13 Ekim 2017, 23:13:55 »
Ligin bitimine daha 26 hafta var. Puana değil, oyuna bakmak lazım.
15/16 ve 16/17 sezonunundan doğru notlar çıkaramayan, her maç sonunda artıyı da eksiyi de oyuncu üzerinden arar. Bir oyun takımının, oyuncu takımı gibi oynadığı maçlarda sıkıntı oyuncuda olamaz. Çıkarır-yenisini sahaya sürersin, bu kadar basit. Ve bir o kadar sığ.
29 Eylül 2017, 22:30:54
Hep bir öncekinden daha iyisini talep edeceğin daha güçlü bir oyun. Ölçü budur. Burada yeterlilik, rekabet kalitesi ve yüzümüzü nereye dönmemiz gerektiği ile ilgili nutukları yok yere çekmiyorum. İş, kusurlarını görmek; kazanırken hataları, kaybederken doğruları analiz etmek ile başlıyor.
Yaklaşık üç yıldır aynı şeyi farklı kelimeler ile yazıyorum. Yineleyeyim: Bu takım; Arsenal, Liverpool, Tottenham, Sporting, Lyon, Napoli, Benfica, Porto, Leipzig, Monaco'ya karşı kimi zaman oyunu kimi zaman skoru kazandı. Tüm bu süreçte oyunun kusurlu ve gelişime muhtaç tarafları vardı. Ligde ya da Avrupa'da bazı takımlara karşı oyunu ya da skoru kaybetti. Fakat 15/16 ve 16/17'de ligin tek etken takımıydı. O yüzden ölçü üzerine koymaktır. Puantaj hesapları yapmak veya eldeki oyunu yerel rakipler ile mukayese etmek Beşiktaş için ölçü olamaz. Beşiktaş'ın bir öncekinden daha kötü oynamasını geriye gitmek olarak değerlendiririm. İlaveten bu üste saydığım on takımla oynadığımız maçların yarısında oyunu kazanan taraftık. O yüzden daha fazlasını talep edip, eldekini yetersiz bulmak gayet normal.
28 Ekim 2017, 23:24:36 »
Oyun kalitesinden bahsediyorum. İlaveten ölçü puan cetveli de değil. Tüm bu konulardaki düşüncelerimi bilmiyormuş gibi beni tekrara düşürmene gerek yok. Çıta, ölçü adına her ne dersen: Beşiktaş.