Kasaba takımlarından tut şehir takımlarına kadar herkes bize hususi tribün doluyor, sesler hiç bir maç olmadığı kadar yüksek çıkıyor.
Tam kalp kırdık ortası bulunmuyor. Bize uzakdan sempati besleyenler ve diğer kısım bir kaşık suda boğmak istiyor.
Aslında harika bir sezon ortamı var. Ben bayılıyorum bu tarz durumlara. Hiç bir zaman popüler kültürü sevemedim,
Kültürün tepesinde de bulunmak hoşuma gitmez. Kaos ortamı hiç bir zaman sona ermeyecek, buna alışmamız ve
buna uygun bir Kültür oluşturmamız gerekiyor. Oyunculara kendilerini özel hissettirecek bir formül bulup Ülkede
dönen havanın ne derecede şiddetli ve keskin olduğunu anlatacak bir Kültür'den bahsediyorum.
Oyuncu sahaya ayak bastığında son düdüğe kadar rakibe b*ka bakar gibi bakmaları hissi gibi birşeyden bahsediyorum
Her sezon yenilenen oyuncu grubunun Psikolojik eğitim alması gerekiyor. Sinir testlerinden geçmesi başarısız olması halinde
yeniden başarana kadar antremanların yanında eğitimlerin sürmesi gerekiyor. Sen Şampiyonsun ancak seni oyundan kopararak
ve aleyhinde aklına gelebilecek yada gelemeyecek her türlü karar ile karşı karşıya kalacaksın. Bu dersler içinde Popüler kültürün
etkisi ve takımımıza zararları çevresinde işlenmesi gerekiyor.
Kulağa uçuk mu geliyor ? Nba'de özellikle son yıllarda ağzını açtığında teknik faul'u alırsın tekrarında atılırsın şakası yoktur. Bu siyahi
arkadaşların şakası hiç yoktur, Peki bu denklem nasıl kuruluyor ? Sinir uçları ile oynanan bu psikopatlar ne olursa olsun nasıl sakin
kalabiliyor ve en uç olaylarda bile sabır gösterip kusursuz performansına nasıl kaldığı yerden devam edebiliyor ? Performansı ortalama
ise açılmamış halde ise o an nasıl performansı artabiliyor, oyuna daha sıkı asılabiliyor ? İşte bunlar hep sporcu eğitimidir.
Bilmeyenler Kobe Bryant gibi bir SüperStar'ın ilk yıllarında sahaları Harlem'e çevirdiğini ve daha sonraki yıllarda onu kışkırtma
(Trash Talk) girişiminde bulunan oyuncuların itirafları ile süsleniyor. Bunlar tamamen Kobe'nin takımından sayı almak yada onu oyundan
attırmak ile alakalıdır. Çünkü Trash Talk hedefi ile rakibin etkili silahını devre dışı bırakma denemesinde kendinize de saha dışında bulabilirsiniz.
Rakibin en dandik oyuncusunu sahaya sürüp uygun an yaratılıp fiziksel temas bile sağlanır son çare SüperStar'ın da aynı şekilde karşılık verebilmesi
adına. Rakip koç az süre alan oyuncusundan SüperStar'a karşı yapmasına adına bunu taktik gereği ister. Zorluk ve sabrın ölçülmesi bu sınırlarda işte.
Basketbol'da topla yada topsuz oynama sürelerinin fazlalığı Futbol ile kıyaslanamaz bile. 90 dakika içinde maksimum 5 yada 6 kez müthiş elektriklenme
yaşanır. Sanıyorsanız Nba oyuncularının Futbolculara göre nabzı daha yavaş vs Bilimsel olarak da bu ispatlanmış bir durumdur. Eksiği yoktur Nba oyuncularının.
Önümüzdeki yıllar için buna karşı bir kültür oluşturulmalı. Bu yılda görüldüğü gibi önümüzdeki yıllar en büyük savaş verdiğimiz dal maalesef ki TR ortamında
bu olacaktır. İşte o zaman dışardan bakıldığında Kültürü anlayan ve nasıl karşılık verebileceğini bilen Robotik ve sadece oyununa odaklanmış Futbolcularımız
olabilir. Hakem hatalarında ''başımıza geldi, şimdi şu saniye karşı kale ve taktik disiplin'' diye gözleri ile konuşacak bir ekibimizin olması şart. Rakip kışkırttığında
ona b*ka bakar gibi bakabilmesi gerekiyor oyuncularımızın. Kobe gibi bir uç örnek nasıl başardı ? Onlara b*ka bakar gibi baktı çünkü potansiyelinin ve hedefinin
bilincinde oynuyordu ve tek ilgilendiği şey o sıçanların maç sonu yüzünü görmek istemeseydi.
İşte görüyoruz. Tahrik son tahmin edilebilir insan refleksi seviyesinde peki ya Kobe ? Nba oyuncuları da birer insan ve Futbolculardan daha tahmin edilemez bir potansiyelleri var ve oyunu anlayabildiklerini ama öncesinde eğitildiklerini görüyoruz. Neden sıkıntımızı uluslar arası anlamda ilk 10 şirketlere anlatmıyoruz ve takımızdan daha fazla Prof davranmaları için girişimde bulunmuyoruz ?
Elimizdeki Futbolcu topluluğu da birer İnsan ve Eğitilebilirler..