Oyunculara eşya muamelesi yapan zihniyeti anlamıyorum.
Forumda Aboubakarı alamadık marceloyu sattık diye yönetim suçlanıyor.
Yahu adamlar GİTMEK istedi. 3.sınıf dünya ülkesinde yaşıyoruz.
Hanginiz Fransa'da Portekiz'de İtalya'da yaşamak istemez. Örnek verelim burada aylık 2000 euro kazanıyorsunuz size yurtdışından bir teklif geliyor bu üç ülkeden birinden olsun ve adamlar 2000 euro teklif ediyorlar hanginiz bu ülkede kalmak isterseniz. Hadi bunu da geçtim Türkiye liginde mi kendinizi göstermek istersiniz yoksa porteki fransya ingiltere ya da italya liginde mi ?
Biraz mantıklı eleştiri yapın. Marcelo Fabri Sosa Gomez Aboubakar Talisca bunların hepsi de gitmek istediler ve gittiler. Gitmek isteyen oyuncuya kimse bir şey yapamaz.

Oyunculara eşya muamelesi yapan zihniyeti anlamıyorum.
Forumda Aboubakarı alamadık marceloyu sattık diye yönetim suçlanıyor.
Yahu adamlar GİTMEK istedi. 3.sınıf dünya ülkesinde yaşıyoruz.
Hanginiz Fransa'da Portekiz'de İtalya'da yaşamak istemez. Örnek verelim burada aylık 2000 euro kazanıyorsunuz size yurtdışından bir teklif geliyor bu üç ülkeden birinden olsun ve adamlar 2000 euro teklif ediyorlar hanginiz bu ülkede kalmak isterseniz. Hadi bunu da geçtim Türkiye liginde mi kendinizi göstermek istersiniz yoksa porteki fransya ingiltere ya da italya liginde mi ?
Biraz mantıklı eleştiri yapın. Marcelo Fabri Sosa Gomez Aboubakar Talisca bunların hepsi de gitmek istediler ve gittiler. Gitmek isteyen oyuncuya kimse bir şey yapamaz.

Aboubakar da Marcelo da kalmak istediklerini defalarca ifade ettiler. Hatta Baskan Abou'yu alabilmek icin bizzat oyuncu bizi istiyor diyerek diretti de sonra zoraki bir sozlesme uzatti Porto sirf ucuza satmamak icin. Marcelo da neredeyse aglayarak ayrildi takimdan, esi de cocuklari da Istanbul'da yasamaktan oturu son derece mutluydu, yani ne oldugunu bilmesek bizi kandiracaksin sununla.

3. sinif ulke hakaretini de kabul etmiyorum. Avrupa'nin cogu sehri Istanbul'un yarisi kadar gelismis degildir. Parasi olan biri icin Istanbul'un Londra'dan, Paris'ten bir farki yok ki bu elemanlar Lyon'a ve Porto'ya gittiler. Sanki adam Yozgatspor'da oynuyordu da Lyon'dan teklif aldi gitti.

 

Aboubakar da Marcelo da kalmak istediklerini defalarca ifade ettiler. Hatta Baskan Abou'yu alabilmek icin bizzat oyuncu bizi istiyor diyerek diretti de sonra zoraki bir sozlesme uzatti Porto sirf ucuza satmamak icin. Marcelo da neredeyse aglayarak ayrildi takimdan, esi de cocuklari da Istanbul'da yasamaktan oturu son derece mutluydu, yani ne oldugunu bilmesek bizi kandiracaksin sununla.

3. sinif ulke hakaretini de kabul etmiyorum. Avrupa'nin cogu sehri Istanbul'un yarisi kadar gelismis degildir. Parasi olan biri icin Istanbul'un Londra'dan, Paris'ten bir farki yok ki bu elemanlar Lyon'a ve Porto'ya gittiler. Sanki adam Yozgatspor'da oynuyordu da Lyon'dan teklif aldi gitti.

