Beşiktaş Forum

Forum Hakkında > Arşiv > Beşiktaş Futbol Takımı 2017-18 Sezonu => Konuyu başlatan: AmaralGürses - 03 Mayıs 2017, 21:52:56

Başlık Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 03 Mayıs 2017, 21:52:56
Selamlar dostlar,

Bir süredir merak ettiğim başlıktaki konu hakkında anket yapmak suretiyle fikirlerinizi almak istedim.

Ayrıca Egos arkadaşımızın da tavsiyesi üzerine iç saha maçlarımızın ardından tribün performansımızı da yine bu başlık altında değerlendirebiliriz:

anketi değerlendirmenin yanında, buraya iç saha maçlarımızın ardından tribün performanslarımız hakkında değerlendirmeleri de yazabiliriz. güzel bir başlık olmuş.

Sevgiler, saygılar.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 03 Mayıs 2017, 22:58:18
anketi değerlendirmenin yanında, buraya iç saha maçlarımızın ardından tribün performanslarımız hakkında değerlendirmeleri de yazabiliriz. güzel bir başlık olmuş.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 05 Mayıs 2017, 22:26:07
anketi değerlendirmenin yanında, buraya iç saha maçlarımızın ardından tribün performanslarımız hakkında değerlendirmeleri de yazabiliriz. güzel bir başlık olmuş.

Katılıyorum, ana mesaja alıntı yapıp koydum mesajı. Her maçın ardından bir değerlendirme yapmak gelecek için güzel olacaktır.
Önümüzdeki fb maçı şüphesiz ki önemli bir test olacak.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 06 Mayıs 2017, 11:13:05
Haydi bakalım Allah utandırmasın. Ellerinize sağlık çocuklar!

www.twitter.com/ertutan/status/860746488305131520
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 07 Mayıs 2017, 22:51:18
Evet arkadaşlar olayın sıcaklığını atlattıktan sonra bu maçki tribün değerlendirmemizi yapabiliriz sanırım..

1) Öncelikle maç öncesi hazırlanan pankart, poster, konfeti çok güzeldi. İleride "eski derbilerden kesitler" vs. denilerek gösterilecek foto ve videolarda mutlaka yer alacak unutulmaz kareler verdik bu maçta. Emeği geçen taraftarlarımızın eline sağlık.

2) Maç sırasındaki tribün performansımza gelince bir kez daha ortaya çıktı ki, yeni stadda inönü günlerimizin -en azından kısa vadede- olması tek kelimeyle hayal.

3) Coşkulu başladık ancak 10-15dk. lardan itibaren fener tribünleri çok iyiydi. Taraftarımız organize tezaührat yapmakta büyük zorluk çekti. Fenerlilerin sesi yenikken bile çok çıktı çünkü bizim taraftar çok uzun süre tezahürat bile yapmadı. Uzun süredir işlerim dolayısıyla kombineyi pasladığım için stad içi ortamı bilemiyorum ancak bunun 2 sebebi olabilir: ya karizmatik/sözü dinlenir amigolarımız yok ya da taraftar profilimiz çok ama çok demişmiş görmeyeli.

4) Arıtk içerideki her fener maçında fenerlilerin sesini gümbür gümbür duyacağımızı düşünüyorum, özellikle de skor olarak elimize gözümüze bulaştırırsak.
Yıllarca tribünde kazanıp sahada kaybettik şimdi tam tersi bir durumu yaşıyoruz..

5) Stad gelirlerimiz ve kombine satışlarımız fb+gs toplamından fazla olduğu sürece bu durum kabul edilebilir, ancak her zaman böyle olmayabilir.

Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 07 Mayıs 2017, 23:38:15
Evet arkadaşlar olayın sıcaklığını atlattıktan sonra bu maçki tribün değerlendirmemizi yapabiliriz sanırım..

1) Öncelikle maç öncesi hazırlanan pankart, poster, konfeti çok güzeldi. İleride "eski derbilerden kesitler" vs. denilerek gösterilecek foto ve videolarda mutlaka yer alacak unutulmaz kareler verdik bu maçta. Emeği geçen taraftarlarımızın eline sağlık.

2) Maç sırasındaki tribün performansımza gelince bir kez daha ortaya çıktı ki, yeni stadda inönü günlerimizin -en azından kısa vadede- olması tek kelimeyle hayal.

3) Coşkulu başladık ancak 10-15dk. lardan itibaren fener tribünleri çok iyiydi. Taraftarımız organize tezaührat yapmakta büyük zorluk çekti. Fenerlilerin sesi yenikken bile çok çıktı çünkü bizim taraftar çok uzun süre tezahürat bile yapmadı. Uzun süredir işlerim dolayısıyla kombineyi pasladığım için stad içi ortamı bilemiyorum ancak bunun 2 sebebi olabilir: ya karizmatik/sözü dinlenir amigolarımız yok ya da taraftar profilimiz çok ama çok demişmiş görmeyeli.

4) Arıtk içerideki her fener maçında fenerlilerin sesini gümbür gümbür duyacağımızı düşünüyorum, özellikle de skor olarak elimize gözümüze bulaştırırsak.
Yıllarca tribünde kazanıp sahada kaybettik şimdi tam tersi bir durumu yaşıyoruz..

5) Stad gelirlerimiz ve kombine satışlarımız fb+gs toplamından fazla olduğu sürece bu durum kabul edilebilir, ancak her zaman böyle olmayabilir.

bir kere fenerbahçelilerin sesini ıslıklamak yerine tezahürat ile bastırdık, bunu günün umut ışığı olarak kabul edebiliriz; tek problem tüm stat tarafından yapılmasının elzem olması.

problem çok açık şekilde gol attıktan sonra büyüyor, genel olarak beklenti farkın açılması olduğundan taraftar kendini gole ve ardındaki kutlamalara saklıyor gibi (bu bahsettiğim bilinçli olarak yapılan bir şey değil, organize olamamanın neticesi) son dakikalarda ise galibiyeti koruma stresine oyunculardan fazla girdik, ikinci gol olmadan maçın bitmeyeceğini herkes hissetmişti.

fenerbahçe seyircisini hesaba katmasak dahi ortalamanın altındaydık.

@AmaralGürses anketi değiştirebiliyor muyuz? "fenerbahçe maçında taraftar nasıldı desek?" 5 ya da 10 üzerinden not versek. zahmet olacak, ama içerideki maçlardan sonra yenilersin. en kötüsü ikimiz oylarız sene sonuna kadar, heyecan fırtınası olur.

@DenizAnt deplasman yasağı ilk kalktığında uyarmıştı, ben o zamana kadar organizasyon bakımından ileri gideriz diye düşünüyordum; fakat şu anda onun söyledikleri doğru çıkıyor. ayrıca biz de deplasmana gittiğimizde rakip taraftarı kolayca bozabiliyoruz.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 08 Mayıs 2017, 20:02:50
Evet arkadaşlar olayın sıcaklığını atlattıktan sonra bu maçki tribün değerlendirmemizi yapabiliriz sanırım..

1) Öncelikle maç öncesi hazırlanan pankart, poster, konfeti çok güzeldi. İleride "eski derbilerden kesitler" vs. denilerek gösterilecek foto ve videolarda mutlaka yer alacak unutulmaz kareler verdik bu maçta. Emeği geçen taraftarlarımızın eline sağlık.

2) Maç sırasındaki tribün performansımza gelince bir kez daha ortaya çıktı ki, yeni stadda inönü günlerimizin -en azından kısa vadede- olması tek kelimeyle hayal.

3) Coşkulu başladık ancak 10-15dk. lardan itibaren fener tribünleri çok iyiydi. Taraftarımız organize tezaührat yapmakta büyük zorluk çekti. Fenerlilerin sesi yenikken bile çok çıktı çünkü bizim taraftar çok uzun süre tezahürat bile yapmadı. Uzun süredir işlerim dolayısıyla kombineyi pasladığım için stad içi ortamı bilemiyorum ancak bunun 2 sebebi olabilir: ya karizmatik/sözü dinlenir amigolarımız yok ya da taraftar profilimiz çok ama çok demişmiş görmeyeli.

4) Arıtk içerideki her fener maçında fenerlilerin sesini gümbür gümbür duyacağımızı düşünüyorum, özellikle de skor olarak elimize gözümüze bulaştırırsak.
Yıllarca tribünde kazanıp sahada kaybettik şimdi tam tersi bir durumu yaşıyoruz..

5) Stad gelirlerimiz ve kombine satışlarımız fb+gs toplamından fazla olduğu sürece bu durum kabul edilebilir, ancak her zaman böyle olmayabilir.


tribün akşam mükemmeldi sizin duyduğunuz renkli seslerini stadda biz neden duymuyoruz.
90 dakika boyunca seslerini bile çıkartamadılar. tv lerden duyduğunuz ses kesinlikle
yayıncı kuruluşun b.k yemesi yoksa stadda sesleri falan duyulmuyor yönetimin buna bir çözüm getirmesi
gerekiyor yayıncı kuruluş sanırım o tarafa mikrofon koyuyor başka açıklaması yok bu stad açıldığından beri
90 dakikaya yayılmış en iyi tribün performanslarından biriydi akşam. çok dengeli bir baskı vardı.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 08 Mayıs 2017, 22:16:43
tribün akşam mükemmeldi sizin duyduğunuz renkli seslerini stadda biz neden duymuyoruz.
90 dakika boyunca seslerini bile çıkartamadılar. tv lerden duyduğunuz ses kesinlikle
yayıncı kuruluşun b.k yemesi yoksa stadda sesleri falan duyulmuyor yönetimin buna bir çözüm getirmesi
gerekiyor yayıncı kuruluş sanırım o tarafa mikrofon koyuyor başka açıklaması yok bu stad açıldığından beri
90 dakikaya yayılmış en iyi tribün performanslarından biriydi akşam. çok dengeli bir baskı vardı.

ağabey hakikaten mükemmel olduğunu mu düşünüyorsun fenerbahçe maçındaki tribünlerin?
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen cursedofdragon - 08 Mayıs 2017, 22:22:23
"eski inönü tarzı" ankette bu seçeneği gördüm ve bu anketin ne kadar gereksiz olduğuna karar verdim.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 08 Mayıs 2017, 22:44:07
"eski inönü tarzı" ankette bu seçeneği gördüm ve bu anketin ne kadar gereksiz olduğuna karar verdim.
Misafirhane tarzi desek daha dogru olur.
Su deplasman tribunu ile ugrasmayi birakmak lazim, full organze full girtlak 2500 kisi 40000 kisiyi ara ara susturur, sesini duyurur.
Bizim deplasmanci tayfa gitsin karikoye onlar da dinletiyor kufuru yahu kavga ciksa deplasman tribunune oynarim ben bahsi.

Bizim tribunlerde ise bir organize olamama durumu ise var
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 08 Mayıs 2017, 22:55:02
"eski inönü tarzı" ankette bu seçeneği gördüm ve bu anketin ne kadar gereksiz olduğuna karar verdim.

6 şıklı (hatta 6.şıka bakılırsa ucu tamamen açık) bir ankette 1 seçeneğe bakıp anket gereksiz demek yanlış bir bakış açısıdır.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 08 Mayıs 2017, 23:04:12
tribün akşam mükemmeldi sizin duyduğunuz renkli seslerini stadda biz neden duymuyoruz.
90 dakika boyunca seslerini bile çıkartamadılar. tv lerden duyduğunuz ses kesinlikle
yayıncı kuruluşun b.k yemesi yoksa stadda sesleri falan duyulmuyor yönetimin buna bir çözüm getirmesi
gerekiyor yayıncı kuruluş sanırım o tarafa mikrofon koyuyor başka açıklaması yok bu stad açıldığından beri
90 dakikaya yayılmış en iyi tribün performanslarından biriydi akşam. çok dengeli bir baskı vardı.

@Necmi abi bu yoruma hem mutlu oldum hem de kızdım bir taraftan.
Olayın mühendislik hatası bir durumdan kaynaklanması tribünlerin durumu açısından umut verici, demek ki bize öyle geliyor ekran başında. Kızmamın sebebi ise herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünülen bir stadda neden böyle saçma bir planlama yapılır?
Lig tv ye çekim yerini tahsis eden bizim yönetim değil mi? Yoksa kendilerinin gidip de biz illa numaralıyla yeni açığın birleştiği yerden çekim yapacağız dediğini sanmıyorum.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 08 Mayıs 2017, 23:14:11
@Necmi abi bu yoruma hem mutlu oldum hem de kızdım bir taraftan.
Olayın mühendislik hatası bir durumdan kaynaklanması tribünlerin durumu açısından umut verici, demek ki bize öyle geliyor ekran başında. Kızmamın sebebi ise herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünülen bir stadda neden böyle saçma bir planlama yapılır?
Lig tv ye çekim yerini tahsis eden bizim yönetim değil mi? Yoksa kendilerinin gidip de biz illa numaralıyla yeni açığın birleştiği yerden çekim yapacağız dediğini sanmıyorum.

necmi ağabey mikrofon koydukları yerden bahsediyor.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 08 Mayıs 2017, 23:14:34
@Necmi abi bu yoruma hem mutlu oldum hem de kızdım bir taraftan.
Olayın mühendislik hatası bir durumdan kaynaklanması tribünlerin durumu açısından umut verici, demek ki bize öyle geliyor ekran başında. Kızmamın sebebi ise herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünülen bir stadda neden böyle saçma bir planlama yapılır?
Lig tv ye çekim yerini tahsis eden bizim yönetim değil mi? Yoksa kendilerinin gidip de biz illa numaralıyla yeni açığın birleştiği yerden çekim yapacağız dediğini sanmıyorum.
Baskanin aciklamalarini hatirliyorum, yayinci kurulus gelip sadece fisini takacak, butun altyapisini biz yaptik falan diyordu. Gs fb maclarina bak 7-8 bin kisi okuyor o bicim ses geliyor yayina. Bunyayinci kurulur bir alengir bisiler yapiyor bence.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 09 Mayıs 2017, 00:13:37
@Necmi abi bu yoruma hem mutlu oldum hem de kızdım bir taraftan.
Olayın mühendislik hatası bir durumdan kaynaklanması tribünlerin durumu açısından umut verici, demek ki bize öyle geliyor ekran başında. Kızmamın sebebi ise herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünülen bir stadda neden böyle saçma bir planlama yapılır?
Lig tv ye çekim yerini tahsis eden bizim yönetim değil mi? Yoksa kendilerinin gidip de biz illa numaralıyla yeni açığın birleştiği yerden çekim yapacağız dediğini sanmıyorum.
lig tv istediği yerden sesi alır yükseltir diğer sesleri kısar yoksa stad cehennem gibi.
tvde nasıl olduğunun hiç önemi yok önemli olan staddaki durum.
aslında ben yönetimin yerine olsam oraya sağlam iki kolon yerleştirir
deplasman taraftarını sesle boğarım mikrofonda koysalar duyacakları ses bizim marşlar olur
şimdi ses sistemi sadece eski açık üstte var ve en son ulaştığı yer deplasman tribünü
getiecekler ses uzmanlarını bunun bir yolunu bulacaklar yoksa tv lerde daha çok dinlersiniz
ama emin ol stadda gıkları çıkmadı. hiç onlarla uğraşmadan seslerini kestik  zaten ikinci yarı boyunca
mağlup oynadılar kuzu gibi oturdular.
goy goy da olmadı marşlar ıslıklar dengeli yapıldı hiç oyundan kopmadı taraftar.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 09 Mayıs 2017, 00:16:05
@Necmi abi bu yoruma hem mutlu oldum hem de kızdım bir taraftan.
Olayın mühendislik hatası bir durumdan kaynaklanması tribünlerin durumu açısından umut verici, demek ki bize öyle geliyor ekran başında. Kızmamın sebebi ise herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünülen bir stadda neden böyle saçma bir planlama yapılır?
Lig tv ye çekim yerini tahsis eden bizim yönetim değil mi? Yoksa kendilerinin gidip de biz illa numaralıyla yeni açığın birleştiği yerden çekim yapacağız dediğini sanmıyorum.
çekim yerleri aslında uefa standartı belli noktalarda kamera yeri istiyorlar sorun yayın yeri değilki
isteseler eski açık köşenin sesini duyurturlar. tribünlere yönlenmiş mikrafonlar vardır istediklerini yükseltir
istediklerini kısarlar.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 09 Mayıs 2017, 00:24:43
Baskanin aciklamalarini hatirliyorum, yayinci kurulus gelip sadece fisini takacak, butun altyapisini biz yaptik falan diyordu. Gs fb maclarina bak 7-8 bin kisi okuyor o bicim ses geliyor yayina. Bunyayinci kurulur bir alengir bisiler yapiyor bence.
sesi kısıyor @mylife1903 maçı stadda izliyoruz sonra gelip banttan izliyoruz
siyahla beyaz kadar fark var. Bazen cehenneme dönüyor stad stada alışana kadar ilk yarı bitmeden baş ağrısından
duramıyorduk hep ağrı kesiciyle gidiyorum stada bu stadda desibel rekoru kırıldı
ıslık başladığında ölçüm 135 desibeli veriyor. Bu ölçülmüş geçen sene Bursa maçında
ve o maçtan daha yüksek seside gördük olimpiakos lyon bu fener maçı çok daha iyiydi.
bu maçın farklı özelliği tribünler hem organize hemde hep konsantre bitirdi 90 dakikayı
pankartlar ve konfetiler muhteşemdi. Birde tam zamanında ve çok kısa süre açıldı çok iyi
organizasyondu bayraklarda harikaydı görmüşsünüzdür ekranda eski açığı
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 10 Mayıs 2017, 00:41:52
bir kere fenerbahçelilerin sesini ıslıklamak yerine tezahürat ile bastırdık, bunu günün umut ışığı olarak kabul edebiliriz; tek problem tüm stat tarafından yapılmasının elzem olması.

problem çok açık şekilde gol attıktan sonra büyüyor, genel olarak beklenti farkın açılması olduğundan taraftar kendini gole ve ardındaki kutlamalara saklıyor gibi (bu bahsettiğim bilinçli olarak yapılan bir şey değil, organize olamamanın neticesi) son dakikalarda ise galibiyeti koruma stresine oyunculardan fazla girdik, ikinci gol olmadan maçın bitmeyeceğini herkes hissetmişti.

fenerbahçe seyircisini hesaba katmasak dahi ortalamanın altındaydık.

