Muhabbet Cafe
×
Muhabbet Cafe

Beşiktaş Forum|Muhabbet Cafe Konuların dışında sohbetlerimizi burada yapalım konularıda dağıtmamış olalım

0 Üye ve 12 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Muhabbet Cafe  [Okunma sayısı 2262509 defa] Muhabbet Cafe

Çevrimdışı Mehmet Ali C.

eeeeee canli yayina bagladik senin. Benim elemanlar soruyor neden ondansea yokndiye ama
Valla adam birçok şey söyledi abi belkide sövmüştür ahahahha

Çevrimdışı mylife1903

Valla adam birçok şey söyledi abi belkide sövmüştür ahahahha
Eheheh yok be ya

Sovdurur muyum ben oldugum ortamda besiktasli adama. Komple saygi cercevesinde yuvarliyoruz. Ohhhh esnedim en sonunda.

Çevrimdışı Berat

@mylife1903 abi şafak kaç kaldı , evde durumlar nası?  :evillol:

Çevrimdışı cursedofdragon

vay be kaseti vardı halen duruyordur herhalde :D 2000 yılı :)


Çevrimdışı Yusuf Tekeli

vay be kaseti vardı halen duruyordur herhalde :D 2000 yılı :)



Küçük @cursedofdragon buna dans mı ediyodu? :kop:
Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.

"I don't know if we each have a destiny, or if we're all just floatin' around accidental-like on a breeze. But I, I think maybe it's both."

Çevrimdışı cursedofdragon

Küçük @cursedofdragon buna dans mı ediyodu? :kop:

sen iyice niyeti bozmuşsun küçük cursedofdragon filan :D  :evillol:

Çevrimdışı Mehmet Ali C.


Çevrimdışı Yusuf Tekeli

sen iyice niyeti bozmuşsun küçük cursedofdragon filan :D  :evillol:

Hadi hadi şirin seni :evillol: Lafı bulandırma :evillol:
Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.

"I don't know if we each have a destiny, or if we're all just floatin' around accidental-like on a breeze. But I, I think maybe it's both."

Çevrimdışı Culpable

kiev macinin biletleri  830 tl den mi satisa cikiyor

ev sahibi takim biletleri maxiimum 300 tl  deplasman bileti 830 tl

Çevrimdışı Culpable

mylife su biletlere birde sen baksana
bunlar bize  stadin neresini ayirdilar ?
resmi sitelerinde stadin her tarafini satiyor adamlar kucuk bir bolumunu satmiyorlar orasida bize verilen yer degildir sanirim

Çevrimdışı mylife1903

mylife su biletlere birde sen baksana
bunlar bize  stadin neresini ayirdilar ?
resmi sitelerinde stadin her tarafini satiyor adamlar kucuk bir bolumunu satmiyorlar orasida bize verilen yer degildir sanirim
Baktim abi ama bir bilgi yok. Cok maca gittim buralarda genelde guzel yeri ayiriyorlar deplasman takimina. Yuruye yuruye gidiyorsun tribune.
Zaten dolmaz o stad, bilet alan besiktaslilar toplanir bir araya

Çevrimdışı mylife1903

Soyle bir yazi gordum sabah sabah kan beynime sicradi. Bu olay dogru mu yoksa benim yazdigim ozel haberler gibi dram, gozyasi ve romantizm yuklu hurafeler kumesi mi? Polise mi adalete mi yuksek yargiya mi guvenilecek kurum kaldi mi?
Cok uzuldum ve sinirlendim