Hiç Avrupalı ya da Dünya vatandaşı tanımasak inanacağım Avrupalılar'ın ya da diğer ülke vatandaşlarının İstanbul için 3. sınıf muamelesi yaptığına, İstanbul'da yaşamaktan çok hoşnutsuz olduklarına. Yaşlı Avrupa'nın monoton şehirlerinde yaşamaktan daha büyük zevk alıyordur elbet o futbolcular. Bu takımda halihazırda oynayan 10 küsür yabancı var. Bunların hepsi de işkence çeker gibi 3. sınıf Dünya ülkesine ait  İstanbul'da yaşıyor bu imkanlar altında performans gösteriyormuş o zaman.

şu medyaya bi ayar vermek lazım adamlar bizim kulüple ilgili bişe olunca mangalda kül bırakmıyor fb gsde olunca olmamış gibi devam ediyor işte en yakın örnekleri cem dizdar denen şahşiyet atınç transferinden bizi katakulli yapmakla devletin televizyonundan suçladı bide sanki boluspora satmışız gibi alan almanlardı almanları bir türk kulübüyle böyle işlere girmesinin imkansız olduğunu düşünemeyecek bir insanken bizi itham etti aynı dönem boluspor tarihinin en yüksek bonservis ücretli transferini yaptı 1milyon euroya fenerden ve adamla 1senelik sözleşme imzaladı fenerin ffpyi delmesi için ama onlar hakkında tek kelime etmedi bu adam bize gelince nasıl ithamlar sanki bişe yakalamış havalarında aynısı şuan atilla denen şahsiyet içinde geçerli büyük ihtimalle buna emir verildi ve bizim üzerimize oynuyor ft ile kol kola dolaşan adamlar bunlar adamlar sahada onu bunu tokatlıyor ülkede infial yaratması gerekirken gazetelr geçiştiriyor tvlerdeki yorumcular geçiştiriyor onu bir bjkli yapsa kıyamet koparırdı bu zeki ve tayfası hatırlayın trabzon maçında quaremayı atamadı diye manşetten meteye kartl pençesi yapırıp yayınlattılar ondan sonra fb gs lehine olan fahiş hatalarda ne yaptı bize gelince aslan kesilenler fb gsye gelince kafayı kuma gömüyor şu medyayla bir şekilde savaşmak lazım ama nasıl oluru soru işareti en beşiktaşlı bilinen güntekin beine geçince ft yalakası oldu çıktı erman denen şahsiyet her programda bişe olsada beşiktaşa saldırsam diye düşünüyor göztepe maçı ilk yarıdaki penaltı kazanmışız varla bizim maçlarda vara gidilen ilk pozisyon haftalar sonra zaten maçıda kaybetmişiz ama adam çıkıp dalga geçer bir şekilde fikret orman çaldırdı bu penaltıyı diye havalanıyor ama ümit öztürkü sonra rize maçını falan geçiştiriyor normal bir ülkede rize maçı sonrası infial çıkması gerekirken sümen altı edildi bence tff mhkyla savaşmak kadar basınla savaşmak aynı önemi teşkil ediyor hep aleyhimize algı oluşturuyorlar

Oyunculara eşya muamelesi yapan zihniyeti anlamıyorum.
Forumda Aboubakarı alamadık marceloyu sattık diye yönetim suçlanıyor.
Yahu adamlar GİTMEK istedi. 3.sınıf dünya ülkesinde yaşıyoruz.
Hanginiz Fransa'da Portekiz'de İtalya'da yaşamak istemez. Örnek verelim burada aylık 2000 euro kazanıyorsunuz size yurtdışından bir teklif geliyor bu üç ülkeden birinden olsun ve adamlar 2000 euro teklif ediyorlar hanginiz bu ülkede kalmak isterseniz. Hadi bunu da geçtim Türkiye liginde mi kendinizi göstermek istersiniz yoksa porteki fransya ingiltere ya da italya liginde mi ?
Biraz mantıklı eleştiri yapın. Marcelo Fabri Sosa Gomez Aboubakar Talisca bunların hepsi de gitmek istediler ve gittiler. Gitmek isteyen oyuncuya kimse bir şey yapamaz.

