Ben asla duruma göre yazmadım. Fenerbahçe kupa maçına önemli oyuncuları oynatmama tarafındaydım. İlk yarıdaki puanların kaybının sebebi tek başına santrafor değil ki. Hoca takımı şampiyonlar liginin her maçına kafaca hazırlarken arka arkaya 3 iç anadolu maçını hazırlayamadı. Malatya, Kayseri,Sivas. Santrafor genel anlamda en büyük seksiğimiz kabul ama bu 3 takımı yenememek Hocaya yazar. Kayseri 45 dakika eksik oynadı hiçbir şey yapamadık, Akhisar maçı 1 penaltı kaçırdık rakip 10 kişi kalmasına rağmen yine birşey yapamadık. Bu sene başarısızlık olursa bu Hocaya yazar sezonun ilk yarısı hoca şampiyonlar ligi ile yatıp kalktı şampiyonlar ligide şampiyonlar ligi.Halbuki önemli olan orada 1 sene parlamak değil oralarda sürekli olmak. Haftaya Galatasarayı yenemezsek o şampiyonlar ligine seneye muhtemelen katılamayacağız. Ne anladım bu şampiyonlar ligi sevdasından şimdi?1 yılın emeğini döndük dolaştırdık 1 maça bağladık.
Abi, güzel söylüyorsunuz da, bunun alternatifi nedir, ben düşünemiyorum.
Siz Şenol Güneş olsaydınız, takımınızı Şampiyonlar Ligi'ne 'motive etmemek' için ekstra çaba mı sarfederdiniz? 'Sallayın çocuklar, fazla asılmayın, önemli olan lig' mi derdiniz? Bunlar 20-30 yaşında milyon euro'luk adamlar... Cenk (ki bence dünya çapında bir santrfor olmaktan çok uzaklarda bir çocuk) Şampiyonlar Ligi'nde attığı iki jeneriklik golle transfer rekoru kırıp Premier League'e transfer oldu. Talisca, Kayserispor maçındaki futboluyla değil, Şampiyonlar Ligi'ndeki performansıyla Brezilya Milli Takımı'na seçildi. Babel keza öyle...
Şampiyonlar Ligi'ne gitmeye hak kazandıysan, varını yoğunu ortaya koyup gidebildiğin yere kadar gideceksin, yapacak bir şey yok...
'Önemli olan burada kalıcı olmak' deyip her sene Anadolu takımlarıyla oynadığın maçları Şampiyonlar Ligi maçlarına tercih edersen, üstüste 10 sene Şampiyonlar Ligi'ne gidip, her seferinde grubu 4. bitirip evine dönersin.
Büyük takım olmak böyle bir şey... İkisini bir arada götürmeyi öğreneceksin. Bunun için de gerçek anlamda alternatifli bir kadro kuracaksın. Bunu kısmen başarıyoruz, ama daha çok yolumuz var.
Pepe kırmızı kart gördü, 'olsun Vida var' diyoruz. Medel sakatlansa Atiba, Atiba sakatlansa Tolgay, Tolgay sakatlansa Necip... Gökhan Gönül sakatlanıyor Adriano onun boşluğunu rahat rahat dolduruyor, sol tarafı da bir şekilde Caner idare ediyor... Quaresma'nın yedeği olarak Lens kağıt üzerinde çok iyi tercihti, tutmadı. Babel'in yedeği olarak Caner düşünülüyordu, fiyat performans oranı bakımından fena fikir değildi, neyse ki Babel hayakırıklığı yaratmadı.
Şu takımda Talisca'nın düzgün bir yedeği, bir tane de taş gibi santrfor olsaydı, bambaşka şeyler konuşuyor olurduk.
Uzun lafın kısası, 'bu sene başarısızlık olursa Şenol Hoca'ya yazar' sözüne HİÇ katılmıyorum. Üç kulvarda mücadele eden, Şampiyonlar Ligi'nde rekor üstüne rekor kıran, FFP kıskacından çıkıp tarihin en pahalı transferine imza atan takım, bu kirli ligi üçüncü bile bitirse faturayı hocaya kesmem. İlla bir fatura kesmem gerekirse, yanıma transfer komitesini çağırırım, Negredo ile Lens'in hesabını sorarım. Kaldı ki Lens'i 'şanssızlık' olarak görüyorum. Ama Negredo, adı anıldığı ilk andan itibaren hataların en büyüğüydü...