Gariban bir ailenin çocuğuydu, gecekonduda büyüdü, hem okumak hem çalışmak zorunda olduğu için meslek lisesinden sonra devam edemedi. Ankara'da sanayi sitesinde çalışıyordu, öbür atölyelerdeki işçileri sendika üyesi olmaya teşvik ediyordu, bu büyük suç (!) nedeniyle “yasadışı örgüte yardım” iddiasıyla tutuklandı, üç ay hapis yatırıldı, bırakıldı. Bırakıldı ama… Dünya Kadınlar Günü'nde yasadışı bildiri dağıtıyor diye, gene tutuklandı. Dağıttığı bildiride “devlete ve erkeğe köle olmayın” yazıyordu. E çok daha büyük suçtu! Öbür davayla birleştirildi, üç yıl dokuz aya mahkum edildi. Burdur cezaevine tıkıldı. Tam o sırada, terör örgütü iddiasıyla içerde bulunan ve işkence gören mahkumlar, ölüm orucuna yattı, isyan başlattı. Sayın devletimiz de “hayata dönüş” operasyonu başlattı. Sayın ahalimizin kulağına hoş gelsin diye “hayata dönüş” adı verilmişti, aslında, bildiğin imha operasyonuydu, gaz bombalarıyla cezaevlerine saldırıldı. Yangın çıktı, dumandan göz gözü görmüyordu, dozerler kepçeler duvarları yıkmaya başladı. Veli, işte o yıkılan duvarların birinin dibindeydi, nefes almakta güçlük çekiyordu, oracığa yığılmıştı. Duvara devasa bir balta gibi inen kepçe, sağ koluna denk geldi, kopardı attı. Veli bayıldı. Olaylar yatışana kadar o vaziyette kaldı. Kan kaybına rağmen hayata tutunmayı başardı. Koparılan kolu kayıptı. O kargaşada bir köpek tarafından kapılmış, götürülmüştü. Molozların arasında köpeğin ağzında bulundu, ambulansa getirildi. Buz torbası filan yok tabii, bildiğin market poşetine koydular. Veli'yi sedyeye yatırdılar, kopan kolunu yanına iliştirdiler, Burdur devlet hastanesine götürdüler, mikrocerrahi yoktu, tekrar ambulansa yüklediler, Isparta devlet hastanesine götürdüler, gene mikrocerrahi yoktu, oradan oraya götüreceklerine, Antalya'ya Akdeniz Üniversitesi'ne götürselerdi, kolu kurtulacaktı, kol kaybedildi. Sağlam kolunu kelepçeyle yatağa bağladılar, ayaklarına zincir vurdular. Böylesine ağır ameliyata rağmen, sadece bir hafta hastanede kalabildi, bir hafta sonra tekrar Burdur cezaevine götürüldü. Ertesi gün durumu ağırlaşınca, tekrar hastaneye götürüldü, sadece 28 gün sonra, artık iyileşti, turp gibi denilerek, tekrar cezaevine götürüldü. Sapasağlam bir insanken, engelli bir insana dönüşmüştü, cezaevinin o kötü koğuş koşullarında kişisel ihtiyaçlarını karşılamakta, engelli hayata adapte olmakta müthiş güçlük çekti. Acılar içinde, bu halde, iki yıl altı ay hapis yatırıldı. Sonra serbest bırakıldı. Çünkü… Yasadışı örgüte yardım suçlamasıyla yargılanıp mahkum edildiği davaya itiraz etmiş, itirazı nihayet haklı bulunmuş, beraat etmişti. Yani… Yok yere tutuklanmış, kolu koparılmış, 2.5 yıl hapis yatırılmış, sonra da “pardon” denilmişti. Veli, bu yaşadığı tarifsiz adaletsizlik üzerine, devleti mahkemeye verdi, 100 bin liralık maddi, 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Bu arada, dışardan açık öğretimi bitirdi, üniversite diploması aldı, kpss'ye girdi, çok yüksek puanla kazandı, nüfus idaresinde memur oldu. Tazminat davası beş yıl sürdü, duruşma üstüne duruşma, neticede kazandı, Veli'ye 150 bin lira tazminat ödendi. Ancak, danıştay bu kararı beğenmedi, bozdu, sayın devletimiz mağdur oldu diye, yeniden yargılanmasına hükmetti. Yeniden yargıladılar… Veli suçlu bulundu iyi mi… Bilirkişi raporu neticesinde, kepçe operatörünün, askerlerin, komutanların, gardiyanların, sağlık çalışanlarının herhangi bir kusuru olmadığına karar verildi. Dolayısıyla, tazminat mazminat ödenmesine gerek yoktu. Bi hesapladılar kardeşim… Veli'nin sayın devletimize faiziyle birlikte 500 bin lira geri ödemesine hükmedildi! Veli'nin kolunu koparan sayın devletimiz, üste para istiyordu. Veli itiraz etti, “siz bana kolumu geri verin, ben de size tazminatı geri vereyim” dedi, duruşma üstüne duruşma, bilirkişi üstüne bilirkişi, yeniden hesaplama yapıldı, evet yanlış hesaplamışız denildi, faiziyle birlikte 725 bin lira geri ödemesine karar verildi! Veli ne yapsın? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. Sayın devletimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden gelecek kararı beklemedi, Veli'yi icraya verdi, evindeki eşyaları haczetmeye kalktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, elbette Veli'yi haklı buldu, sayın devletimize “tazminatı geri alamazsın” dedi. Sayın devletimiz, uluslararası hukuk gereği lütfetti, tazminatı geri almaktan vazgeçti ama, kara kaplı deftere kaydedilen Veli'yi asla unutmadı. Gel zaman git zaman… Olağanüstü hal kapsamında, fetocuları ayıklıyorum ayağıyla, kanun hükmünde kararname çıkarıldı, ömrü boyunca sol örgüt üyesi olmaktan yargılanan Veli, fetocu metocu diye işinden atıldı, memurluktan ihraç edildi. Üstelik, banka hesabındaki altı bin liraya el konuldu. Yetmedi, protesto gösterisine katılıyor, işinden atılmasını protesto ediyor diye, polis tarafından karga tulumba gözaltına alındı, dövüldü, sağlam kolu bükülerek kırılmaya çalışıldı, hastaneye götürüldü, suratındaki açık seçik darp izlerine rağmen, “gayet iyi, gözaltı işleminde herhangi bir sorun yok” raporu verildi.

Çevrimdışı OrhanAker

Soyle bir yazi gordum sabah sabah kan beynime sicradi. Bu olay dogru mu yoksa benim yazdigim ozel haberler gibi dram, gozyasi ve romantizm yuklu hurafeler kumesi mi? Polise mi adalete mi yuksek yargiya mi guvenilecek kurum kaldi mi?
Cok uzuldum ve sinirlendim

Gariban bir ailenin çocuğuydu, gecekonduda büyüdü, hem okumak hem çalışmak zorunda olduğu için meslek lisesinden sonra devam edemedi. Ankara'da sanayi sitesinde çalışıyordu, öbür atölyelerdeki işçileri sendika üyesi olmaya teşvik ediyordu, bu büyük suç (!) nedeniyle “yasadışı örgüte yardım” iddiasıyla tutuklandı, üç ay hapis yatırıldı, bırakıldı. Bırakıldı ama… Dünya Kadınlar Günü'nde yasadışı bildiri dağıtıyor diye, gene tutuklandı. Dağıttığı bildiride “devlete ve erkeğe köle olmayın” yazıyordu. E çok daha büyük suçtu! Öbür davayla birleştirildi, üç yıl dokuz aya mahkum edildi. Burdur cezaevine tıkıldı. Tam o sırada, terör örgütü iddiasıyla içerde bulunan ve işkence gören mahkumlar, ölüm orucuna yattı, isyan başlattı. Sayın devletimiz de “hayata dönüş” operasyonu başlattı. Sayın ahalimizin kulağına hoş gelsin diye “hayata dönüş” adı verilmişti, aslında, bildiğin imha operasyonuydu, gaz bombalarıyla cezaevlerine saldırıldı. Yangın çıktı, dumandan göz gözü görmüyordu, dozerler kepçeler duvarları yıkmaya başladı. Veli, işte o yıkılan duvarların birinin dibindeydi, nefes almakta güçlük çekiyordu, oracığa yığılmıştı. Duvara devasa bir balta gibi inen kepçe, sağ koluna denk geldi, kopardı attı. Veli bayıldı. Olaylar yatışana kadar o vaziyette kaldı. Kan kaybına rağmen hayata tutunmayı başardı. Koparılan kolu kayıptı. O kargaşada bir köpek tarafından kapılmış, götürülmüştü. Molozların arasında köpeğin ağzında bulundu, ambulansa getirildi. Buz torbası filan yok tabii, bildiğin market poşetine koydular. Veli'yi sedyeye yatırdılar, kopan kolunu yanına iliştirdiler, Burdur devlet hastanesine götürdüler, mikrocerrahi yoktu, tekrar ambulansa yüklediler, Isparta devlet hastanesine götürdüler, gene mikrocerrahi yoktu, oradan oraya götüreceklerine, Antalya'ya Akdeniz Üniversitesi'ne götürselerdi, kolu kurtulacaktı, kol kaybedildi. Sağlam kolunu kelepçeyle yatağa bağladılar, ayaklarına zincir vurdular. Böylesine ağır ameliyata rağmen, sadece bir hafta hastanede kalabildi, bir hafta sonra tekrar Burdur cezaevine götürüldü. Ertesi gün durumu ağırlaşınca, tekrar hastaneye götürüldü, sadece 28 gün sonra, artık iyileşti, turp gibi denilerek, tekrar cezaevine götürüldü. Sapasağlam bir insanken, engelli bir insana dönüşmüştü, cezaevinin o kötü koğuş koşullarında kişisel ihtiyaçlarını karşılamakta, engelli hayata adapte olmakta müthiş güçlük çekti. Acılar içinde, bu halde, iki yıl altı ay hapis yatırıldı. Sonra serbest