Tahminlerin aksine ben GS'nin bu yıl çok başarılı olamayacağını düşünüyorum.
@Çağrı şablonunu baz alacağım;
---------------Muslera----------------
Sabri---Chedjou---Semih---Telles
Bruma--Melo--Selçuk-----Sneijder
-----------Umut-------Burak-------
GS'nin çok büyük bir kadro mühendisliği problemi var bence.
Kaleci Muslera'yı pas geçiyorum
Sabri Çedju Semih ve Telles baktığımızda çok başarılı bir defans dörtlüsü olarak çıkıyor. Lakin öyle değil. Hatta bu dörtlü içinde Sabri dışında bölgesinde istikrarlı bir iş çıkartacak adam yok gibi duruyor. Çedju ve Semih birbirini tamamlayan oyuncular değil. Telles'in zaten defansla alakası yok. Telles geri dönüşü zor bir oyuncu, zaten brezilya liginin avrupa liglerinden en büyük farkı, oyunun çılgıncasına açık oynanması. Orada giden oyuncunun geri dönmemesi, yüksek ama akılsız tempo yüzünden fark edilmiyor. Ayrıca, brezilya futbolunda beklerin defanstan ziyade ofansa katkısı bekleniyor. Ama iş avrupa'da öyle yürümüyor. Telles'in de en büyük problemi bu.
O çıktığında boşluğunı kapatması gereken iki adam var, Melo veya Semih. Semih sola kaydığında, Çedju da o bölgeye kayıyor. Ama, o hamleden sonra bizim için en büyük avantaj ortaya çıkıyor. Melo, eski temposunda olmadığı için, semih ve çedjunun kaydığı alana kayamıyor. dahası hem Melo hem Selçuk eski tempolarında olmadıkları için sete set hucümlarda bile adamlarını takip etmiyorlar.
Şimdi bir örnek vereceğim; dünkü maçta (18 aralık 2014 BJK-Ç. RİZE maçı) bir pozisyon oldu. BJK orta sahada bi top kaptırdı, o sırada o bölgede olan KERİM, sanki bir ön libero gibi en az 40 metre rizenin bizim ceza sahasına topla gelen oyuncusunu takip etti ve pozisyonu bozarak topu kaybetmesini sağladı. Son 1,5 yıldır Selçuk, son 6 aydır Melo bunu yapmıyor.
Semih ve Çedju uyumsuzluğundan devam ediyorum. ikisi de hamle oyuncusu ve doğrusu bunu iyi yapıyorlar. Ama ikisi de oyun kurucu değil, o sebeple GS oyun kurucu problemini Selçuk, Melo veya Emre Çolak ile çözmeye çalışıyor. Daha önce Yekta ve Ceyhunu da denediler (mancini ve prandelli). Orada da şu öne çıkıyor. Selçuk ve Emre tipik anadolu takımı futbolcusu mantalitesinde oldukları için (bizim Necip ve Serdar gibi), topu alıp hızlı bir şekilde dönüp servis yapamıyorlar. Çünkü ne çalım atabiliyorlar ne de hızlılar. Yekta ve Ceyhun da yapamamıştı. Melo ise hem oyun kurup hem müdafa yaparken bir yerden sonra eski temposunda olmadığı için oyundan düşüyor. Zaten melonun oyundan düşmesi demek, GS'nin %50 sinin gitmesi demek. O sebeple GS hızlı hücum eden takımlara karşı devamlı bocalıyor ve 4er tane yiyor (biz de hızlıyız ama 4 atamayız sanırım
)
Bu ilk problem, defans orta saha bağlantısı için yazdığım problemler zaten burada da geçerli. Selçuk, Emre ve kısmen Melo topu Sneijder'e aktaramadıkları zaman oyun kurulamıyor. Bunu aşmanın iki yolu var;
1) Merkezi kalabalık tutup oyunu ileri taşıma (ki zaten melo, selçuk ve emre bu özellikte oyuncular değil)
2) Topu kanatlara açma:
Burası önemli. GS'nin elinde "kağıt üzerinde" güzel bir hücumcu orta saha var. Senijder, Hamit, Bruma ve Olcan. Bunlardan Sneijder hariç hepsi bitik durumda. Olcan zaten GS'de olmadı. TS'deki gibi beslenmediği için etkili olamıyor, dahası GS'nin hücum anlayışının geçen seneki TS ile alakası olmadığı için istediği topları alamıyor çoğu zaman. Zaten formu yerlerde. Hamit'in eski halinden eser yok. Müthiş tecrübesi ve özgüveni ile şimdilik idare ediyor ama Hamza hoca gazı geçince yine foyaları ortaya çıkacaktır. Çok kalınlaşmış, temposu yerlerde ve eski atikliğinden eser yok. Büyük maçlar dışında gs'ye zarar verecektir. Bruma ise tam yetenek abidesi ama futbol zekası yerlerde. Önünde açık alan bulsa bile ne pas vermeyi, ne pas vereceği zamanı ne şut çekeceği zamanı biliyor. Çoğu hücum onun ayağına değdiği an bitiyor. Maçlar içinde ufak parlamalar dışında GS'ye istikrarlı bir katkı yapamayacaktır. Kısaca Sneijder dışında çekinilecek bir tehdit yok.
