Büyüyünce Geçer Sanmıştım..
×
Büyüyünce Geçer Sanmıştım..

Beşiktaş Forum|Büyüyünce Geçer Sanmıştım.. Tam hatırlamıyorum. Muhtemelen 16 yaşındayım. 100. yıla gelene kadar hatırladığım tek şampiyonluk ; hayatımda izlemeye gittiğim ilk

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Büyüyünce Geçer Sanmıştım..  [Okunma sayısı 8357 defa] Büyüyünce Geçer Sanmıştım..

Çevrimdışı Çağrı

  • Kara Kartal
  • *
  • 23 Ekim 2014, 15:05:35
  • Yaş: 35
  • Mesaj: 29976
  • Beşiktaş / Bodrum
  • 2015/16 (✔) - 2016/17 Sezonları Şampiyonu Beşiktaş
Tam hatırlamıyorum. Muhtemelen 16 yaşındayım.

100. yıla gelene kadar hatırladığım tek şampiyonluk ; hayatımda izlemeye gittiğim ilk maç olan Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinin devamında gelen , 94 yılında Daum'un kupadan şampanya içtiği şampiyonluktu. Önemi büyüktür benim için. Fener ilk dakikada golü atmış , ben biz attık sanıp yerimden fırlamıştım. Dalga geçtiler tabi oğlum sen fenerli misin diye. Çocuk masumiyeti herhalde devamı öyle gelmedi o sezonun şampiyon olduk.

Şampiyonluk geldi ya bende heyecan. Küçük küçük not defterleri alıp fikstürleri kendim tutmaya başladım. İlk 11'i say dediklerinde tek seferde saymaya başladığım dönemler. Öyle güzeldi ki şampiyonluk FIFA 95 oyununu çıkarmış 8 tane lig var niye Beşiktaş yok burada diye bulduğum ilk siyah beyazlı takım olan Juventus'u  Beşiktaş yerine sayıp , karşıma Fener niyetine Parma'yı alıp Ravanelli ile bol sıfıra karşı galibiyetler.  Ha o gün bugündür Juventus'a da , 2001'de Real Madrid ve Barcelona'nın ağzının payını veren Valencia'ya da gönlümde yer ayırmışım o arada. Anlayacağınız keyfim yerinde.

6 yaşında başlamış benim aşkım. Her tarafı siyah beyaz yapıyorum. İlk pastel boya takımımla evin duvarlarına '' Şampiyon Beşiktaş. '' yazıp da ilk şaplağımı yediğim gün anladım bir şeylerin artık ters gideceğini belki de. Hasibe teyzenin Hacı dediği Hagi'nin Galatasaray'a gelip şampiyonluğa ambargo koyduğu sezonlar başladı. Başta önemsemedim çok ne de olsa bizde AMOKACHI Vardı. Ama hayat ikinci darbeyi Fevzi'nin ayağının altından kaçırdığı topla vurdu. Devamında Fevzi direklere kafa atmaya başlamışken bende kafamı dik tutmaya çalışıyordum. Sınıfta filan sayımız da az tabi hangi birine laf yetiştireceksin renklilerin.

Tam ümitlerimin tükendiği zamanlarda Lucescu ve çocukluk kahramanım Sergen'in Beşiktaş'a transfer olmasıyla arda arda gelen galibiyetler 100. yıl şampiyonluğu ardı ardına gelen derbi zaferleri. Tamam dedim Beşiktaş sezonları başladı artık geri döndük. Hikaye bu ya uzun sürmedi. Birileri kirli elleriyle tüm masumiyetini çekti aldı en büyük hayalimin. Serdar Bilgili idolümdü o zamanlar. Yakışıklı , karizmatik , başarılı. Sonra o gitti başkası geldi yerine ismi lazım değil. Öyle bir 3-4 sen geçirdim ki dedim yeter artık acı çekmek istemiyorum. Ne var ki seviyorum bu kadar altı üstü top ulan işte. Belki dedim hani soğurum. Üniversite filan yeni şeyler girer hayatıma da odağımı başka yöne çeviririm.

