Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu
×
Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu

Beşiktaş Forum|Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu 2018/19 sezon başlığında transfer konusu hariç Beşiktaş ile ilgili her konu forum kuralları çerçevesinde tartışılabilir. Başlıktaki

0 Üye ve 172 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu  [Okunma sayısı 2614615 defa] Beşiktaş Futbol Takımı 2018/19 Sezonu

Çevrimdışı mylife1903

koray o golu attıgında   hıssettıgım zevkı  hala tatmıs degılım  unutulmaz bı geceydı
Deli ibonun muhtaasssaam saay ayaylaan yapistirdigi da cok fenaydi
Ft delirmis yedke kulubesini tekmeliyordu

Çevrimdışı alperenn58

Deli ibonun muhtaasssaam saay ayaylaan yapistirdigi da cok fenaydi
Ft delirmis yedke kulubesini tekmeliyordu

hocam kadıkoyde eksık kalecısız  50 bın kısı karsısında  su an bıle tuylerım dıkıldı hayal et eskıyı

Çevrimdışı worns

Devreyi maksimum 28-29 puanla kapatacağımızı düşünüyorum. Ligin standartları ve takımın kağıt üzerindeki dengesi düşünüldüğünde berbat bir nokta. Ayrıca gelişim, yenilenme emaresi göstermeyen yokuş aşağı form ve enerjiye sahip bir takım görüntüsü var karşımızda.

Hocayla yollar ayrılmamalı fikrinde olan arkadaşları samimi olarak anlamakta güçlük çekmeye başladığımı söylemeliyim. Kaldı ki daha önceden de düşüş emareleri görünür olsa da bu sezon başında yeni bir temel yaratacağını umduğum için hocaya destek vermeyi sürdürmüştüm. Gerekçelerim oyun planının yenileneceğine dair umutlardı. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. Dahası denenen ama tutmayan bir şeyler bile göremiyorum uzunca süredir.

Hocaya desteği sürdürmeliyiz diyenlere sormak istiyorum. Neden kalmalı? Yarın ne yapabileceğini umuyoruz? Neler değişirse tekrar başarılı olabilir? Zaten belli bir yaşa gelmiş, mental açıdan yorgun olduğunu hissettiren, bizden sonra kulüp takımı çalıştırmak istemediğini söyleyen, kariyerinin zirvesine dokunmuş, hırsları kaybolmuş gibi görünen bir teknik adam. Ülke ve kulüp tarihinde önemli bir yeri olacağı aşikar. Ama yarın için ne vaat ediyor? Mevcut yapıdan şimdiye kadar çıkartamadığı neleri çıkarabilir?

Bende tek bir pozitif yanıt yok.
[ Son Düzenleme: 07 Kasım 2018, 01:42:12 worns ]

Çevrimdışı atalay

Asset oyuncu diye tanımladığım oyuncular, atletizmi ve motorik becerileri ile fark yarattılar. Fakat bu isimlere kendi kulüpleri takımlarında pozisyon açmıyorlar. Çünkü kurguları eksik. Oyunu yeterince bilmiyorlar. Hep diyorum ya yarıştıklarının gözden çıkardıkları ile yarışıyorsun. Hatta çeyrek finalde Bayern'e duble yapan oyuncuya da yer açmıyorlar. Bu maçın rövanşındaki 2012 yılı *Atletico maçıvari oyunundan. Sonrası. 5 yıl sonra ligde şampiyon oluyorlar, CL'de bize iki maçta belli bölümler dışında oyunu kaybediyorlar yine de bir benzeri başarının finaliste elendikleri için kıyısında kalıyorlar. Muhtemelen bu sezon yine orada olacaklar. Fark. O pozisyonda klasik makyajlayıp satabilecek bir-iki oyuncuya yer açmaları.

Yine buradalar. Diğeri yarın işi bitirebilir. Beriki bugün 20 dakika rakibini bayılttı. Ey kazanan! Sen neredesin?

