Selam
@stillbirth SelamSon 4 yılda Carvahal, Samet Aybaba ve Bilic ile çalıştık. Bu son 4 yılda takımın iskeleti, dizilişi ve oyuncular nerede ise aynı idi.
- Sağ bek Hilbert yerine Serdar geldi, Solbek İsmail idi. Şu an Motta ve İsmail, son bir kaç maçtır opare.
- Defans, Sivok ve Ersan idi, şu an Pedro Ersan
- Orta Saha Ernst ve Veli idi, şu an Atiba ve Veli
- İleri 4 dörtlü bile kısmen aynı. Olcay ve Oğuzhan'ın 3. yılları. 2 yıllık Töre ve bu sene gelen Sosa/Ba Ba.
Kısaca başarı karşılaştırması için alacağımız mihenk taşını rahatlıkla 4 sene önceyi alabiliriz. Hatta ben geliştiriyorum, son 10 seneyi alıyorum, 23. hafta itibarı ile topladığımız en yüksek puan olan 51 puan toplamışız ki antrenör Bilic. Kaldı ki 5 sene önce elimizde Q7, Ferdi reyiz, Simao ve Almeida vardı. Şu an bu oyuncu grubundan daha iyi olan tek oyuncumuz Ba. Almeida'dan daha iyi kalite olarak. Kadro kalitesi olarak geriye gidildiği halde şu an bir başarı söz konusu. "o oyuncuların form durumlarına bak" dersen, demek ki Bilic elindeki daha kalitesiz oyunculardan daha çok verim almış ki burada da başarılı.
Uzatmayacağım. O 10 seneyi 112 yaptığında durum ne oluyor ona bir bak. Çünkü 10 sene yanıltır. Karşılaştırdığın isimler Carvahal ve Samet Aybaba. Derin araştırmalara girmeden zaten kafadan cevap verebilirsin. Hata şurada başlıyor, Bilic bu karşılaştırdığın adamlara karşı nispeten başarılı olabilir ama Beşiktaş tarihinde o konuma henüz gelememiştir. Dolayısıyla Bilic henüz Beşiktaş başarı tarihinin bir yerinde değil.
"Takımını umursamayan Q7", "Kabız Almedia", "Bitik Simao", "Nispeten faydalı paragöz Ferdi", "Gecelerin adamı Guti"... Kimse beni kadromuzun geriye gittiğine inandıramaz. Bu çok yanlış bir bakış. Futbolu isimler oynamıyor. Bilic kadro anlamında Carvahal'den de Aybaba'dan da daha şanslıdır!AL'de son 16'ya kaldık, Son 16'ya kalırken turnuvanın favorilerinden biri olan Liverpool'u eledik ki antrenörümüz yine Bilic. Carvahal varken Braga'yı nasıl elediğimizi hatırlamanı isterim. İnöüne'de 90 dakika defans yaptık da öyle geçtik. Adamlar tek kale oynadıkları maçı 1-0 kazandıkları halde turu geçemediler. Muhtemelen biz geçeceğiz gelecek hafta. Bu da hem bizim hem de Bilic'in başarı hanesine yazılacak.
Carvahal zaten dipte bir yerlerdeydi. Beşiktaş alt yapı hocalığını dahi kaldıramazdı. Nasıl oldu da teknik direktörlük yaptı bizde hiçbir fikrim yok. Samet Aybaba'yı bile bir mantığa oturtabiliyorum ama Carvahal tam bir muamma benim için. O yüzden bu karşılaştırma adil olamıyor. Evet Liverpool'u eledik. Bu bir başarıdır. Ama şuna dikkat etmek lazım. Turnuvalarda oynadığın futbol seni geniş kapsamda başarılı kılmaz. Bilic şu ana kadar AL de başarılı ilerliyor ama tüm kapasitesi zaten o kadar. Turnuvaları nasıl oynaması gerektiğini biliyor. Ancak orada da bitmiş bir şey yok henüz (Bu yanlış anlaşılması muhtemel bir cümle. Ben en fazla isteyenlerdenim o kupayı. Alırsak delirecek kadar fazla Beşiktaş sevgim. Yani haklı çıkmak için Bilic yenilsin diye bir şeyi istememin imkanı yoktur).bu arada, Bilic'in son 2 sezondur ev sahibi avantajı olmadan maçlara çıktığını da ekleyeyim. Bununla ilgili bir yazım var, aşağıdan ulaşabilirsin. Zaten Bilic hakkında düşüncelerimin çoğu orada mevcut. Bilic hakkında eleştirilerim ise başlık altına bugün yazdığım senin referans aldığın yazıda mevcut.