Hücumları ise en netameli alan. Baktığımızda hem burak hem umut hem de sneijder istikrarlı adamlar. Bir şekilde hep katkı veriyorlar. Buradaki mesele ise aralarındaki bağlantı. Umut önde Burak arkada olduğu zaman hücum hatları daha efektif olmasına rağmen umut kocaman bir kazma olduğu için yeterli verim alınamıyor. Burak önde umut arkada olduğu zaman takımda hücum pres namına bişey kalmıyor. Gerçi umutun sahada olmaması herzaman büyük avantaj. Hem çok tempolu, devamlı pres yapıyor, bu sayede sneijdere alan sağlıyor, hem de defansı çok yoruyor yaptığı koşularla. Bence sneijderle dha iyi anlaşıyor. Burak ne geriye geldiği ne top tuttuğu ne de pres yaptığı için bizim lehimize ama o da umuttan biraz daha iyi bir golcü.
Burada Sneijder'e ayrı bir parantez açmak lazım. Çok büyük ve önemli bir oyuncu. GS doğru kullansa tek başına şampiyon yaoar takımı da Allahtan GS'nin türk oyuncuları nazlı da adamın kıymetini bilmiyor. Biz de olsa en az 3 sene arka arkaya şampiyon oluruz bizim takımın yapısında. Neyse.. konuya devam edelim. Sneijderin etkili olması için iki asgari şart lazım:
1) Orta sahada onun yapmadığı presi yapacak adamlar
2) İleri de ona boşluk yaratacak tempolu forvetler
Selçuk ve Melo'nun bu alanı ona sağlamadığı ortada. Çünkü ikisinin de eski halinden eser yok. Emre çolak oranın adamı değil, çünkü hem Senijderin alanını kapatıyor, hem de orta saha için çok kötü oyun görüşüne sahip. Selçuk kadar bile değil. O sebeple işin o bölümü bize avantaj.
Hücumda ise Umut varken Sneijder büyük ölçüde rahatlıyor ama o da büyük kazma
Burak ise Sneijderin oyununun en büyük katili. Bu GS'nin çözmesi gereken en büyük sorun bana göre. Umutlu futbol mu? yoksa Buraklı futbol mu?
@Çağrı 4-4-2 yazmış ama ben hem fikir değilim. Hamzanın gazı geçince bu sistemin foyaları çıkacak. Sneijder gibi pres yapmayan bir adamla ortasahanın yürümesi imkansız. Bizim maçta görecekler
Gelelim bizim maça; bir kere hem olcay'ın hem de Gökhan'ın bizim maçta çok iyi olmaları lazım. Özellikle Gökhan'ın. Telles'i ikiye katlar orada. Gerçi ben defansif yönü daha kuvvetli olduğu için Hakan Balta ile başlar diyorum. Galatasaray'da gördüğüm kadarı ile kanat savunması diye bişey yok. Olcay ile Gökhanın orayı kabak gibi oyup içine badeyi koyması lazım.
Veli ve atiba ise melo ve selçuk ile uğraşmayacak. Bırak onlar kendi yarı sahalarında topla oynasınlar. O top sneijdere gelmeyecek, tüm müdaafa sneijder top almayacak şekilde yapılacak.
Burada ikinci hamle şu olabilir, biz defansta iken Sosa ile Veli yer değiştirip, Melo'ya sıkı bir pres yaptırabilir Biliç GS oyun kuramasın diye. Bu da GS'yi oldukça afallatacaktır ama ben ilk önerimi daha akla yatkın buluyorum.
Toplu defans yaptğımız için çok fazla bireysel hata ve uzun şutlar dışında pozisyon olmayacaktır. Bir de BA formda dönerse GS'yi yenmememiz için neden yok. Hatta FB'nin güçlü orta saha ve hücumu aksine GS'nin yumuşak orta saha ve ön alanı bizim için büyük avantaj olacaktır TS maçında olduğu gibi.
Öyleyken böyle..