Bir ara gerçekten yapacağım sandım da. 4-5 ay takip etmedim üzülmedim. Taki 3-4 biten Pancu'nun efsaneleştiği maçta kendimi lokalde hiç tanımadığım bir adamla sarmaş dolaş bulana dek. O an anladım Beşiktaşlı gibi kimse sevemez. Beşiktaş adeta ergenlikte hayatıma giren ik sevgili gibi. Hiç bitmeyecek , hiç unutulmayacak , hep acı verecek ama hiç vazgeçilmeyecek olan.

Adına büyümek denirse büyüdüm. Bitmedi , geçmedi işte. Varımız yokumuz Beşiktaş bizim. Bükemediğin bileği öpeceksin derler ya. Şeref Bey'in , Süleyman Abi'nin elini öpmüş saydım kendimi. Bizim takım. Ben , sen , o , Hasibe Teyze , Daum , Amokachi , Bakkal Ahmet Abi. Bizim takım. Hiç solmayan çınar , hiç sönmeyen ateş.
[ Son Düzenleme: 23 Ekim 2014, 15:08:17 Çağrı ]
Varlığımız; Marakeş'te fiyatları rastgele konmuş bir dükkan gibi. İncik boncuk fahiş fiyatta, değerli taşlar indirimde.
Batmamız an meselesi.

Twitter/cagriasarli

Çevrimdışı omercandas

Beşiktaş öyle burada kısa cümleler içine sığamayacak kadar hayata benzer.örneğin bazen iş yerinde size hakkınızı teslim etmeyen patrona kin duymadan herhalde bende bir hata var diye özeleştiri yapabilme asaletidir Beşiktaş. Hocasından dayak yiyen çoçuğunu dışarıda ezdirmeyen ancak eve geldiğinde hocanı kızdıracak ne yaptın diye çocuğunu sorgulayan babadır Beşiktaş.Cebindeki son parasını arkadaşıyla paylaşan ama kendisinin züğürt kalmasına neden olan arkadaşına tek laf ettirmeyen adamdır Beşiktaş.tekmeye kafa uzatan,düşen rakibini yerden kaldıran futbolcu,kendisine küfür eden futbolcuya niye küfür ettiğini soracak kadar asil teknik direktördür Beşiktaş.Kendisine oyuncak alınmadı diye kızan değil olanı kardeşine veren abidir Beşiktaş.Öyle 3-5 tiraj bekleyen yazar değil hayatla derdi olan filozoftur Beşiktaş.Yanlışı savunup arkasına kalabalıkları katmaktansa doğruyu savunup gerekirse tek kalan liderdir Beşiktaş. Bozuk düzenin son barikatıdır Beşiktaş.Öyle kolay bırakmayız,öyle kolay incitmeyiz,incittirmeyiz,geçmeyecek çocuklu aşkı,kabuk bağlayan ilk yaram.Belki de bu günlere özel ; bir Ahmed Arif şiirinden bir parça iyi gider.

Öyle yıkma kendini,
   Öyle mahzun, öyle garip...
   Nerede olursan ol,
   İçerde, dışarda, derste, sırada,
   Yürü üstüne - üstüne,
   Tükür yüzüne celladın,
   Fırsatçının, fesatçının, hayının...
   Dayan kitap ile
   Dayan iş ile.
   Tırnak ile, diş ile,
   Umut ile, sevda ile, düş ile
   Dayan rüsva etme beni.


Çevrimdışı Yakup

Sabah sabah yapılmaz ki be arkadaşlar. Beşiktaşlılık anlatılmaz yaşanır diyeceğim ama bunu sadece Beşiktaşlılar yaşayabildiği için kelime bile anlamını yitiriyor.

Sabah sabah ağlamamak için kendimi kurumda zor tutuyorum :bawling: :bawling:. Her bir kelimenizde ki her bir harfinize kurban olduğum kardeşlerim benim.  :)
Haber sitemizdeki köşe yazılarım için

http://haber.besiktasarena.com/author/yakup

Hayat kadar güzel işte BEŞİKTAŞ, BEŞİKTAŞ kadar güzel işte hayat....

Çevrimiçi murat

Ben daha önce niye görememişim burayı :akuma: net Beşiktaş ve beşiktaşlılığın tarifi yapılmış.

Çevrimdışı Kutay

Tam hatırlamıyorum. Muhtemelen 16 yaşındayım.

100. yıla gelene kadar hatırladığım tek şampiyonluk ; hayatımda izlemeye gittiğim ilk maç olan Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinin devamında gelen , 94 yılında Daum'un kupadan şampanya içtiği şampiyonluktu. Önemi büyüktür benim için. Fener ilk dakikada golü atmış , ben biz attık sanıp yerimden fırlamıştım. Dalga geçtiler tabi oğlum sen fenerli misin diye. Çocuk masumiyeti herhalde devamı öyle gelmedi o sezonun şampiyon olduk.

Şampiyonluk geldi ya bende heyecan. Küçük küçük not defterleri alıp fikstürleri kendim tutmaya başladım. İlk 11'i say dediklerinde tek seferde saymaya başladığım dönemler. Öyle güzeldi ki şampiyonluk FIFA 95 oyununu çıkarmış 8 tane lig var niye Beşiktaş yok burada diye bulduğum ilk siyah beyazlı takım olan Juventus'u  Beşiktaş yerine sayıp , karşıma Fener niyetine Parma'yı alıp Ravanelli ile bol sıfıra karşı galibiyetler.  Ha o gün bugündür Juventus'a da , 2001'de Real Madrid ve Barcelona'nın ağzının payını veren Valencia'ya da gönlümde yer ayırmışım o arada. Anlayacağınız keyfim yerinde.

6 yaşında başlamış benim aşkım. Her tarafı siyah beyaz yapıyorum. İlk pastel boya takımımla evin duvarlarına '' Şampiyon Beşiktaş. '' yazıp da ilk şaplağımı yediğim gün anladım bir şeylerin artık ters gideceğini belki de. Hasibe teyzenin Hacı dediği Hagi'nin Galatasaray'a gelip şampiyonluğa ambargo koyduğu sezonlar başladı. Başta önemsemedim çok ne de olsa bizde AMOKACHI Vardı. Ama hayat ikinci darbeyi Fevzi'nin ayağının altından kaçırdığı topla vurdu. Devamında Fevzi direklere kafa atmaya başlamışken bende kafamı dik tutmaya çalışıyordum. Sınıfta filan sayımız da az tabi hangi birine laf yetiştireceksin renklilerin.

Tam ümitlerimin tükendiği zamanlarda Lucescu ve çocukluk kahramanım Sergen'in Beşiktaş'a transfer olmasıyla arda arda gelen galibiyetler 100. yıl şampiyonluğu ardı ardına gelen derbi zaferleri. Tamam dedim Beşiktaş sezonları başladı artık geri döndük. Hikaye bu ya uzun sürmedi. Birileri kirli elleriyle tüm masumiyetini çekti aldı en büyük hayalimin. Serdar Bilgili idolümdü o zamanlar. Yakışıklı , karizmatik , başarılı. Sonra o gitti başkası geldi yerine ismi lazım değil. Öyle bir 3-4 sen geçirdim ki dedim yeter artık acı çekmek istemiyorum. Ne var ki seviyorum bu kadar altı üstü top ulan işte. Belki dedim hani soğurum. Üniversite filan yeni şeyler girer hayatıma da odağımı başka yöne çeviririm.

Bir ara gerçekten yapacağım sandım da. 4-5 ay takip etmedim üzülmedim. Taki 3-4 biten Pancu'nun efsaneleştiği maçta kendimi lokalde hiç tanımadığım bir adamla sarmaş dolaş bulana dek. O an anladım Beşiktaşlı gibi kimse sevemez. Beşiktaş adeta ergenlikte hayatıma giren ik sevgili gibi. Hiç bitmeyecek , hiç unutulmayacak , hep acı verecek ama hiç vazgeçilmeyecek olan.

Adına büyümek denirse büyüdüm. Bitmedi , geçmedi işte. Varımız yokumuz Beşiktaş bizim. Bükemediğin bileği öpeceksin derler ya. Şeref Bey'in , Süleyman Abi'nin elini öpmüş saydım kendimi. Bizim takım. Ben , sen , o , Hasibe Teyze , Daum , Amokachi , Bakkal Ahmet Abi. Bizim takım. Hiç solmayan çınar , hiç sönmeyen ateş.
:claps: müthiş bir yazı olmuş abi eline sağlık bende sadece 2 şampiyonluk gördüm biri 100. yıl şampiyonluğu onda zaten 5 yaşındaydım hiçbir şey hatırlamıyorum. 2. de 2009 da mustafa denizli ile yaşadığımız şampiyonluk onu az biraz hatırlıyorum
15 SÜPER LİG
 9 TÜRKİYE KUPASI
 8 SÜPER KUPA
 6 BAŞBAKANLIK KUPASI
 1 ATATÜRK KUPASI
 3 MİLLİ KÜME
 2 TÜRKİYE FUTBOL ŞAMPİYONASI
 2 İSTANBUL PROFESYONEL LİGİ
 11 İSTANBUL LİGİ
 2 İSTANBUL TÜRK İDMAN BİRLİĞİ LİGİ
 1 PAZAR LİGİ
 4 SPOR TOTO KUPASI
 2 TÜRKİYE AMATÖR FUTBOL ŞAMPİYONASI

Çevrimdışı EMİR EMRE

Doğma büyüme Bandırmalıyım. 6 yaşında babam ilk Beşiktaş formamı almıştı, o yıllardaki efsane formamız damalı kırmızı siyah beyaz. Mahallede bütün gün top oynuyorum topu da Galatasaraylı bakkal abimize en büyük cimbom deyip topu aldıktan sonra ''Naaaaah en büyük Beşiktaş'' diyerek alıyomuşum. Babamı her ziyaretimde eşime dostuma anlatır hala.

Süleyman Seba'lı sezonlarda Beşiktaş ile tanışmak harika bir duyguydu, kimdi bu babamın öve öve bitiremediği Baba Hakkılar, Sebalar ? Öğrendik öğrendikçe gururlandık sevdik ağladık. Çok sevdik be abi. Valerenga ya yaşım tutmadı ama Valencia'dan 90+3 te yediğimiz golden sonra hayatımda o güne kadar en çok üzüldüğüm şeyin o olduğunu hissetmiştim. Sergen ile şampiyon olduğumuzda ise o yılların en çok izlenen spor programı Maraton'da ''Siyah- Beyaz şampiyon şampiyon Beşiktaş'' jeneriğini gece yarılarına kadar izlemiştim. Nitekim @Çağrı nın söylediği gibi kirli elleriyle 4-5 sene şampiyon olabilecek bu efsane takımı dağıttılar, en büyük kazıkları attılar. İnönü'de bile ne penaltılar çalınmadı, ne kırmızı kartlar yedik. Türk futbolunun katledildiği maçtır Samsunspor maçı. Ve o maç bu takımın 5 senesini almış götürmüştür malesef.

Her şeye rağmen sevdik, sevdik, sevdik. Bir gün bile Beşiktaşı düşünmeden geçirmedik. Ders anlatılırken biz Beşiktaş kadrosu oluşturduk defterlerimize, iş yerinde millet çalışırken biz transfer ne olur kim gelir kim gider tartıştık. Herkes yalakalık için kurum rozeti takarken biz Feda rozeti taktık. Eşimize, anamıza, kardeşimize, dostumuza hediye alacaksak hep kulübümüz kazansın istedik. Yeri geldi hayat arkadaşımızı bile bıktırdık artık :)

Seviyoruz, seveceğiz ölene kadar. Şampiyon olsak da olmasak da ölene kadar hep yürekten seveceğiz.



Etiketler: