Evrim Teorisi Nedir? Evrim Teorisi Çürütüldü mü?
×
Evrim Teorisi Nedir? Evrim Teorisi Çürütüldü mü?

Beşiktaş Forum|Evrim Teorisi Nedir? Evrim Teorisi Çürütüldü mü? Evrim teorisi ile ilgili bilmek istedikleriniz burada.

0 Üye ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Evrim Teorisi Nedir? Evrim Teorisi Çürütüldü mü?  [Okunma sayısı 79505 defa] Evrim Teorisi Nedir? Evrim Teorisi Çürütüldü mü?

ysariusta

  • Ziyaretçi


Önemli Not: Yazacaklarım kendi fikirlerimdir. Hiç kimseyi, kimsenin inancını bağlamaz. Kimsenin inancına da bir hakaret ya da aşağılama içermez. Lütfen okurken benim baktığım pencereden görünene odaklanın. Kendi fikirlerinize ya da inancınıza ters olabilir ancak bunlar benim gördüklerimdir. Siz inancınıza saygı bekliyorsanız önce siz başka inançlara saygı gösterin. Neden bu açıklamayı yazdığımı, yazıya yapılacak yorumlardan anlayabilirsiniz ilerleyen zamanda.

Öncelikle "Evrim Teorisi" bilimsel bir mezudur. Bunun dinle açıklanması, bağdaşması düşünülemez. Dinde buna değinen açıklamalar var diyemezsiniz. Çünkü adı üstünde bir teoridir. İspatlanması bugün elimizde olan teknoloji ve bilgi birikimiyle olanak dahilinde değildir. Ancak teoriyi oluşturan kurallar için güçlü bilimsel dayanaklar vardır. Her günde "keşfedilmeye" devam edilmektedir.

Burada evrim teorisini anlatacak değilim. Böyle bir bilgi birikimim, zamanım yok. Ancak merak edip araştırmak isteyenler için Richard Dawkins ismini verebilirim. Son 40 yılın en önemli biologlarıdnan biridir (İsim konusunda bir kaç harf hatası olabilir)

Öncelikle bilimsel bir tartışma şekli buradaki gibi olamaz. Bir arkadaş yazmış. "hıbıdı hıbıdı hıbıd olduğunu" savunuyorum. Bu kadar tek cümle. Tek cümleyle "sav" öne süremezsin. Bunun için nesnel kanıtlar ortaya koymak zorundasındır. Örneğin ben size kazandığım parayla geçinemediğimi savunurum. Aldığım para belli, kira belli ihtiyaçlar belli. Yetmiyor. Biri de kalkar derki bilader madem rakı ihtiyacın var bandrollü alma git kaçak al. O daha ucuz. Böylece geçinirsin. Tartışma bu şekilde olmalıdır.

Darwin'den doğal olarak çokça bahsedilmiş. Maymundan falan. Evet kabul etseniz de etmeseniz insan maymunla aynı ortak atadan gelir. O ortak ata bugün yoktur. O yaşamdan çekildi. Ondan türeyen canlılardan insan çok başarılı oldu. Öyle başarılı ki. Beyni tam olması gereken büyüklükte mesela. Biraz daha büyük olsa, doğamaz bile. Biraz daha uzun ve iri olsa dik yürüyemez. Dik yürüyemezse Afrika savanında uzun otların arasında saklanan yırtıcıyı göremez. Yani tam olması gerektiği gibi.

İşte bu noktada teizim diyor ki "tam olması gerektiği gibi" olmasını sağlayan bir üstün akıl, akıllı tasarımcı olması gerekmez mi? Benim fikrime göre gerekmiyor. Şöyle ki; daha uzun olanlar olabilir evrim yolunda. Daha büyük beyinli olanlar da. Ancak onlar yaşam sahnesinden silinir. Şimdiki zamanda var olan modern insan kalır. Aynı modern zamanda çağdaşımız olan filler gibi. Fillerin bir kısmının dişleri yoktur. Bu bir genetik bozukkluktur. Ancak gelin görün ki bu genetik bozukluk onların hayatta kalmasını sağlamaktadır. Çünkü fil  dişi ticareti nedeniyle diş sahibi filler avlanarak yok edilmektedir. Böylece diş sahibi olmayan filler genetik bozukluk taşısa da soylarını devam ettirmektedir. Yani yaşamda her zaman güçlü olmak değil çevre faktörleri de etkin olmaktadır. Buna bir örnekte köpeklerdir. Köpeklerin tarihine bakarsanız yaklaşık 10 bin yıl önce başlıyor. Kurtlar insan topluluklarına yaklaşıyorlar ve bir şekilde onların artıkları vs ile "kolay yiyecek" buluyorlar. Daha sevimli daha uysal oldukça daha fazla besin elde ettiklerinden, hep daha sevimli olmak saha sadık olma yönünde evrilmekteler. Ancak günümüzde ne kurt nesli son bulmuş durumda ne de köpeklerin evrim yolculuğu son bulmuş durumda.

Darwin konusunda şöyle demiş böyle demiş gibi kulaktan dolma bir yığın bilgi var. Darwin çok yanılmış zaten. Bir çok hatalı "sav"ı var. Ancak evrim teorisini çok net geliştiren bir tespiti vardır. Bir çiçek ve kuş eşleşmesi vardır. Sanırım bir kuş görüyor Galapagos adalarında. Uzun gagalı. Bunun üzerine şöyle bir savı var. Bu adada taç yaprakları uzun olan bir çiçek olmalı. Kuş onun özünü alabilmek için gagasını bu şekilde geliştirmiş olmalı. Gerçekten de adaya daha sonra yapılan keşif turlarının birinde bu kanıtlanıyor. (Önce çiçeği görmüş uzun gagalı kuş olmalı diye de olabilir bu hikaye tam aklımda değil) Yani şunu söylüyor, bir gaga bu kadar uzayacaksa bunun bir nedeni vardır.
Benim "bilgi" anlayışıma göre Darwin söyleyebileceğiniz her hangi bir peygamberden daha makbuldür. Elbette, biz dünyaya kurallar gönderdik bundan öncekilerin hepsini değiştirdiniz onun için bunu biz koruyacağız değiştirilmeyecek, ifadesine inanmak kişilerin tercihidir. Saygı duyarım. Ancak bana göre yazıya dönüştürülmesi sırasında mini bir dünya savaşı çıkan bir yazı geçerli değildir. O nedenle buradaki fikirlerime lütfen din kitaplarından değil, nesnel kanıtlarla cevap vermeyi deneyin.

Yaradılış ve evrenin oluşumu evrim teorisine bağlanan ancak aslında apayrı bir konudur. Evrenin ilk oluşum anında toplu iğne kadarmış gibi  bir şey okudum. O yanlış. Küp şekerden biraz büyüktür. Ancak bunları tam anlatabilmek için epeyce fizik özellikle kuantum fiziği, uzay zamana hakim olmak gerekiyor. O kadar hakim değilim.

Ezcümle bu kadar çok bilgi gereken bir konunun burada konuşulması için öncelikle bir dil birliği yapmamız gerekir. Konu bilimsel bir konu olduğu içinde bu dilin nesnel bir dil olması kaçınılmaz. Böyle yapılacak her karşı savınızı merakla bekliyorum.


Çevrimdışı Mahmut






İşte bu noktada teizim diyor ki "tam olması gerektiği gibi" olmasını sağlayan bir üstün akıl, akıllı tasarımcı olması gerekmez mi? Benim fikrime göre gerekmiyor. Şöyle ki; daha uzun olanlar olabilir evrim yolunda. Daha büyük beyinli olanlar da. Ancak onlar yaşam sahnesinden silinir. Şimdiki zamanda var olan modern insan kalır. Aynı modern zamanda çağdaşımız olan filler gibi. Fillerin bir kısmının dişleri yoktur. Bu bir genetik bozukkluktur. Ancak gelin görün ki bu genetik bozukluk onların hayatta kalmasını sağlamaktadır. Çünkü fil  dişi ticareti nedeniyle diş sahibi filler avlanarak yok edilmektedir. Böylece diş sahibi olmayan filler genetik bozukluk taşısa da soylarını devam ettirmektedir. Yani yaşamda her zaman güçlü olmak değil çevre faktörleri de etkin olmaktadır. Buna bir örnekte köpeklerdir. Köpeklerin tarihine bakarsanız yaklaşık 10 bin yıl önce başlıyor. Kurtlar insan topluluklarına yaklaşıyorlar ve bir şekilde onların artıkları vs ile "kolay yiyecek" buluyorlar. Daha sevimli daha uysal oldukça daha fazla besin elde ettiklerinden, hep daha sevimli olmak saha sadık olma yönünde evrilmekteler. Ancak günümüzde ne kurt nesli son bulmuş durumda ne de köpeklerin evrim yolculuğu son bulmuş durumda.

Darwin konusunda şöyle demiş böyle demiş gibi kulaktan dolma bir yığın bilgi var. Darwin çok yanılmış zaten. Bir çok hatalı "sav"ı var. Ancak evrim teorisini çok net geliştiren bir tespiti vardır. Bir çiçek ve kuş eşleşmesi vardır. Sanırım bir kuş görüyor Galapagos adalarında. Uzun gagalı. Bunun üzerine şöyle bir savı var. Bu adada taç yaprakları uzun olan bir çiçek olmalı. Kuş onun özünü alabilmek için gagasını bu şekilde geliştirmiş olmalı. Gerçekten de adaya daha sonra yapılan keşif turlarının birinde bu kanıtlanıyor. (Önce çiçeği görmüş uzun gagalı kuş olmalı diye de olabilir bu hikaye tam aklımda değil) Yani şunu söylüyor, bir gaga bu kadar uzayacaksa bunun bir nedeni vardır.
Benim "bilgi" anlayışıma göre Darwin söyleyebileceğiniz her hangi bir peygamberden daha makbuldür. Elbette, biz dünyaya kurallar gönderdik bundan öncekilerin hepsini değiştirdiniz onun için bunu biz koruyacağız değiştirilmeyecek, ifadesine inanmak kişilerin tercihidir. Saygı duyarım. Ancak bana göre yazıya dönüştürülmesi sırasında mini bir dünya savaşı çıkan bir yazı geçerli değildir. O nedenle buradaki fikirlerime lütfen din kitaplarından değil, nesnel kanıtlarla cevap vermeyi deneyin.


Benim anlamadığım bir bilginin makbullük kriterini niye "yazıya dönüştürülmesi sırasında mini bir dünya savaşı çıkan bir yazı" olması belirliyor, neyden bahsettiğinizi anlamadım ama içinde ne yazdığı önemlidir bence, içerik önemlidir yani dediğin olayda neler geliştiğini nerden bilebiliriz ki.
O yazıda beni dönüştürürken mini dünya savaşı çıkarın falan mı yazıyor mesela.

2. olarak din kitaplarını da belirli savlar ortaya koyan metin gibi düşünün bence, örnek olarak dünya tanrı tarafından yaratılmıştır, çünkü ...   gibi ifadeler vardır dini kitaplarda. Bunun çoğu yerde kanıtları vs.leri var kimilerine göre. Din kitaplarından cevap vermeyin demişssiniz o yüzden söyledim, ben bunda bir sıkıntı görmüyorum.

Bazı örnekleriniz de kanıtı olması gerekir diye düşünüyorum mesela kurtlar kolay yiyecek buluyorlar, daha sevimli olunca köpeğe evrilmeleri gibi.
Bunlara delilller gerekmiyor mu mesela bunlar benim için tahmin mertebesinde şu an.

Çevrimdışı EMİR EMRE

Önemli Not: Yazacaklarım kendi fikirlerimdir. Hiç kimseyi, kimsenin inancını bağlamaz. Kimsenin inancına da bir hakaret ya da aşağılama içermez. Lütfen okurken benim baktığım pencereden görünene odaklanın. Kendi fikirlerinize ya da inancınıza ters olabilir ancak bunlar benim gördüklerimdir. Siz inancınıza saygı bekliyorsanız önce siz başka inançlara saygı gösterin. Neden bu açıklamayı yazdığımı, yazıya yapılacak yorumlardan anlayabilirsiniz ilerleyen zamanda.

Öncelikle "Evrim Teorisi" bilimsel bir mezudur. Bunun dinle açıklanması, bağdaşması düşünülemez. Dinde buna değinen açıklamalar var diyemezsiniz. Çünkü adı üstünde bir teoridir. İspatlanması bugün elimizde olan teknoloji ve bilgi birikimiyle olanak dahilinde değildir. Ancak teoriyi oluşturan kurallar için güçlü bilimsel dayanaklar vardır. Her günde "keşfedilmeye" devam edilmektedir.

Burada evrim teorisini anlatacak değilim. Böyle bir bilgi birikimim, zamanım yok. Ancak merak edip araştırmak isteyenler için Richard Dawkins ismini verebilirim. Son 40 yılın en önemli biologlarıdnan biridir (İsim konusunda bir kaç harf hatası olabilir)

Öncelikle bilimsel bir tartışma şekli buradaki gibi olamaz. Bir arkadaş yazmış. "hıbıdı hıbıdı hıbıd olduğunu" savunuyorum. Bu kadar tek cümle. Tek cümleyle "sav" öne süremezsin. Bunun için nesnel kanıtlar ortaya koymak zorundasındır. Örneğin ben size kazandığım parayla geçinemediğimi savunurum. Aldığım para belli, kira belli ihtiyaçlar belli. Yetmiyor. Biri de kalkar derki bilader madem rakı ihtiyacın var bandrollü alma git kaçak al. O daha ucuz. Böylece geçinirsin. Tartışma bu şekilde olmalıdır.

Darwin'den doğal olarak çokça bahsedilmiş. Maymundan falan. Evet kabul etseniz de etmeseniz insan maymunla aynı ortak atadan gelir. O ortak ata bugün yoktur. O yaşamdan çekildi. Ondan türeyen canlılardan insan çok başarılı oldu. Öyle başarılı ki. Beyni tam olması gereken büyüklükte mesela. Biraz daha büyük olsa, doğamaz bile. Biraz daha uzun ve iri olsa dik yürüyemez. Dik yürüyemezse Afrika savanında uzun otların arasında saklanan yırtıcıyı göremez. Yani tam olması gerektiği gibi.

İşte bu noktada teizim diyor ki "tam olması gerektiği gibi" olmasını sağlayan bir üstün akıl, akıllı tasarımcı olması gerekmez mi? Benim fikrime göre gerekmiyor. Şöyle ki; daha uzun olanlar olabilir evrim yolunda. Daha büyük beyinli olanlar da. Ancak onlar yaşam sahnesinden silinir. Şimdiki zamanda var olan modern insan kalır. Aynı modern zamanda çağdaşımız olan filler gibi. Fillerin bir kısmının dişleri yoktur. Bu bir genetik bozukkluktur. Ancak gelin görün ki bu genetik bozukluk onların hayatta kalmasını sağlamaktadır. Çünkü fil  dişi ticareti nedeniyle diş sahibi filler avlanarak yok edilmektedir. Böylece diş sahibi olmayan filler genetik bozukluk taşısa da soylarını devam ettirmektedir. Yani yaşamda her zaman güçlü olmak değil çevre faktörleri de etkin olmaktadır. Buna bir örnekte köpeklerdir. Köpeklerin tarihine bakarsanız yaklaşık 10 bin yıl önce başlıyor. Kurtlar insan topluluklarına yaklaşıyorlar ve bir şekilde onların artıkları vs ile "kolay yiyecek" buluyorlar. Daha sevimli daha uysal oldukça daha fazla besin elde ettiklerinden, hep daha sevimli olmak saha sadık olma yönünde evrilmekteler. Ancak günümüzde ne kurt nesli son bulmuş durumda ne de köpeklerin evrim yolculuğu son bulmuş durumda.

Darwin konusunda şöyle demiş böyle demiş gibi kulaktan dolma bir yığın bilgi var. Darwin çok yanılmış zaten. Bir çok hatalı "sav"ı var. Ancak evrim teorisini çok net geliştiren bir tespiti vardır. Bir çiçek ve kuş eşleşmesi vardır. Sanırım bir kuş görüyor Galapagos adalarında. Uzun gagalı. Bunun üzerine şöyle bir savı var. Bu adada taç yaprakları uzun olan bir çiçek olmalı. Kuş onun özünü alabilmek için gagasını bu şekilde geliştirmiş olmalı. Gerçekten de adaya daha sonra yapılan keşif turlarının birinde bu kanıtlanıyor. (Önce çiçeği görmüş uzun gagalı kuş olmalı diye de olabilir bu hikaye tam aklımda değil) Yani şunu söylüyor, bir gaga bu kadar uzayacaksa bunun bir nedeni vardır.
Benim "bilgi" anlayışıma göre Darwin söyleyebileceğiniz her hangi bir peygamberden daha makbuldür. Elbette, biz dünyaya kurallar gönderdik bundan öncekilerin hepsini değiştirdiniz onun için bunu biz koruyacağız değiştirilmeyecek, ifadesine inanmak kişilerin tercihidir. Saygı duyarım. Ancak bana göre yazıya dönüştürülmesi sırasında mini bir dünya savaşı çıkan bir yazı geçerli değildir. O nedenle buradaki fikirlerime lütfen din kitaplarından değil, nesnel kanıtlarla cevap vermeyi deneyin.

Yaradılış ve evrenin oluşumu evrim teorisine bağlanan ancak aslında apayrı bir konudur. Evrenin ilk oluşum anında toplu iğne kadarmış gibi  bir şey okudum. O yanlış. Küp şekerden biraz büyüktür. Ancak bunları tam anlatabilmek için epeyce fizik özellikle kuantum fiziği, uzay zamana hakim olmak gerekiyor. O kadar hakim değilim.

Ezcümle bu kadar çok bilgi gereken bir konunun burada konuşulması için öncelikle bir dil birliği yapmamız gerekir. Konu bilimsel bir konu olduğu içinde bu dilin nesnel bir dil olması kaçınılmaz. Böyle yapılacak her karşı savınızı merakla bekliyorum.