Çevrimdışı atalay

+Bursa-Başakşehir maçı sonrası Avcı, rakibin yaş ortalaması bizden düşük daha fazla koşuyorlar-sprint atıyorlar, diyor. Biri ligin en genç diğeri ise en yaşlısı. Ve atletik kapasiteleri de yüksek değil. O yüzden kendi personeli ile pas-iade oyunundan başka bir şeyi oynayamıyor. Topun kıymetini bilemedikleri ya da doğru yerleşemedikleri her an geri dönüşlerde sıkıntı yaşıyorlar. Bursa'nın git-gelli oyunu da doğru değil. Çünkü zaten saha geometrisi problemli ekip bir süre sonra bırakmadığı boşluklar vermeye başlıyor.
Zaten skoru aldıktan sonra topu bilerek bıraktı. Birinci bölgede baskı merkezlerini kurgulamadı. Başka planı olmayan ekibe merkezi kapadı, İkinci bölgede sahayı geniş kullandırttı. Aslında kontra hiç yapmadılar. Planın hücum kısmı tam olarak bu değildir. Ama yine de istediğini aldı.

Başakşehir, ısrarla ve özenle seçtiği pas-iade oyununu oynayamadığı ya da son maçtaki gibi skor ile birlikte oynamayı tercih etmediği zaman başka bir şey oynayamıyor. Build-up antrenör becerisi ile gelen dinamizm var. Ama pas temposu, sprint sayısı ve atletik kapasitesi düşük. Majör liglerde tüm Avrupa'nın en yaşlı iki takımından biri. Bilin bakalım diğeri kim? Bu ayağın biri.


Çevrimdışı atalay

Kısa, orta, uzun vadeli planlama? Asset oyuncu? Transfer sirkülasyonu ve yumuşak geçiş?
Alıntı yapılan: atalay
22 Aralık 2016, 13:51:52
Transfer ve kadro planlamasındaki üst akıl kadar, transfer edilen oyuncu için öngörülen süreç ile ilgili de sıkıntı var. 30+ oyunculara verilen kontrat süreleri ve rakamları bir tarafa 30+ oyuncunun gelecek planlaması ne boyutta? Bir sonraki müşterisi veya buna dair güçlü bir fizibilite var mı? Yada bu 30+ isimlerin kaçı performansı ile öne çıkabilecek asset oyuncu kategorisine girecek durumda? Peki, bugünkü oyuna doğrudan etki eden ve kadronun önemli parçası olan oyuncuların gelecek sezon ki değişimine karşı alternatif bir plan veya bu değişen profillere uygun tercihler yapabilecek ve var olan oyunu muhafaza edip, sürdürülebilir kılacak bir akıl var mı?
Alıntı yapılan: atalay
22 Aralık 2016, 14:20:07
Salt 30+ isimlerden gelecek bonservis rakamları da değil. Bu sınırdaki oyuncular ile sürdürülebilir bir oyun mantığı ne kadar mümkün? Futbol aklı çerçevesindeki planlamaya dair sıkıntılar kadar bu sınırdaki isimlerin bu yaşlardaki verebilecekleri performanslar da soru işareti. Bu isimler bu kadar oyun merkezindeyken oyununuzu neyin üzerine kuracaksınız?
Alıntı yapılan: atalay
01 Eylül 2016, 15:26:35 »
Beşiktaş'ın mevcut kadrosunda 36 yaşında kadar kontrat alan bir; 35 ve 34'e kadar iki; 33'e kadar bir; 32'ye kadar beş ve 31'e kadar bir olmak üzere 30+ on iki oyuncu var. İlaveten iki oyuncunun ise birer yıllık opsiyonu var.
Alıntı yapılan: atalay
15 Aralık 2016, 07:12:36
Elimizde 28 yaş altı düzenli oynayan sadece dört oyuncu var. "Genç" diye tanımlanabilecek 23 yaş altı düzenli forma giyen oyuncu yok. Zaten oyuncu havuzu içerisinde süre alabilecek 23 yaş ve altı toplam üç oyuncu var. Ve bu üç oyuncunun ikisi kiralık.


