton’ın sakatlıkları sonrası guard rotasyonunda sadece Kerem ve Muratcan’ı oynatabildik. İkisinin de yaşları düşünüldüğünde art arda oynanan maçların temposunu kaldıramamaları oldukça normal. Takımın 1 numaralı skor opsiyonu Lofton’ı maskesinin rahatsız etmesi ve takımın en iyi penetrecisi olarak göze çarpan Miller’ın da parmağını kırması bir anda hücum opsiyonlarımızı da azalttı. Özellikle tempo yapamadığımız zamanlarda hücumda oldukça kısır bir Beşiktaş izledik. Nitekim Türkiye Kupası’nda en önemli sorunumuz sete set hücumdaki bu kısır görüntümüz oldu. Her ne kadar zorlu rakiplerle karşılaşmış olsak da oynadığımız 3 maçta da 70 sayıyı geçemememiz ilerisi için kötü sinyaller oluşturdu. Sakatlıkların özellikle guardlarımızı vurmasının bir diğer dezavantajı da post hücumda pek de başarılı olamayan uzunlarımızı hareketli oldukları zaman topla buluşturamamamız oldu. Basketbolda “Guardın kadar konuş.” Sözü fazlasıyla geçerli olduğundan biz de bu dar guard rotasyonuyla o süreçten çıkamadık. Burada ufak bir parantez genç oyuncumuz Enes Berkay Taşkıran’a açmak gerekli. Genç yaşına rağmen kendisine güveni oldukça yüksek. Ahmet Kandemir de kendisiyle özel ilgilenerek ona ne kadar güvendiğini fazlasıyla gösteriyor. Fiziksel olarak henüz yeterli seviyede olmasa da zayıf taraftan gelerek aldığı hücum ribaundları ve yaptığı penetreler ilerisi için umut verici. Berkay Beşiktaş basketbolu için parlak bir nokta olma yolunda ilerliyor umarım çizgisi artarak devam eder.
Tüm bu olaylardan sonra artık hedefini lig ve Eurocup’a çeviren takımımızda beni şaşırtan bir gelişme oldu. Bu sene oldukça ümitli olduğum Tyler Stone Denizli Bld’ye kiralandı. Beşiktaş’a gelmeden önce de izleme şansı bulduğum Stone’un bu sene fark yaratabilecek bir oyuncu olduğunu düşünüyordum ancak Stone bundan 3 sene önce Vladimir Dasic’in yaşadığı problemlere benzer şeyler yaşadı. 3-4 oynayaibilen Stone rotasyonda kendisine yer bulmakta zorlandı. Onun pozisyonunda oynayan Jajuan Johnson’ın da sezona oldukça iyi girmesi onun sürelerini iyiden iyiye azalttı ve kendisini gösterme şansı bulamadı. Teknik ekibin kararına saygı duymakla birlikte Tyler Stone’un gidişi beni üzdü. Umarım iyi bir sezon geçirdikten sonra tekrar daha iyi bir şekilde Beşiktaş’a döner. Stone’un gidişi bir anda uzun rotasyonunda da bir kriz oluşmasına sebep oldu. Johnson, Hilton ve Doğan Şenli’den oluşan uzun rotasyonumuz art arda oynayacağımız maçlar için zayıf kaldı. Özellikle Doğan’ın hazır olmaması Hilton ve Johnson’ın minimum dinlenmeyle oynamasına sebep oldu ve performansları maçın sonlarına doğru düşüş gösterdi. Burada da takımımız için bir başka soru işaretinden bahsedebiliriz. Takımımızda gerçek bir pivot olarak sadece Hilton Armstrong’u sayabiliriz ki o da fizik olarak pek de kalın bir oyuncu değil. Bu yüzden kalıplı pivotlara karşı neler yapacağımız merak konusuydu. Bu sorunun cevabını eski dost Gasper Vidmar hem kupada hem de ligde bizi dağıtarak gösterdi. Bu noktada takımdan ayrılan Stone’un yerine daha kalıplı bir pivot getirme şansımız var ancak biz bu tercihi -son anda bir aksilik olmazsa- eski oyuncumuz Kenan Bajramovic’ten yana kullandık.
Kenan Bajramovic geçtiğimiz sene de formamızı giydi ve başarılı bir performans sergiledi. Kadromuzdaki atlet ve hızlı uzunların tersine ayakları yere daha sağlam basan, post oyununa sahip ve savunmada yerini bilen bir oyuncu. Fakat Bajramovic gibi geçtiğimiz sezon yine Beşiktaş İntegral Forex forması giyen Colton Iverson tarzı bir oyuncuyu alsaydık ben bizim için daha faydalı bir transfer olacağını düşünüyordum. Uzun rotasyonundaki bir diğer problemimiz de uzunlarımızın pozisyon bilgisinin düşük olması. Özellikle Hilton Armstrong geçtiğimiz sezon Colton Iverson’ın yaşadığı problemlerin benzerini yaşıyor. İkili oyunlar da ne yapması gerektiğini henüz çözebilmiş değil ve bu da özellikle rakipte şutu olan bir uzun varsa fazlasıyla canımızı yakıyor. Ahmet Kandemir bu sıkıntıları çözebilmek için geçtiğimiz sezon sıkça denediği 4 kısalı sistemi uyguladı. Bu sistem de bazı sıkıntılar doğurdu. Geçtiğimiz sezon Perkins gibi hem fizikli hem de bir guarda göre müthiş ribaund alan bir kısaya sahip olduğumuz için bu sistem işlemişti ancak bu sene özellikle Holland gelene kadar 4 kısalı sistem ribaundlarda başımızı fazlasıyla ağrıttı.
Tüm bu olumsuzluklarla içinizi kararttıktan sonra gelelim şimdiye kadar ki parlak kısımlara… Tempoyu yakaladığımız zaman durdurulması çok zor bir takım haline dönüşüyoruz. Kupadaki ve ligdeki Telekom maçlarında, Union Olimpija maçındaki geri dönüşte ve Daçka maçının belirli kısımlarında bunu oldukça net görebildik. Uzunlarımız diğer uzunlara göre çok daha hızlılar ve sahayı en önde koşabiliyorlar. Guardlarımız da buna uyum sağladığı an o tempoyu yakalayabiliyoruz. Bunu maçın geneline yaymamız içinse süreye ihtiyacımız var. Bu alışma dönemini geçtiğimiz zaman çok daha tehlikeli bir takım olacağız. Savunmada da geçtiğimiz senelere oranla çok daha gayretli bir görüntü içerisindeyiz. Savunmasıyla tanımadığımız Chris Lofton bile işin savunma kısmında oldukça istekli gözüküyor. Uzunlarımız her ne kadar pozisyon bilgisi düşük oyuncular olsa da çemberi kapatma konusunda çok iyi bir iş çıkartıyorlar. Hem Johnson hem de Armstrong ligin en iyi blokçularından. Bir çok pozisyonda blok yapamasalar bile içeriye giren kısaların akıllarına girmeyi ve şutlarını bozmayı başardılar. Holland’ın gelmesiyle 4 kısalı sistem de sonuç vermeye başladı. Broekhoff ve Holland gibi fizikli forvetler kısalardan doğan ribaund dezavantjını kapatmaya başladı. Bu sistemi Ahmet Kandemir’in fazlasıyla kullandığını düşünürsek bu oldukça iyi bir haber.
Bireysel performanslardan da bahsedecek olursak şu ana kadar en çok ön plana çıkan oyuncular Jajuan Johnson ve Ryan Broekhoff diyebiliriz. Her iki oyuncu da sezona oldukça formda girdiler. Jajuan Johnson hızlı ilk adımının yanında şut menzilini de oldukça geliştirince çok önemli bir hücum silahına dönüşmüş oldu. Yayın gerisinden de isabetli şutlar gönderen Johnson özellikle yaptığı müthiş smaçlarla şimdiden adından söz ettirmeye başladı. Sezon öncesi değerlendirmelerde de en potansiyelli transferimiz olarak gözüken Johnson şu ana kadar bu yorumların hakkını fazlasıyla veriyor. Ryan Broekhoff da geçtiğimiz sezondan itibaren üzerine koyarak ilerliyor. Fiziksel olarak oldukça iyi durumda. Geçtiğimiz seneye oranla çok daha güçlü ve kararlı gözüküyor. Müthiş bir ribaund sezgisi var ve rakibinin kendisinden çok daha uzun ya da kalın olması fark etmiyor. Ayrıca penetrelerini de geliştirmeye başladı ki bu bizim için güzel bir haber. Geçtiğimiz seneye oranla çok daha uzun süreler sahada kalabiliyor ki bunun sebebi hem başarılı performansı hem de fiziksel durumunu oldukça iyi noktaya getirmesi. Geçtiğimiz sene birçok kez yorularak kendi isteğiyle kenara gelse de bu sene 30+ dakikaları çok rahat kaldırabiliyor. Chris Lofton da maskenin yarattığı sorunları azalttıkça performansını yükseltiyor. Son oynadığımız Zenit maçında maskesiz günlerindeki gibi oynadı. Takımın bir numaralı skor opsiyonu Lofton’ın bu performansı hücum gücümüzün de artmasına sebep oldu. Hem Telekom hem de Zenit maçların da 70 sayı barajını geçtik. Bu da hücumdaki problemlerimizin bir nebze olsun azaldığının bir göstergesi.