bırakıldı. Çünkü… Yasadışı örgüte yardım suçlamasıyla yargılanıp mahkum edildiği davaya itiraz etmiş, itirazı nihayet haklı bulunmuş, beraat etmişti. Yani… Yok yere tutuklanmış, kolu koparılmış, 2.5 yıl hapis yatırılmış, sonra da “pardon” denilmişti. Veli, bu yaşadığı tarifsiz adaletsizlik üzerine, devleti mahkemeye verdi, 100 bin liralık maddi, 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Bu arada, dışardan açık öğretimi bitirdi, üniversite diploması aldı, kpss'ye girdi, çok yüksek puanla kazandı, nüfus idaresinde memur oldu. Tazminat davası beş yıl sürdü, duruşma üstüne duruşma, neticede kazandı, Veli'ye 150 bin lira tazminat ödendi. Ancak, danıştay bu kararı beğenmedi, bozdu, sayın devletimiz mağdur oldu diye, yeniden yargılanmasına hükmetti. Yeniden yargıladılar… Veli suçlu bulundu iyi mi… Bilirkişi raporu neticesinde, kepçe operatörünün, askerlerin, komutanların, gardiyanların, sağlık çalışanlarının herhangi bir kusuru olmadığına karar verildi. Dolayısıyla, tazminat mazminat ödenmesine gerek yoktu. Bi hesapladılar kardeşim… Veli'nin sayın devletimize faiziyle birlikte 500 bin lira geri ödemesine hükmedildi! Veli'nin kolunu koparan sayın devletimiz, üste para istiyordu. Veli itiraz etti, “siz bana kolumu geri verin, ben de size tazminatı geri vereyim” dedi, duruşma üstüne duruşma, bilirkişi üstüne bilirkişi, yeniden hesaplama yapıldı, evet yanlış hesaplamışız denildi, faiziyle birlikte 725 bin lira geri ödemesine karar verildi! Veli ne yapsın? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdu. Sayın devletimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden gelecek kararı beklemedi, Veli'yi icraya verdi, evindeki eşyaları haczetmeye kalktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, elbette Veli'yi haklı buldu, sayın devletimize “tazminatı geri alamazsın” dedi. Sayın devletimiz, uluslararası hukuk gereği lütfetti, tazminatı geri almaktan vazgeçti ama, kara kaplı deftere kaydedilen Veli'yi asla unutmadı. Gel zaman git zaman… Olağanüstü hal kapsamında, fetocuları ayıklıyorum ayağıyla, kanun hükmünde kararname çıkarıldı, ömrü boyunca sol örgüt üyesi olmaktan yargılanan Veli, fetocu metocu diye işinden atıldı, memurluktan ihraç edildi. Üstelik, banka hesabındaki altı bin liraya el konuldu. Yetmedi, protesto gösterisine katılıyor, işinden atılmasını protesto ediyor diye, polis tarafından karga tulumba gözaltına alındı, dövüldü, sağlam kolu bükülerek kırılmaya çalışıldı, hastaneye götürüldü, suratındaki açık seçik darp izlerine rağmen, “gayet iyi, gözaltı işleminde herhangi bir sorun yok” raporu verildi.
Sadece bizde olur abi..Ne zaman a veya b ye değil insana saygı duyarız o zaman düzelir bazı şeyler.feto ayağına kimler mağdur oldu allah bilir.

Çevrimdışı Mehmet Ali C.

Mylife abi utandım, kahroldum biz nasıl bir ülke olduk yahu gittikçe kötüye gidiyoruz.  Bir de fetodan açığa alınan torpilini bulup geri dönüyormuş

Çevrimdışı mylife1903

Sadece bizde olur abi..Ne zaman a veya b ye değil insana saygı duyarız o zaman düzelir bazı şeyler.feto ayağına kimler mağdur oldu allah bilir.
Ayiptir ya insan olarak kesilecek tavuk kadar degerimiz yok. Feto meto hepsi akilsizliktan, cahillikten kaynakli. Ogretim falan da cozum degil. Ogretim cehaleti biraz supuruyor hali altina ama okuzluk baki kaliyor

Çevrimdışı mylife1903

Mylife abi utandım, kahroldum biz nasıl bir ülke olduk yahu gittikçe kötüye gidiyoruz.  Bir de fetodan açığa alınan torpilini bulup geri dönüyormuş
Torpil yahut degil kandirilan insanlar vardir kesin, yazik

Çevrimdışı Mehmet Ali C.

Torpil yahut degil kandirilan insanlar vardir kesin, yazik
Normal değil mi üst yönetim kandırılıyorsa, sıradan vatandaşta kandırabilir, Abi o değilde uğurlu formanı giydin mi ? Çok zor maç yarım 0 olsun bizim olsun 

Çevrimdışı tangaz

uzun boylular kandırılınca af kapsamına giriyordu ya. burada boy limiti nedir???
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı mylife1903

Normal değil mi üst yönetim kandırılıyorsa, sıradan vatandaşta kandırabilir, Abi o değilde uğurlu formanı giydin mi ? Çok zor maç yarım 0 olsun bizim olsun
Giymem mi, zor mac tam yarim sifirlik. Insallah tartismali bir golle kazaniriz da iyice kudururlar.

Çevrimdışı mylife1903

uzun boylular kandırılınca af kapsamına giriyordu ya. burada boy limiti nedir???
Abi limbo oynuyoruz boy limiti yok limite adapte olma durumu var
Soyle

Ha biz mesela boyle de oynariz


Muhim olan uzunluk degil, kivraklik be abi

Çevrimdışı Bishamon

Yoldaşlar

Fidel Castro amcamızı kaybetmişiz


Şimdi Necmi abi gelip uleeeeyyynnn siz burada gominislik mi yapıyonuz diye dalır dağıtır tüm forumu

Çevrimdışı mylife1903

Yoldaşlar

Fidel Castro amcamızı kaybetmişiz


Şimdi Necmi abi gelip uleeeeyyynnn siz burada gominislik mi yapıyonuz diye dalır dağıtır tüm forumu
Ameriga dusunsun

Çevrimdışı Yusuf Tekeli

Yoldaşlar

Fidel Castro amcamızı kaybetmişiz


Şimdi Necmi abi gelip uleeeeyyynnn siz burada gominislik mi yapıyonuz diye dalır dağıtır tüm forumu

Gomünüs :evillol:
Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.

"I don't know if we each have a destiny, or if we're all just floatin' around accidental-like on a breeze. But I, I think maybe it's both."

Çevrimdışı tangaz

Yoldaşlar

Fidel Castro amcamızı kaybetmişiz


Şimdi Necmi abi gelip uleeeeyyynnn siz burada gominislik mi yapıyonuz diye dalır dağıtır tüm forumu

tam bir Atatürk hayranıydı. gider huzurunda saygıyla eğilir şimdi...
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı tangaz

havalar soğudu şimdi şöle kızgın kumlardan serin sulara dalıp çıkıp gazozla duş yapmak vardı  :icool:

Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona


Etiketler: muhabbet muhabbet cafe