@AmaralGürses anketi değiştirebiliyor muyuz? "fenerbahçe maçında taraftar nasıldı desek?" 5 ya da 10 üzerinden not versek. zahmet olacak, ama içerideki maçlardan sonra yenilersin. en kötüsü ikimiz oylarız sene sonuna kadar, heyecan fırtınası olur.

@DenizAnt deplasman yasağı ilk kalktığında uyarmıştı, ben o zamana kadar organizasyon bakımından ileri gideriz diye düşünüyordum; fakat şu anda onun söyledikleri doğru çıkıyor. ayrıca biz de deplasmana gittiğimizde rakip taraftarı kolayca bozabiliyoruz.

Güzel fikir aslında ama gerçekten çoğunluğun tribün konusundaki fikrini merak ediyorum o nedenle anketi aynı tutup önerdiğiniz gibi konu altında maç maç tartışabiliriz diye düşünüyorum. Ankette belli bir cevap sayısına ulaştıktan sonra da maç başı ankete çevirebiliriz ?

Bursa tribün performansımıza gelince...
yıllar sonra gidiyoruz iyi iş çıkartırız umarım, sadece istanbul'dan gidiş varmış. Bursa baya indirim yapmış biletlere.

Bi de şu konu var bilmem ne dersiniz.. rakiplerimizin taraftar grupları maşallah sovyet bürokrasisini andırıyor hiyerarşi itibariyle.. yok bilmemne grubu gençlik kolları başkan yardımcısı, bilmem ne branşı organizatörlüğü alt yapılanması cart curt la siyasi parti misin tribün grubumu  :lol:
bu yaklaşımın her ne kadar aile, kadın, çocuk kitleleri dışarda tutup kitleyi lümpenleştirdiğini düşünsem de, hızlı ve etkin organize olabilmek noktasında da avantaj sağlıyor olabilir.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 10 Mayıs 2017, 01:16:09
Güzel fikir aslında ama gerçekten çoğunluğun tribün konusundaki fikrini merak ediyorum o nedenle anketi aynı tutup önerdiğiniz gibi konu altında maç maç tartışabiliriz diye düşünüyorum. Ankette belli bir cevap sayısına ulaştıktan sonra da maç başı ankete çevirebiliriz ?

Bursa tribün performansımıza gelince...
yıllar sonra gidiyoruz iyi iş çıkartırız umarım, sadece istanbul'dan gidiş varmış. Bursa baya indirim yapmış biletlere.

sonraki sezona da bırakabilirsin. sadece iç saha maçlarımızı değerlendireceğimizi düşünüyordum, şahsen deplasman tribünlerindeki beşiktaşlılara karşı objektif eleştiri getiremeyebilirim.

kendi taraftarını stada çekmek için yapılan indirimler sayesinde bizimkiler bayağı kâra geçmeye başladı.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 14 Mayıs 2017, 02:06:45
@Egos

referans olması açısından şu linki ekliyorum:

örneğin burada 75dk sonrası (tamam takım 10 kişi ve yenik) ama yine de organize bir tezahüratımız yok, son 10 dk rakibe ıslık da yok. Hatta maçın provakatorü rvp oyundan alınırken de birşey yok.  fb tribünleri 8-16dk arası inletmiş bu arada onu ekleyelim, bu sürede bizden neredeyse 1 tek organize tezahürat duyamadım.
ya bu efekt mikrofonu olayının gercekten b.kunu cıkarmıs yayıncı kurulus ya da bir organizasyon sorunu yasanmıs.

Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 17 Mayıs 2017, 05:32:07
@Egos

referans olması açısından şu linki ekliyorum:

örneğin burada 75dk sonrası (tamam takım 10 kişi ve yenik) ama yine de organize bir tezahüratımız yok, son 10 dk rakibe ıslık da yok. Hatta maçın provakatorü rvp oyundan alınırken de birşey yok.  fb tribünleri 8-16dk arası inletmiş bu arada onu ekleyelim, bu sürede bizden neredeyse 1 tek organize tezahürat duyamadım.
ya bu efekt mikrofonu olayının gercekten b.kunu cıkarmıs yayıncı kurulus ya da bir organizasyon sorunu yasanmıs.


sen gerçekten fener taraftarının o kadar süre inleteceğini Beşiktaş taraftarının ses bile çıkartmayacağına inanıyormusun
kesmişler işte tribünlerin sesini besbelli ben stadda fener taraftarının sesini hiç duymadım zaten sesleri çıkmaya başladığı anda stad ıslıkla
susturuyor. gerçekten artık şu tv görüntüleriyle yorum yapma huyunu bırakın @Mehmet Ali C.  eski açıkta yanımızdaydı sor bakalım duymuşmu
fener taraftarının sesini.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 17 Mayıs 2017, 05:34:44
@Egos

referans olması açısından şu linki ekliyorum:

örneğin burada 75dk sonrası (tamam takım 10 kişi ve yenik) ama yine de organize bir tezahüratımız yok, son 10 dk rakibe ıslık da yok. Hatta maçın provakatorü rvp oyundan alınırken de birşey yok.  fb tribünleri 8-16dk arası inletmiş bu arada onu ekleyelim, bu sürede bizden neredeyse 1 tek organize tezahürat duyamadım.
ya bu efekt mikrofonu olayının gercekten b.kunu cıkarmıs yayıncı kurulus ya da bir organizasyon sorunu yasanmıs.


bir daha maç linki paylaşma  @AmaralGürses
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Mehmet Ali C. - 17 Mayıs 2017, 09:09:18
sen gerçekten fener taraftarının o kadar süre inleteceğini Beşiktaş taraftarının ses bile çıkartmayacağına inanıyormusun
kesmişler işte tribünlerin sesini besbelli ben stadda fener taraftarının sesini hiç duymadım zaten sesleri çıkmaya başladığı anda stad ıslıkla
susturuyor. gerçekten artık şu tv görüntüleriyle yorum yapma huyunu bırakın @Mehmet Ali C.  eski açıkta yanımızdaydı sor bakalım duymuşmu
fener taraftarının sesini.
aynen Necmi abi haklı uğultudan sesleri hiç gelmiyordu. Ben de geçen sene böyle düşünmüştüm, Osmanlı maçını canlı izleyince fikrim değişti, ses mükemmeldi. Tv'de sesi kıstıklarından gerçek etki belli olmuyor, algı yönetimi yapıyorlar.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 17 Mayıs 2017, 09:13:29
aynen Necmi abi haklı uğultudan sesleri hiç gelmiyordu. Ben de geçen sene böyle düşünmüştüm. Osmanlı maçında stattaydım, ses mükemmeldi. Tv'de sesi kıstıklarından gerçek etki belli olmuyor, algı yönetimi yapıyorlar.
Fb stadinda 6000 kisi oluyor yarisi zaten cekirdekcidir sesleri bizim dolu stadtan daha cok cikiyor beyaz ekrana
Fikret orman bu konuya azicik yuklenmeli.
Bagiran taraftarin oldugu tribunlere mikrofon sokustursunlar o sesi alip stad hoparlorunden tekrar stada soksunlar. Yayinci kurulusunda kablolarini kestirsinler.
Ayrica deplasman tribunune de ses emici malzeme sokustirsunlar kendi calip kendi oynasin deplasmancilar. Nasil?
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Mehmet Ali C. - 17 Mayıs 2017, 09:17:11
Fb stadinda 6000 kisi oluyor yarisi zaten cekirdekcidir sesleri bizim dolu stadtan daha cok cikiyor beyaz ekrana
Fikret orman bu konuya azicik yuklenmeli.
Bagiran taraftarin oldugu tribunlere mikrofon sokustursunlar o sesi alip stad hoparlorunden tekrar stada soksunlar. Yayinci kurulusunda kablolarini kestirsinler.
Ayrica deplasman tribunune de ses emici malzeme sokustirsunlar kendi calip kendi oynasin deplasmancilar. Nasil?
  :claps: abi zaten ses falan gelmiyor ki, gs derbisinde adamların sesini dinledik canlı izleyenlere sorsan hiç gelmemiştir.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 17 Mayıs 2017, 13:28:47
bir daha maç linki paylaşma  @AmaralGürses

ağabey o maç bağlantısı atv kanalının youtube'taki resmî hesabına aitti. adamlar haklarını satın aldıkları kupa maçını hesaplarında paylaşmışlar.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 19 Mayıs 2017, 02:53:53
ağabey o maç bağlantısı atv kanalının youtube'taki resmî hesabına aitti. adamlar haklarını satın aldıkları kupa maçını hesaplarında paylaşmışlar.

@Egos  onlar kendi yayınlarını kendi hesaplarında paylaşabilirler ama sen yapınca arıza çıkartırlar normalde onlara destek veriyorsun ama
hiç riske girmeye değmez. zaten onların reklamınıda yapmaya değmez oda ayrı konu.
birde ben dikkat etmedim maç yayını görünce direk sildim kusura bakma
maç yayını tehlikeli şikayet etseler direk bloklanırız. forumu riske atmanın
manası yok twitter hesabı değilizki yenisini açalım.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 19 Mayıs 2017, 02:56:17
aynen Necmi abi haklı uğultudan sesleri hiç gelmiyordu. Ben de geçen sene böyle düşünmüştüm, Osmanlı maçını canlı izleyince fikrim değişti, ses mükemmeldi. Tv'de sesi kıstıklarından gerçek etki belli olmuyor, algı yönetimi yapıyorlar.
bunu kalk @38life  a anlat yeni açıkta deplasmanın dibinde sanıyorki
bütün stad onları dinliyor @Mehmet Ali C.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 19 Mayıs 2017, 02:59:42
  :claps: abi zaten ses falan gelmiyor ki, gs derbisinde adamların sesini dinledik canlı izleyenlere sorsan hiç gelmemiştir.
yok gs maçında taraftar biraz afaladı 2-0 geriye düşünce o zaman biraz geldi sesleri
ama onun dışında ts bursa fener maçlarında seslerini duymadık hiç bazen ıslık artınca yeni açık tarafından
bir şeyler yapmaya çalıştıklarını anlıyorduk birde maç önü henüz taraftar stada girmeden onlar önce sokulunca
sesleri çıkıyor onda bile çok az sayıda taraftar bastırıyor hemen
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 19 Mayıs 2017, 05:35:09
yok gs maçında taraftar biraz afaladı 2-0 geriye düşünce o zaman biraz geldi sesleri
ama onun dışında ts bursa fener maçlarında seslerini duymadık hiç bazen ıslık artınca yeni açık tarafından
bir şeyler yapmaya çalıştıklarını anlıyorduk birde maç önü henüz taraftar stada girmeden onlar önce sokulunca
sesleri çıkıyor onda bile çok az sayıda taraftar bastırıyor hemen
Taraftarla alakasi yok @Necmi abi, oraya mekanik cozum sart. Sesi emdirecen, hoparlor koyup hoplatacan deplasmancilari, ayrica yayinci kurulusa ayar sart. Fb maclarina 6-7k seyirci gidiyor bir ses cikiyor ilginc, yarisi cekirdekci tayfadir gidenlerin ama gelen sese bakinca sanki iki kale arkasida dolu gibi
Kesin stadta anlik ses kaydi yapip kendilerinden cikani kendilerine koyuyor herifler
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 19 Mayıs 2017, 15:14:56
Taraftarla alakasi yok @Necmi abi, oraya mekanik cozum sart. Sesi emdirecen, hoparlor koyup hoplatacan deplasmancilari, ayrica yayinci kurulusa ayar sart. Fb maclarina 6-7k seyirci gidiyor bir ses cikiyor ilginc, yarisi cekirdekci tayfadir gidenlerin ama gelen sese bakinca sanki iki kale arkasida dolu gibi
Kesin stadta anlik ses kaydi yapip kendilerinden cikani kendilerine koyuyor herifler
dış sesleri ayrı kumanda ediyorlar @mylife1903
nasıl küfürde kısabiliyorlarsa istedikleri kadarda açabiliyorlar.
bunun çözümü yok bütün iş yayının başındaki renkli zihniyetle alakalı
gücün varsa bein spor a baskı yaparsın anca ama yönetim kadroları değişiyor önümüzdeki sene
bakalım onlardada çok şey değişecek. Artık şansal gibi bir ... olmayacak başlarında
ona kızıp 2007 de lig tv yi iptal ettim o zamandan beri yeminliyim almıyorum
Beşiktaşın deplasman maçlarından mahrum kaldık ama yapacak bir şey yok
lig tv üyesiyken hangi takımı tutuyorsun bölümü var üyelikte bir baktım fener yazıyor hemen düzelttim
Beşiktaş yaptım aradan bir süre geçti tekrar baktım gene fener yazıyor. Bunlar yayın
politikalarını büyük ihtimal üye görünüşüne göre belirliyorlar. Biride orda böyle bir düzeltme yapıyor
sanırım. Bein eski kokuşmuş fener kadrolarından kurtulamadığı sürece bu değişmez.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 21 Mayıs 2017, 02:38:24
kasımpaşa maçında taraftar çok iyiydi, not verecek olsam 5 üzerinden 4'ü gözü kapalı yazardım. kırılan puan da erken skor bulmamız nedeniyle taraftarın sekseninci dakikadan sonra ne yapacağını şaşırmasından. skor 2-1'de kalsaydı, bir saniye bile baskıyı eksiltmezlerdi, ki dördüncü golden sonra bile gereken neyse yaptılar; fakat maç bitmek bilmedi.

az yapılmış olsa da belirteyim: paslaşmalar sırasındaki "oley"ler ve maç biterken yapılan "koyduk mu" tezahüratlarından pek hoşlanmıyorum. bunlar yapılacaksa birinci dakikadan itibaren yapılsın: her pasa oley ve doksan dakika boyunca "koyduk mu"; gerçek meydan okuma öyle olur, şu durumdaki kullanımlarıyla bir esprisi yok.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen ERAY G - 22 Mayıs 2017, 15:00:51
sen gerçekten fener taraftarının o kadar süre inleteceğini Beşiktaş taraftarının ses bile çıkartmayacağına inanıyormusun
kesmişler işte tribünlerin sesini besbelli ben stadda fener taraftarının sesini hiç duymadım zaten sesleri çıkmaya başladığı anda stad ıslıkla
susturuyor. gerçekten artık şu tv görüntüleriyle yorum yapma huyunu bırakın @Mehmet Ali C.  eski açıkta yanımızdaydı sor bakalım duymuşmu
fener taraftarının sesini.

sanırım kupa maçından bahsediliyor... 10 kişi o maçta kalındı...
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 29 Mayıs 2017, 13:36:38
bir daha maç linki paylaşma  @AmaralGürses

@Necmi abi şimdi görüyorum bunu, sonraki yorumları da okudum ama gerçekten anlamadım :alala:

Yayıncı kuruluşun kendi resmi youtube kanalına koyduğu videoya link vermekte nasıl bir sorun olabilir ?
Neyse bir dahakine vermeyiz sorun yok.

Tribün mevzusuna gelirsek ben 90dk bağıracak herkesin yeni açığa geçmesi taraftarıyım. Kapalıdaki sesin sahaya ulaşamadan boğulduğnu düşünüyorum. Zira orada bağıran kitle en arkadaki kitle. Kombinemi pasladığım arkadaşlar da bu yönde görüş verdiler. Yeni açığın kombinelerinin hatta çarşının içinde satılması gerektiğini düşünüyorum. Her kimki ben susmamaya geliyorum, maçı izlemek değil destek vermek benim önceliğim diyor, o zaman yeni açığa gelmeli.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 31 Mayıs 2017, 02:54:59
@Necmi abi şimdi görüyorum bunu, sonraki yorumları da okudum ama gerçekten anlamadım :alala:

Yayıncı kuruluşun kendi resmi youtube kanalına koyduğu videoya link vermekte nasıl bir sorun olabilir ?
Neyse bir dahakine vermeyiz sorun yok.

Tribün mevzusuna gelirsek ben 90dk bağıracak herkesin yeni açığa geçmesi taraftarıyım. Kapalıdaki sesin sahaya ulaşamadan boğulduğnu düşünüyorum. Zira orada bağıran kitle en arkadaki kitle. Kombinemi pasladığım arkadaşlar da bu yönde görüş verdiler. Yeni açığın kombinelerinin hatta çarşının içinde satılması gerektiğini düşünüyorum. Her kimki ben susmamaya geliyorum, maçı izlemek değil destek vermek benim önceliğim diyor, o zaman yeni açığa gelmeli.
yanlış düşünüyorsun kapalıdaki sesin boğulduğu falan yok sesi en iyi aşağıda duyarsın bütün ses zemine gidiyor yukarda o ses hissedilmeyebiliyor
biz aşağıda bunu net alıyoruz bir gün gel yanımızda izle ne demek istediğimi anlarsın @AmaralGürses
paylaştığın linki yayıncı kuruluşun olduğunu farketmeden sildim kusura bakma
bu arada lig bitice bu başlığı arşive kaldıracağız senin konuyu yeni sezon başlığına taşıyacağım bilgin olsun
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen ToNI - 08 Ağustos 2017, 18:21:37
uzun süredir foruma giremiyordum... bugün kısmet oldu...
bu sayfa dikkatimi çektiği için de önce buraya birşeyler yazmak istedim...
tribün performansımız genel olarak iyi olsa da sıkıntılarımız var...
bazı zamanlarda tezahürata bir turlu giremiyoruz ve kopukluk oluyor.. bunun sebebi nedir ?  mutlaka eskiler/abiler doğru teşhisi koyacaktır
numaralıyı bir kenara koyarsak yeni açık - kapalı - eski açık arasında yeni açık güzel iş çıkartıyor/çıkarttı diye düşünüyorum..
kapalının bu sezonki havası da mutlaka tribüne yön verecektir...
mevcut bilet - kombine sistemi sebebiyle taşların yerinden oynaması kolay gözükmüyor.. onun için yeni açıkta toplanma, vb. senaryoların da pek oluru yok gibi...
ilave olarak bu sezon özellikle kornerlerde daha agresif daha istekli bir eski & yeni açık oluruz inşallah ( elde telefon olmadan )
son olarak takık olduğum bir mevzuyu da söyleyeyim....
Pınarbaşı çekmeyeli ne kadar oldu ? Hatırlayan var mı ? Pınarbaşı mühim, ihmal etmeyelim  :ok:
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 08 Ağustos 2017, 21:51:14
uzun süredir foruma giremiyordum... bugün kısmet oldu...
bu sayfa dikkatimi çektiği için de önce buraya birşeyler yazmak istedim...
tribün performansımız genel olarak iyi olsa da sıkıntılarımız var...
bazı zamanlarda tezahürata bir turlu giremiyoruz ve kopukluk oluyor.. bunun sebebi nedir ?  mutlaka eskiler/abiler doğru teşhisi koyacaktır
numaralıyı bir kenara koyarsak yeni açık - kapalı - eski açık arasında yeni açık güzel iş çıkartıyor/çıkarttı diye düşünüyorum..
kapalının bu sezonki havası da mutlaka tribüne yön verecektir...
mevcut bilet - kombine sistemi sebebiyle taşların yerinden oynaması kolay gözükmüyor.. onun için yeni açıkta toplanma, vb. senaryoların da pek oluru yok gibi...
ilave olarak bu sezon özellikle kornerlerde daha agresif daha istekli bir eski & yeni açık oluruz inşallah ( elde telefon olmadan )
son olarak takık olduğum bir mevzuyu da söyleyeyim....
Pınarbaşı çekmeyeli ne kadar oldu ? Hatırlayan var mı ? Pınarbaşı mühim, ihmal etmeyelim  :ok:
artık kimse tribünde goy goy yapmak istemiyor ondandır sahanın içinde olup ıslıkla baskı yapmayı
tercih ediyor goy goy yapmak isteyenlerde kapalı üst ve yeni açık üst kendi kafasına göre takılıyor
stad onlara değil onlar stada uymak zorunda o zaman koordine sağlanır
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 27 Ağustos 2017, 12:18:15
beşiktaş-bursaspor maçı için konuşuyorum: maçtaki taraftar iyiydi dün; amasız, fakatsız ellerinden geldiği kadar destek veriyorlar, tek eksikleri organize olmakta zorlanmaları. sürekli bahsettiğimiz tribün baskısıyla hakemi doğru karara zorlama konusunda bu organizasyon eksikliğinin sıkıntısını çekiyoruz. tepkilerin biraz daha akıllıca olması gerekiyor; taca çıkan top ile talisca'ya yapılan faule aynı şekilde karşılık verilince pek anlamı kalmıyor bağırmanın. hakemin gözünün önünde olan ve kırmızı kart verilmesi gereken bir pozisyonda skor ne olursa olsun 40 bin kişi sahaydaymış gibi hissettirilmeli ve hatanın hangi dakikada olduğuna bakmadan maç sonuna kadar taraftar sahadan çıkmamalı, taca çıkan toplarda bir süre tribüne geri dönebilirler.

takımın oyununun iyileşmesinin taraftarı olumlu şekilde etkileyeceğini düşünüyorum, sahadaki oyundan endişe duyulmaması tribünlerin kendine düşen görevi yapmasını mutlaka kolaylaştıracaktır.

10 üzerinden 7+1

+1 beklenilen bir şey olsa da tribünlerin doluluğuna. çok güzel görüntü verildi.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 19 Eylül 2017, 16:02:38
resmen başlığın emektarı oldum, evimde bu kadar zaman geçirmiyorum. ucuzundan bir temel atıp dört duvar diksem ilk seçimde tapusunu alırım.

konyaspor maçında taraftar takıma uyum sağladı, topa sahip olmadığımız süreleri farklı grupların başka başka mırıldanmalarının yarattığı uğultuyla geçtik. gol ve oyuncu değişiklikleri taraftarı tekrar maç havasına soktu.

yalnız bana göre en büyük kazanım 3 kere yeltenilen "ille de sen" tezahüratı ile 2 kere yayılmaya çalışan küfürlü tezahüratı bastıran taraftarın ezici çoğunluğunun kayda geçmesi oldu. topluca küfür etmeye çalışan grubu son denemesinde kale alınmaması, kendiliğinden sönmesinin beklenmesi ayrıca güzeldi.

günü gelene kadar köşeye de bir yatak atarım. önce bu başlık, sonra bütün forum...
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 27 Eylül 2017, 12:10:41
leipzig maçı için bir şey yazılmalı mı, tam olarak emin değilim sevgili günlük, ayrıca bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için teşekkürler...

hep "daha iyisi yapılabilir" diye düşündüğümden, tribün performansımızda eksiklikler görmemin normal olduğuna kanaat getirmiştim; yalnız dün gece konuşulurken daha fazlasından bahsetmek sadistliğe giden yolda atılan ve geri dönüşü imkânsız bir adım olur fikrindeyim. çocuklar hakemi duyamadı, pas atamadı, şut çekemedi, topu kontrol edemedi, o kadar uygun pozisyonda çerçeveyi bulmakta bile zorlandılar; bunun bir basamak üstü 40 bin kişinin taammüden adam öldürme suçundan yargılanması sonucunu doğurabilirdi.

eksik bulmak zor, fakat öznel değerlendirme yapmanın en güzel yanı, hoşuna gitmeyen birkaç şeyi de bilirkişi edasıyla araya serpiştirebilmek. ilki 35-40. dakikalar arasında söylenen "ille de sen" garabeti. ikincisi eskinin çekirdekçi tayfasının torunları olan son model "cepçiler": kameraman tribünü çekiyor, tribündekiler de kameramanı, tezahüratla da işleri yok, garip bir grup, kendini sevinirken çeken bir çocuk vardı özetlerde. üçüncü olarak da aynı çepçilerin katılımıyla daha da anlamsız hale gelen uyduruk "dale cavase": bir elinde kamera, diğer eliyle hareketler, sıfır organizasyon, sıfır senkronizasyon.

maç içindeki kesintiye tribünlerin verdiği ilk tepki ise oldukça güzeldi, telefonların -ilk zamanlardaki etkiyi yaratmasa bile-doğru zamanda, uygun kullanımla ne kadar işe yarar olabileceğini ve "ille de sen" gibi özentilikler yerine birlikte söylenebilecek nice marşımızın olduğu taraftarımız, taraftarımıza gösterdi.

bu arada ben beşiktaşlıyım, gerçekten küfüre karşıyım: fitbol dostluk, fitbol kardeşliktir... her şeyin üstüne çekelim bir sünger, ama son kez...

trabzonspor maçının ardından görüşmek üzere sevgili günlük.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 01 Ekim 2017, 23:22:11
trabzonspor maçını idare ettik, özellikle olcay'ın golünden sonra taraftarın alkışla tepkisi tribündekileri "22 kişinin bir topun peşinden koşmasını anlayamıyorum." kıvamına getirdi, ilk yarıyı bu aydınlanma ile bitirdik. lens'in golü ve 61. dakika şovuna yapılan kontrayla oluşan hava 66. dakikada "ille de sen"cilerin baltalamasıyla son buldu. leipzig maçından önce,  maçı esnasında, maçının ardından söylenmesine rağmen sadece ikinci kısmı eleştirmiştim. bundan sonra yönetim umarım bu türkünün gişelerden geçişini yasaklar, çoluk çocuk öğreniyor, sonra sustur susturabilirsen.

kötü maçtı, taraftar ıslanmasına rağmen elinden geleni yaptı; fakat takımdaki rotasyonun en kötü etkisi ne yazık ki tribün üzerinde gerçekleşmiş. leipzig maçının taraftarı bu maçı farklı alırdı, "ille de sen"ciler ve "cepçiler" dahil.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 25 Ekim 2017, 01:33:45
beşiktaş-başakşehir maçının özeti "uğultu"ydu. ilk düdük ardından taraftarın oluşturduğu muhteşem baskı, atak sürekliliği sağlanamaması ve başakşehir'in oyun hakimiyetini alması nedeniyle devrenin sonuna doğru kendi yarı sahamızla sınırlanmaya başladı, ki o dilimde biraz toparlanmıştık. topun kontrolünü ele geçirdiğimiz kısıtlı süreler ise taraftar anlık tepkilerle oyuncuların performansına cevap vermeye çalıştı. bu bağlamda ikinci yarıya başlarken tribünlerin gol attırmaktan çok gol yedirmemeye karar verip maç sonuna kadar tüm eforunu bunun için harcadığını söylemek lazım, öyle ki tarihin en kötü üçlüsü ile bir ikinci yarı başlangıcı yaşadık (ıslık üzerine üçlü sos denebilir). ikinci yarı boyunca da bu defansif performans, araya giren hakem kararları dışında, hep ceza alanımız çevresinde devam etti.

bu arada sürekli marş söyleyen bir grup hazırdı, fakat sesinin herhangi bir tribünden duyulduğuna emin değilim. oyunun farklı bölümlerinde 10-15 saniyelik tezahüratlar dışında (özellikle 70-80. dakikalar arasında) takımı hücuma davet edecek bir eyleme girişilmedi. o arada ayrıca talisca çıkarken yapılan protestoyu anında yakalayıp alkışa çeviren taraftarı tebrik etmek gerekir. yediğimiz golden hemen önce abdullah avcı'ya yapılan tezahürat da toplu olarak katılınan en baskın tepkilerimizden biriydi. ardından yoğun ıslık, topun sağ çizgiye taşınmasıyla ıslığın yerini alan uğultu, sonuç olarak da gol. stattaki çoğunluğun maç boyunca gösterdiği çaba neredeyse parçalandı diyebiliriz.

yine de geri düştükten sonra oyunun içinde kaldık ve uğultuya tam olarak teslim olmadık. bu da bize 1 gol ve 2,5'tan 3 pozisyon olarak geri döndü.

çeyrekleri, yarımları toplasak 3-4 kişiyle atak yaptık; ama kesinlikle defansımız 11 kişiden fazlaydı (caner de defans yapsa 12'den fazla). beklentim - özellikle bundan sonrası için - çok daha büyük, yalnız geçen geceki yük yalnız taraftarın kaldırabileceği gibi değildi. sadece talisca'ya verilen tepkiye yapılan kontra için dahi kendi adıma tekrar teşekkür ediyorum. başarıya verdiğimiz tepkiler kendimize özgü ise, başarısızlığa verdiklerimiz de öyle olmalı. kolaya kaçma zamanı değil.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 02 Kasım 2017, 18:23:02
monaco maçının santra vuruşu öncesindeki şenol güneş tezahüratı iyi düşünülmüştü, bunu artık karşılaşma sonuna bırakmanın, skora göre söylemenin bir esprisinin kalmadığına inanıyorum. hemen ardından yeltenilen "ille hasan" türküsü de üçlüye takılınca gece bana göre mutlu başladı.

birinci yarı taraftar için rölantide geçti, ilk 10 dakikadaki baskımız yerini top kayıplarına bırakınca tam saha, ama ancak ortalama düzeyde ıslık; atağa çıktığımızda ise artık garipsemediğimiz uğultu maçın bir bölümüne eşlik etti. her zaman olduğu gibi tezahürat yapan grup, hem de sürekli farklı şeyler deneyerek, taraftarı yönlendirmeye çabaladı; ancak ilk yarım saat dolana kadar tezahüratta tam manasıyla bir bütünlük sağlayamadık. yarım saat dolmak üzereyken "koy monaco'ya" ile başlayan, "kartal gol" ile devam eden ve vasatta olsa iki kere üst üste üçlüyle son bulan yaklaşık 10 dakikalık bir git gel yaşadık; genel olarak tezahüratlar oyunun durduğu bölümlere denk geldiğinde etkin seviyeye ulaşıyor, oyun içinde özellikle rakip ceza alanına yaklaştığımızda kum gibi dağılıyordu. 40 bin kartaldan, 40 bin gevezeye, ardından tekrar 40 bin kartala geçişleri çok kez yaşadık. ilk yarıda golü yiyene kadar eskisi gibi baskın kullanılmayan ıslığı falcao'nun yokluğuna bağlıyorum, çizgiyi geçen top ikinci yarıdaki ıslık düzeyini oldukça yukarı taşıdı.

son 45 dakikaya geçmeden önce, pek üzerinde durulmayan; ama olur olmaz tekrarlandıkça yavanlaşan bir şeyden bahsetmem lazım: takımın tribüne çağrılması. maç başlarında da yapılıyor bu eylem, fakat söz konusu durum gelenek olandan biraz farklı. takım uzatma dakikalarında gol yemiş, kötü de oynamıyor; hatta çoğunluğun karşılık vereceğimize inancı tam. böyle bir durumdayken bırakın futbolcular kendini bir sonraki basamağa hazırlasın. benfica maçında verilen "maç bitti; ama biz buradayız, birlikte kaybedeceğiz" mesajıydı; fakat ondan sonrakiler, özellikle başakşehir maçındaki ve buradaki, pek değerlenmese de, bayağı göze battı. farklı bir konumda olsa bile kiev yenilgisinden sonra "dik dur, 'boynun eğme', dik dur" romantizmine benzetiyorum bu ısrarı, benim gibi konu beşiktaş olunca sulu göze dönen birine bile itici geliyor. kısaca, bazı olaylar eşsizdir ve tekrarı olmaz. örnek olarak beşiktaş-liverpool maçındaki dale cavase'yi verebiliriz sevgili günlük (hakkını yemeyeyim, gençlerbirliği maçındaki de güzeldi).

ikinci yarı geçen maçtaki gibi kötü sayılabilecek, fakat en azından ıslıksız bir üçlü ile başladı. penaltıya dek idare ettik. golün devamında ise 60. dakikaya kadar gayet güzel baskı kurduk, ikinci yarının gayriresmî üçlüsü de bu dakikalarda geldi. sonraki on dakikaya dair bir şey hatırlamıyorum, zaten taraftar 75. dakikadan sonra rakibin yarı sahasından başlayan ıslık dışında pek varlık göstermedi. en çok dikkatimi çeken quaresma'nın kırmızı görebileceği pozisyonun civarındaki sessizlikti, nefesler mi tutuldu, herkes nasıl söveceğini mi tasarlıyordu, emin değilim.

avrupa'da dengimiz bir tribün bulmak imkânsız, bunu sağlayan şey sürekliliğimiz; yoksa seçilmiş maçlarda bize yakın, dengimizde performans gösteren tribünlere rastlamak işten değil.

taraftara çok güveniyorum, hatta maçtan sonra sıcağı sıcağına bir şeyler yazsam muhtemelen böyle karamsar bir tablo ortaya çıkmazdı, sadece fotoğraf çekmek için stada gelmiş bir beşiktaşlıyla bile aramda bağ hissediyorum; fakat takımdan ayrı düz koşu yapmaya daha fazla devam edemeyiz.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 02 Kasım 2017, 18:39:58
Ben begenmedim bu mac tribunu, bizim oyuncularda da ariza var don tribune iki el kol yap gaza getir.
Oyun lideri ve takim kaptani eksigimiz var
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 03 Kasım 2017, 01:02:43
Ben begenmedim bu mac tribunu, bizim oyuncularda da ariza var don tribune iki el kol yap gaza getir.
Oyun lideri ve takim kaptani eksigimiz var
Tribün stad açıldığından beri en kötü tribündü. ne baskı yapıldı nede organize birşeyler
taraftardada rehavet vardı.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Şükrü Yılmaz - 03 Kasım 2017, 01:27:01
Ben maca gitmek icin can atıyorum. Gidenlerde surekli telefonla video resim vb seylerle ugrasıyor. Arabesk tezahürat yapmak çok sacma. Ha 3 0 onde oluruz tamam ama onun dısinda top rakipteyken ıslık olmalı.
Bundan once 4 besiktas macina gidebildim toplam cektigim resim ve video sayısı 5 falandır.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 18 Kasım 2017, 17:25:47
akhisar maçına taraftar harikulade başladı. top rakipteyken yükselttiğimiz ıslığı, topu kontrol ettiğimizde takımı atağa kaldıracak marşlarla devam ettirecek kadar organizeydik. bu işleyiş penaltı pozisyonuna kadar oldukça iyi, ilk yarının son beş dakikası hariç vasat-vasat üstü bir performansla sürdü. derecesi değişken olsa da taraftarın agresifliği, isteği yarı boyunca her açıdan belirgindi. 24-30. dakikalar arasında tribünlerin etkileşim içinde tezahürat yapması, oyundan kopmadan organize olmaları gelecek için umut verdi diyebilirim.

tabii organize olmak, rakip korner atarken "kartal gol" diye tempo tutmaya çalışmakla ya da altı dakika boyunca ninni gibi "efsane" söylemekle karıştırılmamalı (uyku getirmesine rağmen bu arada 2 gol pozisyonu bulduk, serbest atışı da sayarsak 2,001 denebilir, talisca vursaydı 3 olurdu).

aynı efsane takıma ivme kazandıracak biçimde tempolu şekilde de icra edildi, fakat toplasan 30 saniye sürmüş müdür, emin değilim. kırkıncı dakika civarı yapılan bu hız artırmadan sonra ilk yarı bitene kadar ıslık dışında "örgütlü" hareketimiz olmadı.

topa eşit hakim olunan oyunlarda taraftarın savunma ağırlıklı tavrı göze batmayabilir; hatta dünküne benzer, ama skorun bulunduğu karşılaşmalarda da aynı şeyi yararlı sayabiliriz; yalnız berabere devam eden bir maçta oyunun kontrolü %70 oranında bizdeyse tribünlerin kendine, en azından gol gelene dek, rakibi sindirmek dışında da görev addetmeleri lazım. zaten sahadaki oyuncular tarafından sindirilmiş, defanstan çıkamayan bir takım karşımızdayken tribünlerin hücum gücüne katlı vermesi, stresli ortamı dağıtıp kendi oyuncularımızı teşvik etmesi golün gelmesini uğultu ya da homurdanmadan çok daha fazla kolaylaştırır. yoksa arkasını dönüp sürekli marş söylemek ile top rakibe geçtiğinde telefondaki kaydı durdurup ıslıklamaya başlamak arasında düşünüldüğü kadar fark yok.

ikinci yarı herkesin katıldığı, takımı ateşleyecek tezahüratların süresini toplasak bir dakikayı bulmaz herhalde, ki buna mini üçlü de dahil. zaten 60. dakika civarı bu çabaya son verildi, ancak seksenli dakikaların ortalarında 10 saniyelik "saldır beşiktaş" tezahüratı duyabildik. yine de tribünler gösterilen her çabayı alkışla desteklemeyi ihmal etmedi.

taraftarın hakkını vermem gereken iki konu daha var: +7 dakikalık uzatmanın her saniyesi, daha fazlasını istediğimiz ya da artık normal karşıladığımız baskının bir tezahürü olarak tabelaya yazıldı ve düdük çalar çalmaz stadı terketmeyen, takımı tribüne çağıran herkes, herhangi bir sonucun bizden alamayacağı inancı yeniden tazeledi. bu seferki özünde, samimi, gerekli bir tavırdı; en azından bana iyi geldi.

son olarak uzatmalarda akhisar'ın kullandığı korneri, yaptıkları müdahale ile geciktiren kişilerin bir daha stada alınmamalarını diliyorum. öyle yasaklama yanlısı da değilim, söz konusu tribün gişelerine zekâ testi yerleştirin, bu arkadaşlar zaten dışarıda kalır.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 22 Kasım 2017, 11:21:15
porto maçındaki taraftarın performansını anlatabilecek en uygun sözcük: "efsane"

efsane bir başlangıç yaptılar ve maçı efsane ile bitirdiler. özellikle ıslık konusunda tribünlerin "masters of the universe" derecesine ulaştığını gördük.

ilk düdüğün ardından geçen 25 dakikalık bölüm muhteşemdi: hiç maçı izlemeyen biri bu dakikaların kaydını dinlese ne zaman top beşiktaş'ta, rakip nerede topla oynuyor gibi sorulara yüksek ihtimalle doğru cevaplar verir. goller arasındaki bocalama; fakat yine de oyundan kopmayış, yarının bitiminde oyuncuları soyunma odasına gönderme şekli sanki maçtan önce herkese yazılı olarak dağıtılmış gibiydi.

ikinci yarı başındaki baskımız 50. dakikadan sonra takımın oyunda hakimiyetini artırmasıyla belirginleşmeye başladı ve yoğun etkileşim yaklaşık 10 dakika boyunca neredeyse kesintisiz olarak devam etti. bu zaman zarfındaki oyun ile yeşeren baskı, yüksek düzeyde ıslık ve maçın son 10 dakikasına konuşlanmış organizasyon (kanon örnekleri de verdiğimiz sanatsal bir aralıktı o kısım) maçtan gereken sonucu çıkartmamızda önemli rol oynadı.

tezahüratların çeşitliliği, sürdürülmesi için gösterilen çaba, top rakibe geçtiğinde uyguladığımız kurgu, hatta aynı anda farklı grupların başka marşlarla taraftarı ateşleme uğraşı işlendikçe güzelleşecek bir tribün kültürünün emareleri.

karşılaşmanın büyük bölümünü "ağız birliği" yaparak geçiren kırk bin kişilik koro, takıma mücadele boyunca neye ihtiyacı varsa verdi. eğer evimizdeki son maçta gruptan çıkmak için 4 puana ihtiyacımız olsaydı, tribünler 90 dakika dolana kadar mutlaka 4 puanı almanın yolunu bulurdu.

stattaki herkes çok daha fazlasını hak etti, fakat şimdilik şampiyonlar ligi'nde üst tur ile yetinmek zorundalar ("hasan"cılar hariç, onlar için üst tur kâfi).
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 03 Aralık 2017, 14:19:07
galatasaray maçı gök gürültülü ve sağanak yağışlıydı. özellikle ilk 45 dakikada uğultuyla birlikte ıslık karşılaşmaya eşlik etti. deplasman kültürü olan taraftarların sesini duyurma çabasını engellemek için tercih edilen ıslığın, normalde tezahüratlarla şekillenmesine alışık olduğumuz arka plana sirayet etmesi stadın içinde fırtına koptuğu izlenimi yarattı. dayanılacak gibi değildi...

tribündeki beşiktaşlıların büyük bölümü galatasaray taraftarının tezahürat yapıp yapmadığını top beşiktaş'a geçtiğinde ıslığın devam etmesi ile anladılar, attığımız gole kadar fondaki ıslığın ve uğultunun kaynağı neredeyse hiç duymadıkları bu tezahüratlardı; fakat ön plandaki karmaşanın kaynağını söylemek mümkün değil, ben işin özünün alçak hava basıncıyla yüksek hava basıncının karşılaşması olduğunu sanıyorum. gol ikinci yarının başında gelmeseydi taraftarın eforunu tanımlamak için kullanılması gereken sözcük fırtınadan kasırgaya dönebilirdi.

tezahürat konusunda pek organize değildik, takımın da bu açıdan bir desteğe ihtiyacı yok gibiydi, karşılaşmadaki en uzun süreli icra 70. dakikaların ortalarında başlayan bursa yöresine ait "ille hasan" türküsünün karşılıklı seslendirilmesiyle gerçekleşti. 80. dakikaya gelindiğinde ise tribünlerin yarısı son nefesini vermişti. daha önce de belirtmiştim, ne yazık ki bunu da tekrarlayacağım: 90+3'te söylenen "koyduk mu?" tezahüratına karşıyım, mümkünse bu soruyu maç başlamadan önce ya da ilk üçlüden sonra soralım, diğer türlüsünü herkes yapıyor. üstelik, kapanan rakiplerin "ne ara koydular?" diye ikileme düşmesi işimize gelir.

eğer bu maçı ilk kez izlemek isteyenlere rastlarsanız onları kulaklık kullanmamaları konusunda mutlaka uyarın, bu bir insanlık görevidir.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 19 Aralık 2017, 10:40:54
osmanlıspor maçında yedekler asları aratmadı. özellikle ilk 15 dakikadaki süreklilik ve bunun hafif seyreltilerek ilk yarıya yayılan devamı, ufak pürüzler dışında benzer maçlar için güzel bir şablon oluşturdu. genellikle küfürlü tezahüratları yansıtmamaya çabalıyorum, yalnız bu maçta biri anons yapılmasına neden olacak kadar süren, diğeri taraftarın çoğunluğunun bastırdığı anlamsızlıkta çığır açacak denemeler hayra alamet değil, kötü bir alışkanlığın yoklaması gibiydi sanki.

üflenecek ıslıkların yarısının boşa gideceği karşılaşmalarda, skor da sağlanınca taraftarın oyunun içinde nasıl kalacağını tahmin etmek pek zor olmuyor. ikinci yarı beklenildiği gibi mumlar yakıldı, fona romantik marşlardan oluşan bir müzik listesi eklendi ve ilk yarıdaki cenk havası, ikinci yarıda yerini düğün havasına bıraktı. 20-25 dakikalık bu zaman zarfında belki de hakem bile ıslıklanmamıştır. hasancıların araya girişlerini saymazsak son on dakikaya kadar klasiklerin icrası oldukça güzeldi.

sesimizi fazla yükseltmemize gerek kalmayan ve sanırım tribünlerin rahatça kendini dinleme şansını en çok bulduğu maçlardan biri olarak arşivde yer alacak bu karşılaşma.

kupa maçının mahiyetindeki düşüklük nedeniyle erken bir yeni yıl dileğiyle yazıyı sonlandırıyorum: gollerden sonraki minion müziğinden vazgeçilsin, eskiye dönelim. yeni yıldan şampiyonluk da dileyebilirdim, ama bazı şeylerin önceliği var.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 27 Ocak 2018, 17:38:13
ilk olarak kasımpaşa maçında takımı yalnız bırakmayan taraftara teşekkür etmem gerek. vodafone soğuğuna rağmen gösterilen bu özveri beklentimiz dahilinde olsa da göz ardı edilebilecek bir şey değil. alışıldık boşlukları kenara koyarsak tribünlere ilgi makul seviyedeydi.

ilk on dakikada oyunun temposunu bahane edebileceğimiz bocalama ardından golün evvelinde birkaç organize tezahürat duyabildik, golün devamında 30'lu dakikaların ilk bölüme değin bu aksak organizasyon sürdü. yarının son beş dakikasına kadar taraftarın çabasını seyrelmesine rağmen hissettik, son beş dakikada ise taraftar tabiri caizse şalter kapattı. bu durum seviyesi böyle düşük olmasa da ikinci yarının ilk on dakikasında devam etti. tezahürat yapan grubun 50. dakikanın başlarından itibaren sürdürdüğü "beşiktaş'ım benim"e 55. dakikadan itibaren çoğunluğun katılması ile bu yavan hal sona erdi. vida'nın girişi ve devamında ise katılım üst seviyeye ulaştı. altmışıncı dakikaların sonlarında az romantizm dışında yediğimiz golün ardından lens'e çalınan faule kadar yeni bir fetret dönemine girdik. bu arada lens'in pozisyonunda olanların altını çizmekte fayda var, nitekim bu dakikaya şahitlik edenler maçın o anına kadar ıslık desteği verilmediğine kani olmuşlardır. özetle taraftarın 77. dakikaya kadar ıslık silahını kullanmadığını, daha hafif tabirle pek iyi kullanmadığını, söylemek doğru sayılabilir. maç günü, hava şartları, skorun bulunması, rakibin niteliği gibi birçok faktörü neden sayabiliriz; fakat sanırım en iyisi bunları düşünmeden eksiklerimizi masaya yatırmak. tekrara girecek belki, ama takımı maç seçiyor diye eleştiren taraftarın kendisine de bu konuda eleştiri verme zamanının çoktan gelmiş gibi durduğunu söylemem gerek.

kasımpaşa karşılaşmasına takımın ve taraftarın kırk beş dakikalık performansı ile kazanılmış bir maç diyebiliriz. geri kalan kırk beş dakika için henüz endişelenmeye gerek yok, endişelenmeye pazartesiden itibaren başlanabilir.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 27 Ocak 2018, 17:59:46
Kasimpasa macinda rezalet bir tribun vardi
Ne hakemi ne rakibi baski altina alamadilar
Kopuk kopuk islik ve tezahurat oldu
Hakem de baskiyi gormeyince istedigi gibi at kosturdu

Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 12 Şubat 2018, 18:07:53
karabükspor karşılaşması takım ve taraftar için zorlu fikstür öncesi son hazırlık maçıydı. tribünlerin performansı bu bağlamda değerlendirildiğinde fena bir 90 dakika çıkarılmadığı söylenebilir.

ilk yarıya oldukça bilinçli bir başlangıç yaptık ve son beş dakikası hariç; marşları, blok halinde, uzun periyotlara yayıp katılımı artırarak tribünlerdeki ahengi sağladık. ilk golün ardından biraz vites düşürülse de karşılıklı tezahüratlara ara verilmedi. ikinci gol ve sonrasındaki 10 dakika taraftar maça tutunmaya çabaladı, ama üç puan için daha 45 dakika oynanacağını fark eden gruplar teker teker maçtan koptu.

ikinci yarının 5 dakikasını da kopukluğa feda ettik. her kafadan bir ses çıktığı, bireysel tezahüratın hüküm sürdüğü bu süreç küçük patlamalarla, 2-3 dakikalık tezahüratlarla, ıslık, negredo desteği ve nihayet golle yerini on dakikalık romantik döneme bıraktı. tribünler 2-0'da ne yapacaklarını bilmiyordu, ama 3-0'da herkes çalışıp da gelmiş gibi rahattı, on dakika boyunca -hasancılar araya girene kadar- birlik bozulmadı.

bu maçın akılda kalacak belki de tek olayı karabükspor'a karşı ıslık silahını kılıfından çıkarmaya tenezzül etmeyen taraftarın, tribündeki bir grup kendini bilmeze hadlerini bildirmek için beş dakikada tüm şarjörlerini boşaltmasıydı. karşılaşma boyunca süren yağmura gök gürültüsü ekleyip kasırganın ilk sinyalini verdiler.

sonrası uğultu, gol, ortaya karışık mesajlarla neticelenen doksan dakika. maç sonunda elimizde kolay alınmış üç puan ve inönü'yü cehenneme çevirmek için gün saymak kalıyor. özlemle bekliyoruz.


Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 27 Şubat 2018, 03:10:22
fenerbahçe maçı, taraftar için vuslatı andırıyordu. sanırım köprüden önce son çıkış niyetine bir maç seçmemiz istense ekseriyet tercihini bu karşılaşmadan yana kullanırdı.

tribünler, başlama düdüğünden önce çoğu küfürle bezenmiş marşlarla maçın stresini ekarte etmeye çabalasa da, oyunun gelişiminin ve uzun süredir beklemenin getirdiği sabırsızlığın olumsuz etkilerini -özelllikle ilk yarıda- baskın şekilde yaşadık; takımın mücadelesinden aşağı kalmayacak bir ayakta kalma çabası neredeyse tüm devreye yayıldı.

maça gayet güzel başladık, oyundan bağımsız, ama yine de gerçeklikten kopmadan; bir bölümü kural dışı olsa da organize marşlarla ilk sekiz dakikayı sonlandırdık. gol, maç sırasında ender karşılaşılan sessizliklerden birinin ardından geldi. aynı durumu başakşehir karşılaşmasında yaşadığımızı hatırlıyorum, maç boyunca ıslıktan imtina etmeyen taraftar golü getirecek atağı hazırlayan ilk pasın ardından sanki olacakları önceden biliyormuş gibi sustu ve bu sessizlik ilk yarıya, ardından maçın neredeyse tamamına yayılan uğultuya kaynaklık etti. bahsettiğim uğultunun varlığını tanımlayabileceğimi sanmıyorum, ancak yokluğunu fark ettiğiniz an yarattığı inanılmaz baskıyı kavrayabiliyorsunuz. golün ardından maçın neredeyse üçte birlik bölümü sona erene kadar hiçbir organize tezahüratımız olmadı, rakip taraftarla dahi ilgilenmedik, boğucu uğultu ancak top fenerbahçe'ye geçtiğinde, özellikle kalecilerindeyken ve hakem kararlarında yerini yoğun ıslığa bırakıyordu. öyle ki hiç bitmeyecekmiş gibi gelen küfürlü tezahüratları bile bu sürede duymadık. devamında oyunu ele alışımızın belirginleşmesi tribünlerde hareketlenmeye sebep verdi, fakat bu da takımı yeteri kadar ateşleyecek sürekliliğe ulaşamadı. ilk yarı ne olduğunu anlamadan, taraftarın yarattığı kurşun gibi hava ile sona erdi. yarının bitimi ardından takımın tribünlere çağrılması mı, takımın taraftarı tribünlere çağırması mı isabet olurdu emin değildim. bu soru işaretine cevabı ikinci yarının başındaki gol ile vida'nın verdiğini düşünüyorum.

ikinci yarıya yine uğultuyu arkamıza alarak girdik ve golden sonra "fragman tezahürat" denilebilecek kısa, ama etkili katkılarla tribünler ıslık ve uğultu ile yarattıkları ağır havayı yavaş yavaş ateşe vermeye başladı. ilk patlamayı ellinci dakikaların ortalarında yaşadık, o andan sonra bence hiç kimsenin maçın sonucundan şüphesi yoktu. ağır uğultu ve ıslık yetmişinci dakikaların başlarında rakibin bir süre top çevirmesi sırasında hakikaten rahatsızlık verecek raddeye ulaştı, bahsettiğim dakikada fenerbahçe 1-2 pas fazla yapsa stadın bir bölümü malulen emekliliğe hak kazanabilecek kadar hasar alabilirdi. herkesin bekledigi ikinci gol ve bazısı küfürlü, bazısı küfürsüz şarkılarla maçı nihayet doğru notayı bularak bitirdik.

karşılaşmadan önce birçok soru işaretimiz mevcuttu ve büyük bölümü hâlâ varlığını sürdürüyor. tribünler 90 dakika süresince bazı ikilemlerle mücadele etti. umarım kazandığımız bu zafer takıma olan güveni ve takımın taraftara olan ihtiyacını unutturmayacak kadar etkili olur, çünkü bu sefer rakibi ezmeye yarayan uğultunun bir dahakine bize ayak bağı olmayacağının garantisi yok. her şeyin üstüne bir sünger çekmenin tam zamanı...
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 02 Mart 2018, 03:53:04
normalde tribün performanslarını yazmak için bir gün ara verip aldığım notlardan bazı duygusal tepkileri arındırıyorum, fakat fenerbahçe ile oynadığımız kupa maçı için böyle bir ayıklamaya gerek olmadığı kanaatindeyim, çünkü maçta tribünler herhangi bir performans sergilemedi. özellikle ikinci yarı evvelde çok eleştirdiğim uğultudan dahi eser yoktu.

"takım gol atsın, biz de sevinelim" diye bekleyen, gol sırasındaki coşkusundan geri kalmamak için sahaya müdahaleyi askıya alan taraftarın çokluğu yabana atılması ayıp sayılabilecek ıslık performansı dışında maça etkiyi azalttı.

gergin geçen dakikalarda takımın stresini alabilecek şeyin daha fazla ıslık olduğunu düşünmekten vazgeçmemiz ve organizasyon anlamında hiçbir şey yapılamıyorsa bile en azından nitelikli bir üçlü için 80. dakikayı beklemememiz gerektiğini söylemeliyim.

taraftarın haftada iki maç çıkaramadığından şüphelenmek dahi acımasızlık olsa da, iki fenerbahçe maçına aynı ciddiyetle bakmadığını bu kadar belli etmesi olumlu bir emare değil.

önemsemek için yoğun efor sarfettiğimiz bir maçı, yeteri kadar kale almadan atlattık. taraftar ve takım maç sonunda sahaya yansıttığı emeğin karşılığını aldı diyebiliriz. bu maçı göz ardı etsek de tribünlerdeki sabırsızlık ve zaten tam olarak yerleşmemiş organizasyonun gittikçe ufalanmaya başlaması kalan maçlarda toparlanma ihtiyacının işaretleri.

bu arada hakikaten koskoca tribünde "tıraş" yazmayı bilen bir kişi bile yok mu? bari ikinci maça düzelterek çıksaydınız.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 02 Mart 2018, 09:47:29
Tribun cok fenaydi ya
Bir turlu birlik olunamiyor
20bin kisi hakemin anasiyla normal yollarla irtibat halindeyken 10bin kisi ters yoldan giriyor olaya kalan 10bin kisi meslek elestirisi yapiyor

Azicik butunluk saglanmali, carsi bir tribunde toplansin mumkunse kale arkasi ve kalan tribunler mscin gidisine gore takip etsinler carsiyi
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 11 Mart 2018, 14:47:49
gençlerbirliği karşılaşması belki nicelik olarak değil, ama nitelik bakımından bir şampiyonlar ligi maçından farksızdı. taraftar -rakibi fazla ciddiye almasa da- maçı oldukça önemsediğini ilk dakikadan itibaren gösterdi.

karşılaşmaya kusursuz 10 dakikalık performansla ve ardından neredeyse kusursuz ikinci bir 10 dakika ile başladık. normalde birbirinden ayrılması zor olan söz konusu iki blokta tezahüratlara katılımlar, ıslık başlangıçları ve şiddeti, oyuncularla iletişim üst seviyedeydi. altını çizdiğim bölüm, uğultunun dahi duyulmasını engelleyecek kadar organizeydi.

ilk 10 dakikanın ardından atağa çıkışlarda tezahürat açısından seyrelmeye başlayan katılımın, ıslık söz konusu olduğunda doksan dakika boyunca eksiklik göstermediğini de belirtmek lazım.

golün gecikmesine rağmen tribünlerin yarattığı baskının azalmayışı, biçim değiştirerek de olsa devam etmesi maçın ilk golünün çoktan ısmarlandığının işareti sayılabilir. stattaki herkes bunun bilinciyle, "geldik, ama evde yoktunuz..." denmesine müsaade etmeyecek biçimde oyuna odaklanmıştı. ilk yarı desteğin yoğun tezahürattan, yoğun uğultuya evrilmesi ve her an kapı çalabilir düşüncesi ile sona erdi.

ikinci yarıya isabetli bir kararla üçlü'süz girdik. son dönemdeki ikinci yarı başlangıçlarıyla karşılaştırıldığında "isabet" değerlendirmemin nedeni anlaşılır sanıyorum, ortada bir hedef olmasa da daha makul bir sonuç vardı. taraftar ilk dakikadan itibaren arka planda "güneşli günler", baskın olarak da uğultu ve ıslıkla beşiktaş'ın oyununa katkı sağladı. zaten çok geçmeden de golümüz, skoru fazlasında gözümüzün olmadığı değişikliğe uğrattı. gol dakikasının ardından tezahürat, uğultu, ıslık sıralamasında bazen oynamalar yapılsa da genel olarak şiddet miktarı küçükten büyüğe bu şekilde derecelendi. özellikle maçın sekseninci dakikasından sonraki dönemin uğultu ve ıslıklıkla rakibin nasıl baskılanacağına dair iyi örneklerden biri olduğunu düşünüyorum.

dünkü maçta bir golü otuz bin kişi istedi, bir kişi attı. bu 90 dakika için, yeterince uzun bir aranın ardından 1-0 önde başladığımız ilk maçtı diyebilirim. taraftar şampiyonluğa olan inancın gerekli, ama yetersiz olduğunu anlamış gibiydi. en zayıf halkamız yönetim mi, teknik heyet mi, futbolcular mı, lobi faaliyetleri mi bilmiyorum; ama en güçlüsü dün kendini 30 bin kişi vesilesiyle tekrar kanıtladı.

Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 15 Mart 2018, 02:05:24
sezonun son şampiyonlar ligi karşılaşmasında tribünler, ellerindeki verileri de göz önüne alarak, bayern münih'e cehennem ve beşiktaş'a cennet seçenekleri arasından -daha çok- ikincisinin sunumunu gerçekleştirdi. maç kazandıracak değil; göze hoş gelen, gurur duyulabilecek bir performansımız vardı. düşmana korku salmamış olabiliriz, ama dosta güven verdik. şampiyonlar ligi'nin temelde bir sahne olduğunu düşünerek coşkumuzdaki ufak abartıyı anlayışla karşılamak lazım. bu sezon avrupa'daki son maçımız, camianın bir nevi "pr" çalışmasına döndü denebilir.

gece boyunca taraftar bayern münih nezdinde inönü'ye gelecek küçük/büyük tüm rakiplere tepkilerinden bir potpori sundu. maç takım üzerindeki stresi atmak, kendimizi dünyaya tanıtmak, takıma olan bağlılığı gösterip onların lige dönüşünü keskinleştirmek, onları kainattaki tek engelimiz olan başakşehir mücadelesine yolculamak için alınmış bir hazırlık karşılaşması gibiydi ve beşiktaş taraftarı bu maçta tek kelime ile yakışıklıydı.

nihayet bayern münih kurasının bize neleri kaybettirdiğini kesin olarak biliyoruz, sırada neleri kazandırdığını öğrenmek kaldı. kalbimizin orta yerindeki büyük yangına başarılar.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 01 Nisan 2018, 09:51:40
alanyaspor karşılaşmasında taraftarlar çile doldurdu. tribünler 29. dakikada sona eren maçı, 90'a tamamlamak için bildikleri her yolu denediler.

takımın şampiyonluk yarışındaki sıradan bir maç olması gerekirken üzerine üç gömlek fazla gelen "lige havlu atma" kisvesi geçirilmiş, karşılığı kimseyi tatmin etmeyecek fazla mesainin ilk yarısına oldukça istekli başladık. 5 dakika, tribünlerin yüksek konsantrasyonuyla geçildi. maçtaki garipliklerden biri bu periyottan sonra yaşandı: takım umut veriyor, tribünler gol bekliyor; fakat dj "şampiyon olmasan bile" gibi yersiz bir romantizm ile stattan tepki bekliyordu. neyse ki katılım belirgin şekilde düşünce inat etmeden "kartal gol"e geçiş yapıp durumu az da olsa kurtardılar. bu karşılıklı tribün paslaşmaları bizi ancak 15. dakikaya kadar getirdi. taraftar maçın içindeydi, yalnız gol atmamız için sanki sahaya inmesi gerekiyordu. tribünler 1-2 fragman tezahürat dışında koptukları organizasyona 29. dakikada talisca'nın takkeden tavşan çıkarmasıyla tekrar kavuştu. önce fona "inanın çocuklar" serpiştirildi, ardından tüm stat davet edildi ve gayriresmî üçlüyle bütünlük sağlandı, arka plandaki şarkı ilk beşiktaş'ta, boğaz'da; sonra karşı yakada çınlamaya başladı: yaşanan üç dakikalık bir bölüm var ki, şampiyonlar ligi finaline koysak sırıtmaz. taraftar burada maçın üzerindeki rahatsız edici entariyi çıkartıp rahat bir şeyler giymesini sağladı ve karşılaşmayı 40. dakika dolarken kafasında bitirdi. 40. dakikadan itibaren yaşanan hikâye "maçın intikamı" olarak kayıtlara geçebilir.

ikinci yarıya cılız bir üçlüyle başladık, yine yaklaşık beş dakika boyunca tribünler organize olmak için kendilerini paraladılar; fakat sahada icra edilen her neyse ıslık, uğultu ve alkıştan başka şeyi kaldırabilecek nitelikte değildi. takımın ne yaptığı anlaşılmayınca hakemin ne yaptığına odaklandık ve yaklaşık 80. dakikaya kadar bu uğraşımız sürdü. aleyhimize ya da lehimize fark etmeksizin her düdüğe tepki koyduk. bizim pozisyonumuz yok, aksi gibi rakibin de öyle; bana kalırsa talisca'nın sedye ile oyundan çıkmasının tek nedeni de buydu, çocuk sıkıldı. sakatlıktan falan değil, uykusu geldi adamın; nasıl olsa fark edilmez deyip sahanın kenarına kıvrıldı. son 4-5 dakikaya kadar taraftar, çocukcağız uyanmasın diye pek gürültü yapmadı.

necip'in uzatmalar oynanırken topu kaptırması, ardından müdahale etmekte geç kalıp en sonunda rakip oyuncuyu indirmesi -gol dahil- maçın en hatırlanacak hareketiydi; belki de son dönemde yapılanlar içinde gerekliliği hakkında hemfikir olduğumuz tek şeydi. ne oynuyoruz, rakipler nasıl karşılık veriyor, hakemler ne yapacak, bu futbolla şampiyonluk gelir mi? hep muallak; ama necip kaptırdı, telafi için uğraştı, hatasını kabullendi ve indirdi. ikinci golü atsa bu kadar alkışlanmazdı.

alanyaspor maçı tribünlerin en zor sınavlarından biriydi ve bundan sonra daha kolayı olmayacak. kemoterapiyi aksatmayın, önümüzdeki haftalarda hepinize ihtiyacımız var.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 09 Nisan 2018, 17:54:13
göztepe maçı uzun süredir alıştığımız şablona uygun biçimde başladı. yine yüksek konsantrasyon artı destek ile beş dakikalık süreyi parselleyip yüksek konsantrasyonlu bir izleme sürecine geçiş yaptık. maçın tempolu olması, topun hakimiyetinde süreklilik sağlamanın zorluğu tezahürat sıklığına sekte vursa da taraftarın oyundan kopmasını engelledi; deplasman tribününün varlığı ise fragmandan hallice, zaman zaman kısa film tadında yüksek katılımlı tezahüratlara bahane oldu.

maçların özellikle skor sağlayamadığımız dakikalarında sessizliğe rast gelmek mümkün olmuyor. maç boyunca taraftar ıslık, tezahürat, alkış gibi etkileşimlerle stat atmosferine, bazen üzerinizden bitiş düdüğünden çok sonra bile çıkmayan, bir uğultu katmanı ekliyor. göztepe karşılaşmasında demba ba ile fabri'nin çarpışmasının katmanda bir delik açtığına şahit olduk, bu vesile ile duran oyunda oluşan sessizliğe maç içinde 3-4 kez varlığını belli edecek deplasman taraftarı güzel bir kontra ile cevap verdi; ama hikâyeyi 5 dakikalık "güneşli günler"i ve tam ortasına konuşlanan gol ile beşiktaş takımı ve taraftarı yazdı. anlatabileceğim bir şey değil, ama takım ve taraftarın o beş dakika boyunca tek bir varlık gibi hareket ettiğini, topun talisca'ya gelmeden tüm tribünleri dolaştığını söylemem gerek.

golden sonra tribünler sahadan hemen çıkmadı, fakat rakibin topu kontrolüne alması neticesinde kendi yarı sahamıza çekildik. ikinci gol dışında bu defansif tutum ile ilk yarı sona erdi.

ikinci yarı yine şablona uygun olarak düşük tempoda başladı, skoru korumanın öncelik olduğu dakikalarda pek göze batan bir düşüş olmasa da bunun kronikleşmesinden korkmuyor değilim. maç 3. gole kadar uğultu katmanının gerektiği kadar harlanmasıyla ilk saatini doldurdu. altmışların ortasında deplasman taraftarı 2. ya da 3. kez bulduğu boşluğu değerlendirdi; buna önce yoğun ıslık, ardından dale cavese, son olarak da "şampiyon beşiktaş" ile cevap verdik ve nihayetinde golü yedik. nasıl ilk golde top tüm stadı dolaştıysa yediğimiz golde de aynı şey gerçekleşti. zaten gol yemediğimiz bir dale cavese'ye denk gelmek gittikçe zorlaşıyor. yine de bu bütünlük akılda kalan güzel 5 dakikalardan biriydi.

maçın sonrası -gollere kadar- uğultu eksik olmadan devam etti, pek detaya inilmedi. stattakilerin çoğu süreci karşılaşma sırasında fark etmemiş olabilir, o nedenle göztepe taraftarının "beşiktaş'a koymasan da" diye başlayıp larin'in golüyle sekteye uğrayan, ardından tekrar "beşiktaş'a koymasan da" diye devam edip babel'in golüyle dağılan sağlı sollu kontrasını tribünlerin "koyduk mu" diyerek noktaladığını notlara eklemek lazım.

bir ömür süren alanyaspor maçı ertesinde, hiç bitmesin istediğimiz göztepe karşılaşması tribünlerin üzerindeki stresi azaltması açısından bize 3 puandan çok daha fazlasını kazandırdı diyebiliriz. galibiyeti kutlayan beşiktaş taraftarının gülümsemesi ardında şampiyonluktan çok "belki de kanserden ölmem" düşüncesi olduğunu sanıyorum. tabii böyle uçuk hayallere kapılmamak, şampiyonluk ile yetinmek en ideali.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 11 Nisan 2018, 02:58:31
göztepe maçı uzun süredir alıştığımız şablona uygun biçimde başladı. yine yüksek konsantrasyon artı destek ile beş dakikalık süreyi parselleyip yüksek konsantrasyonlu bir izleme sürecine geçiş yaptık. maçın tempolu olması, topun hakimiyetinde süreklilik sağlamanın zorluğu tezahürat sıklığına sekte vursa da taraftarın oyundan kopmasını engelledi; deplasman tribününün varlığı ise fragmandan hallice, zaman zaman kısa film tadında yüksek katılımlı tezahüratlara bahane oldu.

maçların özellikle skor sağlayamadığımız dakikalarında sessizliğe rast gelmek mümkün olmuyor. maç boyunca taraftar ıslık, tezahürat, alkış gibi etkileşimlerle stat atmosferine, bazen üzerinizden bitiş düdüğünden çok sonra bile çıkmayan, bir uğultu katmanı ekliyor. göztepe karşılaşmasında demba ba ile fabri'nin çarpışmasının katmanda bir delik açtığına şahit olduk, bu vesile ile duran oyunda oluşan sessizliğe maç içinde 3-4 kez varlığını belli edecek deplasman taraftarı güzel bir kontra ile cevap verdi; ama hikâyeyi 5 dakikalık "güneşli günler"i ve tam ortasına konuşlanan gol ile beşiktaş takımı ve taraftarı yazdı. anlatabileceğim bir şey değil, ama takım ve taraftarın o beş dakika boyunca tek bir varlık gibi hareket ettiğini, topun talisca'ya gelmeden tüm tribünleri dolaştığını söylemem gerek.

golden sonra tribünler sahadan hemen çıkmadı, fakat rakibin topu kontrolüne alması neticesinde kendi yarı sahamıza çekildik. ikinci gol dışında bu defansif tutum ile ilk yarı sona erdi.

ikinci yarı yine şablona uygun olarak düşük tempoda başladı, skoru korumanın öncelik olduğu dakikalarda pek göze batan bir düşüş olmasa da bunun kronikleşmesinden korkmuyor değilim. maç 3. gole kadar uğultu katmanının gerektiği kadar harlanmasıyla ilk saatini doldurdu. altmışların ortasında deplasman taraftarı 2. ya da 3. kez bulduğu boşluğu değerlendirdi; buna önce yoğun ıslık, ardından dale cavese, son olarak da "şampiyon beşiktaş" ile cevap verdik ve nihayetinde golü yedik. nasıl ilk golde top tüm stadı dolaştıysa yediğimiz golde de aynı şey gerçekleşti. zaten gol yemediğimiz bir dale cavese'ye denk gelmek gittikçe zorlaşıyor. yine de bu bütünlük akılda kalan güzel 5 dakikalardan biriydi.

maçın sonrası -gollere kadar- uğultu eksik olmadan devam etti, pek detaya inilmedi. stattakilerin çoğu süreci karşılaşma sırasında fark etmemiş olabilir, o nedenle göztepe taraftarının "beşiktaş'a koymasan da" diye başlayıp larin'in golüyle sekteye uğrayan, ardından tekrar "beşiktaş'a koymasan da" diye devam edip babel'in golüyle dağılan sağlı sollu kontrasını tribünlerin "koyduk mu" diyerek noktaladığını notlara eklemek lazım.

bir ömür süren alanyaspor maçı ertesinde, hiç bitmesin istediğimiz göztepe karşılaşması tribünlerin üzerindeki stresi azaltması açısından bize 3 puandan çok daha fazlasını kazandırdı diyebiliriz. galibiyeti kutlayan beşiktaş taraftarının gülümsemesi ardında şampiyonluktan çok "belki de kanserden ölmem" düşüncesi olduğunu sanıyorum. tabii böyle uçuk hayallere kapılmamak, şampiyonluk ile yetinmek en ideali.
çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık. Gülümseyerek okudum.
şu anda okurken hissettiklerimi insanların anlayabilmesi için o stadın içinde olmaları lazım.
maçı tv den izleyenler göztepe taraftarının sesini duyup taraftara tepki gösteriyor ama
işin aslının öyle olmadığı stadın içinde belli oluyor. hatırladığım kadarıyla göztepelilerin
tamamlayabildiği tek slogan Mustafa Kemalin askerleriyiz oldu ondada izin vermekle kalmayıp
Beşiktaş taraftarıda katıldı.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 23 Nisan 2018, 03:46:52
malatyaspor karşılaşması, kaybedilirse temerrüte uğrayacak borç nedeniyle değerlenen üç puanlardan birini içeriyordu. sene boyunca dağıttıklarımız neticesinde ipoteklenen şampiyonluk kupasının bu haftaki taksidi için tribünler, hayatlarının 90 dakikasından daha fazlasını feda etmeleri gerektiğinin bilinciyle maça başladılar.

ilk 15 dakikadaki neredeyse kusursuz katılıma, golü attıktan sonra ıslıktan ve bütünlükten bir miktar feragat ederek 15 dakikalık bir periyot daha ekledik. iki bloğun diğer farkı, biri "güneşli günler" ile sona erip bizi 1-0 öne taşırken ikincisinin "musalla taşı" ile neticelenmesi ve ardından malatya'nın golünün ölümün soğuk nefesini ensemizde hissettirmesi oldu; fakat bilinç kaybımızın nedeninin attığımız golden mi, yediğimizden mi kaynaklandığından emin değilim. ilk yarının son 15 dakikası ise, ikinci yarının ilk 5 dakikası ile birlikte tribünlerin en etkisiz kaldığı bölümdü; yalnız aralarında seçim yapılacak olsa ikinci yarı başlangıcının diz çöküp tövbe etmesi bile kendisini kurtaramaz.

ikinci yarı taraftar, ilk yarıda kullanmadığı ıslıkları, gelecek hafta deplasmanda işine yaramayacak olanlarla, evvelki hafta göztepe maçında biriktirdiklerine katarak uzatmalar dahil 45 dakikaya boca etti. öyle ki fazlalık ıslıklardan oğuzhan'ın performansı dahi nasibini aldı. maç, yetmişlerin başındaki anonsa kadar uğultu, ıslık, alkış üçgenine eklemlenmiş fragman tezahüratlarla devam etti. her ne kadar anonsçu hakkında müspet pek düşüncem olmasa da "musalla taşı"nda bıraktığımız organizasyonun geri gelmesine büyük katkı sağladığını yadsıyamam. bundan sonra gole kadar olan kısım tribünlerin kusursuz icraları ile bezenmemiş olabilir, ama duygusal açıdan oldukça yoğun anların yaşandığını düşünüyorum. ikinci gol taraftarı tribünlerden sahaya indirdi: "güneşli günler", "ille hasan", "bölünür uykular" derken üçüncüyü attık. doğrusu son yedi dakikanın keyfi göztepe karşılaşmasında bile yoktu.

bazı maçların bitmesini istemezsiniz, bazı maçlar bir türlü bitmek bilmez; bazılarını yıllar sonra da izlersiniz, bazılarını hatırlamak bile zül gelir. malatyaspor mücadelesinin hamuru tüm bunların karışımı ile karılmıştı. gösterdiğimiz performans güzel demeye bin şahit ister, ama haftanın en yakışıklı üç puanını biz kaptık.

sırada, ormanın sözde kralına, göklerden gelen kararı iletmek var.

nihayet...
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 08 Mayıs 2018, 01:11:30
kayserispor karşılaşmasında taraftar, takıma maçı kazandırmaktan çok, tek yumruk olduğumuzu cümle âleme göstermek için tribündeki yerini almıştı. zaten maçın ilk düdüğü de ancak tek yumruk oluşturabilecek bir avuç taraftar karşısında çaldı. değerlendirme yapmadan önce bunca olayı sinesine çekip takımın hedeften uzaklaşmasına ve istanbul'daki olumsuz hava şartlarına rağmen gelen, geç gelen, gelemeyen, gelmeyen tüm beşiktaşlılara sezonun evimizdeki son maçından önce teşekkürlerimi gönderiyorum, özellikle bu maçta yerlerini alanlar bir sonrakinde olmayacağı için bu teşekkürü şimdiden iletmeyi uygun buldum. sezon boyunca günahıyla, sevabıyla sesimiz oldular; bazen gönlümüzden geçenleri, bazen hiçbir zaman aklımıza gelmeyecek şeyleri dillendirip bizi pek çok kez gururlandırdılar.

maç klasik inönü atmosferine uygun olarak: üçlü, küfür, romantizm, biraz daha küfür, hafif ıslık, daha da küfür düzeniyle 24. dakikaya kadar geldi. bu dakikadan sonra taraftar sanırım küfredeceklerinin sıralamasında anlaşmazlık yaşayınca gole kadar ıslık ve romantizm ile vakit öldürdük. tosic'in kafasının ardından ufak istisnalar dışında herkesin sırasını savması sağlandı. hatta ikinci golün sevincinde dahi boşluğa hareket çekerek devamlılığımızı koruduk.

ikinci yarı fona "şampiyon olmasan bile" yedirilerek başlandı ve tosic atılana kadar bu ısrar sürdü. hemen ardından love'ın çıkışında maç boyunca kullanılmamış ıslıklarla inatlaşmaya nokta kondu, derken tribünler yetmişinci dakikaya kadar dozu kaçmış bir romantizme daha teslim oldular. yetmişinci dakika ve devamındaki kısa aralık inönü atmosferi ile vodafone park atmosferi arasındaki farkın en belirgin şekilde görüldüğü anlardı. bu potansiyeli bilip evveline, ardına maruz kalmak insanı kederlendiriyor. karşılaşma inönü'den vodafone'a geçişlerle ve tekrar geri dönüşlerle nihayetine erdi.

kayserispor mücadelesiyle taraftar iki senelik birikmişleri hesaptan düştü. maç öncesinde, süresince, sonrasında şenol güneş'e verilen destek ve onun verdiği karşılık günün en akılda kalacak görüntüleriydi.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 20 Mayıs 2018, 09:42:25
sezonun son maçında taraftar, takımınki gibi eksik ve nispeten daha genç bir kadro ile tribünlerde yerini aldı. sivasspor karşılaşmasının kanıtladığı gerçeklerden biri vodafone park tribünlerinin seyreltilmesiyle inönü atmosferine ulaşmanın mümkün oluşuydu, bir diğerinin de kötü gün taraftarının ana iskeletinin genellikle eleştirdiğimiz ve stadın ambiyansına olumsuz etki yaptığını düşündüğümüz gruplar tarafından meydana getirilmesi olduğunu söyleyebilirim.

karşılaşma boyunca bahsedilen bu iki durumun avantajları ve dezavantajları zaman zaman ortaya çıktı. olumlu açıdan bakıldığında en büyük farkın -taraftar sayısının azlığından da yararlanarak- hızlı tepki veren ve tempoyu yüksek tutan bir tribün kontrolü elde edilmesiydi. öyle ki zaten sürekli marşlarla desteklenen ritim, tercih edildiği takdirde ıslığa geçişlerle vodafone park alışkanlıklarına adapte olup ardından tekrar düşüş göstermeden devam edebildi. maçın geneli için yapılacak bir değerlendirmede söylenmesi gerekenlerin ise dünkü işleyişin takımın iç saha başarısına pek katkı vermeyeceğinin kanıtı olacağını sanıyorum. taraftar eski alışkanlıklarından kurtulamamış, oyuncular için handikap yaratacak dengesizlikte bir organizasyonun kontrolü altındaydı. evvelki maçlarda da karşımıza çıkan, fakat farkındalık sahibi olanlar tarafından bastırılan ve ne zaman benzer, hedef dışı bir maç varsa kendini hissettiren bu kontrol kompleksi, dün boşluklardan yararlanıp -hem de sezonun son maçında- anlamsız bir inatla takım ve tribün bütünlüğüne, tabiri caizse, kastetti. oğuzhan, talisca, love ve lens'in sezon içinde benzer tepkilere birkaç kez maruz kaldığını, fakat bunların bir kısmının maskelendiğini de belirtmek lazım. eleştirdiğim asıl şey baba hakkı'nın, süleyman seba'nın ve dahi birçok efsanenin ıslıklandığı tribünlerin akıl almayacak kadar kötü sezon geçiren lens'e bunu yapmış olması değil, yüz yıllık bir kültürün gücünü hâlâ protestoyu takımın başarısından çok kendini tatmin amaçlı kullanmaya argüman üretmek için harcaması.

kısaca dünkü tablo bize; küfürden sürekli ceza yiyen, takımı eksik bırakma potansiyeli olan, manipüle edilmesi oldukça kolay bir topluluğa geri evrilmeyle aramızdaki farkın hepi topu 10-15 bin kişi olduğunu gösterdi. inönü ruhu, onu taşıyanlar vesilesiyle her zaman vodafone park tribünlerinde var olacak; fakat misafir kulüplerin ambiyanstan etkilenip puan alarak döneceği kutsal bir mabetten fazlası için sadece ruhlarımız yetmez. bütünlüğü, özellikle kendi takımına karşı verilen tepkilerde, öfke ile değil; akıl ve sağduyu ile sağlayan bir kültüre öykünmeliyiz. bunun diğer takım taraftarlarını taklit ederek gerçekleşmeyeceğini görmek çok zor olmamalı.

sonuç olarak bir sezonu daha geride bıraktık ve nihayet başarısızlığı tattık. nasıl şampiyonluklarda pay sahibiysek, söz konusu neticeden de üzerimize düşen günahı kabullenip önümüzdeki sezonda diyetini ödemeye kendimizi hazırlamalıyız.

neler yapmadık ki beşiktaş için; kimimiz ömür "feda" dedik, kimimiz "ille hasan" söyledik.

herkese emekleri için teşekkürler.
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 30 Haziran 2018, 10:45:25
Noluyo yeni mesaj dedi mesaj 20 mayis
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 03 Ağustos 2018, 01:55:44
tazelenmiş umutlarla girdiğimiz yeni sezonun sahamızdaki ilk maçı b36 tórshavn ileydi. tribünlerin, takımla paralel olarak hem kadro, hem de konsantrasyon açısından bu karşılaşmayı bir hazırlık mücadelesinden farklı görmediği daha ilk düdük çalmadan anlaşılabiliyordu.

beşiktaş'ın maç başındaki hafif savurgan tavrı, taraftar üstünde eser miktarda savunma tepkisi yaratsa da, 5. dakika itibarıyla kontrolün elimize geçmesi, bu tepkinin yerini tüm maça yayılacak bir rahatlığa bırakmasını sağladı. baskının fazla gerekmediği mücadelelerde tribün bütünlüğünün diri kalmasını temin eden ıslık faktörü geri plana atıldığından taraftar etkileşimleri tabiri caizse "el yordamıyla" yapılmak zorunda kalınıyor. süreklilik üzerinde gedikler açılması, farklı organizasyonların çakışması bunun doğal neticelerinden birkaçı. yaklaşık 10 haftalık aranın neden olduğu özlem ile 10. dakikaya girdiğimizde tribünlerin baskın koroya katılımının yavaşça arttığını gözlemledik, bu katılım son dönemde uğuruna oldukça inanılan "efsane" ile sağlandı. tribünlerdeki dağınıklık teker teker toparlandı ve beş dakika sonra tüm stadın dahil oluşuyla maçtaki ilk tepe noktasına ulaştık. hazırlık maçı için makul bir düzeydi. iş bireyselliğe kadar düşmese de maç boyunca gruplar arasındaki uyumsuzluk tehlike seviyesinin genellikle üzerindeydi. önce küfürler ve "ille hasan" kapışmasına şahit olduk, ardından neredeyse skoru bulmamızdan hemen önceki "kartal gol!" tezahüratına kadar süren arayış ve nihayet 40. dakikaya doğru "sevemez kimse seni" ile bir süre tekrar yakalanan bütünlük. müteakiben yine küfürler, gol ve tekrar küfürlerle ilk yarı geride kaldı.

ikinci yarıya taraftar bayağı hazırlıksız yakalandı, bu geçen sezondan görmeye alışık olduğumuz bir manzara; fakat kronik hale gelip gelmediğini söylemek için ligin başlamasını beklemek en doğrusu olacak. neredeyse on beş dakika süren farklı grupların başka havaları diğerlerine kabul ettirme mücadelesi tezahüratlara katılım için istekli olan taraftarın bile dikkatinin dağılmasıyla sonuçlanan bir kakofoni oluşmasına sebebiyet verdi. çoktan seçmeli savaşın galibi, ellili dakikaların ortalarında fona yerleşen ve aslında bir deplasman şarkısı diye bildiğimiz "bırakmam beşiktaşım seni" oldu. temposu ve niteliği nedeniyle marş dikkat çekecek bir seviyeye ulaşmasa da, tribünlerin tekrar birlikte hareket etmesine en az gol kadar katkı sağladı. kısa süre de olsa taraftar sahada oynanılanın formalite olduğunu unutmuş gibiydi. maçın son yirmi dakikasını fragman tezahüratlar ile tamamladık: optik başkan ve şehitler anıldı; şenol güneş, ilhan mansız, gutiérrez hernández onurlandırıldı, oldukça başarısız bir "dale cavese" girişimi atlattık, biraz ankaragücü, biraz "gündoğdu", "izmir marşı", "bir baba hindi", "şampiyon beşiktaş" -birkaç tane de gol sevinci, love'a ıslık ve destek- hatta "hani bekleyecektin" bile söylendi.

penaltı atan oyuncuyu ıslıklayanları göz ardı edersek, ortalama altı bir performans ile sezona başladığımızı söyleyebiliriz. göz ardı etmezsek -ki etmeyelim- beşiktaş'ı bu sene yalnız bırakmanın cezasının çok ağır olacağını öngörmek mümkün. iki eliniz kanda değilse mutlaka maçlara gidin; eğer kandaysa, ellerinizi iyice yıkayın öyle gidin...

hepimiz için güzel bir yıl diliyorum.



başlığa bir anket yerleştirdim, değerlendirme aslında 10 üzerinden; fakat fazla detaya kaçmadan birkaç kriter eklendi:

maçlarda 10 bin dolayında taraftar olursa anketi 1-7 arasında puanlama ile açacağız.
20 bin civarı için 2 ila 8,
25 bin üstü için 3 ila 9,
30 bin için 3 ila 10,
kapalı gişe olanlarda 4 ila 10 puan arasında değerlendirme yapılacak. böylece hem anket boyunu kısaltmayı, hem de stat doluluğunun göz ardı edilmesini önlemeyi amaçlıyorum.



b36 tórshavn karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 4/10
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Egos - 10 Ağustos 2018, 04:57:13
lask linz karşılaşması, taraftara ligden önce seviyesini test etmesi için son bir fırsat sağlaması açısından oldukça önem taşıyordu. tribünler de bunun bilinciyle küçümsenmesi yeni dertlere yol açabilecek rakibi, maçın geneline yaymaya çalıştıkları sabır ve dikkatle kontrol etmeye çalıştı. çoğunluğun tavrı, farkın da açılmaması neticesinde, turdan çok üç puanlık bir mücadeleye uygun seyretti.

maçın hemen başındaki rakip atakları ve hakem kararları, tam olarak sahanın içinde olmasa da, saha içine gayet yakın bir konumda konuşlanmamıza öncülük etti diyebiliriz. zaten istekli olan tribünler, bu sayede oyuna olan ilgisini uzun süre kopmadan sürdürdü. çoğunluk tarafından geçen sezonun ilk haftasından itibaren tutturulan şampiyonluk şartının bir kenara bırakıldığını belli etmek istercesine maç "şampiyon beşiktaşım ne istersen iste benden!" ve "şampiyon olmasan bile!" arasındaki tercihin ikinciden yana kullanılması ile başladı. ağırlığınca üçlü; rakibin ataklarına, hakem kararlarına karşı ortalama üstü bir konsantrasyon ve canımızın feda olduğuna, ölmeye geldiğimize dair bildirimlerle ilk on dakikayı 1-0 üstün tamamladık. yeri gelmişken söyleyeyim: tribünler takımda gördüğü kıvılcımı yavaş yavaş büyüterek devre sonuna kadar bir yangına çevirdi. benim gördüğüm gruplar arasındaki uyumsuzluğun ortadan kaldırılmasıyla, bahsettiğim yangının cehennemin bir parçası olabileceği.

10 ila 20. dakikaların bir kısmı tribünler arası mücadele ile diğer bir kısmı ise el yordamıyla oluşturulan bütünlükle geride bırakıldı. 15. dakikanın sonrasında ağır aksak olsa da sağlanan bütünlük neredeyse hiç kendini kaybetmeden 20. dakikanın başlarında "efsane" ile taçlandırıldı ve tribündekiler birer birer reklam panolarının üzerinden atlayarak sahaya girmeye başladı. her şeyin dört dörtlük olduğunu söyleyemem, hatta otuzuncu dakikadan sonra birçok denemenin karşılıksız kaldığını, bayağı sendelemelerin yaşandığını gördük; fakat dakikalar kırkı gösterdiğinde, takım soyunma odasına gidene kadar sönmeyecek bir yangın tüm beşiktaş'ı sarmış, herkesi "güneşli günler"e inandırmıştı. o zaman diliminde sahadaki rakibi, tabeladaki skoru, geçilecek turu tribünlerin yarattığı umut yanında teferruat kadar değerli saymıyorum.

ikinci yarıya, önceki kırk beş dakikadan farklı olarak, taraftar oyunun merkezinde başladı. bunda rakip futbolcuların hareketlerinin ve hakemin maç başından itibaren deplasman takımı için gösterdiği hoşgörünün rolü büyük. yine de ıslığın oluşturduğu baskının yanına ellinci dakikaların ortalarına kadar tezahürat etkenini dahil edemedik. frekansı bir türlü tutmayan, senkronize olmaktan çok baskın olmayı amaçlayan girişimler on dakika kadar sürdü. sonunda uğultu biçiminde sahaya çöken kaosu "sevemez kimse seni" ile dağıtmayı bildik. en iyi performanslarımızdan biri değildi, ama yaklaşık 5-6 dakika ıslık ve tezahürat birbiri ardına yerleştirilmiş ilmekler gibi rakip takımın sürekliliğine ket vurdu, sürecin sonunda karşılaşmadaki ilk sarı kartın çıktığını da ifade edelim. bu dakikanın ardından taraftarlar küçük gruplar halinde tribündeki yerlerine dönmeye başladılar. tribünlerden evlere dönüş ise "lig dördüncülüğü sponsorluğunda" icra edilen "ille hasan" türküsüyle müjdelendi. beşiktaşlılar tam olarak sessizliğe gömülmeden önce quaresma'nın dönüşünü kutladılar, ona nazire yaparcasına "âşığım sana" ve "beşiktaş'ım benim" söylendi, en son yetmişinci dakikaların ortasında hep birlikte "beşiktaş'sın sen" ile mufassal kıssa sona erdi. geri kalan 20 dakikada uyku ile uyanıklık arasında sadece "kartal gol!" çağırışlarının dikkate değer bir etki yarattığını söyleyebilirim.

taraftar sezonun ikinci maçında, en azından 75 dakika boyunca, ilkinden çok daha dikkatli ve disiplinliydi. oyunun büyük bölümünde geriye düşmedi ve ona verilen malzemeleri makul şekilde kullandı. yoktan var etmemiş olabiliriz, ama var olanı da görmezden gelmedik.

bu arada akhisar maçında kızlar teklif ediyormuş, ona göre...



:lask linz karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 4/10
Başlık 12.08.2018 Beşiktaş-Akhisarspor Maçı
Gönderen Egos - 13 Ağustos 2018, 03:56:29
ligin ilk maçında tribün performansını belirleyen ana unsur seyirci sayısındaki artış oldu. 10 günde üçüncü maçına çıkan taraftarın çoğunun rotasyona giremediği için düştüğü durum shakira karşısında hibrit çimin düştüğünden farksızdı.

ilk yarı için olumsuz konuşmanın haksızlık olacağını sanıyorum. taraftarın 45 dakika genelinde sahadaki oyunu kollayıp tepkilerini ona göre konumlandırmayı başardığını gördük. her şey biraz eksikti, fakat yok yoktu diyebiliriz. tribündeki boşlukların azalmasının en belirgin etkisi ıslık, alkış tepkilerindeki süreklilikte hissedildi. yaklaşık 17 dakika -bu dakikadaki kısa süreli "kartal gol!" yoğunluğuna kadar- aramıza yeni katılanların ısınma süreciyle düşük frekansta, sonraki beşer dakikalar "efsane" ve el yordamıyla hazırlanan "musalla" süreci ise yüksek frekansta geçti. fonda hep çeşitlilik, çaba, hatta bir istikamet mevcuttu; bu tezahüratlar uğultu düzeyini geçebilecek seviyeye nadir olarak ulaşabildi, yalnız bahsettiğim uğultunun dahi rakip üzerinde baskı unsuru olduğunu da eklemeliyim. taraftar bu mırıldanmalara katılmaktan çok, kişisel reaksiyonlarla destek vermeyi yerinde buldu, güçlü bir etkileşim söz konusuydu. önceki denemelerde değil belki, ama attığımız golleri takip eden aralıklardaki "güneşli günler" iştirakleri temelden başlayıp tepeye kadar erişen ve ahengin yakalanabildiği ender dakikalardı.

ikinci yarı için ise konuşmanın haksızlık olacağını sanıyorum. sanki devre arasında tribünler sahadan ellişer metre uzaklaştırılmış gibi bir hâl vardı. hatta yediğimiz gole rağmen ıslıklarda bile yeterli katılımı sağlayamadığımız oldu, yetmişinci dakikaya kadar bu bocalamaya zaman zaman rastlandı. son 20-25 dakikayı tribünler savunma güvenliğini üst seviyede tutup ender de olsa takımı ileri taşımak için fırsatları değerlendirerek geçirdi, saman alevinden hallice atak denemelerinin çoğunun -özellikle top rakipteyken ısrarla sürdürülmeye çalışılanların- saha ile aramızdaki uzaklıkta kaybolup gittiğini söylemek mümkün, en akılda kalanının yetmişli dakikaların sonlarına denk gelen, 10-15 saniyelik "saldır beşiktaş'ım" tezahüratı olması durumu özetler muhtemelen. ıslık ve alkıştaki sürekliliğin, şiddetin istenildiği takdirde mesafe tanımadığının, ayrıca seyirci sayısı arttıkça küfre ve oyunculara yönelik protestoya tepkinin arttığının da altını çizmek gerek.

tribünlerde hâlâ hem nicelik hem de nitelik açısından eksiklerimiz olduğunu ifade etmeliyim. bunları gidermek başarı ile aramızdaki tüm engelleri kaldırmayabilir, ama başarısızlığa karşı direncimize kayda değer bir katkı sağlayacağı kesin.



akhisarspor karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 4/10
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen mylife1903 - 13 Ağustos 2018, 07:22:20
Ben 1 bir verecektim notlar ucten basliyor, sonra algici ben oluyorum
1-5 kadar yapin notlamayi
Ben begenmedim taraftari, musalla tasi falan soylendi, bi ara bir faul sonrasi medele caldi galiba bulo bi 10 dakika cok iyiydi taraftar sonra temposu dustu, semtin kalbindeki stadi dolduramiyoruz bunun sebepleri arastirilmali.

Okul projem var kabatas erkek, besiktas anadolu ne bilem besikta simam hatip bu okullardaki ogrencilere bilet verilsin, ozellikle kabatasin yatili ogrencilerine abileri onlari getirir
Hala var mi yatili okuma yoksa caresizlikten abuk sabuk yurtlarda mi kaliyor ogrenciler
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen Necmi - 14 Ağustos 2018, 03:30:02
Ben 1 bir verecektim notlar ucten basliyor, sonra algici ben oluyorum
1-5 kadar yapin notlamayi
Ben begenmedim taraftari, musalla tasi falan soylendi, bi ara bir faul sonrasi medele caldi galiba bulo bi 10 dakika cok iyiydi taraftar sonra temposu dustu, semtin kalbindeki stadi dolduramiyoruz bunun sebepleri arastirilmali.

Okul projem var kabatas erkek, besiktas anadolu ne bilem besikta simam hatip bu okullardaki ogrencilere bilet verilsin, ozellikle kabatasin yatili ogrencilerine abileri onlari getirir
Hala var mi yatili okuma yoksa caresizlikten abuk sabuk yurtlarda mi kaliyor ogrenciler
hangi bileti vereceksin bilet olmuyorki boş yerler satılmış koltuklar koltuğun sahibi gelmiyorsa kim ne yapabilir
devir hakkını sınırladılar buda koltukların boş kalmasına neden oluyor ama sınırlamakta haklılardı alınan en doğru karar
bu oldu. Ergenlerin tribüne girip başkaların biletleriyle taraftar yuhalamalarına müsade etmemek en doğrusu
para vererek gelen Beşiktaş sevgisi için gelir Beşiktaş sevgisi olanda oyuncusunu sahada yuhalamaz.
Bu tip profil olacağına tribünde koltuklar boş kalsın daha iyi.
Başlık 26.08.2018 Beşiktaş-Antalyaspor Maçı
Gönderen Egos - 27 Ağustos 2018, 04:11:52
antalyaspor maçı için fazla söz söylemek anlamsız; bu maçla beşiktaş'ın asıl ihtiyacının bir kaleci, bir sağ bek, bir orta saha ya da bir santrfordan daha çok 30-40 bin civarı taraftar transfer etmek olduğunu gördük.

tribündeki arkadaşlar da hayatlarına futbolcu, yorumcu, teknik direktör, kulüp başkanı, yönetici, menajer, profesör, sosyal medya fenomeni, sinema ya da tiyatro eleştirmeni olarak devam edebilirler; belli ki taraftarlık onların harcı değil.
Başlık 30.08.2018 Beşiktaş-Partizan Maçı
Gönderen Egos - 31 Ağustos 2018, 01:09:23
avrupa ligi ön elemesindeki son adım, beşiktaş taraftarının tribüne dönüş sinyali vermesi açısından önemliydi. sinyal zaman zaman kesintiye uğrasa da; çatlağın, taraftar hakkındaki umutsuzluğu büyütmeyi gerektirecek kadar derin olmadığını gördük.