Çevrimdışı atalay

Alıntı yapılan: atalay
Alıntı yapılan: atalay - 07 Ağustos 2017, 07:23:58
Bir ekleme daha yapmak gerekirse.. Güçlü bir futbol aklı sürdürülebilir bir başarı olarak elzem olduğu gibi güçlü bir kongre yapısı da eldeki başarıyı korumak için elzem. Yerel ligi domine de etseniz ekonomik olarak büyüyemez veya kongre yapınızı düzeltemezseniz olması gerektiğinden çok daha fazlasını kat edemezsiniz. Başta sosyal medya üzerinden sağladığınız mesainin ufak bir dilimini yine burada, statta, kongrede vesaire harcarsanız Beşiktaş'ın geleceğine büyük bir katkı sağlarsınız. Zira başta mali yapı, tamamen sportif sonuçlara endeksli.
Alıntı yapılan: atalay
03 Ocak 2017, 15:49:53 »
Kulübün transfer ve oyuncu üzerinden 'marka değerine' katkı sunmasını tanınabirliğe indirgemek yetersiz olur. Bu tanınabilirliği, gerek yurt içi gerek ise yurt dışından kaynak yaratamayıp, gelir kalemlerinin içine entegre edemedikten sonra bu durumun bi' espirisi kalmaz. Ayrıca Beşiktaş gibi mazisi ve mevcut konjonktürel yapısıyla var olan bir kulübün en önemli marka değeri sportif altyapısı ve başarılarıdır. Doğrularıyla, üretimiyle, oyunuyla büyüyen bir Beşiktaş elzemdir. Bunun için salt saha içi doğrular yetmez. Saha dışında tüm yönetimsel birimlerin doğru işlemesi gerek. Tüm bunlar girift yapıda büyüme gerektirir. Handikap: Bütün büyümeden parçanın olması gerekenden fazla büyümemesi. Fakat 'parça' sınırları zorlar, yeterli doğrular üretirse rekabetin boyutu ve bütünün hacmi de genişler. Bunlar komplike unsurlar. Fakat sığ argümanlar ile yaratılan unvanların altı dolmaz. Geniş pazarlara açılamayıp; işin medya, halka ilişkiler, pazarlama kısmında büyüyemedikten sonra o tanınabilirliğin kazançları oldukça sınırlı. Ve o tanınabilirlik oyunsal açıdan bir takım getirileri karşılamıyor ise gerek yok. Hep bugünün örnekleri üzerinden doğrular gösteriliyor. Bugün bir şeyleri farklı yapın da yarının doğrularını değiştirelim. Var mı o farklılık?


Ülke futbolun sorunu taraftar ama farkında değiller. Kendisi dışında her şeyi suçluyorlar. Müşteri sensin. Bağnaz olduğun kadar aklın olsa spor endüstrisine şekil vereceksin. Lakin en nihayetinde ülke futbol gündelik yaşamdan ayrılmaz. Yöneticiler dünyasında kötünün iyisi güzellenir, saha içinde kendini yenileyemeyen antrenörler alkışlanır. Sonuç olarak birbirini aşağı çekmekten rekabet kalitesini düşürdüklerini fark etmeyen müşteriler oyun diye bunları izler. Benim kaybım yok en fazla göz ucu ile bakıyorum. Umarım sizin de yoktur. Sosyal medyada hayali düşmanlar yaratmaktan, gölgeleri ile kavga etmekten sahadaki oyunu izlemedikleri için bence kimsenin kaybı yoktur diye düşünüyorum. Bu da ayağın diğeri.

Çevrimdışı atalay

Alıntı yapılan: atalay
07 Ocak 2017, 20:16:16 »
Taraftarların transfer şımarıklığını anlarım. Fakat teknik direktörün ve yöneticilerin transfer konusundaki şımarıklığına tahammülüm yok.

Alıntı yapılan: atalay
20 Ocak 2017, 08:37:42 »
Son durum nedir? Sayısal eksikliğimiz var. Ne yapmalıyız? Transfer! Neden? Problemleri çözeceğiz. Çözüldü mü? Hayır! Neden? Bla bla bla. Son durum nedir? Sayısal eksikliğimiz var. Ne yapmalıyız?...