Yönetim eleştirilebilir. Bu taraftarın doğal hakkıdır. Taraftarı bir oyuncuyu alabileceğine inandırırsan taraftar sonuna kadar ister. Bu en doğal hakkı. Marcelo ne bizim göndermek istediğimiz ne kendisinin gitmek istediği bir transfer yaptı. Ailesi de kendisi de oldukça mutluydu. Taraftarın bu transferi eleştirme sebebi satıldıktan sonra kazanılan para ile yapılan transferlerin başarısız olmalarından kaynaklandığını düşünmesi. Ben henüz İstanbul'da yaşadığı için mutsuz olan bir futbolcu görmedim, duymadım. Gittiği yerde daha mı fazla kazanıyor daha mı az buna bakıyor futbolcuların büyük çoğunluğu. Yoksa kimse Çin'e gitmek istemez. Bir de şöyle bir durum var. Biz ve futbolcuları kıyaslayamayız. Kıyaslayabilmemiz için aynı bütçe ile yaşamamız lazım. Bize olan ekonomik sorunlar onlar için geçerli değil. En fazla maaşını geç alıyorlar ama alıyorlar.

Hiç Avrupalı ya da Dünya vatandaşı tanımasak inanacağım Avrupalılar'ın ya da diğer ülke vatandaşlarının İstanbul için 3. sınıf muamelesi yaptığına, İstanbul'da yaşamaktan çok hoşnutsuz olduklarına. Yaşlı Avrupa'nın monoton şehirlerinde yaşamaktan daha büyük zevk alıyordur elbet o futbolcular. Bu takımda halihazırda oynayan 10 küsür yabancı var. Bunların hepsi de işkence çeker gibi 3. sınıf Dünya ülkesine ait  İstanbul'da yaşıyor bu imkanlar altında performans gösteriyormuş o zaman.

O zaman neden bütün gelişmişlik endekslerinde Türkiye en gerilerde ? Ve o zaman neden 23 nisan egemenlik ve çocuk bayramında bir çocuk benim hayalim Almanya'da doktor olmak diyor.
Hadi bunları da geçtim
Gel yabancılarımıza tek tek bakalım
Q7 hiçbir avrupa kulübü tarafından istenmeyen bir oyuncu disiplinsiz çağdışı futbol oynayan şımarık
Gomez sakat ve geleceği belirsiz kariyeri düşüşte olan bir oyuncuydu bizde bir şans yakaladı
Sosa iç savaştaki ukraynadan alınan bir oyuncuydu bizde şans yakaladı
Talisca benfica tarafından istenmeyen bir oyuncu bizde şans yakaladı
Aboubakar afrikalı oyuncuydu düzenli 11 de oynamıyordu bizde şans yakaladı
Babel parayı seven bir oyuncu deporivoda aldığının 4 katını verdik ancak öyle geldi
Adem Ljajic saha dışında sorunlu bir oyuncu bize gelmeden önce teknik direktörü ile kavga eden ve takımda az oynayan bir oyuncu. Müslüman bir bölgede yetişmiş Türklere aşinalığı var.
Larin amerikada kazandığının 6 katını verdik öyle geldi

Bu liste uzar gider ama dikkat ettiyse Türkiye'ye gelme sebeplerinin hiçbirinde İstanbul'un ya da Türkiye Liginin pozitif anlamda bir etkisi yok sadece olsa olsa oynama garantisi aldıkları ve düşük seviyede bir lig olmamız sebebiyle kendilerini tekrar ispatlama şansı olarak görmüşlerdir. Diğer en önemli faktör de para.