İlk kısım için rahatlıkla Carl Sagan'ın adını verebilirim. Merak edenler için ise Cennetin Ejderleri adlı kitabı okumalarını tavsiye ederim.
Sagan kesinlikle bir evrim teorisini şarlatanlıkla değil, salt bilimle ve herkesin anlayabileceği dilde vermiştir. Üstelik kendisi hayatının büyük bir kısmını Nasa'nın bir çok projesinde (Voyager 1-2 başta olmak üzere) Güneş Sistemi'nin bir çok gezegen ve uydusunun yaşam koşullarını incelemeye adamış bir astro fizikçidir. Yani kafanızı çok yormaz, anlatır.

İkinci kısım için ise Hawking'in Zamanın Kısa Tarihi adı eserini ve Newton'ın Principia'sını öneririm. Uçuk bir hobi ama bana teleskop aldırdı.

ysariusta

  • Ziyaretçi


Benim anlamadığım bir bilginin makbullük kriterini niye "yazıya dönüştürülmesi sırasında mini bir dünya savaşı çıkan bir yazı" olması belirliyor, neyden bahsettiğinizi anlamadım ama içinde ne yazdığı önemlidir bence, içerik önemlidir yani dediğin olayda neler geliştiğini nerden bilebiliriz ki.
O yazıda beni dönüştürürken mini dünya savaşı çıkarın falan mı yazıyor mesela.

2. olarak din kitaplarını da belirli savlar ortaya koyan metin gibi düşünün bence, örnek olarak dünya tanrı tarafından yaratılmıştır, çünkü ...   gibi ifadeler vardır dini kitaplarda. Bunun çoğu yerde kanıtları vs.leri var kimilerine göre. Din kitaplarından cevap vermeyin demişssiniz o yüzden söyledim, ben bunda bir sıkıntı görmüyorum.

Bazı örnekleriniz de kanıtı olması gerekir diye düşünüyorum mesela kurtlar kolay yiyecek buluyorlar, daha sevimli olunca köpeğe evrilmeleri gibi.
Bunlara delilller gerekmiyor mu mesela bunlar benim için tahmin mertebesinde şu an.

buradan daha detaylı bulabilirsin. Ancak mutlaka konu hakkında yazılan makaleleri de okumanı öneririm. Her şeyi devletten beklemeyin.

Kuranın yazıya dönüştürülmesi yani halife Osman dönemini biraz incelersen ne demek istediğimi anlayabilirsin.
Madem "Biz koruyacağız ve değişmeyecek" yazınca değişmiyordu da neden öncekilere bunu yazıp değiştirilmesini önlemedi tanrı?
Bilginin makbüllük kriteri senin için başka olabilir. Buna hiç itirazım yok zaten. İstediğine inanmakta özgürsün. Ancak bilim konuşuyorsak bilginin ispatlanabilir olması gerekir. Bu konu özünde bu böyle olmalıdır.

Çevrimdışı Mahmut

buradan daha detaylı bulabilirsin. Ancak mutlaka konu hakkında yazılan makaleleri de okumanı öneririm. Her şeyi devletten beklemeyin.

Kuranın yazıya dönüştürülmesi yani halife Osman dönemini biraz incelersen ne demek istediğimi anlayabilirsin.
Madem "Biz koruyacağız ve değişmeyecek" yazınca değişmiyordu da neden öncekilere bunu yazıp değiştirilmesini önlemedi tanrı?
Bilginin makbüllük kriteri senin için başka olabilir. Buna hiç itirazım yok zaten. İstediğine inanmakta özgürsün. Ancak bilim konuşuyorsak bilginin ispatlanabilir olması gerekir. Bu konu özünde bu böyle olmalıdır.

Ben zaten dedigim gibi o donemde olan seyler benim icin hicbirseyi belirlemez, tanrının oncekilere yazmama sebebini ben bilemem zaten onu insanlara sorman gereksiz. Eger tanri kitaplarda neden degistirilmesine izin verdigini aciklarsa o din icerisinde tartisilabilir zaten. Sen de mini savas orneginde bir sey ispatlamamis oldun onu demek istiyorum. Bu olayda binlerce degisken var cunku. Mesela tanri dunyada bircok kitapli din olsun, gercegi arayanlar kurana inansin die dusunmus olabilir, tamamen tahmin oylesine attim.

Videodaki konu ile ilgili kafamda net bir fikir ve bilgi yok zaten, onla ilgili birsey soylemeyeyim.

Çevrimdışı OrhanAker

evrimi tetikleyen ana unsurlar ilkel hayatta kalma dürtüsü ve temel ihtiyaclarimizdi.
Ihtiyaclar kismi cok basit gibi görülebilir fakat 4 ayak üstünde harcadagimiz enerji ile 2 ayak üstünde ihtiyacimiz olan enerji arasında ciddi fark var.tabi cevreyi daha iyi görmek daha hızlı yol almak konusunda ki gibi avantajlar cogaltilabilir. Yani ayağa kalkmamiz bir ihtiyaç ti hemde hayati derecede onemli.

Yine avlanirken veya kacarken aşırı isinan vücudumuzu soğutmak icin killarimizin bazilarindan kurtulmamiz gerekiyodu ve cogundan kurtulduk ama hepsinden değil suan maymun türlerinden biriyle ortak bir bitimiz var basimizda veya aşağıda neredeydi tam hatirlayamadim.

Bütün bu hayatta kalma hengamesi icinde beyin gerekiyodu tabi daha fazla düşündük oda zamanla tum iskelet sistemimiz gibi değişip gelişti.

Ornekler cogaltilabilir.Ana düşünce "ihtiyaclarimiz"di.

Tabi cok ayrıntılı bir konuda ahkam kesmek gibi olmasın yazdıklarım ki bildiklerim izledigimiz okuduklarimizdan alıntı.



GT-I8190 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


Çevrimdışı Mahmut

evrimi tetikleyen ana unsurlar ilkel hayatta kalma dürtüsü ve temel ihtiyaclarimizdi.
Ihtiyaclar kismi cok basit gibi görülebilir fakat 4 ayak üstünde harcadagimiz enerji ile 2 ayak üstünde ihtiyacimiz olan enerji arasında ciddi fark var.tabi cevreyi daha iyi görmek daha hızlı yol almak konusunda ki gibi avantajlar cogaltilabilir. Yani ayağa kalkmamiz bir ihtiyaç ti hemde hayati derecede onemli.

Yine avlanirken veya kacarken aşırı isinan vücudumuzu soğutmak icin killarimizin bazilarindan kurtulmamiz gerekiyodu ve cogundan kurtulduk ama hepsinden değil suan maymun türlerinden biriyle ortak bir bitimiz var basimizda veya aşağıda neredeydi tam hatirlayamadim.

Bütün bu hayatta kalma hengamesi icinde beyin gerekiyodu tabi daha fazla düşündük oda zamanla tum iskelet sistemimiz gibi değişip gelişti.

Ornekler cogaltilabilir.Ana düşünce "ihtiyaclarimiz"di.

Tabi cok ayrıntılı bir konuda ahkam kesmek gibi olmasın yazdıklarım ki bildiklerim izledigimiz okuduklarimizdan alıntı.



GT-I8190 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Okuduklarindan alıntı oldugun soylemissin o yüzden bir tartısmaya girmeyecegim de senin yazın üzerinden genel olarak demek istedigim. Evrim olabilir ama var diyenler kanıtı bana yeterli gelmiyor, yorumdan oteye gecmiyor oyle olmus olabilir olarak goruyorum.

Aynı konuda cuzi miktarda fosillerle kanıtlanacak mevzular degil bence, bazilari birbirleriyle bir sekilde akraba olabilir ama bu olusma seruvenlerini kesinlestirebilmek dedigim gibi ayni konuda cok kanıta ihtiyac var. Biraz tekrara dusmus olabilirim, kusura bakmayın.

Çevrimdışı Onur Küçük

Evrim var ve kanıtları her yerde. Konu daha çok insanın evrimi üzerine yoğunlaştığından ben de insanın evrimine daha çok değineceğim . İnsanların 22 çift vücut 1 çift eşey olmak üzere toplam 46 kromozomu bulunmakta . İnsansı maymunlar ise 23 çift vücut 1 çift eşey olmak üzere toplam 48 kromozom içermekte . Peki bu fark nereden gelmekte ? İnsansı maymunlarda 2a ve 2b olmak üzere 2 çift vücut kromozomu bulunmakta iken insanda sadece bir çift 2. kromozom bulunmakta . İnsanda bulunan 2. kromozom incelendiğinde bu kromozom evrim sürecinde yer değiştirme mutasyonu ile  2 kromozomun birbirine kaynaşıp yapışmasıyla oluşmakta . Bir kromozomun uç kısımlarında telomer ve ortasında düğüm halinde sentromer bulunmakta.  İnsanda bulunan 2. kromozomda ise diğer kromozomlardan farklı olarak ortasında telomer bulunmakta . Bu 2. kromozomun bir çift kromozomun birleşmesi ile oluştuğunun en büyük kanıtı.  Şempanzelerin 12. ve 13. kromozomlarının kimyasal(baz) yapısı ile insanların 2. kromozomları oldukça benzemekte . Bu da insanda bulunan 2. kromozomun bu 12. ve 13. kromozomların yer değiştirme mutasyonu ile birleşerek oluştuğunu desteklemekte. Kısacası atalarımız da insansı maymunlar gibi bir zamanlar 48 kromozomluydu.
Peki bundan sonra insanın evrim yolculuğu sona erdi mi? Elbette hayır. İnsanların ait olduğu primatların ortaya çıkışı 55 milyon yıl öncesine dayanırken insanın bulunan en eski atası 3.7 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. Evrim bir anda gerçekleşmez .Süreç içinde gerçekleşir. Birden belirgin türler ortaya çıkmaz . İnsan da evrim geçirmekte .Kanıt mı? Coğrafi yalıtım yoluyla alt populasyonlar arasında gen akışı durdurulduğunda bir süre sonra bu populasyonlar kendi aralarında çiftleşme yeteneklerini yitirerek yeni  tür oluşturur. Bu durum insan için de geçerli . Kanıt için modern insan ile yine insan türünün bir kolu olan Neandertaller arasındaki ilişkiye bakabiliriz. Modern insan ile 600.000 yıl önce ortak ataya sahip olan Neandertaller daha sonra 400.000 yıl önce Avrupa ve Asya'ya göç etti . Neandertaller'in ,akrabaları olan modern insanlarla buluşması ise en iyi ihtimal 45.000 yılı buluyor . Bu iki insan kolu birbirleri ile yeniden karşılaştıklarında aralarındaki farklılıklara rağmen yine de melez çocuklar doğurabilmişlerdi. Yalnız bu melez bireylerde bir problem vardı . Bu bireylerin kısır olma tehlikesi vardı. Neandertal gen havuzunun çok az kısmını almamız , neandertal erkeğine ait eşey X kromozomunun modern insana çok düşük oranda kalıtılması , Neandertal atalardan gelen X kromozomuna sahip  bireylerin kısır olma olasılığının yüksek olması bunun yanında erkek bireylerde testislerde önemli rol oynayan genlerde Neandertel kalıtımının çok düşük olması bu iki insan kolunun yüzbinlerce yıl boyunca coğrafi izolasyon neticesinde  neredeyse birbirleriyle çiftleştiklerinde verimsiz-kısır melez bireyler verecek dolayısıyla ayrı bir tür oluşturacak şekilde birbirinden ayrıldığını ve bunun ucundan dönüldüğünü ispatlıyor. Yalnız dikkat edin bunun gerçekleşmesi  yüzbinlerce yıl gerektiriyor . İnsanların yazıyı icat edip olayları kaydetmesi ise henüz 6000 yılı bulmamakta . Aradaki farka bakarak düşünmekte fayda var. Biz insanoğlu genel olarak 6000 seneden öncesini kayıt altına alamadığımız için idrak etmekte sorun yaşıyoruz her ne kadar fosiller gibi evrimi kanıtlayan nice örnekler önümüze sunulsa da   .

Çevrimiçi Necmi



Kuran okumadığımı kim söyledi. :)
sen söyledin arapça bilmediğini söyledin
öyle ezbere ne okuduğunu anlamadan okuyorsan herkes gibi
bu pek okumak anlamı taşımaz. @Kadir Güney
ben arapça bilmiyorum dediğin anda benim anladığım budur
yoksa annemde okuyor tek kelimesini anlamadan.

Çevrimdışı Kadir G.


sen söyledin arapça bilmediğini söyledin
öyle ezbere ne okuduğunu anlamadan okuyorsan herkes gibi
bu pek okumak anlamı taşımaz. @Kadir Güney
ben arapça bilmiyorum dediğin anda benim anladığım budur
yoksa annemde okuyor tek kelimesini anlamadan.

Kuran okumak için arapça bilmek mi gerekiyor? Kuranı alfabesiyle okuyabilsem de arapça bilmiyorum onun için de mealler var.

O anlama gelmediği de çok açık. Arapça bilmiyorum dediğim zaman kurandan tek kelime anlamadığım anlamı çıkmaz o anlam çıkarmak istenirse ancak çıkarılır.

Rusça bilmediğim halde yazarları okuyorum boşa mı?

Çevrimiçi Necmi

Benim anlamadığım bir bilginin makbullük kriterini niye "yazıya dönüştürülmesi sırasında mini bir dünya savaşı çıkan bir yazı" olması belirliyor, neyden bahsettiğinizi anlamadım ama içinde ne yazdığı önemlidir bence, içerik önemlidir yani dediğin olayda neler geliştiğini nerden bilebiliriz ki.
O yazıda beni dönüştürürken mini dünya savaşı çıkarın falan mı yazıyor mesela.

2. olarak din kitaplarını da belirli savlar ortaya koyan metin gibi düşünün bence, örnek olarak dünya tanrı tarafından yaratılmıştır, çünkü ...   gibi ifadeler vardır dini kitaplarda. Bunun çoğu yerde kanıtları vs.leri var kimilerine göre. Din kitaplarından cevap vermeyin demişssiniz o yüzden söyledim, ben bunda bir sıkıntı görmüyorum.

Bazı örnekleriniz de kanıtı olması gerekir diye düşünüyorum mesela kurtlar kolay yiyecek buluyorlar, daha sevimli olunca köpeğe evrilmeleri gibi.
Bunlara delilller gerekmiyor mu mesela bunlar benim için tahmin mertebesinde şu an.

bir kanıt varsa bu herkese göre kanıttır kimilerine göre olan kanıt olmaz.
köpeğin evrimi hala devam ediyor sürekli yeni türler yaratıyorlar bu doğal evrim değil
tamamen insan yapısı hala bu tahmin mertebesinde diyorsan zaten bunun üzerine söylenecek bir şey yok
o zaman bir tahmin daha yapalım insanoğlu artık kolayca gen havuzuyla oynamaya başladı. Bunları hayvanlarda
sıkçana denemeye başladı günü gelecek insanlardada deneyecekler bu bilimin kaçınılmaz sonuçu
doğal evrimle olanı istedikleri tarz insanı yaratmak için labratuarlarda evrimleştirecekler bu yüzbinlerce yılda olması gereken şeylerin günlerle sınırlı olarak yapılması demek işte o zaman ben dinlerin hangi noktada olacağını çok merak ediyorum insan bilgisi artık tanrıcılık oynama noktasına doğru geliyor. @Mahmut
en azından bak gen havuzlarını kullanarak kaç tür köpek yaptılar bu gün o gen havuzlarını kullanarak genetiği
değiştirilmiş bitkiler yaratıyorlar bunlar evrim dışı doğal olmayan şekilde gelişiyor. hiç dumadınmı genetiğiyle oynanmış sebzeleri
mesela israil tohumlarını ekersin mahsülü alırsın ama ondan tohum alıp tekrar ekemezsin çünkü ticari kaygılardan dolayı tohumlaması
durdurulmuş ürünlerdir. işte bunların hepsi evrimdir. bir çok akvaryum balığıda insan üretimi çevrende bu kadar kanıt varken
bunların tahmin olduğunu söylemek bence at gözlüğüyle bakmak oluyor. ön yargılı olmayınca insanın çoktan tanrıcılık oynamaya başladığını görürsün @Mahmut
bunlar iyi bir şeymi kesinlikle değil doğal dengelerle oynanmamalı genetik mutasyon çok tehlikeli sonuçlara varır doğanın milyonlarca
yılda yaptığını sen bir odanın içinde sınırlı sürelerde yaptığında bunun uzun süreli zararlarının ne olacağının bilinmesi nerdeyse imkansız
çünkü senin yaptığına müdahale eden birde doğa var

Çevrimiçi Necmi

Kuran okumak için arapça bilmek mi gerekiyor? Kuranı alfabesiyle okuyabilsem de arapça bilmiyorum onun için de mealler var.

O anlama gelmediği de çok açık. Arapça bilmiyorum dediğim zaman kurandan tek kelime anlamadığım anlamı çıkmaz o anlam çıkarmak istenirse ancak çıkarılır.

Rusça bilmediğim halde yazarları okuyorum boşa mı?
:alala: kuranı okumak için arapça bilmek gerekiyor
yoksa yaptığın sadece ezber olur ona okuma denmez rusça bilmeden yazarları nasıl okuyorsun :alala:
sen okumayı farklı anlıyorsun o zaman al eline ingilizce bilmeden bir roman oku elbette okursun
sonuçta latin alfabesi ama sadece okursun tek bir kelime bile anlamadan. @Kadir Güney
mealler var elbette hemde bir çok ama al hepsini birbirine karşılaştır ondan sonra sorarsın kendine acaba
hangisi doğru diye her yazar kendine göre çevirmiş
benim çevremdede kuran okuyan bir sürü insan var ne yazıyor diye sorduğumda bunu açıklayabilen birine rastlamadım.
yoksa arapça alfabeyi öğrenmek ve bunu yazı içinde tekrarlamak zor bir şey değil ne dediğini anlamadıktan sonra her dilide öğrenirsin
mesela kiril alfabesini öğren alt tarafı 33 harf olması lazım ezberle senin mantıkla rusçayı öğrendin demektir :D

Çevrimiçi Necmi

arkadaşlar olay dine kayıyor ve bunuda bilinçli şekilde yapıyorsunuz
biz burda bilimi konuşuyoruz dini değil

Çevrimdışı Kadir G.


:alala: kuranı okumak için arapça bilmek gerekiyor
yoksa yaptığın sadece ezber olur ona okuma denmez rusça bilmeden yazarları nasıl okuyorsun :alala:
sen okumayı farklı anlıyorsun o zaman al eline ingilizce bilmeden bir roman oku elbette okursun
sonuçta latin alfabesi ama sadece okursun tek bir kelime bile anlamadan. @Kadir Güney
mealler var elbette hemde bir çok ama al hepsini birbirine karşılaştır ondan sonra sorarsın kendine acaba
hangisi doğru diye her yazar kendine göre çevirmiş
benim çevremdede kuran okuyan bir sürü insan var ne yazıyor diye sorduğumda bunu açıklayabilen birine rastlamadım.
yoksa arapça alfabeyi öğrenmek ve bunu yazı içinde tekrarlamak zor bir şey değil ne dediğini anlamadıktan sonra her dilide öğrenirsin
mesela kiril alfabesini öğren alt tarafı 33 harf olması lazım ezberle senin mantıkla rusçayı öğrendin demektir :D

Elimde leviathan var diyelim biri ne okuyorsun dediği zaman leviathan mı diyorum yoksa semih lin'in çevirisini okuyorum mu?

Kuranı okumak için arapça gerekmiyor gerekmez de. Kuranı anlamak için arapça gerekiyor diyebiliriz. Hatta sadece bilmek değil arapça zengin anlamlı yapıya sahip olduğu için kelimelerin anlamına, dile çok iyi hakim olmak da gerekir.

"Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek ve seslendirmek." Okumanın tdk daki karşılığı budur. Ben değil siz okumayı farklı algılıyorsunuz.

Kuranda iki çeşit ayet vardır: muhkem, müteşabih. Muhkem ayetler anlamı herkes tarafından aynı şekilde anlaşılan ayetler, müteşabih ayetler birden fazla anlama gelebilen, anlamı farklı şekilde anlanabilen ayetlerdir. Yorum farklılığı da burada çıkıyor. Bir kelimenin 5 anlamı varsa birden fazla tercümesinin olması da doğal. Yorumlama olmasa mezhep olmaz. Ayrıca bu yüzden hatim etme meselesi sadece kendi dilinde kabul görüyor çünkü meallere birebir aynı anlamı taşıyor diyemeyiz ancak istisnaları hariç aynıdır.

Anlamı kesin olmayan ayetlerin şöyle de bir yönü var ateist bireylerin kuranda kendilerince hata buldukları sürekli örnek gösterdikleri bölümler bu ayetlerden çıkıyor genelde.

   “(Habibim) sana kitabı indiren O’dur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki bunlar Kitab’ın anası (temeli)dir. Diğer bir kısmı da müteşâbihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne aramak (ötekini berikini saptırmak) ve (kendi arzularına göre) Onun te’viline yeltenmek için Onun müteşâbih olanına tabi olurlar. Hâlbuki Onun te’vîlini Allah Teâlâ’dan başkası bilmez. İlimde yüksek payeye erenler ise, “Biz O’na inandık. Hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bunları) salim akıllardan başkası iyice düşünmez.”

Al-i İmran/7

Çevrimdışı Deniz

"Beşiktaş için birşey yapmak istiyorsanız kimsenin adamı olmayın!"-Süleyman Seba

Çevrimiçi Necmi

Elimde leviathan var diyelim biri ne okuyorsun dediği zaman leviathan mı diyorum yoksa semih lin'in çevirisini okuyorum mu?

Kuranı okumak için arapça gerekmiyor gerekmez de. Kuranı anlamak için arapça gerekiyor diyebiliriz. Hatta sadece bilmek değil arapça zengin anlamlı yapıya sahip olduğu için kelimelerin anlamına, dile çok iyi hakim olmak da gerekir.

"Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek ve seslendirmek." Okumanın tdk daki karşılığı budur. Ben değil siz okumayı farklı algılıyorsunuz.

Kuranda iki çeşit ayet vardır: muhkem, müteşabih. Muhkem ayetler anlamı herkes tarafından aynı şekilde anlaşılan ayetler, müteşabih ayetler birden fazla anlama gelebilen, anlamı farklı şekilde anlanabilen ayetlerdir. Yorum farklılığı da burada çıkıyor. Bir kelimenin 5 anlamı varsa birden fazla tercümesinin olması da doğal. Yorumlama olmasa mezhep olmaz. Ayrıca bu yüzden hatim etme meselesi sadece kendi dilinde kabul görüyor çünkü meallere birebir aynı anlamı taşıyor diyemeyiz ancak istisnaları hariç aynıdır.

Anlamı kesin olmayan ayetlerin şöyle de bir yönü var ateist bireylerin kuranda kendilerince hata buldukları sürekli örnek gösterdikleri bölümler bu ayetlerden çıkıyor genelde.

   “(Habibim) sana kitabı indiren O’dur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki bunlar Kitab’ın anası (temeli)dir. Diğer bir kısmı da müteşâbihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne aramak (ötekini berikini saptırmak) ve (kendi arzularına göre) Onun te’viline yeltenmek için Onun müteşâbih olanına tabi olurlar. Hâlbuki Onun te’vîlini Allah Teâlâ’dan başkası bilmez. İlimde yüksek payeye erenler ise, “Biz O’na inandık. Hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bunları) salim akıllardan başkası iyice düşünmez.”

Al-i İmran/7

burda birincisi bu başlığı din tartışmasına sen çevirdin bu başlığın ana amacı bu değil bana ayetleri anlatma ilgimi çekerse ben okurum
ben sana söylüyorum okuduğunu anlamıyorsan ki söylediğin şey bu demekki boş inanıyorsun insan bir şeye inandığında muğlak olmaz
takır takır bilgi kusar.yani bana okumanın tdk karşılığını anlatmaya çalışmaz her mezhebe göre farklı yorumlanıyorsa demekki birileri yanlış şeye inanıyor.
çünkü bir kitapta ne anlatılmak isteniyorsa o anlatılır yorum diye bir şey olmaz heleki bu din kitabıysa nettir. yoksa yüzmilyonlarca insan birilerinin yaptığı yorumamı inanıyor.sen bana okumanın demogajisini yapıyorsun desene okuyorum ama bir şey anlamıyorum bunu demek bu kadar zormu bin dereden su getiriyorsun
zaten inananaların çoğu islamın ne olduğunu bilmiyor bir şeye inanıyorsan onu öğreneceksin öbür türlü temeli olmayan boş inanç olur.
anlamı herkes tarafından değişen dediğin anda bana bunu 30 yıl anlatsan anlamam hiç bir şeyin anlamı değişmez sadece okuyan işine geldiği şekilde yorumlar.
bak burda yazdıklarımıda okuyorsun okurkende ne dediğimi anlıyorsun işte okumak budur diğerine ezber yapmak denir. rusça bilmem ama rusça bir şarkıyı ezberlerim
ve söylerim ama neyi anlattığı konusunda hiç bir şey bilmem bu benim rusça bildiğim anlamı taşımaz tek taşıdığı anlam ezberimin iyi olduğu anlamıdır.
neyse bu konunun tartışılacak bırak tartışmayı konuşalacak bile anlamı yok o nedenle bu dinle ilgili son yazı olsun ezberi okumak sandığın sürece ne ben sana bir şey anlatabilirim nede sen anlayabilirsin boş boş konuşuruz gerek yok zaten konuda bu değil ama nedense dinle alakası bile olmayan konuyu direk dine bağladın
yok bilsende yazsan diyeceğim okuyalım bilgi bilgidir birileri bir şey öğrenir ama bu kısır bir tartışma @Kadir Güney

Çevrimdışı Kalyoncu

Darvin adam midir ? :D
Pırlanta gibi cocukturda yanlış yapmıştır cansızdan canlı üretmiştir sonra bir hücreden tüm varlıkları üretmiştir ne diyim işin ilginci peşine milyonları takıp sürüklemiştir bu arada böyle başlık açan bir arkadaşı tebrik ediyorum bugun stad başlığı rezaletti bu forumda nadir olurdu böyle şeyler umarım bundan sonra çok daha dikkatli olunur

C6603 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


Çevrimdışı Gökhan_Çelik

Bir ada düşünün , kurak bir ada ,
sonra ağaçlar ekleyelim , bazıları meyve ağacı olsun
biraz hayvan serpelim içine , çeşit olsun ama kuş filan,
şimdi deniz suyu tuzlu buraya bide tatlı sus kaynağı lazım, adanın orta kısmı yüksek olsun , tatlı su aşağılarda bi göl oluştursun.
şuan hayal ettiğim ada çok güzel doğa harikası biryer ama çok sıkıcı abi ne biliyim başlarda güzelliğine hayran oluyordum ama biraz hareket lazım , bir tane insan atıyım ben bu adaya yaşıda 20 olsun ,

ya ben bu insanı buraya koydumda bu insan çok salak ya hiçbirşey bilmiyor , almış eline taşı avel gibi bakıyor , buna ben birtane ağaç kakan gönderiyim , kuvvet uygulayarak ağaçlara şekil vermeyi filan öğrensin , bu ufak örnekte olduğu gibi çeşitli yollar ile kendini geliştirmesine ve eğitmesine olanak sağlamalıyım ,

evet arkadaşlar aradan geçti 5 ay , baya birşey öğrettim ,daha doğrusu ağaç kakan öğretti ,  kendine barınak yapmayı filan düşündü , yağmur yağınca gidip içine giriyor çok komiğime gidiyor.
tabi doğanın tehlikeli olduğunun farkında , kendine bi alet yaptı çok şekilsiz birşey ama vurdummu öldürüyor hani , birbirini öldüren hayvanlar gördüğünde yüzünün aldığı ifadeden anlıyabiliyorum üzülüyor , ayrıca çok acıkmadan avlanmıyor , av sırasında merhamet etmeyi düşünüyor ama hayatta kalması için bunu yapması gerektiğini biliyor.

zaman geçtikçe anlıyorum , insan gerçekten en akıllı güçlü canlı. artık insan sayısını artırmalıyım ,
kadın ekliyorum

aradan geçti 1000 yıl , artık sayıları baya arttı , çok şey öğrendiler ama son zamanlardaki davranışları hoşuma gitmiyor , önce birbirilerine daha sonra doğaya zarar vermeleri sabrımı taşırdı , bu adaya bir insan gönderiyim benim mesajlarımı(kurallarımı) onlara ulaştırsın ve onları düzeltsin ,

evet son 10 ayda düzelme oldu , artık hangi konuda nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar

aradan geçti 1000 yıl daha , yahu bu insanlar yine bozuldu , sanırım adadaki sistem buna neden oluyor , hayatta kalmak için buna mecburlarmı ?

daha kaç kişi göndermem lazım , sürekli yeni kurallar eklemek zorunda kalıyorum ,

İNSANLAR DEĞİŞİYOR,

aradan geçti binlerce yıl ,

yine cızıttı bunlar , ben bunlara bi kitap gönderiyim , artık kendilerine çeki düzen versinler abi

.... cry engine 3 motoru çok güzel abi yaaaa  , resmen kendime ada yapıyorum.






 

Çevrimdışı Mahmut

Bir ada düşünün , kurak bir ada ,
sonra ağaçlar ekleyelim , bazıları meyve ağacı olsun
biraz hayvan serpelim içine , çeşit olsun ama kuş filan,
şimdi deniz suyu tuzlu buraya bide tatlı sus kaynağı lazım, adanın orta kısmı yüksek olsun , tatlı su aşağılarda bi göl oluştursun.
şuan hayal ettiğim ada çok güzel doğa harikası biryer ama çok sıkıcı abi ne biliyim başlarda güzelliğine hayran oluyordum ama biraz hareket lazım , bir tane insan atıyım ben bu adaya yaşıda 20 olsun ,

ya ben bu insanı buraya koydumda bu insan çok salak ya hiçbirşey bilmiyor , almış eline taşı avel gibi bakıyor , buna ben birtane ağaç kakan gönderiyim , kuvvet uygulayarak ağaçlara şekil vermeyi filan öğrensin , bu ufak örnekte olduğu gibi çeşitli yollar ile kendini geliştirmesine ve eğitmesine olanak sağlamalıyım ,

evet arkadaşlar aradan geçti 5 ay , baya birşey öğrettim ,daha doğrusu ağaç kakan öğretti ,  kendine barınak yapmayı filan düşündü , yağmur yağınca gidip içine giriyor çok komiğime gidiyor.
tabi doğanın tehlikeli olduğunun farkında , kendine bi alet yaptı çok şekilsiz birşey ama vurdummu öldürüyor hani , birbirini öldüren hayvanlar gördüğünde yüzünün aldığı ifadeden anlıyabiliyorum üzülüyor , ayrıca çok acıkmadan avlanmıyor , av sırasında merhamet etmeyi düşünüyor ama hayatta kalması için bunu yapması gerektiğini biliyor.

zaman geçtikçe anlıyorum , insan gerçekten en akıllı güçlü canlı. artık insan sayısını artırmalıyım ,
kadın ekliyorum

aradan geçti 1000 yıl , artık sayıları baya arttı , çok şey öğrendiler ama son zamanlardaki davranışları hoşuma gitmiyor , önce birbirilerine daha sonra doğaya zarar vermeleri sabrımı taşırdı , bu adaya bir insan gönderiyim benim mesajlarımı(kurallarımı) onlara ulaştırsın ve onları düzeltsin ,

evet son 10 ayda düzelme oldu , artık hangi konuda nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar

aradan geçti 1000 yıl daha , yahu bu insanlar yine bozuldu , sanırım adadaki sistem buna neden oluyor , hayatta kalmak için buna mecburlarmı ?

daha kaç kişi göndermem lazım , sürekli yeni kurallar eklemek zorunda kalıyorum ,

İNSANLAR DEĞİŞİYOR,

aradan geçti binlerce yıl ,

yine cızıttı bunlar , ben bunlara bi kitap gönderiyim , artık kendilerine çeki düzen versinler abi

.... cry engine 3 motoru çok güzel abi yaaaa  , resmen kendime ada yapıyorum.
Ee yani, ne demek istiyorsun ve bunun evrimle alakası ne ??

Çevrimdışı yldrmaydn

konu dine dönmüş iyice. minik bir iki nokta var birazcık takıldığım kuranı değerlendirirken 1500 yıl önce kadınlar şöyleydi böyleydi diyip bazı ifadeleri normalleştirmemek gerekir. kuran tüm zamanlar ve tüm insanlar için gönderilmiş denir. yani 1500 yıl önceye göre değil bugüne göre de yarına göre de değerlendirilmelidir. yani bazı ifadeler geçerliliğini kaybetti ya da o zaman böyle gerekiyordu diye düşünülemez. arapça konusunda hiç hakimiyetim yok ama arapçayı bilen ve dil üzerine eğitim alan pek çok kişinin söyleyeceği gibi aynı kelimeyle birden fazla anlam elde etmek mümkün bu da eğer ararsan istediğini bulabileceğin anlamına gelir. zaten kuran'ın ne yazdığından ziyade senin ne anladığın önemlidir. mealler yol göstericidir evet ama en nihayetinde yazanın anladığıdır o. o yüzden @Necmi abinin dediği gibi arapçayı bilmek ve ona göre okumak apayrı bir durum oluşturur. bunu günümüz edebi metinleriyle aynı düşünmemek gerekir. inanç temelinde ne sunulduğu değil ne aradığın ne bulduğun önemlidir o yüzden bu tartışmanın içinden çıkmak imkansız. şu an günümüzdeki problem islam'ın kalabalıklaşması. kuran'ın kutsallığına inanan kişilerin bunu nedense bir takım kişilerin kitapları sözleri yazılarıyla zenginleştirme çabaları yüzünden herşey birbirine karışmış durumda. inanç kötü birşey değil insan doğası gereği birşeylere inanma ihtiyacı duyabilir ama günümüz dinlerindeki sorun bu inançlarını paylaşmaya ve yaymaya çok fazla hevesli olmaları. daha birşeyler yazmıştım ama sildim o kısmı.

evrime dönersek bugün hepsi aynı temelden yola çıkan aynı su içinde yaşayan balıklar birbirlerinden ciddi farklılıklar göstermektedir. toprağa saklanmak için dümdüz şekilli balıklar, kendini savunmak için şişen balıklar vs. vs. evrim beyazdan siyaha dönmek değildir beyazdan kreme kremden sarıya turuncuya derken siyaha kadar gidebilmektir.
Seninle Başladı Hayat..

Çevrimdışı ahmetemre

destanlar anlatmışsınız.hatta üniversitede dört yıl bunu ders olarak gördüğünü söyleyen var.
bir tane delil yok bir tane bulunmuş ara geçiş formunun fosili yok.
ara geçiş formaları olmadan pat diye insana mı dönüştük.
milyonlarca yıl önce yaşamış dinazorların fosilleri bulunurken evrimleşme sırasında değişim geçiren canlıların fosilleri niye yok.
birkaç kafatası buldular işte ara geçiş formu dediler aylar sonra başka bir canlının olduğu söylendi ve yalanlandı.
resimlerle canlandırmalarla insanları etkiliyorlar nasıl izlediğimiz filmler bizi etkiliyorsa.
görsel olarak insanın bazı şeyler daha çok aklında kalır.
insanları evrime inandırmak için görsel medyayı çok kullanıyorlar.
tek bir canlı olsa dünyada savunduğunuz şeyi anlarımda milyonlarca canlı var ver en küçük canlı dahi tasarım harikası.
peki bu kadar canlının besin zincirini kim belirledi.
bir hayvanın sayısı azalsa 10 larca hayvanın nesli kayboluyorken evrim sürecinde hiç hatasız bu işleyiş nasıl oldu.
tesadüfün böylesi de olmaz.
tesadüfler mi tasarlayan mı mantığınıza yatkın.
tasarım diyorum bak bir tasarlayan yapan olmadan olmaz.
siz ise evrim sürecinde tesadüfen milyonlarca muhteşem tasarımla olmuş canlının doğal seleksiyonla bu hale geldiğini anlatan bişeye inanıyorsunuz.
stadımızın tesadüfen buraya 3 yılda dikildiğini söylemekle aynı şey.tasarlayan olacak yöneten olacak çalışan olacak kontrol eden olacak.bir stat inşaatında bile bu kadar proses varken milyonlarca türün tesadüfen en mükemmel biçimde hiç hata olmadan evrim sürecini tamamlayıp bu hale gelmesi  başıboşlukla açıklanır mı.
hiç dinle felan cevap vermeye gerek duymuyorum çok cevap varda.
insanın aklıyla düşünmesiyle sorduğu sorulara cevap veremediğini bu teorinin anlar.
azcık sorgulayan azcık düşünen bu teorinin çaresizlikten ortaya atıldığını anlar.
belgeselde izledim evrim teorisini savunuyor bilim adamları ama çoğu şeye cevap veremiyoruz sıkıntımız bu diyorlar.
bu teoriyi savunmak zorundayız yoksa dinlerin söylediği tanrıyı kabul etmek zorunda kalırız diye itiraf ediyorlar...
Vodafone Park
Nüfus : 41.903
Rakım: -5 metre

* Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
* Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
* Tevâzu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
* Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
* Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
                               Hz. Mevlana

Çevrimdışı Mahmut



bir kanıt varsa bu herkese göre kanıttır kimilerine göre olan kanıt olmaz.
köpeğin evrimi hala devam ediyor sürekli yeni türler yaratıyorlar bu doğal evrim değil
tamamen insan yapısı hala bu tahmin mertebesinde diyorsan zaten bunun üzerine söylenecek bir şey yok
o zaman bir tahmin daha yapalım insanoğlu artık kolayca gen havuzuyla oynamaya başladı. Bunları hayvanlarda
sıkçana denemeye başladı günü gelecek insanlardada deneyecekler bu bilimin kaçınılmaz sonuçu
doğal evrimle olanı istedikleri tarz insanı yaratmak için labratuarlarda evrimleştirecekler bu yüzbinlerce yılda olması gereken şeylerin günlerle sınırlı olarak yapılması demek işte o zaman ben dinlerin hangi noktada olacağını çok merak ediyorum insan bilgisi artık tanrıcılık oynama noktasına doğru geliyor. @Mahmut
en azından bak gen havuzlarını kullanarak kaç tür köpek yaptılar bu gün o gen havuzlarını kullanarak genetiği
değiştirilmiş bitkiler yaratıyorlar bunlar evrim dışı doğal olmayan şekilde gelişiyor. hiç dumadınmı genetiğiyle oynanmış sebzeleri
mesela israil tohumlarını ekersin mahsülü alırsın ama ondan tohum alıp tekrar ekemezsin çünkü ticari kaygılardan dolayı tohumlaması
durdurulmuş ürünlerdir. işte bunların hepsi evrimdir. bir çok akvaryum balığıda insan üretimi çevrende bu kadar kanıt varken
bunların tahmin olduğunu söylemek bence at gözlüğüyle bakmak oluyor. ön yargılı olmayınca insanın çoktan tanrıcılık oynamaya başladığını görürsün @Mahmut
bunlar iyi bir şeymi kesinlikle değil doğal dengelerle oynanmamalı genetik mutasyon çok tehlikeli sonuçlara varır doğanın milyonlarca
yılda yaptığını sen bir odanın içinde sınırlı sürelerde yaptığında bunun uzun süreli zararlarının ne olacağının bilinmesi nerdeyse imkansız
çünkü senin yaptığına müdahale eden birde doğa var

Bir seyin bilimsel acıdan kanıt olması icin kontrol grubu olan bircok deneyden aynı sonucun çıkması gerekiyor bildigim kadarıyla, o yuzden onceden bahsedilen olayları (gen degisimi konusu degil, kurttan kopege evrimlesme gibi) kanıt olarak gormuyorum. Yapay gen degistirmeleri bir gercektir ama bizim dogal evrim dedigimiz seyle alakasını kuramadım, insan gen degisimi icin de su an tartısmanın manası yok, sonucta olmayabilir de bosa duser tartısmalar.

Çevrimdışı ahmetemre

Kuran da dağların yaratılış şekli aşağıdaki şekilde anlatılır.
15/19- Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.

Yazının Devamı: http://www.kunfeyekun.org/forum/kf/daglar-ile-ilgili-ayetler.10318/#ixzz3tqBVkK7N

hem dine girmeyin diyorsunuz hem de ayetleri çürütme peşindesiniz.
bu ayette dağların yeryüzünde kazık gibi çakılı yani yer altında da kısmının olmasını anlıyorum.dağlar o kadar önemli ki  depremlerden atmosfer olaylarından etkilenmememiz için bu şekilde yaratılmaları gerekiyordu.
kıtaların yer kabuğunun dağların hareket ettiğini elbette biliyoruz.
bu ayet bunla ilgili değil.
bir de şu ayete bak istersen;
‘Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Halbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.’(Neml Suresi,88.Ayet)
burda da yerkabuğunun dolayısıyla dağların hareket etmesi yükselmesi çok net anlaşılıyor.

bir başka mucize ayet;
57:25 -  Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.

demir dünyada olmayan yani gökten göktaşları vs. ile yeryüzüne düşen parçalarla gelmiştir.
şimdi 1400 yıl önce peygamber bu ayetleri okuyunca nasıl dalga geçildiğini düşünün.
halbuki bilim bunu yeni buluyor o zaman  ispat edemezdi.
40 yaşında okuma yazması olmayan bir insan bunları bilebilir mi 1400 yıl önce.

evrimi çürüten iki ayet aklıma geldi onu da yazayım;

21:30 -  O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?

30:20 -  O'nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz.

gökle yerin bitişik bir nokta iken ayrılmasından bahsediyor.büyük patlama(big bang) küçük bir noktada patlamayla ayrılmadan bahseder.
sudan yaratılmadan bahsediyor.insan vücudunun %70 i sudur.
topraktan yaratılma bahsinde insan vücudundaki maddelerin %98 i toprakta olan maddeler.
bunları peygamber bilebilir miydi 1400 yıl önce.
daha çok ayet var da yeterli şimdilik...
 
Vodafone Park
Nüfus : 41.903
Rakım: -5 metre

* Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
* Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
* Tevâzu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
* Hoşgörülülükte deniz gibi ol.
* Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
                               Hz. Mevlana

Çevrimdışı Serhat Akkaya

destanlar anlatmışsınız.hatta üniversitede dört yıl bunu ders olarak gördüğünü söyleyen var.
bir tane delil yok bir tane bulunmuş ara geçiş formunun fosili yok.
ara geçiş formaları olmadan pat diye insana mı dönüştük.
milyonlarca yıl önce yaşamış dinazorların fosilleri bulunurken evrimleşme sırasında değişim geçiren canlıların fosilleri niye yok.
birkaç kafatası buldular işte ara geçiş formu dediler aylar sonra başka bir canlının olduğu söylendi ve yalanlandı.
resimlerle canlandırmalarla insanları etkiliyorlar nasıl izlediğimiz filmler bizi etkiliyorsa.
görsel olarak insanın bazı şeyler daha çok aklında kalır.
insanları evrime inandırmak için görsel medyayı çok kullanıyorlar.
tek bir canlı olsa dünyada savunduğunuz şeyi anlarımda milyonlarca canlı var ver en küçük canlı dahi tasarım harikası.
peki bu kadar canlının besin zincirini kim belirledi.
bir hayvanın sayısı azalsa 10 larca hayvanın nesli kayboluyorken evrim sürecinde hiç hatasız bu işleyiş nasıl oldu.
tesadüfün böylesi de olmaz.
tesadüfler mi tasarlayan mı mantığınıza yatkın.
tasarım diyorum bak bir tasarlayan yapan olmadan olmaz.
siz ise evrim sürecinde tesadüfen milyonlarca muhteşem tasarımla olmuş canlının doğal seleksiyonla bu hale geldiğini anlatan bişeye inanıyorsunuz.
stadımızın tesadüfen buraya 3 yılda dikildiğini söylemekle aynı şey.tasarlayan olacak yöneten olacak çalışan olacak kontrol eden olacak.bir stat inşaatında bile bu kadar proses varken milyonlarca türün tesadüfen en mükemmel biçimde hiç hata olmadan evrim sürecini tamamlayıp bu hale gelmesi  başıboşlukla açıklanır mı.
hiç dinle felan cevap vermeye gerek duymuyorum çok cevap varda.
insanın aklıyla düşünmesiyle sorduğu sorulara cevap veremediğini bu teorinin anlar.
azcık sorgulayan azcık düşünen bu teorinin çaresizlikten ortaya atıldığını anlar.
belgeselde izledim evrim teorisini savunuyor bilim adamları ama çoğu şeye cevap veremiyoruz sıkıntımız bu diyorlar.
bu teoriyi savunmak zorundayız yoksa dinlerin söylediği tanrıyı kabul etmek zorunda kalırız diye itiraf ediyorlar...
Yine işkembe-i kübradan sallamışsın. Buyur o zaman

http://www.ntv.com.tr/turkiye/yurumeyi-370-milyon-yillik-baliktan-ogrendik,601g6Pfi706NOtnbk8X83w

https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_transitional_fossils

http://blogs.discovermagazine.com/loom/2008/07/09/dawn-of-the-picasso-fish/#.Vmk8WLiyNBc

Burada da daha detaylı bir açıklama paylaşayım. Yine gelip aynı şeyleri söyleyip duracaksınız ama yinede yazmakta anlatmakta fayda var.

doğrudur, yaşayan bütün canlılar birer ara formdur. biyoloji, zooloji gibi alanlarla uğraşan bir bilim insanı ara form dendiğinde bunu düşünecek ve doğrulayacaktır. ancak yaratılış miti savunucusu kesimin çarpıtarak bu terimi kullanmasından anlaşılması gereken şey; örneğin ilksel balıkların denizyıldızı türevi canlılardan evrildiğine (ki bu böyle değildir, denizyıldızlarının ataları ile, ilksel balıkların atalarının atalarının ataları ortaktır, doğrudan birbirlerinden evrilmemişlerdir, zaten denizyıldızı isimli varlık elf benzeri, fiziksel hasara maruz kalmadığı sürece kolay kolay ölmeyen, hatta ölümsüz olduğu tahmin edilen bir canlı türüdür, türleşme dışında evrimine devam etmesini beklemek saflık olur) karşıt olarak "neden yarı balık-yarı denizyıldızı fosil (bkz: http://www.harunyahya.org/…ani/sakin/res/balik1.jpg) bulunamıyor, işte böyle bir ara form bulamayacaksınız, canlılar değişmemiş, olduğu gibi yaratılmıştır ve evrim yalandır" şeklindeki hastalıklı savdır.

bu savın neden hastalıklı ve çarpıtılmış olduğunu biraz açıklamaya çalışalım:

- öncelikle, milyonlarca yıldır tektonik sebeplerden dolayı sürekli hareket eden karaların büyük bir kısmının hareketler dolayısıyla magmaya gömülerek erimesi bir tarafa, yaşamış her canlının fosil bıraktığı yanılgısı hastalığın tetikleyicilerinden biridir. bir fosilin oluşabilmesi için gereken koşullar sık rastlanan koşullar değildir; örneğin okyanusların dipleri veya nem oranı yüksek toprak-bataklık gibi oksijen fakiri alanlar fosilleşme için uygundur, tabii ki bu bahsedilen alanların üzerinden milyonlarca yıl geçtikten sonra kayaç haline gelmesi gerekir. adı üstünde fosil, bir anda ve her yerde oluşabilecek bir şey değildir.

- canlıların evrilmesindeki mutasyon faktörünün çok kısa zamanda büyük değişikliklere yol açtığı sanrısı da (örneğin darwin'in de son derece karşı çıktığı "sıçramacı"* evrim anlayışı bu hataya düşmüştür) genel evrim karşıtı obsesyonlardandır. buradaki ara form mantığına göre "bir denizyıldızı, ortalama 4-5 mutasyonda (hatta 4-5 nesilde ve hatta birkaç 10 yıl içerisinde) balığa dönüşmüştür. bu yüzden ara mutasyonlarda yarısı balık yarısı denizyıldızı olan ucube bir canlı yaşamış ve fosil bırakmış olmalıdır." bu mantığın kökünden hatalı olduğunu görmek zor değil, birikimli seçilim, doğal seçilim ve mutasyon mekanizmaları hakkında temel bilgi sahibi olan bir kişi bile bu sava gülecektir ki zaten esas sorun bilginin gücünü keşfedemeyip inanç zehrinde boğulmaktır. ayrıntılı bilgiyi evrim teorisi başlığında defalarca anlatılmış olarak bulabileceğiniz mutasyonların gerçekleşme ve birikimli seçilim ile sabitlenme aralıkları yüzbinyıllar ile ölçülmekle beraber, canlı genlerinde gerçekleşen mutasyonların "olumlu" özellik göstermesi de oldukça düşük bir yüzde oranına sahiptir. ayrıca doğal seçilim mekanizmasının bir sabit kabul edildiği evrim teorisinde bir tarafı ilkel deniz yıldızı bir tarafı gelişmiş balık olan bir canlının bırakın fosil bırakmasını, nasıl yaşayacağı (ne yiyip ne içeceği, nasıl hareket edeceği ve en önemlisi nasıl üreyeceği) bile muammadır, bu kurgusal yaratığın "varolması" bile imkansıza yakındır. yani "sav" diyerek adam yerine koyduğum bu "şey" tamamen uydurmadır.

parasından bile altı sıfır atmış bir millete milyonlarca yıllık aralıklardan bahsederek evrim anlatmak, deveyi f1 pilotu yapmaktan zor olabilir ancak, richard dawkins'in de dediği gibi, ortaya çıktığı zamanlardan beri insan türünün yaşam süresi birkaç on yıl ile sınırlıdır ve doğal olarak evrim zekamızı bu birkaç on yıl için düşünecek, karar mekanizmaları kullanacak ve algılayacak şekilde sınırlamıştır. dolayısıyla bırakın milyon veya milyar yıl gibi zamanları algılamayı, birkaç yüz yılı algılamakta bile zorluk çeken varlıklarız. ancak yaşamı, doğayı, canlıları ve evreni kavrayabilmek, onlarla aramızdaki bağların önemini kavrayabilmek için bu sınırları aşmamız - özellikle ahlaki açıdan - zorunludur ve bunu ancak bilim ile başarabiliriz.

ara form ile ilgili son bir şey söylemek gerekirse, kısıtlı fosil kaynağına rağmen tabiat ana, kendini çok üstün gören çocuklarına karşı cevapları da bünyesinde bulunduruyor gibi. ne idüğü belirsiz yarı denizyıldızı-yarı balık ucubelerinin imkansızlığını yukarıda açıkladım, ancak bahsedilen hastalıklı ara form görüşüne bile uyabilecek, özellikle canlıların sudan karaya çıkış sürecini gözler önüne seren panderichthys, tiktaalik roseae, acanthostega, lchthyostega gibi "birkaç onbinyıl yaşamış" canlıların fosilleri bir bir ortaya çıkmakta ve parıltılarıyla karanlık gözleri kör etmektedir.

Korku akıl katilidir.

Çevrimdışı Emre.Guler

destanlar anlatmışsınız.hatta üniversitede dört yıl bunu ders olarak gördüğünü söyleyen var.
bir tane delil yok bir tane bulunmuş ara geçiş formunun fosili yok.
ara geçiş formaları olmadan pat diye insana mı dönüştük.
milyonlarca yıl önce yaşamış dinazorların fosilleri bulunurken evrimleşme sırasında değişim geçiren canlıların fosilleri niye yok.
birkaç kafatası buldular işte ara geçiş formu dediler aylar sonra başka bir canlının olduğu söylendi ve yalanlandı.
resimlerle canlandırmalarla insanları etkiliyorlar nasıl izlediğimiz filmler bizi etkiliyorsa.
görsel olarak insanın bazı şeyler daha çok aklında kalır.
insanları evrime inandırmak için görsel medyayı çok kullanıyorlar.
tek bir canlı olsa dünyada savunduğunuz şeyi anlarımda milyonlarca canlı var ver en küçük canlı dahi tasarım harikası.
peki bu kadar canlının besin zincirini kim belirledi.
bir hayvanın sayısı azalsa 10 larca hayvanın nesli kayboluyorken evrim sürecinde hiç hatasız bu işleyiş nasıl oldu.
tesadüfün böylesi de olmaz.
tesadüfler mi tasarlayan mı mantığınıza yatkın.
tasarım diyorum bak bir tasarlayan yapan olmadan olmaz.
siz ise evrim sürecinde tesadüfen milyonlarca muhteşem tasarımla olmuş canlının doğal seleksiyonla bu hale geldiğini anlatan bişeye inanıyorsunuz.
stadımızın tesadüfen buraya 3 yılda dikildiğini söylemekle aynı şey.tasarlayan olacak yöneten olacak çalışan olacak kontrol eden olacak.bir stat inşaatında bile bu kadar proses varken milyonlarca türün tesadüfen en mükemmel biçimde hiç hata olmadan evrim sürecini tamamlayıp bu hale gelmesi  başıboşlukla açıklanır mı.
hiç dinle felan cevap vermeye gerek duymuyorum çok cevap varda.
insanın aklıyla düşünmesiyle sorduğu sorulara cevap veremediğini bu teorinin anlar.
azcık sorgulayan azcık düşünen bu teorinin çaresizlikten ortaya atıldığını anlar.
belgeselde izledim evrim teorisini savunuyor bilim adamları ama çoğu şeye cevap veremiyoruz sıkıntımız bu diyorlar.
bu teoriyi savunmak zorundayız yoksa dinlerin söylediği tanrıyı kabul etmek zorunda kalırız diye itiraf ediyorlar...


Hocam bazı bulgular insanları yanıltmış olabilir dediğin gibi önce ara geçiş formu sandıkları bir fosil başka bir canlıya ait çıkabilir bu iddaada 5 maç yapıp 3ünü tutturabilmek gibi birşey
2 maçı bilemedin diye tutturduğun 3 maçı yok sayamazsınki

bak bir kaç resim var ara geçiş formu olarak düşünülen ! ( Konu hala teori çünkü bu resimler delil olarak sunulanlar) Artık mahkeme kabul eder yada etmez

https://kozmopolitaydinlar.wordpress.com/2011/02/24/ara-gecis-formu-ornekleri/

Mesela aşağıdaki resim bence evrimin en büyük delillerinden



Kanat tüyleri olan bir dinazor türü bu kuyruk kısmına bakarsan kemik yapıyı görebilirsin. Bugün dünyadaki milyonlarca kuş türünün hangisi kemikli bir kuyruğa sahip? Yada kaç kuşun dişleri var?
[ Son Düzenleme: 10 Aralık 2015, 11:02:38 Emre.Guler ]