Konjonktürü de dikkate alarak biraz önce 1996-1997 sezonu Vanspor-Beşiktaş (Sergen'in frikiğe smaç), İstanbulspor-Galatasaray (Arif'in yalan penaltısı-gerçi Hagi'nin bir penaltısını vermemiş), Beşiktaş-Galatasaray (Amokachi'ye ucuz iki sarı kart ve Hakan Şükür'e uyduruk penaltı) maçlarını izledim, şampiyonluğun elimizden nasıl alındığını görüp yine dellendim. 4 kere üst üste şampiyon olma ve Terim'in imparator olma hikayesinin o sezonla başlaması beni çıldırtıyor. Bugün futbol tarihi bambaşka yazılmış, Rasim Kara bambaşka bir kariyere sahip olmuş olabilirdi.
Onun için bu sezon çok önemli. Son 20 yılda arada bir şampiyon olan takım hüviyetinden kurtulmak için ikinci şampiyonluğu da almak gerekli. En büyüğün Beşiktaş olduğunu, yeniden şampiyonlukları seriye bağlayacağını kafalarına vura vura öğretmeliyiz. Haydi yönetim, iyi bir stoper al, Caner'i al, Nasri olmasa da bu takım şampiyon olur (olursa ballı börek olur o ayrı
). Haydi taraftar, geçen sezondan daha da sıkı kenetlenelim, tribünler, sosyal medya fark etmez her cephede camia bütünlüğü ile takımın arkasında olalım.