O zaman neden bütün gelişmişlik endekslerinde Türkiye en gerilerde ? Ve o zaman neden 23 nisan egemenlik ve çocuk bayramında bir çocuk benim hayalim Almanya'da doktor olmak diyor.
Hadi bunları da geçtim
Gel yabancılarımıza tek tek bakalım
Q7 hiçbir avrupa kulübü tarafından istenmeyen bir oyuncu disiplinsiz çağdışı futbol oynayan şımarık
Gomez sakat ve geleceği belirsiz kariyeri düşüşte olan bir oyuncuydu bizde bir şans yakaladı
Sosa iç savaştaki ukraynadan alınan bir oyuncuydu bizde şans yakaladı
Talisca benfica tarafından istenmeyen bir oyuncu bizde şans yakaladı
Aboubakar afrikalı oyuncuydu düzenli 11 de oynamıyordu bizde şans yakaladı
Babel parayı seven bir oyuncu deporivoda aldığının 4 katını verdik ancak öyle geldi
Adem Ljajic saha dışında sorunlu bir oyuncu bize gelmeden önce teknik direktörü ile kavga eden ve takımda az oynayan bir oyuncu. Müslüman bir bölgede yetişmiş Türklere aşinalığı var.
Larin amerikada kazandığının 6 katını verdik öyle geldi

Bu liste uzar gider ama dikkat ettiyse Türkiye'ye gelme sebeplerinin hiçbirinde İstanbul'un ya da Türkiye Liginin pozitif anlamda bir etkisi yok sadece olsa olsa oynama garantisi aldıkları ve düşük seviyede bir lig olmamız sebebiyle kendilerini tekrar ispatlama şansı olarak görmüşlerdir. Diğer en önemli faktör de para.

O saydığın şeylerin hangisi İstanbul ile doğrudan alakalı? Senin yazdığın şeyler Türkiye'yi yönetenler, Türkiye Ligine olan bakış açısı ile alakalı şeyler. Dersin yabancıların Türkiye Ligine olan bakış açısı olumsuz, Türkiye'deki yöneticiler yabancıları huzursuz ediyor diye birşey demem. İstanbul'u katarsan orada yanılırsın. O oyuncuların aldıkları paralara da girmeyelim. Bu paraları üç büyükler veriyor o futbolculara.

İlgilendiğimiz adamları almamız daha iyi. En son hiç adı duyulmayan Roco gelmişti. Korkutuyor bu durum

ama hiç adı duyulmayan abou talisca ljajic gibi oyuncularda geldi.
ilgilendiğimiz adamlarla gerçekten ilgileniyormuyuz yoksa menejer ittirmesimi
oda tartışılır. Gerçekten ilgilendiği oyuncuyu kulüp açık etmiyorki yıllardır
bu böyle oldu.
herkesin dilinde menejerlerin kucağına oturuyoruz kelimesi var ama transferlere bakıyoruz hiçde menejer tezgahı değil
bu lafı sadece transfer dönemi boyunca ortada dolanan isimlere dayanarak yapıyoruz ama transfer dönemi bittiğinde bu oyuncuların hiç biri alınmamış oluyor.mirinin adını transfer edilene kadar duyan varmı. vidamı menejer kakalaması ljajicmi
menejer transferide olur. menejer gelir sana hiç olası olmayan bir ismi getiririm der.
bir oyuncunun kulübünde mutsuz olduğunu ayrılmak istediğini yada kulübün satmak istediğini duyma ihtimali menejer devreye girmeden zor.
hiç bir kulüp göndermek istediği oyuncuyu tukaka etmez bunu lanse etmez menejerine söyler kulüp bul diye oda mustakbel kulüplere
servis eder. bazı transferler menejer devreye girmeden yapılmaz özellikle kaliteli oyuncuların transferi
gözden çıkarılmamış beğendiğin bir oyuncuyu çemişkezekten bile almak zordur. biz şimdi dorukhanı satmak istemiyoruz
bizden dorukhanı alabilmeleri kolaymı bir kere değerinin üstünde ödemek zorundalar. ama ffp sürecinde mecburduk
satış yapmamız şarttı. her teklife açıktık.
senin zaten kadrondaki açıklar bellidir menejerler kapına bir listeyle gelir bu gayet doğal o liste içinde almak istediğin bir
oyuncu varsa zaten atlarsın hemen üstüne bu senin kulübe gidip ben bu oyuncuyu istiyorum demenden daha mantıklı
sen istersen değerli olur ama menejer getirdiyse zaten kulübü gözden çıkartmıştır.
menejerler olmadan insiyatif kulüplerin ve oyuncuların buna bağlı ailelerin elinde olur emin ol bu daha aşılmaz şeyler.
menejer olmasa avrupadan türk kökenli oyuncu alamazsın mesela hepsinin aileleri aç. menejer varken bile
nasıl zorladıklarını görüyoruz.
menejerlik sistemi kötü değil kötü olan yönetici menejer ilişkisinin kötü olması. menejerlerin fifaya bağlayıcı
yanları var en azından yanlış adımda riske edecekleri şeyler var. menejer ücreti olsa bile emin ol menejerlik sistemiyle oyuncu daha uygun fiyata geliyor
yoksa iş bir sürü cahil oyuncunun aç gözlü ailelerin eline kalırdı. iki kulüp oturup pazarlık yapamazdı.
her yaptığın anlaşma aile engeline takılırdı. gomez gibi bir oyuncu bile babam burda olmamı istemiyor diyebildi.
hele türk oyuncuları düşün menejerlere verdiğimizin kat kat fazlasını ailelere vermek zorunda kalırdık hemde kayıt dışı olurdu.
tolgayı transfer ederken ablası devreye girmişti bir düşün bunu birde resmi menejerlik sistemi olmadan yaptığımızı.
en azından şimdi bunlarla menejer muatap oluyor.
menejerlik kötü değil kötü olan bunu kötüye kullanan yönetici kesimi. işini bilen bir yönetim menejerlerin etkisinde kalmaz.
bizim transferlere bakıyorum dedikodulara değil yapılan transferlere hiç biride menejer etkisi görünmüyor.
geçen sene ljajiç aldık dorukhan burak mirin güven aldık hangisi menejer dayaması sence
bunların içinde bir mirin denirse denir ama onuda kaç yıldır teklif götürüyor almak istiyormuşuz.
kulüp satmak istiyorsa menejeri ilk önce daha önce talip olanların kapısını çalar buna menejer transferi denmez.

ama hiç adı duyulmayan abou talisca ljajic gibi oyuncularda geldi.
ilgilendiğimiz adamlarla gerçekten ilgileniyormuyuz yoksa menejer ittirmesimi
oda tartışılır. Gerçekten ilgilendiği oyuncuyu kulüp açık etmiyorki yıllardır
bu böyle oldu.
herkesin dilinde menejerlerin kucağına oturuyoruz kelimesi var ama transferlere bakıyoruz hiçde menejer tezgahı değil
bu lafı sadece transfer dönemi boyunca ortada dolanan isimlere dayanarak yapıyoruz ama transfer dönemi bittiğinde bu oyuncuların hiç biri alınmamış oluyor.mirinin adını transfer edilene kadar duyan varmı. vidamı menejer kakalaması ljajicmi
menejer transferide olur. menejer gelir sana hiç olası olmayan bir ismi getiririm der.
bir oyuncunun kulübünde mutsuz olduğunu ayrılmak istediğini yada kulübün satmak istediğini duyma ihtimali menejer devreye girmeden zor.
hiç bir kulüp göndermek istediği oyuncuyu tukaka etmez bunu lanse etmez menejerine söyler kulüp bul diye oda mustakbel kulüplere
servis eder. bazı transferler menejer devreye girmeden yapılmaz özellikle kaliteli oyuncuların transferi
gözden çıkarılmamış beğendiğin bir oyuncuyu çemişkezekten bile almak zordur. biz şimdi dorukhanı satmak istemiyoruz
bizden dorukhanı alabilmeleri kolaymı bir kere değerinin üstünde ödemek zorundalar. ama ffp sürecinde mecburduk
satış yapmamız şarttı. her teklife açıktık.
senin zaten kadrondaki açıklar bellidir menejerler kapına bir listeyle gelir bu gayet doğal o liste içinde almak istediğin bir
oyuncu varsa zaten atlarsın hemen üstüne bu senin kulübe gidip ben bu oyuncuyu istiyorum demenden daha mantıklı
sen istersen değerli olur ama menejer getirdiyse zaten kulübü gözden çıkartmıştır.
menejerler olmadan insiyatif kulüplerin ve oyuncuların buna bağlı ailelerin elinde olur emin ol bu daha aşılmaz şeyler.
menejer olmasa avrupadan türk kökenli oyuncu alamazsın mesela hepsinin aileleri aç. menejer varken bile
nasıl zorladıklarını görüyoruz.
menejerlik sistemi kötü değil kötü olan yönetici menejer ilişkisinin kötü olması. menejerlerin fifaya bağlayıcı
yanları var en azından yanlış adımda riske edecekleri şeyler var. menejer ücreti olsa bile emin ol menejerlik sistemiyle oyuncu daha uygun fiyata geliyor
yoksa iş bir sürü cahil oyuncunun aç gözlü ailelerin eline kalırdı. iki kulüp oturup pazarlık yapamazdı.
her yaptığın anlaşma aile engeline takılırdı. gomez gibi bir oyuncu bile babam burda olmamı istemiyor diyebildi.
hele türk oyuncuları düşün menejerlere verdiğimizin kat kat fazlasını ailelere vermek zorunda kalırdık hemde kayıt dışı olurdu.
tolgayı transfer ederken ablası devreye girmişti bir düşün bunu birde resmi menejerlik sistemi olmadan yaptığımızı.
en azından şimdi bunlarla menejer muatap oluyor.
menejerlik kötü değil kötü olan bunu kötüye kullanan yönetici kesimi. işini bilen bir yönetim menejerlerin etkisinde kalmaz.
bizim transferlere bakıyorum dedikodulara değil yapılan transferlere hiç biride menejer etkisi görünmüyor.
geçen sene ljajiç aldık dorukhan burak mirin güven aldık hangisi menejer dayaması sence
bunların içinde bir mirin denirse denir ama onuda kaç yıldır teklif götürüyor almak istiyormuşuz.
kulüp satmak istiyorsa menejeri ilk önce daha önce talip olanların kapısını çalar buna menejer transferi denmez.

