Beşiktaş yönetimi işin düsturuna uygun departmanları oluşturacak, YK ile altyapı-üst yapıdan sorumlu idari-teknik ekip arasında bir köprü olacak, beraberinde tüm bu organizasyonları planlayacak, bu kişileri seçecek ve başta scouting olmak üzere işin lojistik organizasyonundan 5-10 yıllık projeksiyon içerisindeki uzun vadeli planlamaya kadar yetki sahibi olacak bir DoF mu arıyor; yoksa sadece belli birimleri işletecek işin şiarını tanımlayan futbol direktörlüğünden ziyade A takımın kısa ve orta vadeli takım planlamasına etki edecek bir sportif direktör mü? Ya da yetkileri oldukça sınırlandırılmış bir pozisyon yaratıp, herhangi bir futbol aklına sahip olmayan kişiler tarafından aldığı kararları -işin mali yapısından bağımsız- veto edebilecek karar mercilerin olduğu organizasyondan sorumlu bir kişi mi arıyor? Bu sorunun cevabı aynı zamanda DoF'un inşa ettiği yapının, birimler arasındaki işleyişin sağlıklı olup-olmayacağının bir nevi yanıtı. İlaveten bu DoF veya nominal şahıs kulübün genel oyun yapısında bittabi bu oyun yapısına uygun oyuncu profili seçimlerini şekillendirebilecek mi? Kulüp başkanı ve A takım teknik direktörünün ortak karar alamadığı bir noktada başta bu iki taraf arasında nasıl bir ilişki kuracak ve verilen yetkinin dışında öncesiyle-şimdisiyle-sonrasıyla ne kadar güçlü olacak? Salt oyuncu izleme ve transfer seçimlerinde başrol oynayacaksa: Nasıl bir network kurulacak? Bu networklerin beslendiği ana kaynaklar nereleri olacak? Tarama ekibiniz içerisinde ne kadar scout olacak? Hangi periyotlarda aktif, pasif ve çapraz izlemeler yapılacak? Bunların içerisinde fiziki açıdan uzak mesafelerde görev alabilecek local scoutlar var mı? Başta bu DoF, Sportif direktör ya da X unvan sahibi olmak üzere bu scoutların periferik izleme becerisi ne kadar gelişmiş? Vizyon ve perspektif aralıkları ne boyutta? Oyuncunun ve oyunun primary yapısı kadar hayal edebildiği çerçeve ve geometri bilgisi ne kadar geniş? Karar kalitesi, long ve shortlistindeki isabet yüzdesi, taktiksel algısı en nihayetinde künyesi ne durumda? DOF veya nominal şahıs dünya futbol pazarına ne kadar hakim? Hangi bağlantılara sahip? Menajerler, diğer kulüpler arasındaki ilişkileri ne kadar güçlü? Ayrıca bu organizasyon şemasında bağımsız scoutlardan destek alınacak mı? Her pozisyon için ne kadar filtreleme yapılacak? Bu filtrelerden çıkan başta fitness data, mental-fiziksel analiz sonuçları oyuncu seçiminin ardından raporlanmaya devam edip-özellikle genç oyuncuların transfer sonrası planlamaları için sürdürülecek mi? Bu konuda oyuncunun gelişimi için gerekli departmanlar kurulacak mı? Scouting yapısı feeder club ve altyapı organizasyonu için de doğrudan işletilecek mi? DoF'a tüm bu raporları mevcut Chief Scout mu raporlayacak? Bu alt departmanlardaki hatta A takımdaki staffların performanslarına dair yetki tümden DoF veya nominal şahısa mı ait olacak? Tüm bu birimlerdeki kurumsal hafıza nasıl işleyecek? Transferlerde nasıl bir algoritma ve metodoloji uygulanacak? Mevcut yönetimin ve bu pozisyon için seçilen adayların tüm bunlar ile ilgili bir fizibilitesi var mı?

