Koca sezon Taslica ve Babel'den gecindik. Sampiyonlar ligi de dahil.
Bu ikisi skora etki edemeyince 3 puan imkansiz oluyor.
Sene basinda, sezon ortasinda ne zaman ne dediysem yanilmadim. Senol Hoca'nin bundan sonra bir hayri dokunmaz. Bende biliyorum Senol hocadan iyi alternatif yok ortada. O yuzden kalacaktir ve seneyede bir hayri dokunmayacak.
3 sezon sonunda takim oyunu diye birsey kalmadi. Senol hocanin manevi evladi uzerinden futbol oynamaya calisiyor koca Besiktas. Adam inat etti, hicbir degisiklige gitmedi takimda. Takimi zor zamanlarda motive edip, hirslandiramadiginida anlamis oldum.
Takim presi, ara pas, ceza sahasi icine kosu, rakip sahada ucgen kurma, ver kac gibi terimleri unuttu takim.
Top cevirebildigimiz tek yer defansta rakip baski yapmiyorken. Stoperler, kanatlar ve Tolgay (Atiba, Oguzhan) cok guzel yan pas, geri pas yapiyorlar. Sonrasi malum.
Neden takım oyunu diye bir şey kalmadı? Neden o orta sahadaki tiki-taka durumu, o bezdiren paslaşmalar tekrar olamadı... 'Manevi evladı' dediğin
Quaresma'dır mutlaka... O oyun oynanırken Quaresma yok muydu?
Sosa gidince yerine
Talisca'yı alırsan,
Gomez gidince
Aboubakar'ı alırsan,
Olcay'ın yerine
Babel'i monte edersen,
Adriano'nun alternatifi olarak
Caner'i bulursan
takımın kimyasını bozarsın. (Oyuncu kalitelerinden değil, kimyadan bahsettiğimi tekrar vurgulayayım ki, 'Olcay Babel'den daha mı iyi' diye fırlamasın biri aradan...)
Bunlar yönetimin hatalarıydı.
İstikrarlı başarı, sistemin devam etmesi ile olabilir. Her sene yepyeni sistemler deneyip her birini tutturup şampiyon olamazsın. Biri tuttuysa, takımın ruhuna uyduysa, başarıyı getirdiyse, onunla devam edersin, giden oyuncuların yerine de, onların muadili olanları alırsın... Bunu yapamadılar.
O pas oyununu sağlayan adamlardan biri de
Oğuzhan'dı. Aklı nerdeyse, performansı müthiş düştü. Eski haline bir türlü gelemedi. Bu,
oyuncunun kendi hatasıydı...
Tolgay, bir nebze o işi yapabildi, ama lider özelliği hiçbir zaman olmadı.
Şu ortam içinde hocayı eleştirmek için şu söylenebilir;
'Madem takımın kimyasıyla bu kadar oynandı, bu sistemin çalışmayacağını baştan görmedin mi'...
Oyuncuları kendi aldırmış olsaydı bu sorunun muhattabı o olabilirdi, ama öyle olmadı. İkincisi, takım bütün sezon, her şeye rağmen ligin en iyi top oynayan takımıydı. Şampiyonlar Ligi'nde Porto'yu deplasmanda 3'leyen takımın oyununu hatırlıyorsunuzdur... Galatasaray'ı 3'lediğimiz, tarihi farktan allahın kurtardığı maçı herhalde unutmamışsınızdır...
Takımın alışık olduğu sisteme, alakasız oyuncuları monte etmek için büyük çaba harcadı, mümkün olan en büyük başarıyı da elde etti. Gerisi şans işi...
Teknik eleştiri yapanlara bakıyorum, kimsenin bir çözüm önerisi yok. Herkes 'başka yöntemler, alternatifler deneseydi' diyor...
'Oyunu kanatlara açmasaydık, içerden gitseydik böyle olmazdı' diyebilir misin? Diyemezsin. Ne Oğuzhan, ne Tolgay, ne Medel, ne Atiba, hiçbirinin şut özelliği yok. Talisca'nın oyun kurma özelliği yok. Babel ve Quaresma'nın pas oyunuyla alakası yok. Negredo zaten evlere şenlik...
Diyorum ya, dünyanın en iyi 10 teknik direktörü birleşip bir heyet kursalardı, bu sene Beşiktaş'ı bir adım daha ileri götüremezlerdi.
Şenol Hoca gidecekse takımın yarısının değişmesi gerekir. 3-5 takviye yapar ve bir de takımı hiç tanımayan alakasız bir hocayı başa getirirsek, seneye 20. haftadan başlarız bunları konuşmaya...