taraftar karşılaşmaya, ilk düdüğünün gecikmesine olan tepkiyi harmanlayarak uzun zamandır yapılan en iyi üçlü ile başladı. maçtan önceki enerjinin, bazı çevresel faktörlerin de vasıtasıyla, yarım dakikaya sıkıştırılması, katılım oranını ve şiddetinin bu kadar yüksek biçimde kullanılması uzun süredir unuttuğumuz görüntülerden biriydi. ilk yarının büyük bölümünü atak organizasyonu açısından zayıf, savunma organizasyonu açısından iyi notla değerlendirmek galiba makul olacaktır; atak organizasyonları yaklaşık 40. dakikaya kadar geçer not alamadı; fakat savunma yirmili dakikaların başlarındaki bocalama dışında hep üst düzeydeydi. top takımdayken yaşanan kaosun nedeninin tribünler arası liderlik savaşı kadar, rakibin baskılanmasında daha iyi bir silah sayılan ıslığa katılımın kolaylığı olduğunu da belirtmek gerek; fakat bu seferlik öncü bir tribün grubunun kabullenilememesi üzerinde durmayı elzem sayıyorum. maç boyunca neredeyse hiç boşluk vermeden, birbirleri üstüne çakışarak çoğunluk elde etmeye çalışan gruplar sanki kendi dinletilerini vermeye gelmiş korolara benziyorlar. atmosfere, kötü tercihlerin, popüler tercihleri izlediği bir döngüden öteye gidemeyen ve takımın oyununa bağlı olarak bazen tamamen unutulan, duymazlıktan gelinen; fakat sürekli var olduğu bilinen bir fon müziği ekleniyor. bu alev alabilen yoğunluk, genellikle kısa süreli patlamalarda kendine destekçi bulabiliyor. ilk yarı bu patlamalar gollere rağmen hemen hemen hiç yaşanmadı; ancak 40. dakika civarı benim el yordamı diye isimlendirdiğim, tribünler arası çağrıların -ki bunu sağlamak için gerçekten inat edildi- sayesinde beş dakikalık bir organizasyon bütünlüğü izledik. 45. dakikada doyuma ulaşan bu eylem, önce yerini fragman tezahüratlara, nihayetinde 5. uzatma dakikasında küfre bıraktı. yarının tümü değerlendirildiğinde rakibi baskılama ve takımdaki oyuncuları destekleme yollarının çok etkili kullanıldığını, tezahüratlarda ise mırıldanma düzeyini aşmakta zorlandığımızı söyleyebiliriz.

ikinci yarıya, ilk yarı göklerden inen üçlünün, yer altından notlar şeklinde icra edilmesiyle başladık. herhalde tüm tribünler üçlüyü kağıt kalemle yazsalar daha çok ses çıkardı. top rakibin kontrolünde olmasına rağmen ıslık performansında yaşanan gerileme, fonda bir ya da birden fazla marşla ve orta derecede uğultuyla düşük tempolu bir hava oluşturdu. yaklaşık 10 dakika süren bu uyku havası, arka plana "efsane"nin eklenmesiyle yavaş yavaş dağıldı, ikinci 10 dakikalık periyot, belki hakkını tam olarak vermeden; fakat uykuya dalma ihtimalinden çok uzak bir biçimde "efsane" ile geçti, bu aralık ıslık performansının da yeterli düzeye gelmesine oldukça yardım etti. tribünler altmışların ortasından sonra maça tam anlamıyla ısınmıştı diyebiliriz. peki bu enerji nasıl değerlendirdi? tabii ki "dale cavese" garabetiyle; yalnız bu sefer kerameti kendinden menkul bu çoşkunluk gol yememizle değil, gol atmamızla taçlandı ve kazanın doğurduğuna hepimizi inandırdı. ben yine de kendisine yüz verilmemesini, en azından kazanların ölümsüzlüğü için gerekli sayıyorum. dale cavese ardından gelen son on beş dakikalık bölümde fragman tezahüratlar hakimdi. arada saman alevi gibi parlayan görkemli bir "ille hasan" bile dinledik, tabii ki lig dördüncülüğü sponsporluğunda... 30 ağustos'un hakkı verildi, şenol güneş selamlandı, rakiplere sövüldü ve bir avrupa mücadelesi de alkışlarla nihayetine erdi.

partizan maçı taraftar için umut verici bir sınav mıydı, bilmiyorum; fakat umut kırıcı olmadığı kesin. aksaklıklar ıslıkların arasından fark edilecek kadar belirgindi, düzlüğe çıkış yolları da öyle. bundan sonrası beşiktaş tribünlerinin yapacağı seçimle belli olacak, eğer beklentiler ve boşluklar azalırsa her maça 1-0 önde başladığımız günlere dönmek zor değil.

bu arada yeni malatya maçında, erkekler teklif ediyormuş, ona göre...

her kesimden taraftar lazım, koltukları sahipsiz bırakmayalım.



partizan karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 5/10
Başlık Ynt: Tribün Performansımız
Gönderen AmaralGürses - 03 Eylül 2018, 12:10:02
Şu video beni epey sarstı.. 45 maçlık serinin kaybedilmesi kadar..

https://www.youtube.com/watch?v=ETo8fxqRlV0
Başlık 15.08.2018 Beşiktaş-Yeni Malatyaspor Maçı
Gönderen Egos - 16 Eylül 2018, 01:16:39
yeni malatya karşılaşmasının ilk yarısına tribünler gayet istekli, yüksek tempoyla girdi ve yaklaşık üç dakika boyunca düşmana cehennemi yaşattık. bu bağlamda maçın başladığına dair çevre semtleri ikaz için görevlendirilmiş binlerce kişinin işlerini hakkıyla yaptıklarını söylemek mümkün. aslında olayın taraftarlık boyutunu konuşmanın hepinize haksızlık olacağı kanaatindeyim, ama nasıl olsa haksızlığa pek sesiniz çıkmıyor: ilk yarı kötü bir dinletiye gelmiş grupların homurdanmalarına şahit olduk. 45 dakika süresince ıslığa katılım; marşlardaki seviye, uyum; tribünler arası etkileşim neredeyse yoktu. ahenge en yaklaştığımız hadise yirminci dakikaların başlarına denk gelen bir tarafın "musalla!" diğer tarafın "ölümüne!" diye bağırdığı süreçti, anlatımlarda farklılık olsa da olayın tribün, cami, mezarlık üçgeninde geçtiği konusunda, en azından birkaç kişi, fikir birliği sağlayabildik. ancak oyun durduğunda ya da kaleci atışlarında ıslık düzeyi yükseltilebiliyordu, ki bu son zamanlarda alışkın olduğumuz seviyenin bile gerisindeydi. özellikle marş söyleyen gruplar birbirlerinin cephanelerini bitirmek için uğraşıyor gibiler, "hangimiz daha çok marş mırıldanacağız?" yarışının galibi bu hafta da belirlenemedi. stattaki zeminin neden bu kadar kötü olduğuna cevabı ilk 45 dakikalık atmosferden örnekler alıp test ederek bulabiliriz. bence öyle bir ortama canlılık iddiası bulunan herhangi bir şeyin dayanmasına imkân yok. ilk yarı kâh uyuyarak, kâh musalla taşında, kâh ölümüne, evvelinden itibaren küfürle geçti ve başladığı skorla sona erdi.

ikinci yarı oyuna tribünlerden önce takım tepki koydu ve bunun taraftara sirayetine şahitlik ettik. ilk 45 dakikada bulunamayan bahane, ikinci başlangıç düdüğüyle sahada varlığını hissettiriyordu ve nihayet ellinci dakikaların başlarında pepe ile bu hissiyat skor tabelasında da yerini aldı. gol dakikasından sonra taraftar, konsantrasyonu yükselterek 20-25 dakikalık bir bölümle mücadelenin yüküne ortak oldu ve bir kez daha nihayet dakikalar yetmiş beşi gösterdiğinde maç başındaki ikaz görevini çevre semtlerin yanına yönetimi de ekleyerek tekrarladı. emir, vodafone park tarihinin ilk yönetim eleştirisi olarak, büyük yerden geldi: "yönetim uyuma, beşiktaş'a sahip çık!" bu asılların, vekillere uzun zaman sonra ilk çağrısıydı ve tek seferle sınırlı kalmayacağının altı karşılaşma sona ermeden bir kez daha çizildi. son yirmi dakikada rakibe küfür ve birkaç istisna dışında tribünlerin ortak kurdukları nadir cümlelerden birinin bu olması meselenin ciddiyetini kavramak için yeterli gelir sanıyorum.

yeni malatya mücadelesinde, önce uyananın diğerlerini dürtüklemesine bolca şahit olduk: başta teknik ekip durumun ciddiyetine vardı, takımı uyandırdı; ardından takımdaki harekete tribünler katıldı ve son olarak henüz güzellik uykusu bitmemiş yönetime "güzelliğin on par'etmez" dendi... ve zamanı geldi, herkes uykusunu aldıysa sezona başlıyoruz.



yeni malatyaspor karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 6,5/10
Başlık 20.09.2018 Beşiktaş-Sarpsborg 08 Maçı
Gönderen Egos - 21 Eylül 2018, 00:06:53
önceleri taraftar takımın ne oynayacağını bilmenin güvencesiyle kendi üzerine düşen görevi en iyi şekilde gerçekleştirmek için çabalıyordu, sonra sistem biraz değişti ve tribünler içinden, takımın hangi oyunu oynaması gerektiğine dair anlaşmazlığa düşen gruplar işlerini savsaklamaya başladılar, daha yakın bir geçmişte sahada ne oynandığını anlamaya çalışanlar da mevcut kitleye eklenince bütünlükteki aksaklık iyice su yüzüne çıktı. son maçlarda ve özellikle dünkü ilk yarıda "fener'e ne zaman küfredeceğiz" gençliğine ek olarak sahaya baktıkça patates fiyatları aklına gelip kahrolan çoğunluğun destekten uzaklaşması, tıpkı takım gibi tribünlerin de ilk yarıyı çöpe atmasına yol açtı. benim görüşüm fikret orman'ın sahayı -hazır bu kadar yaklaşmışken- patates tarlasına çevirip ek gelir sağlamayı planladığı yönünde, muhtemelen patateste bu potansiyel varken hibrit patates satışından gelen paranın borçlara hayli yeteceğini düşünüyordur.

taraftar sayısı maç başında düşündüğümden az, ilerleyen dakikalarda fazla, sonlarına doğru ise çok daha az olarak seyretti. sanırım ortalamasını alıp düşüncelerimde haklı çıktığımı söyleyebilirim.

ilk yarıyı ben de çöpe atıyorum: birkaç kartal, biraz efsanenin, sona doğru mırıl mırıl aşk hikâyesine döndüğü benzer kurgulara ihtiyacınız varsa size en yakın masal kitabını açıp okumanızı tavsiye ederim, uykuya daha heyecanlı bir başlangıç yaparsınız.

ikinci yarıda ise küçük bir umut ışığının tribünleri nasıl kendine getirdiğini gördük, takımın eser miktarda pas yapması, golün geleceğine olan inancı artırması, ellinci dakikaların başında ilk kez düzgün bir destek ile karşılığını buldu ve akabinde de golümüz geldi. abartmaya gerek yok, ama ellinci dakikadan başlayan yaklaşık yirmi dakikalık periyot tribündeki sayımızla ve oyuna iştirakimizle en üst noktaya ulaştığımız aralıktı. son düdüğe kadar bu iki nicelik de her saniye kendinden ödün vererek varlığını sürdürmeye çalıştı, mahalle baskısı ile yapılan "dale cavese" dışında bütünlük, ancak üçüncü golün haykırışlarıyla sınırlı kaldı.

ilk yarısı, rakibi, sahası ve santrforu olmayan bir karşılaşmaydı. tribünler bir vardı bir yoktu, dolayısıyla uyuttu. bu açıdan kimimiz için rüya gibi geçen bir maçı geride bıraktık diyebiliriz. gelecek hibrit patateste! orta sahadan ekmeye başlasak borç kolaylanır; kale direkleri yerine de ceviz ağacı dikilir, yeter ki kimsenin gönlü kalmasın.



sarpsborg karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 5/10
Başlık 29.09.2018 Beşiktaş-Kayserispor Maçı
Gönderen Egos - 30 Eylül 2018, 11:47:03
dün taraftar maça tribünler yerine sahanın içinde başlamayı tercih etti. ilk yarıyı oldukça yüksek bir tempo ile rakibi baskılayarak geçirdik. derecelendirmek gerekirse gole kadar olan bölüm, gol ile ilk yarının son düdüğü arası ve ikinci yarı olarak üç kademe belirleyebiliriz.

ilk iki kademede sessizlikte bile muhatabını boğan bir atmosfer mevcuttu. seyirci sayısı ya da katılım oranı düştüğünde belirginleşen marazlar sona ermemesine rağmen, tribünlerin oyunun içinde oluşu bunların etkisini azalttı. kontrolün bir kısmının marş söyleyen gruplardan alınması onlar arasındaki uyumsuzluğun yansımalarını inceltince çoğumuz deplasman takımının gol yiyeceği dakikayı beklemeye başladık. böyle ortamlarda beşiktaşlı oyuncuların sahadaki varlığı takımın 1-0 öne geçmesi için uygulanan prosedüre ait ufak bir detaya dönüşüyor; fakat 1-0'dan sonraki sürecin tüm yükü genellikle oyuncuların omuzlarına bırakılıyor. dün de skor bulunduktan sonraki yaklaşık on dakikalık bölüm haricinde tüm iş oyunculara yüklendi, tribünler ilk 45 dakikayı önde kapatmanın stattan ayrılmak için yeterli olduğuna kanaat getirmişlerdi.

maça, iyi bir destek ve yüksek ıslık konsantrasyonu sağlanarak başlandı. saha ile olan etkileşim üst seviyedeydi; bunun tribünler arası iletişimi olumsuz etkilediğini söyleyebilirim, fakat tribün performansının iyileşmesi 'müşabih aksiliklerin teferruat addedilmesine' yol açıyor. ayrıca katılım düşükken de tribünler arası uyumun pek üst seviyelerde olmadığını eklemek lazım. yine bir taraf "musalla" derken, diğer taraf "ölümüne" diye bastırabiliyor; marşlara katılımın ilgisizlik değil ıslık nedeniyle düşmesinin atmosferde olumsuz bir tesir yarattığını söylemek güç. aynı sebeplerden dolayı ilk yarı boyunca birçok karşılıksız denemeye rastladık, takımı atağa çıkarma mahiyetindeki uğraşlar genellikle "yöresel faaliyet" olmakla sınırlı kaldı, fakat özellikle gole kadar olan bölümde üst seviyede örnekler vermeyi başardık. 1-0'ın ardından çoğunluk görevini skoru korumak olarak belirledi, en azından ilk yarı sonuna dek böyle gözüktü.

ikinci yarı ise beşiktaş taraftarı sahadan çekilmiş, hatta bu çekilmeyi daha önce rastladıklarımıza benzer şekilde salonlarındaki kanepeye değin yapmış gibiydi, ellerinde çay ya da kahve ile sıcak koltuklarında maçın bitmesini beklediler; arada çok ısrar edilirse balkona çıkıp birkaç tezahürata katkı sağladılar, bazıları göz ardı edilemeyecek ölçüde güzeldi. on beş dakikalık arada böyle kapsamlı eve dönüşlerin nasıl planlandığını çözmek zor. öyle ki taraftarı tribüne döndürmek için "ille hasan" bile söylendi, ama kimse oralı olmadı. ikinci yarının ortalarına doğru "gücüne güç katmaya geldik" ile ateşlenen yöresel faaliyetler golden sonra "karanlık kuruldu geceye" ile zirveye ulaştı ve nihayet yetmişinci dakikaların sonunda "sevemez kimse seni" vasıtasıyla tüm stada yayıldı. eğrisi, doğrusu yaklaşık 10 dakikalık bu birliktelik bile "iyi ki beşiktaşlıyım." dedirtecek etkiye sahipti; elinde çay, kahve ile televizyon başında takımını destekleyen taraftar ne kadar evindeyse biz de o kadar evimizdeydik. son bölüm jenerikle geçti, ilkten "gündoğdu" serpiştirilip kapanış yapıldı; ardından teknik ekip tanıtıldı, karşılaşmanın hakeminin her verdiği karar yoğun ıslıklarla parsellenip kulağı çınlatıldı.

eleştirilecek çok şey mevcut. neticede taraftarın da, teknik ekibin de, oyuncuların da, hatta başkanın da gözünün üstünde kaşı var. olmayanı oldu sayıp kurguladıklarımız dışında olanı da değerlendireceğiz. bu haftanın olanı 3 puan ve geleceğe dair umutların yeşermesiydi; belki hibrit patates fikrimiz suya düşecek, ama yerine uyumlu takım ve güzel oyun fantezilerimizi koyabiliriz. sonraki maç yüz yıllık aranın ardından, vadesi dolmayanlar mutlaka statta yerini alsın; bir ayağınız zaten çukurda olacak, ikincisini de "çukur"a alıştırın.



kayserispor karşılaşması için yapılan anket sonuçlandı, forum üyelerinin bu maç için beşiktaş tribünlerine verdikleri puan: 5/10