Karmaşık değil. Yıllardır başarısızlıkların ve yetersizliklerin kılıfı olarak durumu olduğundan daha zor gösterenlerin söylediği kadar hiç zor değil. 50 milyona yakın oyuncu ödemesi yapılıyor. Kadroda maaşını kur farkı sebebiyle 2-3 senede iki katına katlayan oyuncular var. Bu maaş bütçelerine sahip bir takımın güncel piyasada her yıl 50-60 milyonluk satışlar yapması lazım. Diğer gelir kalemleri belli. İşler diğer pazarlardaki gibi aynı tandansta yürümeyebilir lakin olabildiğince yürümek zorunda. Güçlü networkler ile al-oynat-kazan-sat-kazan-al. Aslında burada ilk olarak -yetiştir- olması lazım. Ezcümle senelerdir tekrarladığım futbol aklı ifadesinin dışında bir şey söyleyip gizli bir sır veremeyeceğim. Zira başka bir formül yok.

90 milyon dolarlık kredi ne alemde acaba?

İniesta japonya ya gitmiş.
Pepe yi de şöyle 3-5 e okutsak hem maaş düşer hemide yaş ortalaması

+Bahsettiğim periyotta 11 puan kaybedilmiş. 6 maçta 11 puan. Ve o periyotta CL'de sadece bir tane hedef maç var. Öncesi-dönüşü çok vurgulanıyor; mental ve fiziksel yorgunlukları olur-odak noktası değişir, oradan veda edene kadar akıllar orada kalır ama sorun vurguladığım gibi salt konsantrasyon değil, saha içi pratiğine yansıması. Ve sonuç alana kadar aynı şeyi denemek. İkinci yarı ise ilk yarıya göre bu periyottaki kadar fazla puan toplamışız. Fakat ligin şampiyonu da bir eksik toplamış. Atiba-Medel seçimi de Bayern kurası sonrası meydana geliyor. 6 CL ve 15 lig maçında yan yana başladıkları tek maç yok. Bu Medel'in form durumu üzerinden anlatılmaya çalışılıyor ama sağ bek pozisyonunun özel olarak kalori yakıp-kilo verdirdiğini hiç görmedim. Ve bu periyotlardan birinde üst üste üç maçta 230 dakikası var. İlaveten kendisini on yıldır izliyorum. La Liga, Serie A, Copa America, World Cup, EPL'de bundan daha kötü fizik kalitesiyle oynamışlığı var. Ve oyuncu Konfederasyonlar Kupası'ndan final oynayarak geldi. Oyuncu için güzel bahanelerden biri olsa da fiziksel açıdan üstüne koyması ya da karşılıklı verdikleri demeçler doğrudur. Sonuçta sürekli birlikte çalışıyorlar. Ama Matej'in gerisindeki Bayern ile oynayınca ya da ilk yarıda fiziksel açıdan kötüydüm diyen Talisca CL'de problemler çözerken ligde şu veya bu sebepten beklenilenin altında kalmasına rağmen dakikalarında azalma olmayınca taşlar oturmuyor. 

Wolverhampton'ı Nuno Espírito Santo çalıştırıyormuş. Ruben Neves'i de almışlar. Mevcut kadrolarında ise altı Portekizli var. Ve biri dışında hepsi Gestifute'nin yani Mendes'in oyuncusu. Mendes burada kasa boşaltıyor.

Siyah-Beyazlı yönetim, 31 Mayıs’a kadar Talisca’nın 21 milyon euroluk bonservisini kesinlikle alacak. Kartal bundan sonra oyuncuya gelecek teklifleri değerlendirip, değerlendirmeyeceğine karar verecek.
(Akşam)

25 macta 23 gol 3 asisti var. Sürekli savunma arkasi kosularıyla rakip savunmayı yıpratıyor.

Ya soyle düsünelim. Burak negredodan 2 gömlek yukarıda. Negredo yu oynatmayıp yerine 2 gömlek yukarıda birisini alacagız. Hepimiz isteriz aboubakarı , gomezi tekrar gelmesini ama gercekler var işte.  Burak ve larin ikilisi iş yapacaktır. 

Duygusalliga gerek yok.

Negredodan iyisi gelmeli.
Burak negredodan daha iyi.
Burak'tan daha iyisini alabiliyorsak o gelsin. Alamiyorsak Burak gelsin.

Bence bu kadar basit

Daha iyi forvet adayları adı geçmesi gerekirken ba ve Burak a kaldık zannedersem bu oyuncuların adı geçiyor
umarım iyi bi forvet alırız.

Karmaşık değil. Yıllardır başarısızlıkların ve yetersizliklerin kılıfı olarak durumu olduğundan daha zor gösterenlerin söylediği kadar hiç zor değil. 50 milyona yakın oyuncu ödemesi yapılıyor. Kadroda maaşını kur farkı sebebiyle 2-3 senede iki katına katlayan oyuncular var. Bu maaş bütçelerine sahip bir takımın güncel piyasada her yıl 50-60 milyonluk satışlar yapması lazım. Diğer gelir kalemleri belli. İşler diğer pazarlardaki gibi aynı tandansta yürümeyebilir lakin olabildiğince yürümek zorunda. Güçlü networkler ile al-oynat-kazan-sat-kazan-al. Aslında burada ilk olarak -yetiştir- olması lazım. Ezcümle senelerdir tekrarladığım futbol aklı ifadesinin dışında bir şey söyleyip gizli bir sır veremeyeceğim. Zira başka bir formül yok.

Kendi hatalarımız dışında, istemesekde teslim olduğumuz bir yan faktör var @atalay, bu GS ile FB batmadan bize gün yüzü yok anlaşılan. Sen kadroyu kuruyorsun şampiyon oluyorsun, kadrondaki oyuncular şampiyonluk sonrası hemen GS de kendisinden daha yararsız adamların maaşlarını örnek gösteriyor. Artırmıyorsun adamın keyfi kaçıyor, artırıyorsun maaş scalan artıyor geri dönülmez biçimde.
Örneğin Sosa, gitmeden önceki yıldada GS deki maaşlara bakıp kendine haksızlık yapıldığını düşünüyordu. Asıl sorunu paraydı.
Hilbert GS deki seviyelerde maaş istedi sonra üçde birine almanyada oynadı.

başkan mitrovici satmıycaz demiş

başkan mitrovici satmıycaz demiş

Ancak aptal bir tüccar opsiyonu olan adamı satacağız der.

Niyet Brugge'e 10 gün içinde opsiyonu kullanıp bonservisi aldırmak.

Lenovo A6020a46 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Kendi hatalarımız dışında, istemesekde teslim olduğumuz bir yan faktör var @atalay, bu GS ile FB batmadan bize gün yüzü yok anlaşılan. Sen kadroyu kuruyorsun şampiyon oluyorsun, kadrondaki oyuncular şampiyonluk sonrası hemen GS de kendisinden daha yararsız adamların maaşlarını örnek gösteriyor. Artırmıyorsun adamın keyfi kaçıyor, artırıyorsun maaş scalan artıyor geri dönülmez biçimde.
Örneğin Sosa, gitmeden önceki yıldada GS deki maaşlara bakıp kendine haksızlık yapıldığını düşünüyordu. Asıl sorunu paraydı.
Hilbert GS deki seviyelerde maaş istedi sonra üçde birine almanyada oynadı.

Feda döneminde Anadolu takımlarıyla transfer savaşına girmiştik, Atiba'yı Antalyaspor'la sözleşme imzalamak üzereyken almıştık.

Ligde diğerleri 3 verirken sen 1'e oynatamazsın kolay kolay. Ha ikna kabiliyetin vardır, huzur ayağına 2'ye oynatırsın. Ama daha azı olmaz.

Lenovo A6020a46 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi