Gidişat ona doğru galiba. Olmaması için ben elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. Demirören devrini unutmadım daha.
biz de varız: küfrü, pespayeliği, küçümsemeyi, büyüklenmeyi, boyun eğmeyi, saygısızlığı, tutarsızlığı, bilgisizliği, bencilliği kendine zül sayan; sadece kupaları, şampiyonlukları, galibiyetleri ardından değil, her yenilgisinin ardından da "iyi ki beşiktaşlıyım" diyecek birileri hep olacak.
aramızdan hiçbirisi "ben daha ekim ayında bu takımın şampiyon olamayacağını yazmıştım" demeyecek mesela; "şampiyonluk kim beşiktaş'ta mı oynuyor?" diyenimiz çıkabilir, onu da en fazla kadroyu bilmediği için ayıplarız.
hatalar var, bazılarımız öngördü, bazılarımız öngöremedi; fakat zaman da var. tüm yanlışları masaya yatırıp taraftar olarak çözümlerine ne gibi katkılar sunabiliriz tartışalım; hakkını veremeyen gider, ama onu belirlememiz için önce bizim beşiktaş'a emek verenlerin haklarını teslim etmemiz gerek. sürekli başarının önemi yok, sürdürülebilir başarıyı hedeflemeliyiz; bu da her rüzgara boyun eğerek yapılacak iş değil.