Benim menajerler ve menajerlik sistemi üzerine bir takıntım yok. Gayet iyi sistem. Benim takıldığım konu menajer-yönetici ilişkileri  Planlama konusunda geç kalınması ile menajer önerileri ile yaptığımız transferler. Elimizdeki liste üzerinden yaptığımız transferlere hatalı da olsa sözüm yok 

O zaman neden bütün gelişmişlik endekslerinde Türkiye en gerilerde ? Ve o zaman neden 23 nisan egemenlik ve çocuk bayramında bir çocuk benim hayalim Almanya'da doktor olmak diyor.
Hadi bunları da geçtim
Gel yabancılarımıza tek tek bakalım
Q7 hiçbir avrupa kulübü tarafından istenmeyen bir oyuncu disiplinsiz çağdışı futbol oynayan şımarık
Gomez sakat ve geleceği belirsiz kariyeri düşüşte olan bir oyuncuydu bizde bir şans yakaladı
Sosa iç savaştaki ukraynadan alınan bir oyuncuydu bizde şans yakaladı
Talisca benfica tarafından istenmeyen bir oyuncu bizde şans yakaladı
Aboubakar afrikalı oyuncuydu düzenli 11 de oynamıyordu bizde şans yakaladı
Babel parayı seven bir oyuncu deporivoda aldığının 4 katını verdik ancak öyle geldi
Adem Ljajic saha dışında sorunlu bir oyuncu bize gelmeden önce teknik direktörü ile kavga eden ve takımda az oynayan bir oyuncu. Müslüman bir bölgede yetişmiş Türklere aşinalığı var.
Larin amerikada kazandığının 6 katını verdik öyle geldi

Bu liste uzar gider ama dikkat ettiyse Türkiye'ye gelme sebeplerinin hiçbirinde İstanbul'un ya da Türkiye Liginin pozitif anlamda bir etkisi yok sadece olsa olsa oynama garantisi aldıkları ve düşük seviyede bir lig olmamız sebebiyle kendilerini tekrar ispatlama şansı olarak görmüşlerdir. Diğer en önemli faktör de para.

Abi bence şurada yanılıyorsun insani gelişmişlik endeksi mutsuzluk endeksi ya da diğer göstergeler bu ülkede yaşayıp da yoksulluk hatta açlık sınırında hayatını idame ettirenler için anlam ifade ediyor. Senelik 2.5 milyon euro alan boğaz kıyısında oturan yerel halktan bir şekilde izole yaşayan futbolcuların ülkenin gelişmişlik düzeyiyle falan alakadar olduklarını sanmıyorum. Paralarını alıyorlar ve iş ahlaklarina çalışmalarına yeteneklerine göre performans gösterip gidiyorlar. Tabi ki adamlar avrupa'dan biraz iyi teklif alınca gidecek buraya gelmelerinin sebebi zaten oralarda gözden düştüğü için tekrardan kendini ispatlama olanağı bulmak. Ama gitmek istemelerinin sebebinin öncelikle lig ve takımların genel kalitesi olduğunu düşünüyorum ben, ülkenin gelişmişlik durumu sonraki kriterleri olabilir çünkü ilk olarak ülke durumunu baz alıyorlarsa en iyi oyuncuların iskandinavya'da falan oynaması lazım yanlış mı?

Abi bence şurada yanılıyorsun insani gelişmişlik endeksi mutsuzluk endeksi ya da diğer göstergeler bu ülkede yaşayıp da yoksulluk hatta açlık sınırında hayatını idame ettirenler için anlam ifade ediyor. Senelik 2.5 milyon euro alan boğaz kıyısında oturan yerel halktan bir şekilde izole yaşayan futbolcuların ülkenin gelişmişlik düzeyiyle falan alakadar olduklarını sanmıyorum. Paralarını alıyorlar ve iş ahlaklarina çalışmalarına yeteneklerine göre performans gösterip gidiyorlar. Tabi ki adamlar avrupa'dan biraz iyi teklif alınca gidecek buraya gelmelerinin sebebi zaten oralarda gözden düştüğü için tekrardan kendini ispatlama olanağı bulmak. Ama gitmek istemelerinin sebebinin öncelikle lig ve takımların genel kalitesi olduğunu düşünüyorum ben, ülkenin gelişmişlik durumu sonraki kriterleri olabilir çünkü ilk olarak ülke durumunu baz alıyorlarsa en iyi oyuların iskandinavya'da falan oynaması lazım yanlış mı?

Tek sebep olarak ülkeyi söylemedim. Para olabilir, kariyer hedefi olabilir, güvenlik kaygısı olabilir. Sadece kendimizden bir örnek verdim. Aynı parayı kazandığımızı farz edelim pariste mi londrada mı amsterdamda mı yoksa lizbonda mı milanoda mı yaşamak istersin ?

Tek sebep olarak ülkeyi söylemedim. Para olabilir, kariyer hedefi olabilir, güvenlik kaygısı olabilir. Sadece kendimizden bir örnek verdim. Aynı parayı kazandığımızı farz edelim pariste mi londrada mı amsterdamda mı yoksa lizbonda mı milanoda mı yaşamak istersin ?

Ama işte aynı parayı kazanmıyorlar. Burada 5 milyon euro kazanan pepe mesela ne kadar yıllık ücrete gitti porto'ya koşa koşa? Gomez mesela ülkedeki tamam o günlerde güvenlik problemi vardı ancak "sampiyonlar ligi'nde averaj takımında oynamak istemem" gibi bir gerekçeyle gittiği gerçeğini biliyoruz ha yanıldı beter oldu kendi kulübü küme düşmemeye oynarken biz almanya ikincisiyle mücadele ettik ama adamların temel gerekçeleri hep aynı oluyor kariyerleri. Tabi ligin ve takımların kalitesinin kötü olmasıyla ülkenin genel durumunun ilişkisi vs tartışılabilir tek itirazım lyon'da 1 milyon euro ile yaşadığı hayat standardının istanbul'da 2 milyon euro ile yakaladığı standarttan öyle aman aman yüksek olamayacağı. Sorduğun soru için şöyle söyleyebilirim eğer "aynı parayı kazanmak"dan kastedilen milyon eurolar ise pek farketmez abi saydığın tüm şehirlerde maksimum standartlarda hayatlar yaşayabiliriz. Biraz İstanbul'da takılıp milano falan yapılabilir yani:)