Problem çözüldü mü? O gün ıskarta çıkanlar devam eden sezonun sonunda alkışlandı. Sonra kalanlar ıskartaya çıkarıldı-gidenlerin yası tutuldu. Sorun halen ortada. Çözmek için transferler yapıldı ama yeni ıskartalar oldular. Oyunun kendisi böyle değerlendirilmez. Oyunu anlatamadan oyuncu anlatılmaz. Oyun anlatamayan kalem sallıyor ise bilmediğini bilmiyordur. Bir ayağı da bu. Tepeden.

Çevrimdışı atalay

17 Mayıs 2016, 02:52:16 »
Transfer planlaması, maaş skalası düzenlemesi, asset değer yaratma, gidenin yerini doldurma vesaire... Çıta yükselip, hedef büyüdükçe asıl iş yeni başlamış oluyor. Bu süreci doğru yönetmek; kısa, orta ve uzun vadede güçlü planlamalar yapmak gerekiyor.

Orta, uzun vadeli planlama ve diğerleri bir tarafa Beşiktaş'ın maaş skalasındaki eşik yükseldi. Bunun bir sonraki kontratlara yansımalarını hep beraber izleyeceğiz.

02 Ocak 2017, 16:57:26 »
Oyuncuların belli parametrelere göre fiyat aralıkları vardır. Bunu izafi bulabilirsiniz fakat kulübün ekonomik realitelerini ve parametreleri alt alta koyduğunuzda belli bir değer aralığı yakalamış olursunuz. Yani fiyat aralığının üzerinde kontrat alan bir oyuncu optimum bir performans da sunsa, ilk kontratı için ödenen meblağlar değer aralığından yüksektir. Bu performans ancak bir sonraki kontrat için referans olabilir. Beşiktaş kadrosunda değer aralığından yüksek maaşlar alan oyuncuların sayısı artmaya başladı.

İmza paralarını dış transferlerde maaş çizgisine refer gösteriyorsunuz. Fakat yarın iç transferde de oyuncuların benzer talebi olacak. En nihayetinde total maaş ödemeleriniz ve maaş skalanız artmış olacak. Sonraki transfer hamleleri için makul bir durum değil.

Zaten verilen yüksek kontratlardaki en büyük problem bu. TL'nin yaşadığı değer kaybı malum ve kaybetmeye de devam edecek. Ödemelerini avro cinsinden yapar, maaş skalanı yükseltirsen oyuncu satışında da problem yaşarsın. O yüzden bu yaş aralığındaki oyuncular arasında asset kaç isim var? Bir sonraki müşterisi hazır mı? vs. diye sürekli soruyorum.

02 Ocak 2017, 19:51:27 »
Sadece bir-iki oyuncuyla sınırlı değil. TR ölçeğindeki şişirilmiş ödemeleri hesaptan düşüyorum, geriye kalan kısım için bile benim kriterlerime göre Beşiktaş'ın oyuncu havuzunda ederinden çok fazla ücretler kazanan en az 6-7 oyuncu var. Bu en nihayetinde subjektif bir bakış açısı ama çok makul sebepler var içerisinde. İmza paralarının kontratlara yansıması durumu mevcut kadroda halihazırda gözlemlenebilir zaten. lığındaki oyuncular arasında asset kaç isim var? Bir sonraki müşterisi hazır mı? vs. diye sürekli soruyorum.

28 Haziran 2017, 17:46:37 »
Oyunculara ödenen maaşlar ve yeni kontratlar konusu geçmiş. Daha önce de yazmıştım, tekrarlayayım. Bazı sportif başarılar ile maaş skalanızda belli düzenlemeler yapabilirsiniz. Özellikle oyunculara böyle hormonlu ücretler ödenen bir ligde. Fakat Beşiktaş ideal olan alt taban ücretlendirmesini çok fazla yukarıya çekti. Üstelik bunu, üst taban ücretlerini hak etmeyecek oyunculara verdiği kontralar ile yaptı. Bu da başta iç transferde olmak üzere tüm transferlerde büyük sıkıntılar yaratır. Nitekim maaş ortalaması artacaktı lakin bazı isimlere verilen kontratlarda fiyat/performans dengesi yanlış kurgulanmış durumda. Nihayetinde azıcık kıpırdanın da, kapıyı çalanın da talep edeceği rakamlar maaş bütçesinin giderek yukarıya çekilmesine sebep olacak. Zaten bunu devre arasında iç ve dış transferde gördük. Herhangi bir performans sunmayıp maaş alan, aldığı rol oldukça sınırlı olup takımın oyun pratiğinin en önemli oyuncularından daha fazla kazanan isimler var. Burada doğal rakiplerinizi tamamıyla kıstas alamazsınız. Kaldı ki işler kötü gittiği zaman pek bi' farkınız kalmaz. Öncellikle kadroda süre alamayan ya da yedek bekleyip önündeki as oyunculardan fazla kazanan oyuncuları temizlemek gerek.

Çevrimdışı atalay

25 Mayıs 2018, 03:27:15 »
Bonservissiz 2,5 M maaş veya imza parası olmadan-düşük tutup 3 senelik kontratı 4 sene bu da her birer senenin içinde diyerek 3 milyon maaş ile faturalandırma yapılırsa hem iç hem de dış transferde taban ve tavan fiyat artar. Hem ekstra kontrat süresi verilir hem de her transfer sonrası ortalama fiyat yükselir.

Çevrimdışı atalay

Hocaya desteği sürdürmeliyiz diyenlere sormak istiyorum. Neden kalmalı? Yarın ne yapabileceğini umuyoruz? Neler değişirse tekrar başarılı olabilir? Zaten belli bir yaşa gelmiş, mental açıdan yorgun olduğunu hissettiren, bizden sonra kulüp takımı çalıştırmak istemediğini söyleyen, kariyerinin zirvesine dokunmuş, hırsları kaybolmuş gibi görünen bir teknik adam. Ülke ve kulüp tarihinde önemli bir yeri olacağı aşikar. Ama yarın için ne vaat ediyor? Mevcut yapıdan şimdiye kadar çıkartamadığı neleri çıkarabilir?

Bende tek bir pozitif yanıt yok.

Teneke kazandırmalarını bekliyorlar. Kimsenin oyun ile bir derdi yok. Modern oyunun gerekliliklerini talep eden yok. Her şey teneke için. Nasıl olduğunun hiçbir önemi yok.

Çevrimdışı atalay

Ligde son bilmem kaç sezondur yerli teknik direktörler şampiyon oluyormuş. Doğru yine öyle olacaktır. Fakat düşenler de yerli. Orta sıradakiler. Enternasyonal veya yerel düzeyde tek bir anlaşılır oyun sunamayanlar. Hepsi yerli. Size bir sır vereyim. Ligde 18 tane yabancı teknik direktör olursa şampiyon olan da yabancı olacaktır.

Çevrimdışı atalay

+Oyuncunun sahadaki işini kolaylaştıramadıktan sonra oyuncuya süre vermek marifet değil. Defolarını gizleyip, öne çıkan becerilerini göstermek mesele. Bu, kümülatif bir oyun ile mümkün. Bir teknik direktörün gerçek alkışı-övgüyü gördüğü günler de bunu yapabildiği içindir. Gerçek alkış.

Çevrimdışı atalay

05 Nisan 2018, 22:48:07
Sürekli yer değiştiren dört orta sahacı ile kenarlardan gelen cut-back ve low cross pasları ile dörtledi. Klasik pas temposu yüksek; pas metrajı düşük Arsenal golleri. Tabii, bunun için önce oyuncular arasında gezinmek, alan boşaltmak, bek-stoper arasına ve savunma arkasına topsuz koşu atmak gerek.