http://haber.besiktasarena.com/neye-gore-kime-gore.htmlDünkü oyunla ilgili eleştirine gelince, Brugge kötü oynamadı, biz kötü oynamaya zorladık. Sen Veli'nin, Oğuzhan'ın ve Tolgay'ın yaptığı presi ve kaptıkları topları değil, onların yanlış paslarına yoğunlaştı isen bu da bir bakış açısıdır. İlk yarı sadece benim saydım 4-5 top kaptı Veli. Bunlar, presten dolayı adamların ayağımıza attığı paslardı, bizim kora kor mücadele ile kazandığımız değil. Burada konu hakkında çok yazı yazdığım için bazen uzatmıyorum ama sanırım eklemem gerek burada. Bizim ouun tarzımı orta sahada şok pres ile topu kapıp varsa kontraya çıkmak yoksa set oyununa yerleşmek. Bu oyunu temel alıyoruz. Dün bunun defans kısmını ilk 60-65 dakika iyi yaptık. Sonra geleneksel problemimiz sebebi ile çatladık. Bu konuda çok yazdığım için artık yazasım gelmiyor
O sebeple daha önce yazdığım bir yazıyı okumanı rica edeceğim Bilic ve sistemi hakkındaki görüşleri için
Yazının ilgili yerlerini dikkate alabilirsin.
http://haber.besiktasarena.com/sorun-sorunlarin-azligi.htmlFutbol çift taraflı bir oyun, top kapmak tek başına yeterli olmaz. Kaptığın topu olumlu kullanman lazım. Beşiktaş bunu yapabildi mi? Kontra yoksa doğru bir şekilde ve doğru adam sayısıyla mı sete yerleşiyoruz yoksa set oyunumuz bile defansa yönelik mi? Bunları düşünmek lazım. Ne kanatlara inebiliyoruz ne de ortadan pozisyon üretebiliyoruz. Şut sayımız bile o kadar az ki. Teorik olan ve pratikteki farklılıklar bize hem oyuncu kalitesinin hem de teknik adam mentalitesinin ipuçlarını veriyor.Son olarak, nesnel değil kişisel aldığım tek eleştirin şu oldu:
"O yüzden yenilgi de ortaya çıkan bir taraftar grubu olduğunu söylemen özellikle dalga geçer gibi söylemen çok saçma. Çünkü sende aslında makul olmayan sebeplerle ortaya çıkıp duruyorsun."
Belki farkında değilsin ama sadece yenilgilerde ortaya çıkan ve olmaz şekillerde Bilic'i eleştiren bir güruh var. Bu kişiler "Samet Aybaba zamanında bile daha iyiydik" e varan yorumlar yapıyor. Eyvallah, Samet Aybaba'nın başarılı olduğunu düşünenler de olabilir ama bu kişiler neden hep mağlubiyet sonrası ortaya çıkıyor? Ben artık bunun bilinçli olduğunu düşünüyorum. O sebeplede dalga geçiyorum evet, çünkü fikir özgürlüğü kişinin söylemek istediğini serbestçe söylemesi demektir. O fikirlerle dalga geçilmeyecek demek değildir. Senin yaptığın gibi kaliteli yorumlara zaten kendimce kaliteli yorumlar yapmaya çalışıyorum. Ama bu dikkati herkesin yorumuna gösterecek değilim.
Buna söyleyeceğim tek şey "don't feed the troll"