Kerem Tunçeri ve Engin Atsür henüz kendilerinden beklediğim seviyede değiller. Bunun sebebinin yazımın başlarında da belirttiğim gibi sakatlık problemleri olduğunu düşünüyorum. Engin’in süreleri arttıkça Kerem Tunçeri’nin maç sonlarındaki performansı da yükselecektir. Kerem Tunçeri bazı maçlarda yorgunluğa bağlı olarak kendisinden beklenmedik derecede kolay top kayıpları yaptı. Buradaki rotasyon düzeldikçe hareketli uzunları topla buluşturma konusunda uzman olan Kerem’in performansıyla birlikte uzunlarımızın da verimliliği artacaktır. Buradan hemen Hilton Armstrong’a geçelim. Hilon şimdiye kadar vasat ve dengesiz bir performans çiziyor diyebiliriz. Hücumda doğru yerlerde topla buluşup çabukluğunu kullanınca ciddi bir opsiyon haline dönüşüyor. Telekom maçında kendisinden daha kalın Rakovic’e karşı yaptıkları ortada. Önemli olan ona topu doğru yerde verip onu bitirici olarak kullanmak çünkü topu ona verip bir şeyler yapmasını beklendiğinde sonuç genelde hüsran oluyor. Savunma konusunda çok çalışma yapması gerekiyor. Onun performansı Beşiktaş’ın başarısı için oldukça kritik. Ben Bajramovic’in ya da bir başka transferin uzun rotasyonuna eklenmesi, Kerem ve Engin’in de performanslarını arttırmasıyla Hilton’un da toparlayacağını düşünüyorum. Yeni transferimiz Holland ise henüz uyum aşamasında ancak gayretli bir görüntü çizmesi iyiye işaret. Fiziği oldukça yerinde. Ahmet Kandemir’in sık sık başvurduğu 4 kısalı sistemdeki yeri oldukça önemli. Nba’in efsanevi antrenörlerinden Gregg Popovich’in hakkında “Her şeyi yapıyor ancak hiçbir şeyi mükemmel yapamıyor.” dediği Holland’ın performansını merakla bekliyorum.
Son bir paragraf da basketbol şubemizdeki olumlu gelişmelere ayırmak istiyorum. Yiğiter Uluğ gibi bu konudaki en saygın en önde gelen bir isim şubeye geldikten sonra oldukça güzel şeyler yaşanıyor. Bu sezondan itibaren kullanmaya başladığımız Beşiktaş Basketbol logosu oldukça şık. Bu logonun ortada olduğu Akatlar İntegral Arena’nın yeni dizaynı da oldukça hoş. Salon içerisindeki düzenlemeler de oldukça güzel. Ev sahibi olduğumuz maçlara gelen bando güzel bir atmosfer oluşturuyor ayrıca son olarak artık bir maskotumuz da var. Sosyal medya hesapları da oldukça doğru ve güzel kullanılıyor. Beşiktaş Basketbol’un resmi hesaplarından paylaşılanlar hem çok güzel hem de takipçiler için oldukça doyurucu. Keza kombine kart satışı için çekilen reklam filmi de son derece güzel, şık ve profesyonel bir çalışma olmuş. Basketbol ürünlerimizin de yakın zamandan itibaren Kartal Yuvası mağazalarında satışına başlanacak olması bir diğer mutluluk verici gelişme. Tüm bu güzel haberler basketbol şubesindeki olumlu değişimlerin bir göstergesi. Bu noktada Basketbol Direktörümüz Sn. Yiğiter Uluğ başta olmak üzere emeği geçen herkese bir Beşiktaşlı basketbolsever olarak çok teşekkür ediyorum. Eminim bir çok kişi de tüm bu gelişmelerden mutludur.
Sonuç olarak sezona sallantılı başlasak da yavaş yavaş toparlanmaya başladık. Hala zamana ihtiyacımız var. Eksiklerimizin ve takviyelerin de takıma katılmasıyla birlikte çok daha iyi bir Beşiktaş İntegral Forex’in bizleri beklediğini düşünüyorum.
Kaynak:http://kartalbasket.org/zaman-lazim/