avrupa ligi ön elemesindeki son adım, beşiktaş taraftarının tribüne dönüş sinyali vermesi açısından önemliydi. sinyal zaman zaman kesintiye uğrasa da; çatlağın, taraftar hakkındaki umutsuzluğu büyütmeyi gerektirecek kadar derin olmadığını gördük.
taraftar karşılaşmaya, ilk düdüğünün gecikmesine olan tepkiyi harmanlayarak uzun zamandır yapılan en iyi üçlü ile başladı. maçtan önceki enerjinin, bazı çevresel faktörlerin de vasıtasıyla, yarım dakikaya sıkıştırılması, katılım oranını ve şiddetinin bu kadar yüksek biçimde kullanılması uzun süredir unuttuğumuz görüntülerden biriydi. ilk yarının büyük bölümünü atak organizasyonu açısından zayıf, savunma organizasyonu açısından iyi notla değerlendirmek galiba makul olacaktır; atak organizasyonları yaklaşık 40. dakikaya kadar geçer not alamadı; fakat savunma yirmili dakikaların başlarındaki bocalama dışında hep üst düzeydeydi. top takımdayken yaşanan kaosun nedeninin tribünler arası liderlik savaşı kadar, rakibin baskılanmasında daha iyi bir silah sayılan ıslığa katılımın kolaylığı olduğunu da belirtmek gerek; fakat bu seferlik öncü bir tribün grubunun kabullenilememesi üzerinde durmayı elzem sayıyorum. maç boyunca neredeyse hiç boşluk vermeden, birbirleri üstüne çakışarak çoğunluk elde etmeye çalışan gruplar sanki kendi dinletilerini vermeye gelmiş korolara benziyorlar. atmosfere, kötü tercihlerin, popüler tercihleri izlediği bir döngüden öteye gidemeyen ve takımın oyununa bağlı olarak bazen tamamen unutulan, duymazlıktan gelinen; fakat sürekli var olduğu bilinen bir fon müziği ekleniyor. bu alev alabilen yoğunluk, genellikle kısa süreli patlamalarda kendine destekçi bulabiliyor. ilk yarı bu patlamalar gollere rağmen hemen hemen hiç yaşanmadı; ancak 40. dakika civarı benim el yordamı diye isimlendirdiğim, tribünler arası çağrıların -ki bunu sağlamak için gerçekten inat edildi- sayesinde beş dakikalık bir organizasyon bütünlüğü izledik. 45. dakikada doyuma ulaşan bu eylem, önce yerini fragman tezahüratlara, nihayetinde 5. uzatma dakikasında küfre bıraktı. yarının tümü değerlendirildiğinde rakibi baskılama ve takımdaki oyuncuları destekleme yollarının çok etkili kullanıldığını, tezahüratlarda ise mırıldanma düzeyini aşmakta zorlandığımızı söyleyebiliriz.
ikinci yarıya, ilk yarı göklerden inen üçlünün, yer altından notlar şeklinde icra edilmesiyle başladık. herhalde tüm tribünler üçlüyü kağıt kalemle yazsalar daha çok ses çıkardı. top rakibin kontrolünde olmasına rağmen ıslık performansında yaşanan gerileme, fonda bir ya da birden fazla marşla ve orta derecede uğultuyla düşük tempolu bir hava oluşturdu. yaklaşık 10 dakika süren bu uyku havası, arka plana "efsane"nin eklenmesiyle yavaş yavaş dağıldı, ikinci 10 dakikalık periyot, belki hakkını tam olarak vermeden; fakat uykuya dalma ihtimalinden çok uzak bir biçimde "efsane" ile geçti, bu aralık ıslık performansının da yeterli düzeye gelmesine oldukça yardım etti. tribünler altmışların ortasından sonra maça tam anlamıyla ısınmıştı diyebiliriz. peki bu enerji nasıl değerlendirdi? tabii ki "dale cavese" garabetiyle; yalnız bu sefer kerameti kendinden menkul bu çoşkunluk gol yememizle değil, gol atmamızla taçlandı ve kazanın doğurduğuna hepimizi inandırdı. ben yine de kendisine yüz verilmemesini, en azından kazanların ölümsüzlüğü için gerekli sayıyorum. dale cavese ardından gelen son on beş dakikalık bölümde fragman tezahüratlar hakimdi. arada saman alevi gibi parlayan görkemli bir "ille hasan" bile dinledik, tabii ki lig dördüncülüğü sponsporluğunda... 30 ağustos'un hakkı verildi, şenol güneş selamlandı, rakiplere sövüldü ve bir avrupa mücadelesi de alkışlarla nihayetine erdi.
partizan maçı taraftar için umut verici bir sınav mıydı, bilmiyorum; fakat umut kırıcı olmadığı kesin. aksaklıklar ıslıkların arasından fark edilecek kadar belirgindi, düzlüğe çıkış yolları da öyle. bundan sonrası beşiktaş tribünlerinin yapacağı seçimle belli olacak, eğer beklentiler ve boşluklar azalırsa her maça 1-0 önde başladığımız günlere dönmek zor değil.
bu arada yeni malatya maçında, erkekler teklif ediyormuş, ona göre...
her kesimden taraftar lazım, koltukları sahipsiz bırakmayalım.
partizan karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 5/10