Schalke'nin bugün attığı ikinci gol böyle gelmiş. Eğer takımın bir planı var ve uygulanabiliyor ise atakların yüzde yetmişinden fazlası artık böyle sonuçlanıyor. Avrupa'daki majör liglerden -sadece atak sonlandırırken hücum setlerini nakış gibi işeyen ve topun kıymetini bilen değil- rastgele maç seçin, bunu görürsünüz. Ya da arka direğe doğru yüksek açılı pas atarlar. Orta değil bunlar. Bana göre bu yüksek açılı pasları son üç senedir en iyi uygulayan ekip Napoli. Teknik direktörler özellikle bunu istiyorlar. Eğer bunun için gerekenler yapılamıyorsa-rakip savunması ile bunu yaptırmıyorsa zaten hedefsiz yüksek açarsınız. Planlı 1v1 bırakıp 4v3 iken de değil. Plansız-hedefsiz. Her takım bunu yapar. Çünkü başka yapabilecek bir şey yok. Bizim ligde bunu ısrarla isteyen tek teknik direktör var. İşin tuhaf kısmı bunu bir ara bu ligde en iyi yapan ekip Beşiktaş'tı.
[ Son Düzenleme: 07 Kasım 2018, 03:53:44 atalay ]

Çevrimdışı atalay

Ligin şampiyon teknik direktörü ve yöneticilerini şimdiden kutlarım. Büyük iş çıkardılar. Saygılar.

Çevrimdışı mylife1903

Teneke kazandırmalarını bekliyorlar. Kimsenin oyun ile bir derdi yok. Modern oyunun gerekliliklerini talep eden yok. Her şey teneke için. Nasıl olduğunun hiçbir önemi yok.
Teneke dedigini alana 100milyon yuro veriyorlar, muzemizdeki tenekelerle ovunuyoruz burasi amator takim yahut u15 takimi degil, kupa icin oynanir bu futbol

Gidip arabistandan modern dunyanin gerekliliklerini, demokrasi, hukuk, esitlik, adil paylasim falan talep eden olmadigi gibi turk futbolundan da gelisim, yatirim, yonetim, modern futbolun gerekliliklerini talep etmek romantikliktir.

Belli yaslarda idealistlik iyidir ama yas ilerledikce yoluna sonuna varman gerekir.

Turk futbol takimlari ulkenin aynasidir, ulke nasil yonetiliyorsa az cok paralel yonetilir futbol, bu ortamda kimseden devrim falan beklemeyin.
Teorisyenlerin en buyuk hatalaridir yol gosterirken oralarda ne gibi zorluklar olacagini bilmezler, ormandan gec daha kisa olur derler de ormanin icindeki vahsi hayvanlardan bahsetmezler, uygulayan sonuc alandan da hoslanmazlar, kendi guvenli ortamlarinda kalirlar, uygulayan muhendis ile buroda oturup dizayn yapan mimar farki gibi de anlatilabilir.

Saha icinde iki oyuncu karsi karsiya geldiginde mac oncesi konusmalar, verilen taktik cizilen geometri hepsi bostur, hirsli olan, guclu olan, daha cok isteyen o ortadaki topu alir, karakter koyabilen, arkadaslarini kan dokebilecegine inandirabilen oyuncular da sampiyon yapan kazanan oyunculardir.

Son yillarda fazla bilim sokulmaya baslandi futbolu, amator kesimin kafasini karistirmak daha mitolojik birseye donusturme cabalarina benziyor, ayni ekonomi konusunda yeni dunya duzencilerinin insanlarin kafasini karistiracak bir suru yeni terim kullanmasi gibi

Futbol bir savastir, yenilgiye karsi verilir, cephede gogus goguse savas baslayinca, sunguler cekilince korkup kacanlar bizden degildir.

Korkup kacmayip, savasan, kan ter ve gozyasi dokenlere de o teneke verilir

Çevrimdışı mylife1903

Ligde son bilmem kaç sezondur yerli teknik direktörler şampiyon oluyormuş. Doğru yine öyle olacaktır. Fakat düşenler de yerli. Orta sıradakiler. Enternasyonal veya yerel düzeyde tek bir anlaşılır oyun sunamayanlar. Hepsi yerli. Size bir sır vereyim. Ligde 18 tane yabancı teknik direktör olursa şampiyon olan da yabancı olacaktır.
Yabanci adami nasil getireceksin ulkeye
Ulkeden turkler kaciyor son bir yilda parasini denklestiren 40bin kisi kacmis, daha da artacaktir bu sayi
Parayla getirmeye calissan bile yetersiz₁ bir yabanci secer bu ulkeyi ustune zaten 4. 5. Tercihi olur

Ulke dinamikleri degismeden yabanci teknik direktorden cok cok zor verim alinir

Yazarlarin yabanci hocalara yaklasimi kadar agresif bir yaklasim yok ulkede soruya cevap verenlere
Adamlar kokuya abuk sabuk sorular sorma cesaretini gosterirken ftden firca yiyorlar, agizlarini acamiyorlar.

Yabancilarin anlayamayacagi ustelik bizim onlara aciklayamayacagimiz isler oluyor ulkenin her yerinde
Bu topraklarin tanimlamasindan sonra,
Yabanci hocanin maasini 1 sene odemezsen, adama yahu tesis calisanlarinin maaslarini odeyemiyorum bi 400-500bin yuro hicam odeyiver sen bu calisanlara, aciliktan olmesinler falan gibi yaklasirsan, adamin yazacagi 10 kisilik listeden 1 kisi alip kalanlari menejerlerden alip adama lig basladiktan sonra verirsen, futbolcularin maaslarini odemezsen, adam 1-2-3 lazim derken sen gidip ustune 7-8-9 alirsan o adam da salla basini al maasini yapar

Yabanci insan calistirabilmek icin once sistemini oturtman lazim bu cagdisi yapiyla yabanci adam da bozulur, isini yapamaz hale gelir.
Adama maaslarin neden odenmedigini bile anlatamazsin

Turk hocalarin yetersiz₁ oldugunu yoneticiler bilmiyor mu saniyorsunuz, onlarin da islerine geliyir.

Elinde bir hoca var, arizalari belli, pozitif taraflari var cok onemli olan mesela gelen futbolculardan komisyon almiyor senol gunes, caliskan bir insan besiktasin da buyuklugunun farkinda bu evlilik gibidir, biraz karsi tarafin kusurlarima uyum saglayacaksin
Bilic gibi disardan bir gelin aldiginda kendine onun tarafsiz gorusu biz ne kadar istemesek te besiktasin yerini tespit ediyordu, hosumuza gidebilir, gitmeyebilir ama disardan gelecek yeni gelinin dusunecegi bilicin dusunduklerinden farkli olmayacaktir, biz sabahlara kadar bagiralim yazalim, soyle buyuk takimiz, en buyuk biziz, en guclu biziz, bunlar bizim kendi gorusumuz, disardan bakilinca durum farkli

Yabanci teknik adam getirirsen, kucuk sayfiye mekanlarinda yazin ortama dahil olan ile kisin incin top oynarken orda yasiyan lokal sahsin lokal polis gozundeki farkini gorursun medya mensubunun basin toplantisinda gozunde.
Bu yazin gelmis, gidecek der polis, kisin kimseler yokken etrafta lokal elinde cifteyle dolasirken arasini bozmak istemez, seytan doldurur

Çevrimdışı tangaz

Devreyi maksimum 28-29 puanla kapatacağımızı düşünüyorum. Ligin standartları ve takımın kağıt üzerindeki dengesi düşünüldüğünde berbat bir nokta. Ayrıca gelişim, yenilenme emaresi göstermeyen yokuş aşağı form ve enerjiye sahip bir takım görüntüsü var karşımızda.

Hocayla yollar ayrılmamalı fikrinde olan arkadaşları samimi olarak anlamakta güçlük çekmeye başladığımı söylemeliyim. Kaldı ki daha önceden de düşüş emareleri görünür olsa da bu sezon başında yeni bir temel yaratacağını umduğum için hocaya destek vermeyi sürdürmüştüm. Gerekçelerim oyun planının yenileneceğine dair umutlardı. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. Dahası denenen ama tutmayan bir şeyler bile göremiyorum uzunca süredir.

Hocaya desteği sürdürmeliyiz diyenlere sormak istiyorum. Neden kalmalı? Yarın ne yapabileceğini umuyoruz? Neler değişirse tekrar başarılı olabilir? Zaten belli bir yaşa gelmiş, mental açıdan yorgun olduğunu hissettiren, bizden sonra kulüp takımı çalıştırmak istemediğini söyleyen, kariyerinin zirvesine dokunmuş, hırsları kaybolmuş gibi görünen bir teknik adam. Ülke ve kulüp tarihinde önemli bir yeri olacağı aşikar. Ama yarın için ne vaat ediyor? Mevcut yapıdan şimdiye kadar çıkartamadığı neleri çıkarabilir?

Bende tek bir pozitif yanıt yok.

nedeni bence hoca değişikliğinde şampiyonluk yarışından kopulacağı inanışı var.şuan öyle ya da böyle halen yarıştasın olası değişikliğin yarıştan kopuş anlamı taşıdıgını düşünenler td değişikliği istemiyor.
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı tangaz

GG sakatlanmış maçda yokmuş evet sağbek almayanlar orayı nasılsa adri ile yamalıyoruz diyenleri göreve dawet ediyorum neyi nasıl yamalayacaklar sabırsızlıkla bekliyorum
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı MUSTAFA_

GG sakatlanmış maçda yokmuş evet sağbek almayanlar orayı nasılsa adri ile yamalıyoruz diyenleri göreve dawet ediyorum neyi nasıl yamalayacaklar sabırsızlıkla bekliyorum
Necip varsa sıkıntı yok

Beşiktaş Tarihi
Asıl aşık biziz mecnunun sadece adı var...
★★★

Çevrimdışı tangaz

Necip varsa sıkıntı yok

medel yok atibada listede yok necibi ortada kullanacaktık yahuu neyse dorukhan ortaya geçer ya da tolgay ozzi layiç üçlüsü oynar  :ebebe:
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı mylife1903

GG sakatlanmış maçda yokmuş evet sağbek almayanlar orayı nasılsa adri ile yamalıyoruz diyenleri göreve dawet ediyorum neyi nasıl yamalayacaklar sabırsızlıkla bekliyorum
Idare edecektik abi
Ya birini koysunlar oynatsinlar 18 kisinin yeri degismesin kafi

Çevrimdışı mylife1903

medel yok atibada listede yok necibi ortada kullanacaktık yahuu neyse dorukhan ortaya geçer ya da tolgay ozzi layiç üçlüsü oynar  :ebebe:
Vida oynasin iste sagbek abi
Vida pepe rokko caner yapalim
Onlerine ozzi tolgay layic
Bunlarin az onune lens babel en one love
4-3-2-1 bozmadik hocanin sayilarini da

Çevrimdışı tangaz

Vida oynasin iste sagbek abi
Vida pepe rokko caner yapalim
Onlerine ozzi tolgay layic
Bunlarin az onune lens babel en one love
4-3-2-1 bozmadik hocanin sayilarini da

ozzi tolgay layiç  :ebebe:
Fenerbahçe ve Galatasaray'ı tutanların taraftarlık hikayeleri popülerlik, başarılar, şampiyonluklar ve egemen ideolojileriyle örtüşür. Beşiktaşlılık, anlatılması zor bir damara bağlıdır...

"Ben belli bir takıma karşı değil, yenilgiye karşı oynarım" Eric Cantona

Çevrimdışı Osvaldonun Saçı

Vida oynasin iste sagbek abi
Vida pepe rokko caner yapalim
Onlerine ozzi tolgay layic
Bunlarin az onune lens babel en one love
4-3-2-1 bozmadik hocanin sayilarini da

Caner yerine Medel olsa? Kalede de Tolga oynasın 40 yılda 1 oynayınca kalesinde devleşiyor  :ok: